Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/586 E. 2022/1086 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/586 Esas
KARAR NO : 2022/1086

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/07/2021
KARAR TARİHİ : 01/11/2022
K.YAZIM TARİHİ : 14/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalıya ait iş yerinin tüm elektrik – tesisat yapı işlerinin (malzeme ve işçilik dahil) müvekkili şirket tarafından yapıldığı; müvekkilinin üzerine düşen tüm iş ve işlemleri yerine getirerek eksiksiz işi tamamladığı; böylelikle davalının müvekkil tarafından yapılan bu imalat neticesinde davalının işyerinde faaliyete başladığı; müvekkil şirketin dava konusu elektrik tesisat yapım işleri için temin ettiği ürünlerin faturalarının dava dilekçesi ekinde sunulduğu; müvekkilin yapacağı ve daha sonra yapıp bitirdiği imalata karşı yapılacak ödemelerin bir kısmının davalının çek karnesi olmadığından davalının akrabasının şirketi olan ….. A.Ş. tarafından verilen çeklerle ödendiği; ödemelerin ikiye bölündüğü ve ilk ödemenin 30.12.2019 tarihinde …… Seri Numaralı 40.000,00- TL bedelli, 30.12.2019 keşide tarihli çekle ödendiği; ikinci ödeme olarak işbu davaya konu fatura da davalının aynı mail adresine gönderildiği ancak davalı tarafından ikinci ödemenin gerçekleştirilmediği; tüm ısrarlara rağmen davalı faturada belirtilen tutarın ödenmediği; bunun üzerine icra takibinin başlatıldığı ve kötü niyetli olarak davalı tarafından itiraz edilmiş olduğundan açılan davanın kabulü ile davalının Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün …… E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile icra takibinin devamına karar verilmesine ve borçlunun kötü niyeti sabit olduğundan davalı borçlunun alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet/ icra inkar tazminatı ile arabuluculuk taraf ücreti ve yasal vekalet ücretine mahkum edilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin ticari her türlü iş ve işlemini kurumsal kültür dahilinde, hukuka uygun şekilde yerine getirmekte olan saygın bir firma olduğu; bu kapsamda, kurulduğu günden bu yana bütün ticari ilişkilerini usulüne uygun şekilde düzenlenmiş sözleşmeler ile kurmakta ve işbu sözleşmelerden doğan yükümlülüklerini de bihakkın yerine getirmekte olduğu; davacının huzurdaki davasına dayanak olarak sunduğu faturanın, haksız ve kötü niyetli olarak düzenlendiği; bu durum, iddiasını ispatla mükellef olan davacının, ispata yönelik elle tutulur hiçbir delil sunamamasından da kolaylıkla anlaşılabileceği; gelişigüzel düzenlenmiş bir fatura ile Sayın Mahkemeden talepte bulunan davacının dava dilekçesinde, bu faturanın düzenlenmesine ilişkin olarak bir kısım hususlara açıklık getirmediği; davacının hizmet bedelinin ispatlanması gerektiği; zira işbu faturanın gerçeğe aykırı olarak düzenlendiği; açıklanan nedenlerle açılan davanın reddi ile davacının icra ve inkar tazminatı talebinin reddi gerekmekle davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyamız arasına celp edilen Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü ….. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklının 50.156,84 asıl alacak, 3.498,11 faiz olmak üzere toplam 54.014,95 üzerinden borçlu aleyhine ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 26/11/2020 tarihinde tebliğ edildiği borçlu tarafından 03/12/2020 tarihinde ve süresi içinde borca, faize ve takibin tüm ferilerine itiraz ettiği ve itiraz nedeni ile takibin durduğu görüldü.
Dosyaya sunulan 29/09/2022 tarihli bilirkişi SMMM ….. ve Elektrik Mühendisi ….. tarafından düzenlenen raporda; Dava konusunun, davacının, davalı ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan fatura alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davacının 2019 ve 2020 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (11.11.2020) itibariyle davacının davalıdan 50.516,84 TL alacağının bulunduğu, davalının 2019 ve 2020 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi (11.11.2020) itibariyle davalının davacıdan 40.000,00 TL alacağının bulunduğu, takip konusunun davacı şirketin davalı şirkete düzenlemiş olduğu 31.03.2020 tarihli ….. numaralı 50.516,84 TL tutarlı faturadan kaynaklı olduğu, davacı tarafın, davalının yapmış olduğunu belirttiği ödeme tutarı; 40.000,00 TL düşülmesi ile davacının 91.847,52 TL – 40.000,00 TL = 51.847,52 TL daha sunulan faturalar haricinde iş yapmış olabileceği, bu kapsamda davacının KDV dahil 51.847,52 TL asıl alacak talebinin olabileceği, KDV dahil 50.516,84 TL. Talebe bağlı kalınabileceği, neticeten; yapılan teknik değerlendirme çerçevesinde takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 50.516,84 TL alacaklı olduğu, takip öncesi işlemiş ilişkin dayanak evrak bulunmadığından takip öncesi faiz hesabı yapılmadığı kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının fatura alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları ile bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup yapılan inceleme neticesinde mali müşavir bilirkişisi tarafından davacının 2019 ve 2020 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 50.516,84 TL alacağının bulunduğu, davalının 2019 ve 2020 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi itibariyle davalının davacıdan 40.000,00 TL alacağının bulunduğu tespit edilmiştir. Mahkememizce ayrıca faturaya konu işin yapıldığı iddia edilen davalı işyerinde keşfen bilirkişi incelemesi yapılmış olup yapılan inceleme neticesinde elektronik mühendisi tarafından davacı tarafça dosyaya sunulan faturalara konu işlerin yerinde yapıldığı; bu işlere ilave olarak davacının KDV dahil 29.511,55 TL tutarında daha iş yapmış olabileceği; nihayetinde davacı tarafından davalı işyerinde yapılan iş bedelinin KDV dahil toplam 91.847,52 TL olduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar davalı tarafından bilirkişi raporunda tespit edilen işlerin davalı tarafından yapıldığının ispat edilemediği iddia edilmiş ise de davalı tarafından davacıya 40.000,00 TL avans ödemesinin yapılmış olması; davacı tarafından mahkememize ibraz edilen faturalara konu işlerin mahallinde yapıldığının bilirkişi tarafından tespit edilmiş olması karşısında davalının aksi yöndeki savunmasına mahkememizce itibar edilmemiştir.
İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir. Davacı tarafından icra takibinde takibin dayanağı olarak 31/03/2020 tarih ve 50.516,84 TL bedelli fatura gösterilmiştir. Davalı tarafından davacıya yapılan 40.000,00 TL tutarındaki avans ödemesinin ilk muaccel hale gelen borçtan mahsup edilmesinin gerekmesi nedeni ile davacı tarafından davalı adına düzenlenen takip konusu fatura tutarı olan 50.516,84 TL’den 40.000,00 TL’nin mahsubu ile davacının davalıdan 10.516,84 TL alacaklı olduğunun kabulü ile açılan davanın 10.516,84 bakımından kabulüne; davalının takip tarihinden önce temerrüde düşürülmemesi nedeni ile takip öncesi faiz talebinin reddine, alacağın likit olması nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile takdiren kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine; davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ ile davalının Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 10.516,84 TL asıl alacak yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2. maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
3-Alacağın likit olması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile takdiren kabul edilen asıl alacak tutarının %20’si oranında hesaplanan 2.103,36 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
5-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 718,41 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 922,45 TL nispi harçtan mahsubu ile fazla alınan 204,04 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
6-Davacı tarafından sarf olunan 2.000,00 TL bilirkişi masrafı + 200 TL bilirkişi yol masrafı + 57,00 TL posta ücreti tebligat, müzekkere masrafından ibaret toplam 2.257,00 yargılama giderinin kabul ve red oranına göre (%19,47 kabul oranı) hesaplanan 439,44 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan 8,50 TL vekalet harcı, 59,30 TL başvurma harcı ve 718,41 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
9-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11- Davalı tarafından sarf olunan bilirkişi yol masrafından ibaret 200 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre (%80,53 red oranı) hesaplanan 161,06 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine; bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
12- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.062,99 TL’sinin davacıdan; 257,01 TL’sinin ise davalıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/11/2022

Katip …..
¸

Hakim …..
¸