Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/6 Esas
KARAR NO : 2023/57
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/01/2021
KARAR TARİHİ : 23/01/2023
K. YAZIM TARİHİ : 02/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında Büyükçekmece … Noterliği’nin 25.12.2017 tarih ve … yevmiyeli sözleşmesi ile … ve … Ortaklığının kurulduğunu, kurulan adi ortaklık ile yüklenici olarak dava dışı şirketleri arasında Büyükçekmece …. Noterliğinin 09.01.2018 tarih ve … Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat imzalandığını, daha sonra müvekkili ve davalı şirketin rızaları ile bu adi ortaklığın 04.06.2018 tarihli Fesihname ile sona erdirildiğini, bu fesihnamede tüm hak ve yükümlülüklerin davalı şirkete devredildiğini, yine bu tarihte müvekkili, davalı şirket ve dava dışı arsa sahipleri arasında devir sözleşmesinin imzalanmış olduğunu, bu devir sözleşmesinde belirtildiği üzere kat karşılığı inşaat sözleşmesinin tüm koşul ve şartları aynen devam edecek olup, adi ortaklığın feshinden kaynaklı tüm hak ve yükümlülüklerin davalı şirkete devredileceğini, bu devir sözleşmesinde müvekkilinin kazanç payına ait olmak üzere bir takım taşınmazların 09.01.2019 tarihinde teslim edileceğinin düzenlendiğini, bu taşınmazların sıralandığı üzere 7 adet olduğunu, taraflar arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde müteahhit adi ortaklık tarafından arsa sahiplerine taşınmaz teslimi süresinde yapılmaması durumunda taşınmaz başına aylık 1.500 TL ödeneceğinin düzenlenmiş olduğunu, taraflar arasında düzenlenen devir sözleşmesinde belirtildiği üzere konu olan taşınmazların müvekkiline 09.01.2019 tarihinde anahtar teslimi olarak teslim edilmesi gerektiğini, ancak davalı tarafın bu teslimi zamanında gerçekleştirmemiş olduğunu, bunun üzerine müvekkili tarafından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını ve her bir daire için aylık 1.500 TL mahrum kalınan kar payı alacağı talebinde bulunulduğunu, davalı tarafın haksız bir şekilde takibe itiraz ettiğini, davalının takibe ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamını, davalı tarafın % 20 oranından az olmamak üzere icra/inkâr tazminatı ile mahkumiyetini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; huzurdaki davanın taraflarının bahse konu inşaat projesine yüklenici sıfatıyla adi ortaklık şeklinde birlikte başladıklarını, fakat sonrasında bu ortaklık ilişkisini sonlandırdıklarını ve müvekkilinin yüklenici sıfatıyla inşaata tek başına devam etmek zorunda kaldığını, dolayısıyla davacının konu olan inşaat projesinde taraf sıfatı kalmamış olduğunu, davacının projede toprak sahibi olmadığının da tartışmasız olduğunu, kat karşılığı inşaat sözleşmesi tarihinin 09.01.2018 tarihi, adi ortaklığın sona erdiği tarihin ise 04.06.2018 tarihi olduğunu, aradan geçen 5 aylık süreçte davacının ne yaparak müvekkilinden böyle bir talepte bulunmakta olduğunun anlaşılamadığını, müvekkili ile davalı arasında düzenlenen fesihname, sözleşme ve keza bahsedilen protokolde müvekkilinin davacı tarafa geç teslim nedeniyle bir ödeme taahhüdü bulunmadığını, kaldı ki bu fesihname, sözleşme ve protokolde tarafların karşılıklı olarak ibralaşmış olduklarını, müvekkilinin yaşanan ekonomik kriz ve inşaat sektöründe yaşanan büyük sıkıntıya rağmen zarar etme pahasına da olsa en nihayet inşaatı oturuma müsait bir hale getirmiş olduğunu, bu dönemde bir çok inşaat firmasının batma aşamasına gelmiş olduğunu, dolayısıyla ortada davalı müvekkilinin kusurundan kaynaklı bir gecikmenin kesinlikle söz konusu olmadığını, en nihayetinde taşınmazların teslimi ile ilgili malikleri bilgilendirme ve tebligatların da yapılmış olduğunu, müvekkilinin yükümlülüklerini yerine getirmek için gerekli çaba ve hassasiyeti göstermiş olduğunu, sözleşmede belirtilen cezai şartın tek taraflı düzenlenmiş fahiş bir bir tutar olduğunu belirtmişler ve de sonuç ve istem olarak da açıklanan sebepler ile haksız ve hukuki himayeden yoksun davanın reddine ve davacı aleyhine icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK 67 md ne dayalı itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.+
Bilirkişiler Prof. Dr. … , … , … ve … tarafından düzenlenen rapora göre; ”davacı … İnşaat Aş, arsa sahibi sıfatıyla Büyükçekmece …. Noterliği’nin 09.01.2018 tarih ve … yevmiye nolu KKİS’nin tarafı olmadığından ve dava konusu daireleri arsa sahiplerinden devir almadığından, arsa sahipleri ile imzalanan KKİS’nde belirlenen inşaat ve gecikme sürelerine göre gecikme kira bedeli talep edemeyeceği, davacı … İnşaat AŞ ile davalı … AŞ arasında imzalanan 01.03.2019 tarihli Protokol’ün 2.1 madde- sinde, taraflar arasındaki Büyükçekmece …. Noterliğinin 25.12.2017 tarihli … yevmiye nosu ile yapılmış olan … ve … adi ortaklığının 04.06.2018 tarihinde feshedildiği, adi ortaklığın feshi nedeniyle … ‘ın katkı payı ve k: n alacağı olarak verilecek 7 daireden 3 tanesinin 30.04.2019 tarihine kadar, 4 tanesinin ise 30.06.2019 tarihine kadar anahtar teslimi tamamlanarak teslim edilmesinin kararlaştırılmış olduğu, protokolde, açıkça gecikme halinde kira bedeli/cezai şart ödeneceğine dair açıklık olmasa da, teslim için belirli vade kararlaştırılarak bu tarihlere kadar teslim edilmesi halinde kira bedeli istenmeyeceği belirtildiğinden, taraf iradelerinin gecikme halinde kira bedeli isteneceği yönünde olduğu değerlendirilerek, 3 daire için 03.04.2019 tarihinden, 4 daire için 30.06.2019 tarihinden dairelerin fiilen teslim edildiği tespit edilen Kasım 2020 tarihine kadar, daire başına aylık 1.500 TL emsal kira bedeli üzerinden, davacı şirketin davalı şirketten toplam 177.000 TL talep edebileceği, itirazın iptali şeklinde açılan davanın ıslahla alacak davasına çevrilmiş olması karşısında, davanın iki ticaret şirketi arasındaki nisbi ticari dava ve işin ticari iş niteliğinde olması sebebiyle, alacaklı şirketin dava tarihinden itibaren TCMB avans faizi üzerinden ticari temerrüt faizi talep edebileceği” hususu bildirilmiştir.
Dosyada ve Tüm Deliller Birlikte Değerlendirildiğinde; davacı ile davalı tarafından oluşturulan ortaklık ile dava dışı şahıs arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmış, daha sonra davacı ile davalı aralarında anlaşarak davacı söz konusu ortaklıktan ayrılmış ve davacının yükümlülüklerini davalı almış, ayrılma tarihine kadar davacı tarafından yapılan masraflara ilişkin inşa edilen taşınmazda ki bir kısım konutların davalı tarafından davacıya teslimine ilişkin sözleşme yapılmış ve söz konusu sözleşmede dairelerin teslimine ilişkin ortaklık ile dava dışı şahıs arasında ki sözleşme hükümlerinin geçerli olduğu kabul edilmiş ve bu sözleşme hükümlerine göre de geç teslim halinde aylık cezai şart kararlaştırıldığından davacı tarafından davalıdan cezai şart talep edilebileceği düşünülmüş ancak davalı tarafından söz konusu taşınmazların başkasına devredildiğine dair beyan üzerine yapılan araştırmada davacıya düşen taşınmazların taraflar arasındaki sözleşme gereği davadan önce ve teslimden önce 3. Şahsa devredildiği ve sözleşmede 3. Şahsa geç teslim edilmesi halinde cezai şart talep edilebileceğine dair hüküm olmaması veya geç teslimden dolayı davacının 3. Şahsa karşı davalının eylemi nedeni ile sorumluluğuna dair iddia olmaması, karşısında davacının 3. Şahsa devrettiği taşınmazlar nedeni ile aktif husumet yetkisinin olmadığı kabul edilmiş bu nedenle davanın reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın aktif husumet yokluğu nedeni ile REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre hesaplanan ve tahsili gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.635,04 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına, bakiye 1.455,14 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Sarf olunmayan gider/delil avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine ,
4- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine hüküm tari- hinde yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 9.2000 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa ödenmesine,
5- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13 ncü fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan (Taraf başına 330,00 TL x 2 saat= 660,00 TL) X 2 = 1.320,00 TL arabulucuk ücreti 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA dair,
Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı 5235 Sayılı Kanun’un geçici 2. maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 341 ila 360. md hükümleri gereğince mahkememize veya aynı sıfatta başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/01/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır