Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/615 E. 2022/446 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/615 Esas
KARAR NO : 2022/446

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/07/2021
KARAR TARİHİ : 19/04/2022
K.YAZIM TARİHİ : 20/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı şirkete bazı emtiaları satıp teslim etmesine rağmen davalı şirket tarafından malzemelerin bedelinin ödenmediği, ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu şirket vekili tarafından işbu icra takibine 23.03.2021 tarihinde haksız ve kötüniyetli olarak itiraz edildiği, bunun üzerine 25.06.2021 tarihinde ….. arabuluculuk dosya numarası ile arabuluculuk başvurusunda bulunulduğu, anlaşma sağlanamadığı ve dava açmanın önşartı olan arabulucuya başvurma şartının yerine getirildiği belirtilip, borçlunun icra takibine yaptığı haksız itirazın iptaline, takibin devamına, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen faiziyle ve ferileriyle ödemeye, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talebiyle dava açılmıştır.
CEVAP:
Davalı cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerine teslim edildiği öne sürülen malların müvekkil şirkete hiçbir zaman ulaşmadığı, malların teslim alındığına dair herhangi bir belge veyahut mal teslim tesellüm tutanağının da dosyaya sunulmadığı, bu kapsamda teslim alınmayan mallara ilişkin bedel ödenmesini beklemenin hayatın olağan akışına ve hukuka aykırı olduğu, davaya ve icra takibine dayanak olan faturaların müvekkilleri şirketin sisteminde dahi kayıtlı olmadığı, düzenlenen faturalara konu bir alacak-borç ilişkisinin hiç doğmadığı, davacı tarafın kötü niyetli olduğu, ikâme edilen davanın reddi ile davacı tarafın icra takibinde belirtilen alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesi arz ve talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyamız arasına celp edilen Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklının 13.107,00 TL asıl alacak üzerinden borçlu aleyhine cari hesap alacağı dayanak gösterilmek suretiyle ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin borçluya 22/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından süresi içerisinde 23/03/2021 tarihinde borca ve ferilerine itiraz ettiği görüldü.
Dosyaya sunulan 18/02/2022 tarihli bilirkişi SMMM … tarafından düzenlenen raporda; Taraflar arasındaki ticari ilişkinin muhtelif ticari malların satışı yapılması şeklinde 2019 yılından önce başladığı, açık cari hesap şeklinde kurulduğu, davacı tarafından davalı adına düzenlenen 25.02.2020 tarih ve 351,91 TL tutarlı satış faturasına kadar devam ettiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, faturadan kaynaklı 13.107,00 TL cari hesap bakiyesinin ödenip ödenmediği ve davacının faiz talebinin yerinde olup olmadığı noktalarında toplandığı, 13.107,00 TL asıl alacak ve takip tarihinden fiili ödeme tarihine kadar faiz talebiyle 08.03.2021 tarihinde harç ödenerek icra takibine başlandığı, takibe itiraz edildiği, takibin durdurulduğu, huzurdaki davanın açıldığı, Dosyada, 08.03.2021 tarihli icra takibi öncesinde borçlunun temerrüde düşürüldüğüne dair bir belgeye rastlanmadığı, bu kapsamda davalının temerrüt tarihinin, icra harcının da yatırıldığı 08.03.2021 olarak tespit edildiği, Davacının ticari defterlerinin incelemeye ibraz edildiği, raporun 3.3 bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde, hukuki değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, davacıya ait ticari defterlerinin HMK.m.222/2 kapsamında delil olarak kabul edilebileceği, davalı tarafından ticari defterlerinin incelemeye ibraz edilmediği, ibrazdan kaçınıldığı, davacının delil olarak kabul edilebileceği Sayın Mahkemenin takdirinde olan 2019 ve 2020 yılları ticari defter kayıtlarına göre 31.12.2019 tarihli bakiyenin 7.608,96 TL olduğu ve davalının bu tutarda borçlu göründüğü, bu tutarın 01.01.2020 tarihli açılış bilançosunda ve defter kayıtlarında gösterildiği, ara dönemlerde davacı tarafından yeni satış faturaları düzenlenip ödemeler alındığı, 01.01.2020 tarihinden sonra davacı tarafından davalı adına toplam 7 adet satış faturası düzenlendiği, bu faturaların toplam tutarının 10.898,12 TL olduğu, aynı dönemde davalı tarafından davacıya 03.02.2020 tarihinde 2.900,00 TL, 20.02.2020 tarihinde de 2.500,00 TL ödeme yapıldığı, 25.02.2020 tarihi itibariyle davalının davacıya 13.107,02 TL borcu göründüğü; bu kapsamda icra takip ve dava itibariyle davacının davalıdan 13.107,02 TL alacaklı göründüğü; alacağa dayanak olan faturaların e-fatura (temel fatura) olarak düzenlendiği, buradan her iki tarafın da e-fatura mükellefi olduğunun anlaşıldığı; davalı cevap dilekçesinde takibe konu tutara ilişkin herhangi bir mal teslim alınmadığı ve bu faturaların şirketin sistemine dahi kayıtlı olmadığı belirtilmişse de, tarafların kaşe ve imzalarını taşıyan ve davacı tarafından dosyaya sunulan 2 adet mutabakat formundan, söz konusu belgelerin kabul edildiği ve kayıtlara alındığının anlaşıldığı; takibe konu tutarın dayanağı olduğu anlaşılan faturaların iade edilmek istenmesi durumunda, alıcı tarafından elektronik ortamda iade faturası düzenlenmesi gerekmesine rağmen davalı tarafından yaklaşık 14 ay boyunca itiraz edilmeyip iade faturası düzenlenmemiş olması nedeniyle bu faturaların davalı tarafından kabul edildiğinin anlaşıldığı, davalı tarafından dosyaya veya tarafıma, bu faturaların kabul edilmediği, reddedildiği veya iade edildiği yönünde HMK’ya göre caiz olan herhangi bir delil sunulmadığı, davalının icra takibiyle birlikte, yani 08.03.2021 tarihinde temerrüde düştüğü; bu kapsamda icra takibinden önceki döneme ilişkin faiz hesaplanmasının mümkün olmadığı, buna karşın davacının icra takibinden itibaren faiz talebinin yerinde olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının cari hesap alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davalının ticari defter ve kayıtlarını belirlenen inceleme gününde mahkememize ibraz etmemesi nedeniyle sadece davacının ticari defter ve belgeleri incelenerek düzenlenen bilirkişi raporunda; davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan 13.107,02 TL alacaklı olduğu yönde bakiyesinin göründüğü belirtilmiştir. Her ne kadar davalı tarafından takibe dayanak faturalara konu malların kendilerine teslim edilmediği iddia edilmiş ise de davacı tarafından bilirkişi incelemesi sırasında dosyaya sunulan cari hesap mutabakatlarında davalı şirketin kaşe ve imzasının bulunması, davalı adına düzenlenen faturaların e-fatura olması ve davalı tarafından söz konusu faturalara herhangi bir itirazın olmaması nedenleriyle davalının bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiştir. Yine yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafın ticari defter ve belgelerini ibraz etmemesi nedeni ile HMK’nın 222/3. maddesi uyarınca davalının ticari defter ve belgelerindeki kayıtların davacının ticari defter ve belgelerindeki kayıtlar ile uyumlu olduğunun kabulü ile açılan davanın kabulüne; alacağın likit olması nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile takdiren kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine; davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KABULÜ ile davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 13.107,00 TL asıl alacak yönünden İPTALİ ile aynı şartlarda TAKİBİN DEVAMINA,
2- Alacağın likit olması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile takdiren kabul edilen asıl alacak tutarının %20’si oranında hesaplanan 2.621,40 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Şartları oluşmayan davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 895,34 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 158,30 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 737,04 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından sarf olunan (1.000,00 TL bilirkişi ücreti + 200 TL bilirkişi yol masrafı + 49,00 TL posta ücreti tebligat, müzekkere masrafından ibaret) 1.249,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine;
6-Davacı tarafından yatırılan 8,50 TL vekalet harcı, 59,30 TL başvurma harcı ve 158,30 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
8-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
19/04/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim ….
e-imzalı