Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/537 E. 2022/883 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/537 Esas
KARAR NO : 2022/883

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 11/11/2016
KARAR TARİHİ : 20/09/2022
K.YAZIM TARİHİ : 19/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin …. şubesinde çalışan …’nın 02.08.2016 tarihinde müvekkili kooperetif yönetim binasının yanındaki çöp konteynırına işi gereği çalıştığı marketin çöplerini atmak üzere geldiğinde çöplerle birlikte elindeki sigara izmaritini de atmış olduğunu, kısa zaman sonra sigara izmaritinden tutuşan kağıtların yanması ile konteynerde alevler çıkmış ve bu alevlerin müvekkilinin binasına ve binanın doğalgaz kutusuna sıçramış ve çıkan yangın sebebi ie müvekkilinin binasının büyük kısmının küle dönmüş olduğunu, suç duyurusu bulunulması üzerine bu kişinin olayı ikrar etmiş olduğunu, yine taraflarınca başvurulması üzerine Bakırköy …. Sulh Hukuk Mahkemesinin ….. D.İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda yangın neticesinde müvekkilinin 411.820 TL zarara uğradığının tespit edilmiş olduğunu, bu tutarın tazmini amaçlı davalı tarafa noter aracılığı ile gönderilen ihtarnameye davalı tarafından yine noter aracılığı ile itiraz edildiğinden, taraflarınca Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı icra takibinin başlatılmış olduğunu, yangının çıkmasına davalı şirket personelinin sebebiyet vermesi nedeni ile TBK m.66 da Özen Sorumluluğu başlığı altında düzenlenen İstihdam Edenin Kusursuz Sorumluluğu çerçevesinde davalı yanın sorumluluğunun ortaya çıkmakta olduğunu, müvekkilinin 31.10.2016 tarihi itibariyle sigorta ve benzeri kurumlardan kesinlikle bir ödeme almamış olduğunu, bu sebepler ile davalı tarafın kötü niyetli ve hukuki mesnetten uzak itiraz ederek müvekkilinin alacağını almasına engel olduğunu belirtmişler ve netice-i talep olarak, açıklanan sebepler ile Bakırköy … . İcra Müdürlü n ….. Esas sayılı dosyasına yapılan tüm itirazların iptali ile takibin devamına, davalının asıl alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı cevap dilekçesinde özetle; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 66/2 maddesi uyarınca adam çalıştıranın sorumlu tutulabilmesi için; adam çalıştıran ile çalışan arasında bağımlılık esasına dayanan bir çalıştırma ilişkisi, görev nedeni ile gerçekleşen bir eylem bulunması, oluşan zarar ile bu eylem arasında illiyet bağı bulunması gerekmekte olduğunu, başka bir anlatımla zararın adam çalıştıran işverenin işi görülürken gerçekleşmiş olmasının sorumluluk için yeterli olmayıp eylemle zarar arasındaki uygun nedensellik bağının mücbir sebep veya işçinin ya da üçüncü kişinin ağır kusuru ile kesilmemiş olmasının zorunlu olduğunu, zarara sebep olan yangın olayında ise …. çalışan işçinin ağır kusuru bulunmakta olduğunu, bu ağır kusur sebebiyle nedensellik bağının kesilmiş olduğunu, yangına sebep olan işçinin içtiği sigarayı söndürmeden izmaritini yere atarak ağır kusur ile yangının çıkmasına sebep olduğunu, sigaranın söndürülmeden yere atılmaması gerektiğinin herkesçe bilinen bir kural olduğunu, işçinin bu konuda ağır kusurlu olduğunu, işçinin görevi nedeni ile gerçekleşen bir eyleminin de bulunmamakta olduğunu, bu nedenle adam çalıştıranın sorumluluğuna gidilebilmesi için gerekli şartların oluşmamış, illiyet bağı işçinin ağır kusuru sebebiyle kesildiğinden müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmamakta olduğunu, nitekim bu kişinin karakola vermiş olduğu ifadesinde içmekte olduğu sigara izmaritini yere attığını kabul etmiş olduğunu, olayın müvekkili şirket ile bir alakası bulunmamakta olduğunu, müvekkili şirketin çalışanlarını sseçerken gerekli dikkat ve özeni göstermekte olduğunu, söz konusu kişiye gerekli tüm eğitimlerin de verilmiş olduğunu, tüm bu hususların tanık beyanları ile de ispat edileceğini, açıklanan sebepler ile davacının yasal dayanaktan yoksun tüm talepleri ile davanın reddine karar verilmesini dilediklerini belirtmişler ve de sonuç ve istem olarak da açıklanan sebepler ile davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyaya sunulan 06/07/2022 tarihli bilirkişiler …… ve … tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda; 02/08/2016 günü saat 19:29 sularında, davalı …. çalışanı …. tarafından çalıştığı iş yerine ait karton ve kağıtların, …. Belediyesi’ne ait geri dönüşüm kutularına atım işlemi esnasında, davalı çalışanı …’nın elindeki sigara izmaritinin kontrolsüzce ve söndürülmeksizin yanıcı özelliği bulunan kağıt- karton kolilerin bulunduğu bölgeye atılması kaynaklı yangın olayının meydana gelmiş olduğu, Yangının elektrik veya doğalgaz tesisat kaynaklı başlamış olamayacağı, Bakırköy …. . sulh Hukuk Mahkemesi’nin …. D.İş nolu dosyasına sunulan 23.08.2016 tarihli Bilirkişi Tespit Raporunda zararların metrajları da belirtilmek suretiyle hesaplanmış ve binada oluşan 349.000 TL + KDV tutarındaki hasar ve zarar bedelinin piyasa rayiçlerine uygun, kadri maruf olduğu, yine eksper tarafından yangın sebebiyle hasara uğrayan binada (yangından 1 gün sonra) 03.08.2016 tarihinde yapılan incelemeler ışığında alınan 3 adet teklifin sulh hukuk mahkemesi tespit raporundaki bedel ile örtüşmekte olduğu, eksper raporunda isabetli olarak bazı kalemlere %5 eskime tenzili uygulanarak yapılan hesaplamanın piyasa rayiçlerine uygun olduğu, 02.08.2016 tarihli yangın sebebiyle davaya konu binada oluşan, %5 tenzilli toplam bina hasarı 324.050,00 TL ile demirbaş (2 adet klima) hasarı 9.500,00 TL olmak üzere toplam 333.550,00 TL + KDV = 393.589,00 TL + 1.261,64 TL (takip tarihine kadar işlemiş faiz) = 394.850,64 TL davacı talebi olabileceği (takip tarihi itibariyle) Adam çalıştıranın sorumluluğunun önemli koşullarından birisinin çalıştırılan kişinin zararlı eylemi ile hizmetin yürütülmesi arasındaki sıkı ilgi olduğu; çalıştırılanın zarar verici eylemiyle hizmeti arasında gaye ve görev bakımından sıkı bir ilgi yoksa adam çalıştıran tazminatla sorumlu tutulamayacağı; işçinin sigarası sebebiyle çıkan yangın bakımından doktrin ve yargı kararları arasında birlik olmadığı; TBK m.66’nın lafzından hareketle, doktrindeki görüşün üstün tutularak, davalının TBK m. 66 uyarınca sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı hususları tespit edilmiştir.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Adam çalıştıranın sorumluluğu, “Özen Sorumluluğu” genel başlığı altında TBK’nın 66. maddesinde “Adam Çalıştıranın Sorumluluğu” matlabı altında düzenlenmiştir. Anılan maddede; “Adam çalıştıran, çalışanın, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür. Adam çalıştıran, çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse, sorumlu olmaz.” hükmü öngörülmüştür.
Bu madde gereğince adam çalıştıranlara genel nitelikte objektif bir özen yükümlülüğü yüklenmiş ve adam çalıştıranın bir özel hukuk ve bağımlılık ilişkisi içerisinde çalışanlarının kendilerine bırakılan işleri gördükleri sırada hukuka aykırı bir fiille üçüncü kişilere vermiş oldukları zarardan sorumluluğu düzenlenmiştir. Buna göre adam çalıştıranın sorumluluğu, kusursuz sorumluluk türlerinden özen sorumluluğudur. Başka bir deyişle adam çalıştıranın sorumluluğunun kaynağı, adam çalıştıranın çalışanlarını seçerken ve onları çalıştırırken çalışanlar üzerindeki denetim ve gözetim ödevini yerine getirmemesine, kanun tarafından kendisine yükletilen bu tür objektif bir ödevi ihlal etmesine dayanmaktadır (Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara, 2017,8. 643).
Adam çalıştıran, yapılacak iş için uygun fikri, mesleki bilgi ve yeteneklere sahip bir kişi seçmekle yükümlüdür. Seçeceği yardımcı kişinin yapacağı iş için vasıflı, yeterli eğitim görmüş, yeni bilgi, yöntem ve tekniği özümsemiş ve izlemiş olmasını arayacaktır. Adam çalıştıranın sorumluluğu bir kusur sorumluluğu olmadığı için sorumluluk, kendisinin veya emrinde çalışan yardımcı kişinin kusurlu olup olmamasına bakılmaksızın, kusurdan bağımsız olarak doğmaktadır. Sorumluluğun doğması için objektif özen yükümlülüğünün ihlâliyle meydana gelen zarar arasında, uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir (HGK, 15.06.2021, 361/772. Karar için bkz. Lexpera).
TBK m.66 uyarınca adam çalıştıranın sorumlu tutulabilmesi için, kendisine bağımlılık ilişkisi olan çalıştırdığı kişiyi, hizmetin görülmesi sırasında ve o iş dolayısıyla bir zarara neden olması, zararla bu eylem arasında bir nedensellik bağının bulunması ve adam çalıştıranın kurtuluş kanıtı getirememesi gerekir.
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davalı şirketin ….. şubesi çalışanı …’nın 02.08.2016 tarihinde sebep olduğu yangın sebebi ile davacı kooperatifin yönetim binasında meydana gelen zararın tazmini istemli olarak huzurda görüşlen dava açılmıştır. Mahkememizce Bakırköy … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …. Değişik iş sayılı dosyası ile Bakırköy ….. Asliye Ceza Mahkemesi’nin ….. E., … K. sayılı dosyaları celp edilmiştir. Dosya kapsamında davalı şirket çalışanının eyleminden kaynaklı olarak yangının meydana geldiği konusunda uyuşmazlık bulunmamakla birlikte davalının işçisinin bu eyleminden kaynaklı olarak TBK’nın 66. maddesi uyarınca sorumluluğunun bulunup bulunmadığı uyuşmazlığın temelini oluşturmaktadır. Dava konusu yangının zaman ve mekan açısından işyerinde ve çalışanın mesai saatleri içerisinde çalışanın çöpleri atmak üzere işini yaptığı sırada meydana gelmesi nedenleriyle davalının TBK’nın 66. maddesi uyarınca davacıda meydana gelen zarardan sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır. Tekniğine uygun ve denetime elverişli olarak düzenlendiği mahkememizce kabul edilen dosyada mübrez bilirkişi raporu ile davacıya ait binada gelen zararın KDV dahil 393.589,00 TL olduğu mahkememizce kabul edilmiştir. Her ne kadar feri müdahil tarafından doğalgaz kutusu ve tesisatının yangının davacıya ait binaya sirayet etmesine neden olduğu iddia edilerek doğalgaz şirketinin kusur ve sorumluluğunun irdelenmesi için bilirkişi heyetinden rapor alınması talep edilmiş ise de doğalgaz şirketinin kusurunun varlığının davalının sorumluluğuna etki etmeyecek olması nedeni ile mahkememizce bu yönde bir araştırma yapılmasına gerek duyulmamıştır.
Feri müdahil tarafından icra takibinden sonra huzurda görülen davadan önce söz konusu yangın nedeni ile davacıya 04/11/2016 tarihinde 93.243,92 TL ödeme yapılmıştır. Her ne kadar davacı tarafından ödenen tutar mahsup edilmeden huzurda görülen dava takip çıkışı üzerinden harçlandırılarak açılmış ise de Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun Esas No: …. , Karar No: …… tarihli kararı ile Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin Esas no: …, Karar No: …., 06/12/2020 tarihli kararında da belirtildiği üzere takipten sonra davadan önce yapılan ödemenin asıl alacak miktarından düşüldükten sonra itirazın iptali davası açılması gerektiği, ödenen tutar bakımından davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile davadan önce yapılan ödeme bakımından davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine, bakiye alacak bakımından ise esastan reddine; alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeniyle davacının icra inkar tazminatının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ ile davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 300.345,08 TL ana para ve 1.261,64 TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 301.606,72 TL üzerinden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2- Davacının fazlaya ilişkin 93.243,92 TL’lik talebinin hukuki yarar yokluğu nedeni ile USULDEN; 18.289,44 TL’lik talebinin ise ESASTAN REDDİNE,
3- Alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 20.516,57 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 7.055,40 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 13.461,17 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından sarf olunan (4.700,00 TL bilirkişi ücreti + 200 TL keşif araç masrafı +182,00 TL posta ücreti tebligat, müzekkere masrafından ibaret) 5.082,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre (%72,70 kabul oranı) hesaplanan 3.694,61 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan 4,30 TL vekalet harcı, 29,20 TL başvurma harcı ve 7.055,40 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
8-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 45.048,31 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin ve Feri Müdahil vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/09/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸