Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/420 E. 2022/401 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/420 Esas
KARAR NO : 2022/401

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/05/2021
KARAR TARİHİ : 12/04/2022
K.YAZIM TARİHİ : 14/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; Davalının Bakırkoy …. İcra Müdürlüğü’nün ….. E. sayılı dosyası aleyhine yapılan ilamsız icra takibine, icra dairesine borçlu olmadığını belirterek borca itiraz ettiğini, borçlunun borca yönelik itirazlarının dayanaksız olduğunu, alacağının dayanağının, davalıya mal satışı karşılığı düzenlenen 19.11.2019 tarihli …. no.lu 24.728,46 TL bedelli ve 28.11.2019 … no.lu 1.439,22 TL bedelli faturalar olduğunu, söz konusu faturalara ait mallar faturalarıyla birlikte aras kargo ile davalı şirkete teslim edildiğini, davalının teslim aldığı söz konusu faturalara ve içeriklerine itiraz etmediğini, davalının faturalara itiraz edilmediğini gibi davalı ticari defterlerine de faturaların kaydedildiğini, açık hesap ilişkisi içerisinde söz konusu faturalara ilişkin borçlu davalıdan icra takibindeki alacağının 12.560,49 TL olduğunu, icra takip dosyasında belirtilen hesap ekstresinin alacağına ve icra takibine konu belirttiği faturaların, irsaliyelerin, taraflara ait ticari defter kayıtlarının, makbuzlarının, faturalara konu malların kargo ile davalıya gönderildiğine dair kargo gönderi kayıtları ve malların teslimine ilişkin kargo sorgulama kayıtları vergi kayıtları, gelir idaresi başkanlığı form bs-ba kayıtları ve her türlü ticari belgeler alacağına dayanak olduğunu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari dava konusu olması nedeniyle davalının icra takibine yapmış olduğu söz konusu itirazın iptali ve uyuşmazlığın çözümü için Bakırköy Arabuluculuk Bürosuna … Büro Dosya No ve … Arabuluculuk Numarası ile başvuru yaptığını, arabuluculuk safhasında davalı tarafın arabuluculuk ilk toplantısına katılmaması nedeniyle müzakereye son verilerek arabuluculukta anlaşma sağlanamadığını, neticeten; davalının itirazlarının iptaline, takibin takip tarihinden itibaren 12.560,49 TL bedel üzerinden devamına, bu bedel üzerinden davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.

CEVAP:
Yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafından davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyamız arasına celp edilen Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklının 12.560,49 TL asıl alacak, 1.893,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 14.453,49 üzerinden borçlu aleyhine cari hesap dayanak gösterilmek suretiyle ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin borçluya 11/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 15/02/2021 tarihinde borca ve ferilerine itiraz ettiği ve icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulduğu görüldü.
Dosyaya sunulan 19/01/2022 tarihli bilirkişi SMMM .. tarafından düzenlenen raporda; dava konusunun, davacının, davalı ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan talebinden ibaret olduğu, davacının 2019 ve 2020 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (06.10.2020) itibariyle davacının davalıdan 12.560,49 TL alacaklı olduğu, takip konusunun davacının davalıya düzenlemiş olduğu 2 adet toplamda 26.167,68 TL tutarlı faturalardan kaynaklı olduğu, davacı ticari defterleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeler kapsamında; davalı şirket tarafından davacı şirkete 21.01.2020 tarihinde 3 adet toplam 13.607,20 TL tutarlı iade faturası düzenlediği ve faturaların davacı şirket kabulünde olduğu, dosyaya sunulu davalı şirkete ait BA formları incelendiğinde; davacı şirket tarafından davalı şirkete düzenlenen faturaların davalı şirkete ait BA formlarında bulunmadığı, davacı şirket tarafından dava dilekçesinde söz konusu faturalara ait mallar faturalarıyla birlikte aras kargo ile davalı/borçlu şirkete teslim edilmiştir denildiği, dosyaya sunulu kargo evraklarından 26.11.2019 tarihinde teslim edilen kargo evrakının teslim alan kısmında “Medisin İthalat” yazdığı, 29.11.2019 tarihinde teslim edilen kargo evrakının teslim alan kısmında ise “Alıcıya Teslim” yazdığı, neticeten; davacı şirket ticari defterleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme kapsamında her ne kadar davalı şirket tarafından iade faturası düzenlendiği tespit edilmişse de davacı şirket tarafından düzenlenen faturaların davalı şirkete ait BA formlarında yer almadığı hususu da göz önünde bulundurularak takip tarihi itibariyle terditli olarak; mezkur faturalar ve içeriğindeki ürünlerin teslimine ilişkin dosyaya sunulu kargo evrakları kapsamında mezkur faturalar içeriğindeki ürünlerin teslimi hususunun Sayın Mahkemece kabulü halinde; davacının davalıdan 12.560,49 TL alacaklı olduğunun kabulünün gerekeceği, takip öncesi işlemiş faiz talebine ilişkin dayanak bulunmadığından takip öncesi faiz hesabı yapılmadığı, mezkur faturalar ve içeriğindeki ürünlerin teslimine ilişkin dosyaya sunulu kargo evrakları kapsamında mezkur faturalar içeriğindeki ürünlerin teslimi hususunun sayın mahkemece kabul edilmemesi halinde; davacının davalıdan alacağının ispata muhtaç olduğunun kabulünün gerekeceği belirtilmiştir.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının fatura alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalıların itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Mahkememizce davalının ticari defter ve belgelerinin incelenmesi için Ankara ATM’ye talimat yazılmış olup bilirkişi tarafından davalı şirketin adresinde olmaması nedeniyle incelemenin yapılmadığı tutanak altına alınmıştır. Mahkememizce bilirkişi vasıtasıyla davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonunda düzenlenen 19/01/2022 tarihli raporda; takip konusunun davacının davalıya düzenlemiş olduğu 2 adet toplamda 26.167,68 TL tutarlı faturalardan kaynaklı olduğu, davacı ticari defterleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeler kapsamında; davalı şirket tarafından davacı şirkete 21.01.2020 tarihinde 3 adet toplam 13.607,20 TL tutarlı iade faturası düzenlediği ve faturaların davacı şirketin kabulünde olduğu, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 12.560,49 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir. Davalı tarafın ticari defter ve belgelerini ibraz etmemesi nedeni ile HMK’nın 222/3. maddesi uyarınca davalının ticari defter ve belgelerindeki kayıtların davacının ticari defter ve belgelerindeki kayıtlar ile uyumlu olduğunun kabulü ile açılan davanın kabulüne; alacağın likit olması nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile takdiren kabul edilen alacak tutarının %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KABULÜ ile davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 12.560,49 TL asıl alacak yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2. maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2- Alacağın likit olması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile takdiren asıl alacak tutarının %20’si oranında hesaplanan 2.512,09 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 858,01 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 142,24 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 715,77 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarf olunan (800,00 TL bilirkişi ücreti + 202,10 TL posta ücreti tebligat, müzekkere masrafından ibaret) 1.002,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine;
5-Davacı tarafından yatırılan 8,50 TL vekalet harcı, 59,30 TL başvurma harcı ve 142,24 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
7-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/04/2022

Katip ….
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı