Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/516 E. 2023/67 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/516 Esas
KARAR NO : 2023/67

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/04/2021
KARAR TARİHİ : 24/01/2023
K.YAZIM TARİHİ : 28/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında 2017 yılına kadar çeşitli ticari işler yapıldığını, davalının cari hesapta kayıtlı borcunun tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, ticari ilişki içerisinde, 25.11.2015 tarihli 8.5S7,50 USD bedelli (KDV ihraç kaydı mevcut) … nolu satış faturası, 09.09.2014 tarihli … nolu faturaya ilişkin 29.12.2015 tarihli 1.925,76 USD bedelli … nolu iade faturası, 04.03.2016 tarihli 11.188,50 USD bedelli (KDV ihraç kaydı mevcut) … nolu satış faturası, 23.08.2016 tarihli 4.500,00 USD bedelli (KDV ihraç kaydı mevcut) … nolu satış faturası, 01.02.2017 tarihli 1793,60 USD bedelli … nolu satış faturası, 01.02.2017 tarihli 12.375,00 USD bedelli (KDV ihraç kaydı mevcut) … nolu satış faturaları tanzim edilmiş olup davalı tarafça bu fatura bedellerine istinaden 02.11.2016 tarihli dekont ile 31.000,00 TL, 24.04.2017 tarihli dekont ile 16.660,00 TL ve 12.12.2017 tarihli dekont ile 12.726,90 TL bedelli ödeme yapıldığını, iş bu satış, alış, iade faturaları ile ödeme dekontları incelendiğinde müvekkilinin davalı şirketten 4.146,21 USD alacaklı olduğu sabit olup bu alacağın faiziyle birlikte 4.604,69 USD olarak tahsilini talep ettiklerini, Bahse konu bakiye alacağa ilişkin öncelikle İstanbul …. İcra Müdürülüğü’nün … E.
Sayılı dosyası ile davalı tarafa ödeme emri tebliğ edildiğini, davalı tarafın borca itiraz ile
birlikte yetki itirazı yapmış olması nedeniyle dosyanın Silivri İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına gönderildiğini, davalının itirazı neticesinde takibin durduğunu, bu nedenle davalının itirazının iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı
olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet
ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından gerek ihtarname, gerek arabuluculuk, gerekse icra takibinde birbirinden farklı alacak miktarlarının, davacını alacak miktarı konusunda net bir kanıya varamadığını, müvekkili ile davacı arasında 09.09.2014 tarihinden 12.12.2017 tarihine kadar ticari ilişki olduğunu, müvekkilinin borçlarının tamamını ödediğini, davacının alacak iddiası ile gönderdiği ihtarnamelere verilen cevapta fatura bedelinin …. isimli Iraklı müşteri tarafından davacıya ödendiği, bu nedenle 25.11.2015 tarih ve … nolu fatura bedeline ilişkin mükerrer tahsilat talep edildiğini bildirildiğini, davacı tarafından müvekkiline 28.09.2017 tarihinde mail gönderildiğini, işbu mail ekindeki cari hesap ekstresinde müvekkil … ile dava dışı … Ticaret carisinin birleştirilmiş olduğunu, cari hesap ekstresinde borç bakiyesinin 3.325,67 USD olduğunun bildirildiğini, müvekkilinin 12.12.2017 tarihinde davacıya 12.724,90 TL göndererek borcunu ödediğini, davacının aradan 4 yıl geçtikten sonra işbu davayı ikame ettiğini, Müvekkili ile davacı arasında resmi ve gayriresmi ticari ilişki olduğunu, açık hesapların cari hesapta kapsam dışı bırakılarak müvekkilinin borcu varmış gibi gösterildiğini, davacının … numaralı fatura bedelini tahsil ettiği halde kayıtlarında göstermediğini, müvekkilinin … numaralı faturanın satıcı yada alıcısı konumunda olmayıp yalnızca ürünlerin yüklenmesine aracılık ettiğini, fatura konu satışın davacı tarafından dava dışı …. isimli kişiye yapıldığını, fatura bedelinin dava dışı müşteri tarafından davacıya ödendiğini, davacının mail ile gönderdiği cari hesap ekstrelerinde bu faturanın olmadığını, bu nedenle davanın reddine, davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyamız arasında celp edilen Silivri İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklının 4.146,21 USD asıl alacak, 458,48 USD faiz olmak üzere toplam 4.604,69 USD üzerinden borçlu aleyhine cari hesap dayanak gösterilmek suretiyle ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin borçluya 18/01/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından süresi içerisinde 13/01/2021 tarihinde borca ve ferilerine itiraz ettiği ve icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulduğu görüldü.
Davacı şirket yetkilisi … mahkememiz huzurundaki beyanında; “bana göstermiş olduğunuz 28/09/2017 tarihli mail o zaman muhasebemde çalışan … tarafından gönderilmiştir, söz konusu mail içeriğinden benim haberim yoktur, mail gönderildikten sonra hesapların incelenmesinde mail ekinde gönderilen cari hesap ekstresinin hatalı olduğunu fark ederek davalıdan bakiye alacağı istedik, zaman zaman muhasebe departmanları tarafından bu tarz hatalar yapılmaktadır” dedi.
Davalı tanığı … mahkememiz huzurundaki beyanında; “ben 2017 tarihinde davalı şirkettin muhasebe departmanında çalışmaktaydım, davacı şirket çalışanı … Bey tarafından cari hesap borcuna ilişkin 2017 yılında bir mail gönderildi, mail ekinde gönderilen cari hesaptaki tutarı çalıştığım şirket davacıya ödedi, davacı şirket ile davalı şirket arasında borcun mail ekinde gönderilen tutar olduğu konusunda mutabakata varılmıştı, daha sonra ben davalı şirketten ayrıldım, üzerinden uzun zaman geçtiği için tam olarak hatırlayamamakla birlikte cari hesaba ilişkin mailin gönderilmesinden sonra davacı şirketten ismini tam olarak hatırlayamadığım biri gelerek benimle ve çalıştığım firmanın sahibi olan … Bey ile görüştü, bildiğim kadarıyla … Bey ile cari hesap konusunda bu şekilde mutabakata varıldı, daha sonra borç ödendi, Cari hesabın gönderildiği mailden önce davacı şirket muhasebe çalışanı ile mutabakat konusunda telefonla bir kaç kere soruldu, bunun üzerine mutabık kaldığımız tutar üzerinden 28/09/2017 tarihli mail gönderildi, davalı şirketin grup şirketi olduğu … Dış Ticaret ile davalı şirketin cari hesabının bir tutulup tutulmadığını hatırlamıyorum.” dedi.
Davalı tanığı … mahkememiz huzurundaki beyanında; “2018 yılının başında 1-1,5 ay kadar davalı şirkette mali müşavir olarak görev yaptım, taraflar arasında gönderilen maillere ilişkin bilgim olmamakla birlikte, maillerden sonraki süreçten haberdarım, ben davalı şirketle çalışmaya başladığımda davacı şirketin cari hesabını inceledim, resmi cari hesapta çalıştığım firmanın davacıya bir miktar borcu görünüyordu, bunun üzerine çalıştığım şirketin sahibi … Bey’le görüştüm, … bey bana davacı ile açık hesap şeklinde çalışıldığını resmi hesap dışında mutabakata varıldığını ve borçlarının olmadığını söyledi ben bunun dışında bizzat bir şeye sahip olmadım ya da davacı şirket çalışanı ya da yetkilisi ile bu konuda görüşmedim.” dedi.
Dosyaya sunulan 21/02/2022 tarihli bilirkişiler … ve … tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda; Yanlar arasında ticari mal alım/satımı yapılması şeklinde bir ticari ilişki olduğunun
sabit olduğu,
Davacı ticari defterlerinde icra takip tarihinde davacının davalıdan 4.078,44 USD alacaklı gözüktüğü, (yanlış kayıtların düzeltilmesi neticesinde)
Davalı ticari defterlerinde, icra takip tarihinde davalının davacıya herhangi bir borcu gözükmediği, ancak icra takip tarihinden önce davalının davacıya 4.084,01 USD borçlu olduğu ve davacıya olan borcunu ortaklar cari hesabı ile dayanaksız olarak sıfırladığı, mahkemece yanların resmi ticari defterlerinde gözüken borç/alacağın dikkate alınması gerektiğine kanaat edilmesi halinde icra takip tarihinde davacının davalıdan 4.078,44 USD alacaklı olacağı ve icra takip tarihine kadar 12,53 USD işlemiş faiz talep
edebileceği, Davalı tarafından, yanlar arasında resmi ticari ilişki haricinde gayriresmi ticari ilişki olduğu iddia edildiği, iddialarına dayanak olarak davacı tarafından gönderildiği sabit olan cari
hesap ekstrelerine ve e-mail yazışmalarına dayandığı, e-mail ekinde sunulan cari hesap ekstrelerine göre davacının davalıdan 3.325,67 USD alacaklı olduğu, davalının da bu bedeli 12.12.2017 tarihinde ödemesi ile davacıya olan borcunu sonlandırmış olduğu, dolayısıyla mahkemece davacının davalıya gönderdiği e-mail ve ekindeki cari hesap ekstresine
itibar edilmesi halinde, davacının davalıdan herhangi bir alacağı olmayacağı hususları tespit edilmiştir. Dosyaya sunulan 16/09/2022 tarihli bilirkişiler … ve … tarafından düzenlenen bilirkişi ek raporunda; Kök raporda varılan tespitlere ek olarak inceleme konusu olan 28.09.2017 ve 15.02.2017 tarihli … ekinde geçen … dokümanlarının içeriğine yukarıda yer verilmiş
olup, bahse konu e-maillerin davacı firma tarafından gönderildiği … tarafından mahkemeye gönderilen IP sorgu sonuç kayıtları ile de sabit olduğu,
Teknik incelemelerde tespit edilen … dosyalarındaki işlemlerin, kök raporda tespit edilen işlemlerle uyumlu olduğu ve Kök raporda yapılan mali tespitlerde bir değişiklik
olmayıp, aynen korunduğu hususları tespit edilmiştir. Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının cari hesap alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda; davacı ticari defterlerinde icra takip tarihinde davacının davalıdan 4.078,44 USD alacaklı gözüktüğü, (yanlış kayıtların düzeltilmesi neticesinde) davalı ticari defterlerinde ise, icra takip tarihinde davalının davacıya herhangi bir borcu
gözükmediği, ancak icra takip tarihinden önce davalının davacıya 4.084,01 USD borçlu
olduğu ve davacıya olan borcunu ortaklar cari hesabı ile dayanaksız olarak sıfırladığı tespit edilmiştir. Davalı vekili tarafından cevap dilekçesi ekinde sunulan 28.09.2017 ve 15.02.2017
tarihli … davacı firma tarafından gönderildiği BTK tarafından
mahkemeye gönderilen IP sorgu sonuç kayıtları ile sabit olduğu; mail eklerinde yer alan … listeleri tespit edilerek teknik incelemelerde tespit edilen excell dosyalarındaki işlemlerin, kök raporda tespit
edilen işlemlerle uyumlu olduğu bilirkişi ek raporu ile tespit edilmiştir. Söz konusu mail yazışması ve ekindeki excell listesinde yer alan bakiye borcun davalı tarafından ödendiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamakta olup söz konusu tutarın ödenmesi ile borcun sona erip ermediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Söz konusu mail yazışmalarının davacı şirket tarafından gönderildiğinin tespiti üzerine söz konusu mail yazışmaları yazılı delil başlangıcı kabul edilerek davalı tanıkları huzurda dinlenilmiştir. Davalı tanığı … mahkememiz huzurunda söz konusu mail yazışmasından önce cari hesap konusunda mutabakata varılarak borcun ödendiği belirtilmiş olup görgüye dayalı söz konusu tanık beyanına mahkememizce itibar edilmiştir. Her ne kadar davacı vekili tarafından tanıklarının dinlenilmesi talep edilmiş ise de HMK’nın 200. maddesi ile davalının tanık dinletilmesine muvafakat etmemesi ve davacı bakımından yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belgenin dosyaya sunulmaması nedeni ile bu yöndeki talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı tarafından mail ekinde cari hesap ekstresinin davalıya gönderildiği; davalı tarafından mail ekinde yer alan cari hesapta görünen borcun ödendiği anlaşılmakla taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayalı olarak borcun sona erdiği mahkememizce kabul edilerek davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar davalı vekili tarafından kötü niyet tazminatı talep edilmiş ise de davacının icra takibi başlatmakta kötü niyetli olduğu davalı tarafından ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminatının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
2- Şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 641,65 TL nispi harçtan mahsubu ile fazla alınan 461,75 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 700 TL yargılama gideri posta masrafının davacıdan tahsil edilerek davalıya verilmesine,
6- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
7- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/01/2023

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı