Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/598 E. 2023/564 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/598
KARAR NO : 2023/564

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 09/07/2021
KARAR TARİHİ : 08/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili Bakırköy nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 09/07/2021 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde ; Davalı şirkette çoğunluk gücünün kötüye kullanılmakta olduğunu, çoğunluk pay sahiplerinin çıkarlarını şirket çıkarlarının üzerinde tutmakta olduklarını, davalı şirketin çoğunluk pay sahibi … ve …. tarafından yönetildiğini, yönetim kurulu üyesi müvekkili …. ve paydaş olan diğer müvekkillerinin hiçbir surette karar alma sürecine dahil edilmemekte olduklarını, yönetim kurulu üyesi müvekkili ….’nin hiçbir yönetim kurulu toplantısına dahil edilmediğini, bu konuda ihtarnameler çekmesine rağmen davalı şirket yönetim kurulu başkanı … ve başkan vekili ….’nin birlikte karar alarak genel kurul toplantı tarihini ve gündem maddelerini belirlediklerini, yönetim kurulu üyelerinin denetlenmedikleri için kendi menfaatleri doğrultusunda hukuka aykırı işlemler gerçekleştirdiklerini, bu kapsamda müvekkillerinin bilgisi ve onayı olmaksızın hisselerinin daha fazla olduğu …. adına demirbaş alım satımları, kiralama işlemleri yapıldığını, bununla birlikte nakit ve döviz yönetimi gibi mali konularda şirket çıkarlarına aleyhe hareket etmekle birlikte bilançolar, kayıt ve beyanların da şirketin gerçek durumunu yansıtmamakta olduğunu, şirket muhasebe kayıtları incelendiğinde görüleceği üzere müvekkillerinin babasının vefatından sonra diğer iki yöneticinin kendi şahsi çıkarları yararına pek çok işlemler gerçekleştirdiklerini, müvekkillerinin yönetim kurulu üyesi ve hissedar olarak hukuki hakları engellenmekte, şirket yönetim kurulu başkanı ve başkan vekili tarafından mevcut yetkileri açıkça kötüye kullanılmakta, tek kişi tarafından karar alınmakta ve uygulanmakta olduğunu, müvekkillerinin bilgi alma ve inceleme haklarının sistematik olarak engellenmekte olduğunu, müvekkillerinden ….’nin yönetim kurulu olarak davalı şirketin mali verilerinde inceleme yapmak istemiş ancak müvekkiline olumsuz yanıt verilmiş, talep edilen bilgi ve belgelerin kendisine iletilmemiş olduğunu, bununla birlikte müvekkilleri …. ve ….’nin şirket merkezine girişi engellenerek fiilen görev yapmalarının da engellenmiş olduğunu, bu yönde şirket yetkilileri tarafından talimat verilmiş olduğunu, müvekkillerine şirket işleyişine dair hiçbir bilgi verilmemiş, hatta şirket çalışanlarına müvekkillerine hiçbir konuda bilgi verilmemesi, herhangi bir taleplerine cevap verilmemesi yönünde talimat verilmiş olduğunu, bu surette müvekkillerinin şirket işleyişine dair bilgi alma amacıyla ilettiği mail, telefon ve mesajlara cevap verilmemiş, nihayetinde kullanmış oldukları mail hesaplarının da iptal edilmiş olduğunu, görüleceği üzere müvekkillerinin bilgi alma ve yönetim haklarının fiilen tamamen kısıtlanmış olduğunu, azınlık durumundaki müvekkillerinin de mali haklarının engellenmekte olduğunu, nitekim müvekkillerine uzun bir süredir bir ödeme yapılmadığı gibi SGK primi ödemelerinin de gerçekleştirilmemekte – olduğunu, yine müvekkillerinin kullanmakta – olduğu araçların HGS/OGS kayıtlarının da iptal edilmiş olduğunu belirtmişler ve de sonuç ve talep olarak da yapılan bu açıklamalar ışığında; şirket yönetiminin konusunda uzman bir kayyım heyetine verilmesini, aksi kanaatte olunması halinde şirket yönetim kurulunun 100.000 TL ve üzerindeki işlemlerinin dışarıdan oluşturulacak uzman kayyım heyetinin onayına tabi tutulmasını ve davalı şirketin haklı nedenle feshine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA :
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu 16/09/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle ;

Davacıların iddialarının soyut olup gerçek dışı olduğunu, davacıların bu iddialarını ispatlaması gerektiğini, davacıların bilgi alma taleplerinin karşılanmadığı iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacı ….’nin yasaya aykırı olarak şirketten dışarı çıkarılması mümkün olmayan bilgiler talep ettiğini, bu ve diğer davacılara Noter ihtarnameleri ile diğer yönetim kurulu üyeleri … ve …. tarafından cevapların verilmiş olduğunu, bu cevaplarda yasal olarak paylaşılması gereken bilgilerin şirket merkezinde hazır olduğunun kendilerine bildirildiğini, ancak davacıların bu konuda herhangi bir inceleme yapmadıklarını, davacıların şirket binasına giriş-çıkış kartlarının bloke edildiği iddiasının da tamamen gerçek dışi olduğunu, şirket merkezinin bulunduğu ticaret merkezinin giriş çıkışlarının ticaret merkezi yönetiminin yetkisinde olup müvekkili şirketin yetkisinde bulunmadığını, davacıların SGK çıkışının yapılmasının da tamamen İş Hukuku çerçevesinde yapılmış olup huzurdaki dava ile bir ilgisinin bulunmamakta olduğunu, davacı ….’ne şirkette çalışma imkanı sağlanmış ancak bu kişinin işe devam etmeyerek İş Hukukuna aykırı davranışlarda bulunmuş olduğunu, davacıların Genel Kurulların yapılmadığı yönündeki iddialarının da gerçek dışı olduğunu, pandemi sürecinde yaşanan kısıtlamalar sebebi ile şirket genel kurullarının yapılamamış olduğunu, ancak kısıtlamaların kalkması ile 2019-2020 genel kurullarının bir arada yapılması planlanmış ve bu yönde çalışmalara başlanmış olduğunu, davacılara da bu hususun gerek telefon gerekse e-mail yolu ile iletilmiş olduğunu, davacıların da bu konuda kötü niyetli olduklarını, yapılmış olan açıklamalar karşısında davacıların ileri sürmüş oldukları iddiaların asılsız ve gerçek dışı olduğunun sabit olduğunu, öncelikle davacıların bu iddialarını ispatlamaları gerektiğini, bu nedenlerle ispatlanamayan davanın reddi gerekmekte olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacıların ileri sürdükleri iddiaların feshi gerektirecek haklı sebepler de olmadığını, bu konuda TTK’nın ilgili maddelerinde düzenlemeler bulunmakta olduğunu, davacıların müvekkili şirketin feshini istemekte hiçbir hukuki yararı bulunmamakta olduğunu, böylesi önemli ve güçlü bir şirketin feshi ile gerek ülke ekonomisine zarar vereceği gerekse pandemi sürecinde ihtiyaç olan ürünlerin erişimini aksatacağı açık olup, şirketin ülke içerisinde yarattığı istihdamdan ve ödediği vergilerden de mahrum kalınacağını, bunun ülke ekonomisine de zarar vereceğini, Ticaret Hukuku’nun temel ilkelerinden birisinin de uygulamada “tezgahın devamlılığı ilkesi” olarak da anılan ticari işletmenin faaliyetine devam etmesinin ve feshin son çare olması ilkesinin esas alınması olduğunu, bu konuda çok sayıda Yargıtay kararı bulunmakta olduğunu, davacıların kötü niyetli olduklarını, davacıların kötü niyetlerinin hukuken korunmaması gerekmekte olduğunu, müvekkili şirketin Türk Ticaret Kanunu doğrultusunda usulüne uygun şekilde yönetilen bir şirket olduğunu, davacıların ihtiyati tedbir taleplerinin mesnetsiz ve kabul edilemez nitelikte olduğunu belirtmişler ve de sonuç ve istem olarak da açıklanan sebepler ile davacıların davasının reddine karar verilmesini, Sayın Mahkeme’nin aksi görüşte olması halinde ise davacıların sahip oldukları payların bedellerinin ödenerek şirketten çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE :
Dava, 6102 sayılı TTK’nın 531’nci maddesi uyarınca davalı şirketin haklı nedenlerle feshi istemine ilişkindir.
Davacılar vekili mahkememize sunmuş olduğu 08/06/2023 havale tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini beyan etmiştir.
Davadan feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Davadan feragat, davacının mahkemeye karşı yapacağı tek taraflı bir irade beyanı olup feragatın geçerliliği için bunun davalı veya mahkeme tarafından kabul edilmesine veya davalının muvafakat etmesine gerek yoktur. Somut olayda, davacılar vekilinin feragat beyanı nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nun 307-312. maddeleri gereğince, davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat sebebiyle REDDİNE,
2-Feragat yargılamanın ilk celsesinden sonra vuku bulduğundan Harçlar Kanunun 22. maddesi gereğince 179,90 TL karar ve ilam harcının 2/3’üne tekabül eden 119,93 TL’nin peşin Yatırılan 59,30 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 60,63 TL’nin davacılardan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davacıların yaptığı yargılama giderlerinin kendileri üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından yapılan bir bilirkişi inceleme ücreti 17.000,00 TL olan yargılama giderinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davalının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 440,00 TL yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi.08/06/2023

Başkan ….
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”