Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/442 E. 2022/486 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/442 Esas
KARAR NO : 2022/486

DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımlı))
DAVA TARİHİ : 24/05/2021
KARAR TARİHİ : 26/04/2022
K.YAZIM TARİHİ : 18/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımlı)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin cihazların onarımı için gerekli cihaz ve parça tedariki için …..Limited Şirketi ile anlaştığını, davacı ile davalı arasında gerçekleşen ticaret anlaşmasına göre, bir kısım cihaz ve cihaz parçalarını davalının teslim etmekle yükümlü olacağını davacının ise bunun karşılığı olarak 420.000,00 TL bedeli ödeyeceğini, davacının, tüm ödemeleri davalıya çek ile toplu olarak yaptığını, yapılan anlaşma karşılığı davacının ödemeyi taahhüt ettiği bedelin bir kısmı olan 245.000,00 TL tutarındaki 7 adet çeki 26.01.2021 tarihinde …..Limited Şirketi adına çalışanları …. elden teslim aldığını, davacıya tüm ödemelerini yapmasına karşın davalı tarafından eksik ürün teslim edildiği; davalının teslim etmesi gereken cihaz ve parçaları davacıya teslim etmemesine karşılık, davacının kendisine malların bedeli olarak teslim etmiş olduğu 35.000,00 TL tutarındaki … seri numaralı …bank …. şubesi çeki, 35.000,00TL tutarındaki … seri numaralı … Bankası … şubesi çeki, 35.000,00 TL tutarındaki … seri numaralı … Bankası … şubesi çeki, 35.000,00 TL tutarındaki … seri numaralı … Bankası …. şubesi çeklerini davacıya iade ettiğini, fakat davalının kendisine teslim edilen 01.06.2021 tarihli 35.000,00 TL tutarındaki … seri numaralı … Bankası … şubesi çekini davacıya iade etmediğini, söz konusu çekleri davalı adına davacıdan teslim alan davalı şirket çalışanları … ve … isimli kişilerin davacıdan geri iade edilse de 35.000,00 TL tutarındaki … seri numaralı … Bankası …. şubesi çekinin davacıya iade edilmediğine ilişkin ikrar niteliğindeki tutanak ile imza altına aldığını, neticeten; edinimin ifa edilmemesi nedeni ile sözleşmeye aykırılıktan akdin feshine, ediminin ifa edilmemesi nedeni ile bedeli karşılıksız kalan 01.06.2021 tarihli 35.000,00 TL tutarındaki ….. seri numaralı ….. Bankası ….. şubesi çekinin iptaline, 01.06.2021 tarihli 35.000,00 TL tutarındaki ….. seri numaralı … Bankası … şubesi çekinin tahsil edilememesi için tedbiren ödeme yasağı konulmasına, ödeme yasağı konulmama ihtimalinde davalının haksız kazanım sebebi ile zimmet tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafından süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyaya sunulan10/01/2022 tarihli bilirkişi SMMM …. tarafından düzenlenen raporda; Dava konusunun, edimin ifa edilmemesi nedeni ile bedeli karşılıksız kalan 01.06.2021 tarihli 35.000,00 TL tutarındaki ….. seri numaralı ….. Bankası ….. şubesi çekinin iptali talebinden ibaret olduğu, Davacının 2021 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, Davacının ticari defterlerine göre; takip (24.05.2021) tarihi itibariyle davacının davalıdan 66.803,36 TL alacaklı olduğu, dava konusu iptali talep edilen 01.06.2021 tarihli 35.000,00 TL tutarındaki ….. seri numaralı ….. Bankası ….. şubesi çekin kayıtlı olduğu, davalının ticari defterleri ile ilgili olarak; davalı şirketin Sayın Mahkemece belirlenen incelemeye katılmadığı ve yerinde inceleme talebi bulunmadığından ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılamadığı, Dava konusu çekin davalıya avans çeki verilip verilmediği, avans çeki olarak verildi ise çeke konu malların davacıya teslim edilip edilmediği hususu ile ilgili olarak; dava konusu 01.06.2021 tarihli ….. seri numaralı 35.000,00 TL bedelli çekin davalıdan alınacak mallara istinaden fatura kesim tarihinden önce avans çeki olarak verildiği anlaşılmakla birlikte mezkur çeke konu malların davacıya teslimi hususunda davalının ispat külfeti altında olduğu ancak davalı şirket ticari defter ve belgeleri ibraz edilmediğinden çeke konu malların davacı şirkete teslim edilip edilmediği hususunun tespit edilemediği, Dava konusu çekin tahsil edilip edilmediği, edildi ise çek bedelinin davacıya iade edilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı hususu ile ilgili olarak; dava konusu çeke ilişkin ….. Bankası A.Ş.’den bilgi istenmiş olmakla birlikte, gelen cevap yazısında dava konusu çekin ….. A.Ş. tarafından Gaziosmanpaşa/İstanbul şubesine ibraz edildiği ve 01.06.2021 tarihinde ödendiğinin bildirildiği, neticeten, dava konusu çekin ödenmiş olduğu anlaşılmakla birlikte karşılıklı ifa yükümlülüğü kapsamında davalının avans çek bedeline istinaden ifa ile yükümlü olduğu malları davacıya teslim ettiği hususunun davalının ispatına muhtaç olduğu, bu çerçevede dava konusu çek bedelinin istirdatı koşullarının oluşup oluşmadığı hususunun Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Huzurda görülen dava menfi tespit ve istirdat davasıdır.
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır.
Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer, fakat davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır; davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukuki İlişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukuki ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (6100 sayılı HMK m. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m.6). Fakat, alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya (borçluya) düşer. Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya düşer. (Kuru-El Kitabı, s.370 ilâ 372)
Menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır.
Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce (alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunması şartı ile) ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonrada ileri sürülebilir. Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur.
Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Hakan Pencanıtez, Oğuz Atalay, Meral Sungurtekin Özkan, Muhammet Özekes, İcra ve İflas Hukuku, s.156- 164).
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup bilirkişi tarafından davalının ticari defter ve belgelerini ibraz etmemesi üzerinde sadece davacı tarafın ticari defter ve belgeleri incelenmiştir. Bilirkişi raporunda dava konusu çekin de içinde bulunduğu çeklerin ödeme amacıyla davalıya teslim edildiği; davalı tarafından 35.000,00 TL tutarındaki … seri numaralı, 35.000,00 TL tutarındaki … seri numaralı çek, 35.000,00 TL tutarındaki … seri numaralı çek ile 35.000,00 TL tutarındaki … seri numaralı çekin davacıya iade edildiği, fakat dava konusu 01.06.2021 tarihli 35.000,00 TL tutarındaki ….. seri numaralı çekin davacıya iade edilmediğinin anlaşıldığı belirtilmiştir. Kural olarak çek bir ödeme aracı olup mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla verilmektedir. Çekin ödeme dışında başka bir amaçla örneğin avans olarak verildiği iddiasının HMK’nın 200. maddesi uyarınca borçlu tarafından ispatlanması gerekir. Davacı tarafça dava konusu çeklerin mal alımı için avans olarak verildiği; ancak davalı tarafça müvekkiline herhangi bir mal tesliminin yapılmadığı iddia edilmiştir. Yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafından inceleme gününde ticari defter ve belgelerini ibraz etmemesi nedeni ile HMK’nın 222. maddesi uyarınca davalının ticari defter ve belgelerinin davacının ticari defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu kabul edilmiştir. Davacı tarafından dosyamıza ibraz edilen bila tarihli belge ile bir kısım malların davacıya teslim edilmediği; teslim edilmeyen mal bedellerinin iadesine yönelik olarak bir kısım çeklerin davacıya iade edildiği ancak dava konusu çekin iade edilmediğinin imza altına alındığı tespit edilmekle davalının söz konusu belge içeriği konusunda isticvabına karar verilmiş olup yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davalının belirlenen duruşma gününde mahkememizde hazır olmaması nedeni ile belge içeriği mahkememizce doğru kabul edilmiştir. Dosya kapsamında dava konusu yapılan çekin davalıya avans çeki olarak verildiği ve davalı tarafından teslimi kararlaştırılan malın davacıya teslim edilmediği mahkememizce kabul edilerek açılan davanın kabulü ile yargılama devam ederken ödenen çek bedelinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KABULÜ ile 35.000,00 TL’nin ödeme tarihi olan 01/06/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 2.390,85 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 597,72 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 1.793,13 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf olunan (1.000,00 TL bilirkişi ücreti + 161,70 TL posta ücreti tebligat, müzekkere masrafından ibaret) 1.161,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine;
4-Davacı tarafından yatırılan 8,50 TL vekalet harcı, 59,30 TL başvurma harcı ve 597,72 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 5.250,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/04/2022

Katip ….
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı