Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/57 E. 2021/237 K. 12.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/57
KARAR NO : 2021/237

DAVA : Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi)
DAVA TARİHİ : 18/01/2021
KARAR TARİHİ : 12/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi) davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 18/01/2021 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Davalı şirket … İli … köyü …. İlesinde … fabrikası olarak faaliyet gösterdiğini, davacı müvekkilinin de davalı şirkette %10 hisseye sahip olduğunu, davacı müvekkilinin davalı şirkette küçük ve azınlık hisseye sahip olarak uzun yıllardır bilgi ve belge talebinin ve bagımsız denetçi atanmasına yönelik talepleri büyük hissedar ve diğer ortaklarca hep göz ardı edildiğini, davacı müvekkilinin %10 hissedarı olduğu şirketten hiç bir şekilde fayda görmediğini, herhangi bir kar payı ve yahut başka nam altında da bir fayda sağlamadığını, çoğunluk hisse sahipleri bir blok halinde şirketi istedikleri gibi yönetmekte olduğunu ve müvekkiline bu konuda aydınlatıcı beyan ve bilgi de vermediğini, 29/12/2020 tarihli Genel Kurulda müvekkilin özel denetci tayin talebinin red edildiğini, müvekkilinin şirketin kötü yönetildiğini S.S.K Vergi ve 3.Şahıs ve şirketlere borçlarının hakkında icra takipleri yapılmakta olduğunu , iş davalarının ikamesi üzerine davacı müvekkili için iş bu davayı ikame etmek zarureti hasıl olduğunu, bu nedenlerle davalarının kabulü ile davalı şirkete özel denetçi atanmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretininde davalı şirkete tahmilini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin 16/02/2021 havale tarihli cevap dilekçesini özetle; davacı tarafça, davanın ön şartı olan bilgi alma veya inceleme hakkı kullanılmadığını, dava şartı bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirketin 24.10.2019 tarihinde son Olağan Genel Kurulu’ nu gerçekleştirdiğini, Genel Kurul öncesi İdare Meclisi ve Murakıp Raporları ile Bilanço ve Kar-Zarar Hesapları toplantı gününden en az 15 gün evvel hissedarların tetkikine hazır bulundurularak, davet mektupları … Şubesi’nden 03.10.2019 tarihinde iadeli taahhütlü posta ile 12 ortağın adresine gönderildiğini, davacı tarafça, İdare Meclisi ve Murakıp Raporları ile Bilanço ve Kar-Zarar Hesapları incelendiğini ve Türk Ticaret Kanunu’ nun 438. Maddesi uyarınca bu toplantıda ve sonra, süresi içerisinde herhangi bir “Özel Denetçi Atanması” talebinde bulunulmadığını, davacı tarafın uzun yıllardır bilgi ve belge edinemediği hususu gerçeği yansıtmamakta olduğunu, 24.10.2019 tarihli olağan genel Kurul toplantı tutanağı bu iddiayı çürüttüğünü, kaldı ki, pay sahiplerine genel kuruldan önce aktif bir şekilde kullandırılmayan inceleme hakkı, genel kurul kararlarının butlanı sebebi olduğunu, ancak davacı tarafça böyle bir iddiaya dahi başvurulmadığını, sonrasında müvekkili şirketin Yönetim Kurulu Başkanı …’ ın vefatı nedeniyle, 29.12.2020 Tarihinde Olağanüstü Genel Kurul yapılmadığını, bu Olağanüstü Genel Kurul gündemi yalnızca yönetim kurulu seçimine ilişkin olduğunu, davacı tarafça, 29.12.2020 tarihli olağanüstü genel kurulda, şirketin kötü idare edildiğinden bahisle “Özel Denetçi Atanması” talep edildiğini, ancak gündem konusu olmaması nedeniyle bu talep reddedildiğini, davacı taraf herhangi bir bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmaksızın mvüekkili şirkete doğrudan “Özel Denetçi Atanması” yoluna gitmeye çalıştığını, davacı tarafça, müvekkili şirket zararlandırılmaya çalışılmakta olup, kötü niyetli davanın reddi gerektiğini, davacı tarafa ait, müvekkili şirkete aynı işi yapan ve rakip firma olan .. Sanayi İnşaat ve Ticaret Ltd. Şti. (İstanbul Ticaret Sicili – …) bulunduğunu, davacı taraf daha sonra bu şirketteki hisselerini eşi ve oğluna devretmiş ise de, gerçekte anılan şirketin idaresini halen yürüttüğünü, anılan nedenle, hukuki dayanaktan yoksun, haksız ve kötü niyetli olarak açılan davanın reddine karar verilmesini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, davacı ortağın şirket aleyhine açtığı TTK’nun 438.ve devamı maddelerine dayalı özel denetçi atanma isteminden ibarettir.
Davalı … Sanayi ve Ticaret A.Ş, İstanbul Ticaret Sicilinde … sicil numarası ile kayıtlı olup,… Köyü,… Caddesi No:.. … … adresinde faaliyetini sürdürmektedir.Davacı …’ın davalı şirketin ortağı olduğu,29/12/2020 tarihi itibarıyla anılan şirkette ¨522.000,00 ile %15 oranında hissedar olduğu anlaşılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta,davacı, davalı şirkete denetçi tayin edilmesi talep etmektedir. Davacının bu talebine ilişkin düzenlemeler 6102 s. TTK md. 438 vd. hükme bağlanmıştır. Davacının talep ettiği özel denetçi tayini, yönetim kurulunun şirketin işleyişine dair faaliyet raporu ile pay sahiplerine bilgi vermesi ve pay sahibine tanınan aktif olarak bilgi edinme hakkının yanında anonim şirketler hukukunun bilgilendirme düzeninin üçüncü unsurunu oluşturur.
Özel denetçi tayini önemli azlık haklarından birisi olup, TTK md. 438 vd. da düzenlenmiştir. Amaç şirket organlarını belirli işlemleri açıklama yükümlülüğü altında bırakarak azlığın hukuki statüsünün iyileştirilmesidir.
Özel denetçi talep hakkı TTK md. 438’te her bir pay sahibine sermayeye katılma oranından bağımsız ve bireysel olarak tanınmıştır. Bu hak pay sahipliğine bağlı olup, oy hakkından ve payın çeşidinden bağımsızdır. Dolayısıyla taahhüt ettiği bedelin tamamını ödememiş veya oy hakkından mahrum olan pay sahipleri (TTK md. 436) de genel kurula katılmaları halinde bilgi edinme hakkını kullanabilirler. Payın hamiline veya nama yazılı olmasının da bu hakkın kullanımı bakımından bir önemi yoktur.
Kanunda düzenlendiği şekliyle özel denetim periyodik olmayan yani istenilen zamanda yürütülebilen esas bakımından sınırlandırılmamış ancak işletmenin belirli alanlarını kapsayan bir denetim biçimidir.
Özel denetçi talebi pay sahibinin bilgi edinme hakkının bir uzantısıdır. Her ikisinin de amacı pay sahibinin bilgi edinme ve kontrol haklarını daha efektif kullanmalarını sağlamak ve bu yolla pay sahiplerinin haklarının (örneğin sorumluluk davası veya genel kurul kararlarının iptali) kullanımını kolaylaştırmaktır.
Özel denetçi talebi bilgi edinme ve inceleme hakkının sonuca ulaştırmadığı durumlarda ikincil ve son araçtır. Özel denetçi talebinin ikincilliği TTK md. 438’den kaynaklanmakta olup şahsa, esasa ve usule ilişkin hususları kapsamaktadır, özel denetçi talebi müessesinin ikincil nitelikte bir hukuki yol olması noktasında kanun koyucu katı bir biçimde genel kurulda önceden bilgi edinme ve inceleme hakkının kullanılıp kullanılmadığını aramaktadır. Bir başka ifadeyle pay sahibinin özel denetçi talebinde bulunabilmesi için öncelikle genel kuruldan bilgi talep edip inceleme hakkını kullanarak zamansal ve maddi olarak daha ekonomik olan yönteme başvurması gerekmektedir.
TTK’nın özel denetime ilişkin düzenlemeleri talebin zamanı hakkında açık bir düzenlemeye yer vermemektedir. Ancak anonim şirketlerde pay sahibi olmanın gereği pay sahipleri özel denetçi taleplerini prensip itibarıyla tıpkı diğer pay sahipliği haklarında olduğu gibi olağan veya olağanüstü genel kurulda ve genel kurul toplantısı süresince kullanabilirler. Bilgi edinme ve inceleme hakkında olduğu gibi bu hak her ne kadar genel kurulda kullanılabilirse de genel kurul öncesinde pay sahiplerinin özel denetim taleplerini yönetim kuruluna iletmeleri de mümkündür. Ancak her iki durumda da bilgi edinme hakkının önceden kullanılmış olması zorunludur, öte yandan bu hak genel kurul öncesinde kullanılmış olsa da talep hakkında karar sadece genel kurulda verilebilir.
Yukarıda da belirtildiği üzere pay sahibinin talebi üzerine Mahkemece özel denetçi tayin edilebilmesi kanunda aranan şartların gerçekleşmesine bağlıdır. Mahkemenin özel denetçi tayin edebilmesi için aranan maddi koşulların başında pay sahiplerinin genel kurulda daha önceden bilgi edinme ve inceleme haklarını kullanmış olmaları gelmektedir. Bu noktada genel kurulun olağan veya olağanüstü toplanmış olmasının bir önemi yoktur.
Özel denetçi talebi müessesesinin ikincil bir hukuki yol karakterine sahip olmasının gereği olarak pay sahibi bu hakkını kullanmadan doğrudan Mahkemeden özel denetçi tayin edilmesini talep edemez. Genel kurulda bu konuda talepte bulunma, mahkemeye başvuru için tüketilmesi gerekli bir aşamadır. Bilgi edinme hakkının genel kurulda kullanılmış ancak bilgi verilmemiş olması halinde de bu koşul gerçekleşmiş sayılır.
Özel denetçi talebinin ikincil nitelikte olmasının bir başka sonucu da özel denetim talep edilen konu veya konular ile bilgi edinme ve inceleme hakkı kapsamında genel kurulda yöneltilen sorular arasında birebir örtüşme olmasa da konu bakımından ayniyet olmasının gerekliliğidir.
Mahkeme tarafından özel denetçi tayin edilebilmesi için araran bir diğer koşul ise özel denetçi tayininin pay sahibinin haklarını kullanabilmesi için gerekli olmasıdır.
Örneğin paysahibinin sorumluluk davası açılabilmesi veya azınlık haklarının kullanımı için özel denetçi talebinde bulunması bir gereklilik olabilir. Ancak özel denetçi talep edebilmek için genel kurulda ibra oylamasında red oyu kullanılmış olması veya sorumluluk davası açılması bir koşul değildir.
Özel denetçi talebinin genel kurulda reddi halinde TTK md. 439’a istinaden açılacak davalarda aranmaktadır. Davacı özel denetçi talebinin gerekliliği ve genel kurulda bilgi edinme ve inceleme hakkının kullanmış olduğunun yanı sıra, kanunun veya esas sözleşmenin ihlâl edilmesi suretiyle şirketin veya pay sahiplerinin zarara uğratılmış olduğunu “ikna edici” biçimde ortaya koymalıdır. Görüldüğü üzere davacı hem şirketin zararını hem de organların veya kurucuların kanunu veya esas sözleşmeyi ihlâl ettiklerini inandırıcı biçimde ortaya koymalıdır.
Huzurdaki dava yukarıda sayılan şartlar bakımından incelendiğinde davacı tarafından özel denetçi tayin edebilmesi için aranan maddi koşulların başında yer alan genel kurulda daha önceden bilgi edinme ve inceleme haklarını kullanmış olması şartının yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Şöyle ki, davacının 29/12/2020 tarihinde gerçekleştirilen ve usulüne uygun olarak davet edildiği genel kurula katıldığı dosyada mevcut genel kurul tutanağından ve hazirun cetvelinden açıkça görülmektedir. Davacı ikincil nitelikteki özel denetçi talebine ilişkin hakkını kullanmadan önce genel kurullara katılarak bilgi edinme hakkını kullanmalıydı.
Oysa davacı genel kurula katıldığı halde davalı şirketten bilgi talebinde de bulunmamıştır. Bu durumda pay sahibi genel kurulda bilgi talep edip inceleme hakkını kullanmadan doğrudan mahkemeye başvurup özel denetçi talebinde bulunamayacağından, davanın HMK’nun 114/2.maddesi hükmü yollamasıyla 6102 sayılı TTK’nun 438/1.madde hükmünde aranan bilgi alma veya inceleme hakkının kullanılmasına ilişkin dava şartı noksanlığı sebebiyle HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davalı şirketin 29/12/2020 tarihinde yapılan genel kurulunda bilgi talep edip inceleme hakkını kullanmadığı anlaşıldığından davanın HMK’nun 114/2 ve 115/2. Maddeleri uyarınca özel dava şartı noksanlığı nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen ¨4.080,00 ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨250,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda TTK’nun 440. Maddesi uyarınca kesin olarak oybirliğiyle karar verildi. 12/03/2021

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.