Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/427 E. 2021/514 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/427 Esas
KARAR NO : 2021/514

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 18/05/2021
KARAR TARİHİ : 16/06/2021
K.YAZIM TARİHİ : 16/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile Müvekkili Şirket tarafından dava dışı …’ye ait “… Mahallesi … Sokak No:.. ve … …/…” adresindeki işyerinin …. numaralı Ticari Yangın Sigorta poliçesi ile sigortalandığı; ilgili poliçe kapsamında sigortalının riziko adreslerinde oluşacak zararların teminat altına alınmış olduğu; sigortalının işyerinde 24.05.2019 tarihinde yağışların pvc gider borularından tıkanıklık nedeniyle tahliye olmaması ve yağmur sularının çatı izolasyonundan ve tesisat havalandırma PVC borularının yükselen su seviyesinin altında kalması nedeniyle aşağı katlara sirayet etmesi sonucu zararın meydana geldiği; çatı üzerinde bulunan davalıya ait havalandırma kanalının üzerinde bulunan izolasyonun sac ile koruma altına alınmadığı bu nedenle de çatıya gelen kuşların bu havalandırma kanalı üzerindeki katmana zarar vererek taş yünlerinin bina giderlerini tıkadığının tespit edildiği; konuya ilişkin olarak dava dışı sigortalı müvekkilinin sigorta şirketine poliçe kapsamında hasarın tazmini için başvuruda bulunduğu; alınan ekspertiz raporu doğrultusunda müvekkil sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalıya 9.156,00 TL hasar ödemesi yapıldığı; hasarın meydana gelmesinde davalı tarafın %100 nispetinde kusuru ile sorumlu olduğu, TTK madde 1472 gereği müvekkil şirket sigortalısının halefi durumuna geçerek kusurlu olan davalıya kusuru oranında rücu talebinde bulunmuş ancak davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine işbu ödemenin rücuen tazmini amacıyla İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığı; davalının haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiği, bu nedenle takibe yapılan itirazın iptali ile davalının asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep ve dava edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Dava, TTK.m.1472’ye dayalı rücuen tazminat talebine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın 24/05/2019 tarihinde meydana gelen yağış nedeni ile davacı … şirketinin sigortalısının uğradığı zarar nedeni ile yapmış olduğu ödemenin davalı yapı malikinden rücu koşullarının oluşup oluşmadığından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
TTK.m.1472 hükmü; “(1) Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. (2) Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur.” şeklindedir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.3.1944 tarih ve 37 E. – 9 K. Ve 3.7.1944 tarihli kararında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 19. maddesinde, her kat malikinin anagayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere, kusuru ile verdiği zarardan dolayı diğer kat maliklerine karşı sorumlu olduğu hüküm altına alınmıştır. Yine aynı kanunun Ek Madde 1’i “Bu Kanunun uygulanmasından doğacak her türlü anlaşmazlık sulh mahkemelerinde çözümlenir.” hükmünü amirdir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 10/06/2019 tarih, 2016/11546 E. ve 2019/7157 K. Sayılı ilamına göre;
“Bu durumda mahkemece; kat mülkiyeti kurulmuş olan ana taşınmazdaki davalıya ait bağımsız bölümden kaynaklandığı ileri sürülen zararın rücuen tahsiline ilişkin davada Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gözetilerek, HMK’nun 114/1-c maddesine göre, görevsizlik nedeniyle HMK’nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde işin esası hakkında hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.”

Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davalı şirketin yapı maliki olması ve gerekli önlemleri almadığı gerekçesi ile davacı … şirketinin sigortalısında meydana gelen zarardan sorumlu olup olmadığına ilişkin uyuşmazlığın 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri uyarınca çözülmesi; söz konusu kanunun uygulanmasından doğacak her türlü uyuşmazlıklarda Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu tespit edilerek kamu düzeninden sayılan mahkemenin görevli olmasının HMK’nın 114/1-c maddesinde dava şartı olarak düzenlendiği, taraflarca ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle, HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri gereğince DAVANIN USULDEN REDDİNE, uyuşmazlığın çözümünde Büyükçekmece Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna,
2- 6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
3- HMK’nın 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Büyükçekmece Sulh Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Büyükçekmece Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4- Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra talepte bulunulmaması nedeniyle davaya görevli mahkemede devam edilmemesi durumunda yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nın 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARINA,
5- Yargılama gideri ve harçların görevli mahkeme tarafından nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalının yokluğunda dosya üzerinden karar verildi. 16/06/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı