Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/637 E. 2022/884 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/637 Esas
KARAR NO : 2022/884

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 28/07/2021
KARAR TARİHİ : 20/09/2022
K.YAZIM TARİHİ : 26/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri şirketin uluslararası hava taşıma hizmeti vermekte olduğu, davalı tarafa verilen taşıma hizmeti sonucu keşide edilen 3 adet faturanın (25/01/2021 tarihli 1.964,74 TL tutarlı, 31/01/2021 tarihli 196,71 TL tutarlı, 28/02/2021 tarihli 5.936,08 TL tutarlı) bedelinin ödenmediği, bu nedenle davalı hakkında Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı tarafın borca ve ferilerine itiraz ettiği, icra takibinin haksız ve kötü niyetli bir şekilde durdurulduğu, davalının yapmış olduğu itirazların yerinde olmadığı, reddinin gerektiği, müvekkillerinin davalı yan ile aralarında oluşan cari hesap ilişkisine istinaden davalı yana yasa ve uluslararası kurallar çerçevesinde hizmet verdiği ve verilen hizmetle ilgili olarak oluşan bedelin ödenmesini talep ettiği, 397 sayılı VUK Genel Tebliğ ve diğer mevzuat hükümlerine uygun olarak faturaların gönderildiği, yasal süresi içerisinde itiraz edilen/iade edilen fatura söz konusu olmadığı, bu nedenle yerleşik Yargıtay kararları ve TTK 21/2 uyarınca davalı tarafça fatura içeriğini kabul etmiş sayılmakta olduğu, bununla birlikte davalı yana taşıma hizmetinin yapıldığına ilişkin konşimento örneğinin de dilekçe ekinde sunulduğu, açıklanan sebeplerle, icra takibine kötü niyetli bir şekilde itiraz eden davalının takibe konu itirazının iptaline, takibin devamına, takip sonrası asıl alacağa avans faizi uygulanması ile alacağın tahsiline, haksız itiraz için alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatı ödemesine ve yargılama masrafları ile ücret-i vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi arz ve talep edilmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilleri hakkında başlatılan icra takibine konu faturalardan 28.02.2021 tarihli olan faturada gönderici kısmında ……. A.Ş. yazmakta olduğu, söz konusu faturanın içeriğinde fatura değişikliği yapıldığı, söz konusu eşyaların…… A.Ş.’ye ait olduğu, faturanın bu firmaya kesilmesi gerekirken faturanın kendilerine kesildiği, taşımaya konu eşyaların İlsan firmasına ait olduğu, gönderici kişi …. olduğuna göre kargo ücretini de ödemesi gereken kişi …… A.Ş. Olduğu, davacı ve dava dışı …….. A.Ş. arasındaki e-mail yazışmalarından da anlaşılacağı üzere taşıma hizmetine konu olan malların ….. ve Tic.’ne ait olduğu, müvekkillerinin izni, bilgisi ve rızası dışında müvekkillerine fatura düzenlendiği, Faturanın varlığının tek başına borcun varlığına delil teşkil etmediği, faturanın aksinin fatura içeriği ile sabit olduğu, çünkü gönderici kısmında gönderici ….. A.Ş. yazıldığı belirtilip açılan davanın reddine, %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi arz ve talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyamız arasına celp edilen Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklının takip öncesi faiz dahil toplam 6.953,66 TL alacak üzerinden borçlu aleyhine fatura bedeli dayanak gösterilmek suretiyle ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin borçluya 30/06/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalının süresi içerisinde 02/07/2021 tarihinde borca ve ferilerine itiraz ettiği görüldü.
Dosyaya sunulan 05/09/2022 tarihli bilirkişi SMMM ……. ve Taşıma Hukukçusu …… tarafından düzenlenen raporda; taraflar arasındaki ticari ilişkinin 29,06.2020 tarihinde taşımacılık hizmeti verilmesi/alınması şeklinde başladığı, açık cari hesap şeklinde kurulduğu, uyuşmazlığa konu olan 28.02.2021 tarihine kadar devam ettiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 3 adet faturadan kaynaklı toplam 6.598,65 TL nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı noktasında toplandığı, 6.598,65 TL asıl alacak, 355,01 TL işlemiş faiz, fazla ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile alacağın tahsili tarihine kadar geçen süre için faiz, masraf ve vekalet ücreti ile birlikte TBK’nın 100. maddesi uyarınca yapılacak kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve masraflara mahsubuyla tahsili istemiyle 23.06.2021 tarihinde harç ödenerek icra takibine başlandığı, takibe itiraz edildiği, takibin durdurulduğu, huzurdaki davanın açıldığı, Dosyada, 23.06.2021 tarihli icra takibi öncesinde borçlunun temerrüde düşürüldüğüne dair bir belgeye rastlanmadığı, bu kapsamda davalının temerrüt tarihinin, icra harcının da yatırıldığı 23.06.2021 olarak tespit edildiği, hukuki değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, davacıya ait ticari defterlerinin HMK 222/2 kapsamında delil olarak kabul edilebileceği; bilirkişi ….. tarafından davalı hakkında düzenlenen 16.06.2022 tarihli raporda, davalıya ait 2021 yılı defterlerinin VUK hükümleri uyarınca e-defter olarak tutulduğu, açılış ve kapanış kayıtlarının bulunduğu belirtilmiş olduğu, bu kapsamda davalının HMK’nın 220 ve 222’nci maddeleri karşısındaki durumu Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, icra takibine ve huzurdaki davaya konu borç/alacağa ilişkin faturalarda yazan hizmetin, “havayoluyla yük-kargo taşımacılığı hizmeti” olduğu, davacıya ait ticari defterlere göre, icra takip ve dava tarihi itibariyle davacının davalıdan 6.598,65 TL alacaklı göründüğü, bu tutarın, davacı tarafından davalı adına düzenlenen 25/01/2021 tarihli 1.964,74 TL tutarlı, 31/01/2021 tarihli 196,71 TL tutarlı ve 28/02/2021 tarihli 5.936,08 TL tutarlı 3 adet faturadan kaynaklandığı, her ne kadar davalı tarafça bu faturalarda yazan hizmetlerin kendileri tarafından alınmadığını, faturalarda yazan hizmetlerin esasen ….. A.Ş. unvanlı şirket tarafından alındığı, nitekim faturaların gönderici kısımlarında bu şirketin unvanının yazılı olduğunu belirtilmiş olsa da, dayanak olarak gösterilen “farklı gönderii hususunun işleme taraf olanları (alıcı-satıcı) etkilemesinin mümkün olmadığı, “Gönderici” ifadesinin ancak faturanın alıcıya ulaştırılmasında aracılık eden kişiyi göstermesi bakımında önem arz ettiği, bu ifadenin, faturaya ilişkin yasal düzenlemelerin yapıldığı 213 sayılı VUK’un 229 vd maddeleri ile 6102 sayılı TTK’nın 21’inci maddesi bakımından önemi bulunmadığı, esasen uyuşmazlığa konu 3 adet faturanın davalı tarafından defter kayıtlarına da alındığı, uyuşmazlığa konu faturaların e-fatura (temel fatura) olarak düzenlendiği, satıcı tarafından düzenlenen temel faturaların (e-fatura) alıcı tarafından kabul edilmemesi ve iade edilmek istenmesi durumunda, Mayıs 2021 tarihinden önce geçerli olan mevzuat uyarınca, alıcı tarafından elektronik ortamda iade faturası düzenlenmesinin gerekmekte olduğu, davacı tarafından düzenlenen faturaları defter kayıtlarına alan davalının bunlar için iade faturası düzenlemediği, davalı tarafından 2021 yılında davacı adına bir adet iade niteliğinde fatura düzenlendiği, bu fatura 06.10.2020 tarih ve …… no’lu faturanın yansıtması olduğu, dolayısıyla uyuşmazlık konusu faturalarla ilgisinin bulunmadığı, bu kapsamda davacı tarafından düzenlenip davalının sistemine düşen satış faturalarına davalı tarafından yaklaşık 4 ay boyunca itiraz edilmeyip iade faturası düzenlenmemiş olmasının, bu faturaların davalı tarafından kabul edildiğini göstermekte olduğu, davalı tarafından dosyaya, Sayın Mahkemenin talimat (2022/52) yazılarına istinaden görevlendirilen bilirkişiye veya tarafıma, bu faturaların kabul edilmediği, reddedildiği veya iade edildiği yönünde HMK’ya göre caiz olan herhangi bir delil sunulmadığı, sonuç olarak, icra takip ve dava tarihi itibariyle davacının davalıdan 6.598,65 TL alacaklı olduğu; davalının icra takibiyle birlikte, yani 23.06.2021 tarihinde temerrüde düşürüldüğü, bu kapsamda davacının icra takibinden önceki döneme ilişkin işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, icra takibinden itibaren faiz talebinin yerinde olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının fatura alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup bilirkişi …….. tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda davacı tarafından düzenlenen takibe konu 3 adet faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda da davacının kayıtlarına göre davacının davalıdan 6.598,65 TL alacaklı olduğunun görüldüğü tespit edilmiştir. Davalı tarafından her ne kadar kargo ücretinden sorumlu olmadığı iddia edilmiş ise de davacının düzenlediği taşıma faturalarını ticari kayıtlarına alan davalının malın tesliminde TTK’nın 871. maddesi gereği taşıma bedellerini ödemeyi üstlendiği değerlendirilmiş olup davalı yanca ticari kayıtlara alınan taşıma faturaları bakımından gönderilen olmasının faturalardan sorumlu olmadığı anlamına gelmeyeceği; buna karşın mutabakat olmaksızın iade faturaları düzenleyerek hesabı denkleştirme durumunda iade faturalarına itibar edilemeyeceği; gönderilen de, malı alıp kabul ettiği ve buna karşı tüm yükümlülükleri üstlendiği takdirde taşıma bedelinden akdi sorumlu olacağının kabulü ile davalının aksi yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir. Davacı tarafından davalının icra takibinden önce temerrüde düşürüldüğünün ispatlanamaması karşısında davacının takip öncesi faiz talebinin reddi ile açılan davanın kısmen kabulüne, alacağın likit olması nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile takdiren kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine; şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ ile davalının Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 6.598,65 TL asıl alacak yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2. maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
3- Alacağın likit olması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile takdiren kabul edilen asıl alacak tutarının %20’si oranında hesaplanan 1.319,73 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
5- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 450,75 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 77,92 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 373,83 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6- Davacı tarafından sarf olunan (2.200,00 TL bilirkişi ücreti + 200 TL bilirkişi yol masrafı + 147,50 TL posta ücreti tebligat, müzekkere masrafından ibaret) 2.547,50 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre (%94,89 kabul oranı) hesaplanan 2417,32 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7- Davacı tarafından yatırılan 8,50 TL vekalet harcı, 59,30 TL başvurma harcı ve 77,92 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
9- Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 6.598,65 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 355,01 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
12- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin kabul ve red oranına göre hesaplanan 67,39 TL’sinin davacıdan; 1.252,61 TL’sinin ise davalıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca dava değeri karar tarihindeki istinaf sınırı altında kalmakla KESİN olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/09/2022

Katip …..
¸

Hakim ……
¸