Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/640 E. 2022/134 K. 04.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/640
KARAR NO : 2022/134

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/04/2021
KARAR TARİHİ : 04/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile Davalı … ‘nun … plaka sayılı aracı ile seyir halindeyken müvekkilinin babası ….’a çarparak ölümüne neden olduğunu, müvekkilinin babasının ölümüne yaşadığı üzüntünün yanı sıra müvekkilinin maddi sıkıntıya girdiğini, müvekkilinin bu kayıplarının kazaya karışan arabanın o zamandaki sigorta şirketinden ve ölüme sebep olan kişi tarafından karşılanması gerektiğini beyanla; belirsiz manevi tazminat taleplerinin, ıslah hakları saklı kalmak kaydıyla kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesi ile huzurda görülmekte olan dava ticari dava niteliğinde olduğundan arabulucuya başvurulmasının dava şartı olduğunu, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesini, dava dilekçesinde … plakalı aracın karıştığı kazadan dolayı talepte bulunulmuş ise de aracın müvekkili şirket nezdinde kaza tarihini kapsayan düzenlenmiş bir trafik sigortası bulunmadığını, somut olayda müvekkili şirkete davacılar yönünden herhangi bir başvuru yapılmadan huzurdaki davanın ikame edildiğini dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesini, kazaya sebep olan olayda öncelikle kusur durumunun net ve kesin olarak tespitinin gerektiğini, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı …. vekili cevap dilekçesi ile davacı tarafın, manevi tazminat davasını belirsiz alacak davası şeklinde açmasının hukuken mümkün olmadığını, davacı tarafın herhangi bir manevi tazminat miktarı belirlemeden açmış olduğu iş bu davanın manevi tazminata ilişkin kısmının hukuki yarar yokluğundan usulden reddi gerektiğini, davacı tarafın davasının tamamen haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkilinin kesinlikle davacının babasına çarparak ölümüne sebep olmadığını, maktule çarpan aracın siyah renkli olduğunu, müvekkilinin aracının ise beyaz renkli olduğunu, araçta çarpmaya dair en ufak bir iz bulunmadığını, davasının belirsiz alacak davası şekilde açılamayacağı ve davanın değerinin belirtilmeden manevi tazminat davası açılamayacağından davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine, maktule çarpan kişinin müvekkili olmaması sebebiyle müvekkilinin olayda en ufak bir kusurunun olmadığı gözetilerek haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Büyükçekmece ….. Asliye Hukuk Mahkemesinin …. Esas, …. sayılı görevsizlik kararı ile dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara ….. Asliye Ceza Mahkemesi, … İlçe Emniyet Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
Dava,haksız fiile dayalı tazminat talebine ilişkindir.
HMK’nun 115 nci maddesinde ise ” (1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.(2) Mahkeme,dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 114/1. md. de dava şartları tahdidi olarak sayıldıktan sonra 2.fıkrada “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” denilmiştir.
7155 sayılı Kanun’un 20 nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A md ile bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak belirtilmiş,Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülecek olan bazı davalarda,dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı hâline getirilmiştir.
Yine 7155 sayılı Yasa ile değişik 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanu- nu’nun 18/A maddesi hükmünde “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden redde- dileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
“…İlk derece mahkemesi’nce “…Huzurda açılan dava, ticari şirketler arasındaki ticari işten kaynaklandığı için mahkememizin görevli olduğu, davanın görevsiz asliye hukuk mahkemesinde 04.11.2019 tarihinde açıldığı, 05.11.2019 tarihinde verilen görevsizlik kararı sonrası davacı vekilinin dava şartı kapsamında arabulucuya başvurduğu, tarafların anlaşamadığına dair anlaşmazlık son tutanağının 13.12.2019 tarihinde düzenlendiği, davacı vekilinin 16.03.2020 tarihinde dosyanın görevli Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesi için başvuruda bulunduğu, görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine dosyanın mahkememize gönderildiği, görevsiz mahkemede dava açılmış olsa bile davanın açılma tarihinin görevsiz mahkemeye başvurma tarihi olduğu göz önüne alındığında davanın görevsiz mahkemeye açıldığı tarihte arabulucuk dava şartı yerine getirilmediği, 7155 sayılı kanun ile ticari davalarda zorunlu hale getirilen arabuluculuğun tamamlanabilir bir dava şartı olmadığı anlaşılmakla dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden REDDİNE…” karar verilmiştir. İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava şartı noksanlığının hükümden evvel, mahkemece fark edilmeden ve taraflarca ileri sürülmeden tamamlanmış olduğunu, arabuluculuk anlaşma tutanağı tarihi 13.12.2019 iken eldeki davanın Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesi …. esas sayılı dosyasına kaydının yapıldığı tarihin 21.07.2020 olduğunu, hal bu iken arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı gerekçesiyle işbu davanın usulden reddine karar verilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Uyuşmazlık, dava şartı arabuluculuk koşulunun yerine getirilip getirilmediği noktasında toplanmaktadır.HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına; 6325 Sayılı HUAK’nın 18/A, 2 fıkrasına göre dava açılmadan önce arabulucuya başvurup anlaşamama tutanağının (son tutanağın) aslının veya onaylı örneğinin dava dilekçesine eklenmesinin zorunlu olup, davanın arabulucuya başvuru yapılmadan, doğrudan açıldığının sabit olmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir…” T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi, …. Hukuk Dairesi, …. Esas, … Karar.
Dosya tüm deliler ile birlikte değerlendirildiğinde; dava açılmadan önce arabulucuya başvurup anlaşamama tutanağının (son tutanağın) aslının veya onaylı örneğinin dava dilekçesine eklenmesinin zorunlu olup, davanın arabulucuya başvuru yapılmadan, doğrudan açıldığı anlaşılmakla davanın 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca arabulucuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK 114/2 ve 115/2 md gereğince,arabulucuya başvuruya ilişkin dava şartının noksanlığı nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Peşin alınan 59,30-TL harçtan, 80,70-TL ilam harcının mahsubu ile, bakiye 21,40-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3- Davacı tarafça sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
5-Davalıların kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen 1.000,00 -TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
6- Karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Dair tarafların yokluğunda HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 04/02/2022

Katip ….
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”