Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/535 E. 2021/549 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/535 Esas
KARAR NO : 2021/549

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 19/03/2019
KARAR TARİHİ : 22/06/2021
K.YAZIM TARİHİ : 16/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP:Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili Şirket tarafından sigortalısı dava dışı … Medikal San. Ve Tic. A.Ş.’nin kiracı olarak faaliyet gösterdiği adreste davalılardan … A.Ş.’nin maliki diğer davalı … Mağazacılık A.Ş.’nin kiracı olarak bulunduğu bağımsız bölümde yangın meydana geldiği, gelen yangın nedeni ile davacının sigortalısı … Medikal A.Ş.’de maddi hasar meydana geldiği, ekspertiz raporuna göre hasar bedeli olarak sigortalı şirkete 120.103,22 TL hasar bedeli ödendiği, yapılan bu ödeme nedeni ile TTK’nın 1472. Maddesi uyarınca sigortalının haklarına halef oldukları, bu nedenle sigortalıya ödenen bedelin davalılardan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalılardan …. A.Ş. tarafından verilen cevap dilekçesi ile; yangının çıktığı bağımsız bölümün maliki olduklarını, rücu ilişkisinin temelinin kira sözleşmesi olmasından dolayı Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu, ayrıca gerek malın bulunduğu ve zararın meydana geldiği, gerek davalı müvekkilinin adresinin Küçükçekmece adliyesi yargı çevresinde olması nedeni ile yetkili mahkemenin Küçükçekmece Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu, dosyada mübrez raporlar uyarınca yangının meydana gelmesinde tek kusurlu ve sorumlunun diğer davalı kiracı …. Mağazacılık A.Ş. olduğu, müvekkilinin yangının meydana gelmesinde herhangi bir kusuru olmadığı gerekçesi ile davanın esastan reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalılardan … Mağazacılık A.Ş. tarafından verilen cevap dilekçesi ile; yangının meydana geldiği bağımsız bölümde kiracı olarak bulunduklarını, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığı, rücu ilişkisinin temelinin kira sözleşmesi olmasından dolayı Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu, yangının meydana gelmesinde müvekkili şirketin herhangi bir kusuru olmadığı, davacının tazminat alacağı talebinin hukuki bir dayanağı olmadığı, yangının meydana gelmesinde diğer davalı malik olan … A.Ş.’nin kusuru olduğu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … tarafından verilen cevap dilekçesi ile; yangının çıktığı bağımsız bölümün malikinin sigortacısı olduğu, davanın yetkili mahkemede açılmadığı, alacağın zamanaşımına uğradığını, dosyada mübrez raporlar uyarınca yangının meydana gelmesinde müvekkili sigorta şirketi ile sigortalısına hiçbir kusur izafe edilemeyeceği bu nedende davanın esastan reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalılardan … Sigorta A.Ş. tarafından verilen cevap dilekçesi ile; yangının çıktığı bağımsız bölümün kiracısının sigortacısı olduğu, davanın görevli mahkemede açılmadığı, alacağın zamanaşımına uğradığını, yangının meydana gelmesinde diğer davalı malik olan … A.Ş.’nin kusuru olduğu, bu nedende davanın esastan reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, TTK.m.1472’ye dayalı rücuen tazminat talebine ilişkindir.
Mahkememizce davacı tarafından açılan dava mahkememizin … esasına kaydedilmiş, yapılan yargılama sırasında 22/06/2021 tarihli celsede bir kısım davalılar hakkında açılan davanın mahkememizin görevli olmadığı kanaati ile davalılardan … ve … Sigorta A.Ş. yönünden davanın tefrikine karar verilmiştir. Tefrik kararı gereğince davanın mahkememizin… esasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizin … E. sayılı dosyasında taraflar arasındaki uyuşmazlığın 17/06/2017 tarihinde meydana gelen yangın nedeni ile davacı … şirketinin sigortalısının uğradığı zarar nedeni ile yapmış olduğu ödemenin davalı yapı malikinden ve yapı malikinin sigortacısından rücu koşullarının oluşup oluşmadığından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
TTK.m.1472 hükmü; “(1) Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. (2) Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur.” şeklindedir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.3.1944 tarih ve 37 E. – 9 K. Ve 3.7.1944 tarihli kararında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 19. maddesinde, her kat malikinin anagayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere, kusuru ile verdiği zarardan dolayı diğer kat maliklerine karşı sorumlu olduğu hüküm altına alınmıştır. Yine aynı kanunun Ek Madde 1’i “Bu Kanunun uygulanmasından doğacak her türlü anlaşmazlık sulh mahkemelerinde çözümlenir.” hükmünü amirdir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 10/06/2019 tarih, 2016/11546 E. ve 2019/7157 K. Sayılı ilamına göre;
“Bu durumda mahkemece; kat mülkiyeti kurulmuş olan ana taşınmazdaki davalıya ait bağımsız bölümden kaynaklandığı ileri sürülen zararın rücuen tahsiline ilişkin davada Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gözetilerek, HMK’nun 114/1-c maddesine göre, görevsizlik nedeniyle HMK’nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde işin esası hakkında hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.”
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davalı şirketin yapı maliki olması ve gerekli önlemleri almadığı gerekçesi ile davacı … şirketinin sigortalısında meydana gelen zarardan sorumlu olup olmadığına ilişkin uyuşmazlığın 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri uyarınca çözülmesi; söz konusu kanunun uygulanmasından doğacak her türlü uyuşmazlıklarda Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu tespit edilerek kamu düzeninden sayılan mahkemenin görevli olmasının HMK’nın 114/1-c maddesinde dava şartı olarak düzenlendiği, taraflarca ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle, HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri gereğince DAVANIN USULDEN REDDİNE, uyuşmazlığın çözümünde Küçükçekmece Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna,
2- 6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
3- HMK’nın 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Küçükçekmece Sulh Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Küçükçekmece Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4- Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra talepte bulunulmaması nedeniyle davaya görevli mahkemede devam edilmemesi durumunda yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nın 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARINA,
5- Yargılama gideri ve harçların görevli mahkeme tarafından nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yokluğunda dosya üzerinden karar verildi.
22/06/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı