Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/47 E. 2021/39 K. 18.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/47
KARAR NO : 2021/39

DAVA : İtirazın İptali (Trampa Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/01/2021
KARAR TARİHİ : 18/01/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Trampa Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile davalı ile müvekkili arasında 03/01/2012 tarihinde Beyoğlu … Noterliğinde trampa sözleşmesi yapıldığını, taraflar, aralarında yaptıkları Trampa sözleşmesi ile davalı … İnşaat Gayrimenkul Yatırım Hizmetleri A.Ş.’ye ait ”…” adı ile … inşaat projesinden brüt 500 m2’ye tekabül eden 5 adet bağımsız bölüm ve 10.000,00 TL denklik akçesi karşılığında davacı …’ın maliki olduğu … Ada, … Parsel sayılı 25.460,04 m2 büyüklüğündeki gayrimenkulün …. hissesini (718,42 m2) trampa yapmayı taahhüt ettiklerini, taraflar aralarında yaptıkları Trampa sözleşmesinin 7. Maddesi uyarınca … İnşaat’ın işbu sözleşme konusunu teşkil eden bağımsız bölümleri en geç 30/12/2014 tarihine kadar …’a fiilen teslim edeceğinin kararlaştırıldığını, davalı …. İnşaat Gayrimenkul Yatırım Hizmetleri A.Ş., sözleşmeye konu bağımsız bölümleri teslim tarihinde davacı …’a teslim etmediğini, ancak davacı …’ın sözleşmeye konu arsası … İnşaat’a devredildiğini, taraflar arasında yapılmış olan protokole istinaden ödenen geç teslim tazminatının davacı …’a üç ay boyunca ödenmemesi üzerine davalı tarafa 03/07/2018 tarihinde ihtar çekilmesi üzerine yine de davalı tarafça ödeme yapılmadığını, Bakırköy …. İcra Dairesi …. esas sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını, davalı itirazı üzerine takibin durduğunu, davanın kabulü ile davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, davalı aleyhine % 20 ‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; trampa gereği teslimi geç yapılan taşınmazların geç tesliminden kaynaklı tazminatın sulh protokolü ile ödenmesi kararlaştırılan bedele ilişkin başlatılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
“…Somut uyuşmazlıkta davacılar yükleniciden yer alan değil yükleniciye satış yapan kişilerdir. Yani satıcı taraf bu işi meslek olarak yapan sağlayıcı konumunda değildir. İddianın ileri sürülüş biçimine göre davalı müteahhit davacıların arsa paylarını almak için bu arsa üstünde değil başka yerde yapacağı daireyi bedel olarak vermeyi taahhüt ederek davacıların paylarını almak isteyen alıcı durumundadır. Bu durumda bir tüketici işleminden söz etme olanağı bulunmamaktadır. O halde sözleşme edimlerinin yerine getirilmemesi nedeni ile açılan iş bu davada görevli mahkeme genel mahkeme olup Asliye Hukuk Mahkemesidir…” İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi, 2020/13 Esas, 2020/75 Karar.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; hangi mahkemenin görevli olduğunun belirlenmesi için öncelikle taraflar arasındaki ilişkiyi saptamak gerekli olup, d trampa gereği yapılan sulh protokolü ile ödenmesi kararlaştırılan bedele ilişkin başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı gerçek kişi olup davanın, TTK’nun 4.maddesinde sayılan diğer anlatımla bu maddede 6098 sayılı TBK’na atıf yapan sözleşmelere ilişkin olmadığından mutlak ticari davalardan olmadığı ve davacı nın tacir sıfatının bulunmadığı,diğer anlatımla her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hukuk davası(nispi ticari dava) niteliğinde de olmadığı, nazara alındığında uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Ticari olmayan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir.Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır.Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda resen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan .davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2- 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair tarafların yokluğunda HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 18/01/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”