Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/438 E. 2022/943 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/438 Esas
KARAR NO : 2022/943

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/05/2021
KARAR TARİHİ : 04/10/2022
K.YAZIM TARİHİ : 28/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil firma ile davalı borçlu arasında devam eden ticari ilişki neticesinde müvekkil firma davalıya İş yeri Güvenliği Uzmanı ve İş yeri Hekimi gibi faaliyet alanına konu birçok hizmet sunduğunu, bu hizmetlerine ilişkin de faturaları düzenleyerek davalı tarafa ilettiğini, davalı tarafça hiçbir gerekçe olmaksızın bakiye bulunan borcun ödenmediğini, müvekkil tarafından davalı şirketler adına kesilmiş olan cari hesaba dayanan ve faturalardan doğan borcun ödenmemesine istinaden ödenmeyen bakiye fatura bedelinin tahsili için Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibine davalı taraf haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davalının haksız itirazının öğrenilmesi üzerine, tarafça yapılan Aarabuluculuk başvurusuna istinaden 12.02.2021 tarihinde arabuluculuk toplantısı yapılmışsa da taraflar arasında anlaşmanın sağlanamadığını, müvekkil firmanın borçlu ile arasındaki devamlı ticari ilişki neticesinde kesilen faturalardan doğan ve ödenmeyen bakiyeye ilişkin 2020 dönemini kapsayan … cari kodlu alacağın faiziyle tahsili için açılan icra takibine davalı şirketçe itiraz edildiğini, itiraza hiçbir gerekçe sunulmadığını, ticari defterler cari hesaplar ve sunduğu cari hesapta bulunan alacaklara ilişkin faturalar incelendiğinde müvekkilin alacaklı olduğunun açıkça görüleceğini, müvekkil firmanın söz konusu ticari ilişki içinde kendi yükümlülüklerini yerine getirdiğinin görüleceğini, bu durumun müvekkilin hizmet sunarken kullandığı Aile, Çalışma Ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı – İş Sağlığı Ve Güvenliği Genel Müdürlüğü sistemi İSG-Katip görevlendirmelerine bakıldığında anlaşılacağını, davalı şirketlerin aldığı hizmete karşılık bedel ödeme yükümlülüğünü yerine getirilmediğini, tarafa açılan takibe yaprlan itirazda hiçbir somut itiraz gerekçesi dahi sunmadığını, borçlunun, itirazında yasal olarak sebep bildirmek zorunda olmadığını, gerçek ve makul bir itiraz nedeni olan borçlunun gerekçe bildirmeden itiraz etmeyeceği de açık olduğunu, bu bedellerin tahsili için, açıklanan sebeplerle işbu davanın açılması zaruretinin doğduğunu, neticeten; borçlunun şimdilik haksız ve yersiz olarak yapmış olduğu itirazın iptaline ve takibin devamına, borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahküm edilmelerine, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin karşı taraflara yüklenmesine karar verilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanca, müvekkil şirket aleyhine icra takibi başlatılması üzerine, icra dosyası borcuna itiraz edildiğini, iş bu itirazın iptali talebiyle sayın mahkeme huzurunda dava ikame edilmiş olmakla, aleyhe başlatılan takibin ve huzurdaki dava haksız ve kötü niyetli olduğunu, davanın reddi gerektiğini, müvekkil şirketin adresinin Çorlu-Tekirdağ olduğunu, bu sebeple yetkili mahkemelerin Çorlu mahkemeleri olduğunu, davacının dilekçesinde belirttiği faturalara ve alacak / borç ilişkisine dair iki taraf arasında mutabakat sağlanamadığını, bu uyuşmazlıklar giderilmeden, henüz anlaşma sağlanmadan davacı tarafın takibi başlattığını, davacı tarafından başlatılan işbu takip haksız ve kötü niyetli olduğunu, karşı tarafça verilmeyen hizmet üzerinden fatura düzenlenerek icra takibi başlatıldığını, iş bu hususun sunduğu iade faturalardan net şekilde anlaşılacağını, müvekkilin dava dilekçesinde belirtilen şekilde herhangi bir borcu bulunmadığını, doğal olarak müvekkil şirketin, mutabık kalmadığı bedelden dolayı başlatılan icra takibine itiraz ettiğini, davacı yanın iddia ettiği şekilde bir borç bulunmadığını, mutabık kalınmış bir alacak söz konusu olmadığını, likit olduğundan bahisle icra inkâr tazminatının istenmesi de mümkün olmadığını, işbu davayı kabul etmediğini, reddini talep ettiğini, uyuşmazlığın daha net olarak belirlenmesi için bilirkişi incelemesi gerekli olduğunu, neticeten; huzurdaki haksız davanın reddine, davacı yan aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyamız arasına celp edilen Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklının 16.019,99 TL asıl alacak, 141,98 TL faiz olmak üzere 16.161,97 üzerinden borçlu aleyhine cari hesap alacağı dayanak gösterilmek suretiyle ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin borçluya 25/01/2021tarihinde tebliğ edilemediği; borçlu tarafından süresi içerisinde 26/01/2021 tarihinde borca ve ferilerine itiraz ettiği ve icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulduğu görüldü.
Dosyaya sunulan 18/04/2022 tarihli bilirkişi … tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda; Dava konusunun, davacının, davalı ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan fatura ve cari hesap alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davacının 2020 ve 2021 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (08.01.2021) itibariyle davacının davalıdan 16.019,99 TL alacaklı olduğu, Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Tal. Sayılı dosyasına sunulan 21.01.2022 tarihli Bilirkişi Talimat Raporu’nda; davalının davacıya 14.840,00 TL borçlu olduğu, davacı tarafından düzenlenen iş güvenliği faturalarının davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, uyuşmazlık konusunun davalının davacıya düzenlediği fiyat farkı faturalarından kaynaklı olduğu, Davalı şirket tarafından davacı şirkete düzenlenen iade faturaları ile ilgili olarak 21.01.2022 tarihli Bilirkişi Talimat Raporu’nda; 03.03.2020 tarihli … numaralı fatura ile ilgili olarak iade faturası bulunmadığı, 15.04.2020 tarihli … numaralı, 15.05.2020 tarihli … numaralı ve 15.06.2020 tarihli … numaralı faturalara 8 günlük yasal süresinden sonra iade faturası düzenlendiği, neticeten; davacı şirket tarafından düzenlenen mezkur faturaların davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, mezkur faturalara istinaden davalı şirket tarafından düzenlenen iade faturalarının yasal süresinden sonra düzenlendiği, bu itibarla takip tarihi itibariyle davacının davalı şirketten 16.019,99 TL alacaklı olduğu, takip öncesi işlemiş faiz dayanağının bulunmadığından bu yönde bir hesaplama yapılmadığı kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının cari hesap alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. 6100 Sayılı HMK’nın 10. maddesinde “Sözleşmeden doğan davalar sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde açılabilir,” hükmünün düzenlendiği, sözleşmenin ifa yerinin belirlenmesinde 6098 sayılı TBK’nın 89. madde düzenlemesinin göz önüne alınacağı ve maddenin 1/1 numaralı bendinde “Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde” ifa edilir dendiği, davacı alacaklının şirket merkezinin Büyükçekmece/İstanbul olması sebebiyle mahkememizin yetkili olduğunun tespiti ile davalının yetki itirazının reddine karar verilmiştir. Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup talimat ile davalının ticari defter ve kayıtları incelenmiştir. Talimat mahkemesi aracılığıyla düzenlenen raporda davalının ticari defter ve kayıtlarında davalının davacıya 14.840,00 TL tutarında borcunun bulunduğu belirtilmiştir. Davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonunda düzenlenen raporda da davacının ticari defter kayıtlarına göre icra takibi ve dava tarihi itibariyle davacının davalıdan 16.019,99 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir. Her ne kadar davalı tarafından davacı adına bir kısım iade faturaları düzenlendiği iddia edilmiş ise de yapılan bilirkişi incelemesinde 03.03.2020 tarihli … numaralı fatura ile ilgili olarak iade faturası bulunmadığı, 15.04.2020 tarihli … numaralı; 15.05.2020 tarihli … numaralı ve 15.06.2020 tarihli … numaralı faturalara 8 günlük yasal süresinden sonra iade faturası düzenlenmiş olması ve söz konusu faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmasından dolayı faturalara konu hizmetin sunulduğu karine olarak mahkememizce kabul edilmiştir. Davalıya faturaya konu hizmetin verilmediğine yönelik iddiasının ispatı bakımından yemin delili hatırlatılmıştır. Davalı tarafından yemin deliline dayanılmaması nedeni ile ispatlanamayan davalı iddialarına mahkememizce itibar edilmemiştir. Açıklanan nedenlerle açılan davanın kabulüne; alacağın likit olması nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile takdiren kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine; şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KABULÜ ile davalının Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 16.019,99 TL asıl alacak yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2. maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2- Alacağın likit olması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile takdiren kabul edilen asıl alacak tutarının %20’si oranında hesaplanan 3.203,99 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
4- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 1.094,33 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 192,78 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 901,55 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5- Davacı tarafından sarf olunan (1.500,00 TL bilirkişi ücreti + 334,00 TL posta ücreti tebligat, müzekkere masrafından ibaret) 1.834,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı tarafından yatırılan 8,50 TL vekalet harcı, 59,30 TL başvurma harcı ve 192,78 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
8- Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/10/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸