Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/624 E. 2021/926 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/624
KARAR NO : 2021/926

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 09/02/2021
KARAR TARİHİ : 14/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde ; Müvekkili …’nun İstanbul Ticaret Sicilinde … sicil numarasıyla kayıtlı olan .. İç ve Dış Tic Ltd Şti ünvanlı şirketin ortağı ve münferiden yetkilisi olduğunu, davacının ortağı ve yetkilisi bulunduğu … İç ve Dış Tic Ltd Şti’nin davalı tarafça sicilden resen terkin edilerek kaydının kapatıldığını, ancak sicilden terkin edilen kaydı kapatılan şirketin adına kayıtlı … plakalı aracın tasfiye edilmeden şirketin sicilden terkin edildiğini, oysa şirket adına kayıtlı … plakalı aracın tasfiyesinin yapılmasının zorunlu olduğunu, bu nedenle resen sicilden kaydı silinen şirketin üzerinde kalan mal varlığının (… plakalı araç) tasfiyesi amacıyla sınırlı olmak üzere yani ek tasfiyesinin yapılabilmesi için TTK 547.mad uyarınca şirketin ihyası ile yeniden ticaret siciline tesciline, söz konusu tasfiye işlemlerini yapması için …’nun tasfiye memuru olarak atanmasına, durumun ticaret siciline tescil ve ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA;
Davalı vekilinin 11/08/2021 havale tarihli cevap dilekçesini özetle; Ticaret Sicil Müdülüğünün, Ticaret Siciline tescil konusundaki talepleri ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirip sonuca bağladığını, yargı merci gibi hareket etmediğini, yasal şartların oluşması durumunda tescil ile ilgili karar verdiğini aksi halde gerekçe göstererek tescil talebini reddettiğini, müvekkili Ticaret Sicil Müdürlüğünün re’sen terkin işleminin, “6102 sayılı Kanunun Geçici 7’nci maddesi”, “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5’inci maddesi”, “6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 20/1 maddesi” ve “Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’in 7. maddesi” kapsamında olduğunu ve tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, müvekkili Ticaret Sicil Müdürlüğüne … ticaret sicil numarası ile kayıtlı bulunan … İÇ VE DIŞ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin dosyasında yapılan incelemede, şirketin “6102 sayılı Kanunun Geçici 7’nci maddesi”, “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5’inci maddesi”, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 20/1 maddesi ve Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve Kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’in 7. maddesi kapsamında; “vergi kaydının terkin edildiği” ve “aralıksız olarak son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılmadığı” hususunun belirlenmesinin ardından, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7’nci maddesi ile “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ”in 5’inci maddesi gereğince re’sen terkin kapsamına alındığını, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 09.10.2015 tarihinde sicil kaydının re’sen terkin edildiğini, müvekkili sicil müdürlüğünün mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi tekrar sicil tescil yükümlülüğünün bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığından yargılama giderleri ile vekalet ücretinin kendilerine yükletilemeyeceğini, re’sen terkin işleminin hukuka ve kanuni prosedüre uygun olduğu gibi davacı vekilince terkin işleminin eksik veya usulsüz yapıldığına dair bir iddia bulunmadığını, iddia ve talebin dava konusu şirketin malvarlığı olarak bulunan … plaka sayılı aracın paraya çevrilmesi hususuna dayalı olduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 10/04/2017 tarih ve 2017/1310 Esas, 2017/2024 Karar sayılı ilamının bu davaya örnek teşkil ettiğini, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesi, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkili aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davacının yetkilisi ve ortağı olduğu davaya konu … İç ve Dış Tic. Ltd. Şti’nin sicilden resen terkin edilmiş olması sebebiyle hali hazırda şirket adına kayıtlı bulunan … plakalı aracın terkin edilen şirket adına kayıtlı olması sebebiyle ek tasfiye amacıyla yeniden ihyasına yönelik ihya davasıdır.
…nün dosya içerisindeki kayıtları incelendiğinde; … sicil nosunda kayıtlı … İÇ VE DIŞ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7’nci maddesi ile 30/12/2012 tarihli ve 28513 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ” uyarınca resen terkin kapsamına alındığı, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 09/10/2015 tarihinde sicilden resen terkin edildiği, görülmüştür.
…’nün dosya içinde mevcut sicil kayıtları incelendiğinde ihyası istenen şirketin terkin olmadan önce merkez adresinin Esenyurt ilçesi sınırları içerisinde kaldığı, buna göre mahkememizin 6102 sayılı TTK’nun 547/1 maddesi anlamında kesin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 7 nci maddesinin 15 nci fıkrası hükmü “Bu maddede düzenlenmeyen hususlarda ilgili kanun ve esas sözleşmelerde öngörülen usullere göre hareket edilir. Bu madde gereğince tasfiye edilmeksizin unvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek malvarlığı, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal eder. Hazine bu şirket ve kooperatiflerin borçlarından sorumlu tutulmaz. Tasfiye memurlarının sorumlulukları konusunda, özel kanunlardaki sorumluluğa ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun veya Kooperatifler Kanunu hükümleri uygulanır. Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” şeklinde olup buna göre şirketin ihyasında hukuki menfaatleri olanların şirketin kaydının silinme tarihinden itibaren 5 yıllık süre içerisinde ihya davasını ikame etmek zorundadırlar.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olaya döndüğümüzde,davacı vekili ihyası talep edilen şirketin TTK’nın geçici 7 nci maddesi uyarınca sicilden resen terkin edildiğini ancak şirketin üzerine kayıtlı aracının bulunduğunu,bu aracın satılması için sicil müdürlüğünün işleminin iptali ile şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiş ise de,dava tarihi itibariyle 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM/Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın hak düşürücü süreye ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle TTK’nın Geçici 7.maddesi yollamasıyla HMK’nın 114/2 ve 115/2.maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7/2.maddesi uyarınca ₺4.080,00 ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ₺250,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalı vekilinin yokluğunda oybirliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 14/10/2021

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”