Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/40 E. 2022/471 K. 25.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/40 Esas
KARAR NO : 2022/471

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Mümessillik Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 13/11/2015
KARAR TARİHİ : 25/04/2022
K. YAZIM TARİHİ : 20/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Mümessillik Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketle davalı arasında 26/06/2015 tarihinde sözleşmede belirtilen kalite ve miktarlarda havlunun üretimi ve satışı konusunda anlaşmaya varıldığını, sözleşme taraflarca ayrı ayrı imzalanıp scan edilerek karşı tarafla e-mail yoluyla paylaşıldığını, sözleşmeye uygun olarak davalının proforma fatura düzenlediğini ve müvekkili şirkete gönderdiğini, faturanın toplam değerinin- sözleşmeye uygun olarak- 102.350- USD. (Amerikan Doları) olduğunu, müvekkilince üç gün sonra sözleşmede öngö- rüldüğü şekilde fatura bedelinin yarısı olan 51.750.- USD. ‘nin davalı tarafın hesabına yatırıldığını ve davalıdan, üretilen malların fotoğraflarının istendiğini ancak davalı tarafça bu talebin yerine getirilmediğini, üretilen mallara ilişkin fotoğrafların 23-28-29-30 ve 31/Temmuz/2015 tarihlerinde de e-mail ile talep edilmemesine rağmen davalının sürekli mazaret bildirdiğini ,bir sonuç alınamadığını, sözleşmenin 10. maddesine göre müvekkili şirketin bağımsız bir denetim şirketi olan … şirketini denetim için görevlendirdiğini, adı geçen şirketin davalı şirketle irtibata geçmesine rağmen malın kontrol ve denetimine müsaade edilmediğini, esasen ortada üretilen bir mal olmadığı için denetiminin de yapılamadığını, davalının ilk yüklemenin 10/08/2015 günü yapılacağını bildirmesine rağmen bunun da gerçekleşmediğini, davalı tarafın ilerleyen süreçte “işi zamanında yapamayacağını bunu birden fazla aşamada yapabileceğini “mail ile beyan ettiğini ve malın teslimine ilişkin mailleşmeler de mazaretler ürettiğini, sözleşmeye uyulmaması üzerine müvekkilinin sözleşmeden dolayı 10.000 Euro’luk zararının olmasına rağmen paranın iadesini talep ettiklerini, davalının bunu kabul ederek 14/08/2015 tarihine kadar süre talebinde bulunduğunu, davalının 21/08/2015 tarihinde elindeki malları satamadığını ve daha fazla zamana ihtiyacı olduğunu beyan ettiğini, davalının aldığı avans parayı da ödemesini de yapamayacağı hususunun kesinleşmesi üzerine icra takibine başladık- larını, ancak borçlunun kötü niyetli olarak itirazı nedeniyle takibin durduğunu beyanla ; neticeten, davalı/borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptalini, alacağa ticari faiz işletilmesini, %20 oranında icra inkar tazminatı takdirini, masraf ve ücreti vekaletin davalı borçluya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili 24/12/2015 tarihli cevap dilekçesinde ve duruşmadaki beyanlarında özetle: Davacının İspanya şirketi olması nedeniyle MÖHUK gereğince teminat gösterilmesi gerek- tiğini, ayrıca davacı tarafın aralarındaki ticari ilişkideki kronolojik sırasını ve gerçekleri gizlediğini, mail ve yazışmalardan sınırlı bir kısmını cımbızlayarak haklılığına delil yaratmaya çalıştığını, davacının müvekkiline ulaşarak 50/100 cm ölçülerinde 92.000 adet havlunun ihraç edilmesi için anlaşıldığını, sonraki tarihlerde 59/106 cm ölçülerinde talep ettiğini, müvekkilinin ilk siparişe göre aldığı malları iade edemeyeceğini anlamasına rağmen teklifi zoraki kabul ettiğini, malın bedelinin %50’si olan 51.175 USD.’nin müvekkilinin hesabına geldiğini, davacının müvekkiline sonradan gönderdiği numunenin bordürlü mal olduğunu, anlaşmanın bu olmadığını, maliyetlerinin artacağını söyleyerek ticari endişelerle kabul ettiklerini, davacının 31/07/2015 tarihinde “iptal etmek en iyisi” diyerek sözleşmeden vazgeçmek istediğini, bağlantı ve yatırımlarla 70.000 USD gideri olduğunu, ne demek istendiğinin sorulduğunu, buna rağmen müvekkilinin -davacının talebi üzerine- üretilen malın numunesinin İspanya’ya gönderdiğini, davacının malın -/+ %5 tolerans dışında olduğunu söyleyerek yine iptalini istediğini, müvekkilinin davacının iddiasını yine ticari endişelerle kabul ettiğini, müvekkilinin aynı gün 7 dokuma tezgahı ile anlaştığını ve aynı gün 6.000 kg. 18.000 adet havlunun teslime hazır olduğunu bildirdiğini, davacı tarafça 17/08/2015 tarihinde sözleşmenin iptal edil- diğinden bahisle alınan 51.175.- USD.nin istendiğini beyanla neticeten, davacı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddini, davacı aleyhine %20 tazminata hükme- dilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı yana yükletilmesini savunmuştur.
Dava, ticari satım sözleşmesine aykırılık nedeniyle sözleşme kapsamında ödenen satış bedelinin iadesi hususunda girişilen takibe vaki itirazın iptali ve icra-inkar tazminatı talebine ilişkin İİK 67 vd md ne dayalı eda davasıdır.
Her ne kadar davalı vekili davacının İspanya şirketi olduğundan bahisle yaban- cılık unsuru nedeniyle teminat şartı yönünden itirazda bulunmuş ise de, davacı şirketin kayıtlı bulunduğu İspan- ya’nın Lahey Sözleşmesi’nin tarafı olduğu ve teminattan muaf olduğu gözetilerek ön incelemenin yapıldığı 15/04/2016 tarihli celsede teminat şartına ilişkin itiraz reddedilmiştir.

Celp olunan Bakırköy .. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının tetkikinde; davacı /alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine 51.175,00 USD asıl alacağın tahsili amacıyla 30/09/2015 tarihinde genel haciz yoluyla icra takibine girişildiği, takip talebi ve ödeme emrinde borcun dayanağının belirtilmediği ve buna dair belge sunulmadığı, ödeme emrini 21/10/2015 tarihinde tebellüğ eden borçlu şirketin vekili marifetiyle 27/10/2015 tarihinde (süresi içinde ibraz ettiği dilekçe ile ) müvekkili şirketin alacaklı görünen tarafa her hangi bir borcunun bulunmadığından bahisle takibe, borca, ödeme emrine, faiz oranına, işlemiş faize açıkça itiraz ettiği, İcra Müdürlüğü’nce İİK 66 md gereğince takibin durdurulmasına karar verildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
Dava dosyasında mevcut yazılı beyanlara ve ibraz olunan belgelere göre taraflar arasında ticari alım- satımına ilişkin sözleşmenin kurulduğu , ticari ilişkinin varlığı ve davacının sözleşme kapsamında sipariş verilen ürün bedelinin % 50’sinin bedeline isabet eden 51.175 USD’nin davacı tarafça davalıya ödediği tartışmasızdır.
Davacıya davalı tarafa sözleşmeye istinaden 51.175.USD. peşin ödeme yapılmasına rağmen davalı tarafça sözleşmede belirtilen sürede mal teslimatının yapılmadığını, ödenen parayı da geri alamadıklarını, davalı taraf ise ilk sözleşme sonrası davacının sürekli malın özelliklerinde değişiklik yapması nedeniyle zamanında teslimat yapamadıklarını ilk etapta 18.000 adet malın teslime hazır olduğunu bildirmelerine rağmen davacının sözleşmenin iptalini bildirdiğini savunması karşısında, huzurdaki davada esas sorunun ,davalı tarafın taraflar arasındaki ilk sözleşmede nitelikleri belir- tilen sözleşme konusu malların niteliklerinde daha sonra değişiklik yapılıp yapılmadığı, yapılan değişiklik varsa imalat için ek süre gerekip gerekmediği, belirlenen ek süreler içinde teslimin yapılıp yapmadığı, teslimde gecikme nedeniyle /borçlu temerrüdünün gerçekleşip gerçekleşmediği mevcut gecikmede davalının kusurunun bulunup bulunmadığı, davacının sözleşme kapsamında ödediği 51.175.-USD. bedelin iadesini isteyip isteyemeyeceği noktasında toplandığı, tarafların ihtilaf konusuna ilişkin sulh ve arabuluculuk yoluna başvurmadıkları anlaşılmakla yargılamada tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşme, para transferine ilişkin belgeler, profarma fatura vs deliller celp edilmiş, dava dosyası ile tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Tekstil mühendisi …ile SMMM … tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen 07/07/2017 tarihli rapor dosyaya sunulmuştur.
Toplanan deliler ile dosyadaki bilgi ve belgelere göre yapılan yargılama sonunda;
Davacı … ile davalı … Tekstil – ….’in 26/06/2015 tarihli satış sözleşmesi ile; her bir adeti 106 cm x 59 cm ebadında (belge aslında 59 cm olmasına rağmen çeviride 58 cm yazılmış), 550 g/adet ağırlığında 46,000 takım (92.000 adet) havlunun her bir takımını 2,225 USD bedelle toplam 102,350 USD bedelle davalı tarafından temin edilerek davacıya teslim edilmesi için anlaştıkları, her bir takım havlunun 2 adet havludan oluştuğu, sipariş edilen 5,000 takım havlunun 10 Ağustos 2015 tarihine kadar, kalan 41,00 takım havlunun 25 Ağustos 2015 tarihine kadar davalı tarafından tesliminin öngörüldüğü, sözleşmenin taraflarca imzalandığı, 29/06/2015 tarihinde davacı tarafından davalıya sipariş bedelinin yarısı olan 51,175 USD tutar ödendiği, davalı önce sipariş edilen havlunun 50 cm x 100 cm ölçülerinde olduğunu, daha sonra 59 cm x 106 cm ölçüsünün talep edildiğini iddia etmesine rağmen bu iddiasını destekler herhangi bir delil sunmadığı, taraflarca imzalanan 26/06/2015 tarihli satış sözleşmesine göre sipariş konusu havlunun ölçüsünün 59 cm x 106 cm olduğu tespit edilmiştir.
Yine davalı gelen havlu numunesinin bcrdürlü olduğunu, düz olmadığını, bu durumun maliyet ve gecikmeye neden olduğunu savunmuş ise de bu yönde de savunmasını ispata yarar delil sun- mamıştır. Taraflar arasındaki sözleşmede havlunun düz veya bordürlü olacağı hususu açıkça düzenlenmemiştir. Sözleşmeyi imzalayan ve satış bedelinin yarısını tahsil eden davalının sözleşme konusu ürünün özelliklerini bilerek sözleşmeyi imzalamış olması gerektiği, aksi yöndeki savunmanın basiretli, dikkatli ve özenli bir tacirin tutumu, ayrıca ticaret hayatının olağan akışı ile bağdaşmayacağı tartışmasızdır. Tekstil mühendisi tarafından yapılan değerlendirmede ” sözleşme konusu havlunun bordürlü yapılmasının dokuma esnasında desenle yapılabileceği gibi nakışla da yapılmasının mümkün olduğu, dava konusu ürün incelemeye sunulmadığından nasıl bir bordür olduğunun anlaşılamadığı, dava konusu havluların bordürü desenle yapılan bir bordürse en fazla 1 gün, nakışla yapılıyorsa maksimum fazladan 5 gün gerekebileceği ” belirtilmiştir.
Davalı üretim numunesini davacıya gönderdiğini, ancak ±%5 tolerans dışında olduğundan kabul edilmediğini beyan etmiş ise de; 04/08/2015 tarihli email yazışmasından üretim numunesinin 53 cm x 111 cm ve 530 gr olduğu, üretim numunesinin istenen ölçülere göre ende %10,17 kısa, boyda %1,G3 uzun ve ağırlık yönünden %3,64 daha hafif olduğu, eninin istenen ölçülere göre -%5 tolerans dışında olduğu bu durumda davalının siparişi yetiştiremeyeceği, taahhüdünü süresinde yerine getiremediği ve sözleşmeye aykırı davrandığı anlaşılmıştır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin …. Esas, …. karar sayılı bozma ilamı üzerine yabancı dilde sunulan e-maillerin Türkçe tercümeleri yaptırılmış ve davalı tarafa numune ürün sunması için ihtarda bulunulmuş, akabinde Türkçe tercümesi yapılan e-mailler ve dosya üzerinde bilirkişi heyeti tarafından yapılan inceleme neticesinde davalının ilk parti teslimatı süresinde yapmadığı, bunun üzerine teslimatın 4 gün ötelendiği, ancak buna rağmen teslimat yapılmadığı tespit edildiğinden eski raporlardaki görüşler tekrar edilerek davalının taahhüdünü süresinde yerine getirmediği tespit edilmiştir.
Buna göre davacı taraf yönünden sözleşmeye aykırılık nedeniyle sözleşmenin feshi ve bu sözleşme kapsamında ödenen bedelin iadesinin isteyebilme şartlarının oluştuğu, davalının sözleşme kapsamında tahsil ettiği 51.175,00 USD’yi iade ettiğine dair delil sunulmadığı, söz konusu bedelin cebri icra yoluyla tahsili hususunda girişilen takibin haklı ve yerinde olduğu, davalının likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği sonucuna varılmakla davacının sübuta eren davasının kabulüne karar verilip, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davanın KABULÜNE,
A.) Davalı/borçlunun Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibine girişilen 51.175,00 USD tutarındaki borca vaki itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına,
B.) Likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı/ borçlunun hüküm altına alınan asıl alacağın 51.175,00 USD ‘nin) % 20 ‘si oranında icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetine,

2-Harçlar Kanunu’na göre hesaplanan ve tahsili gereken 10.676,90 TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 1.887,21 TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 781,29 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.008,40 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,

3-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine AAÜT gereğince takdir olunan 18.796,20 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,

4- a.) Davacı tarafından sarf olunan ; ( 27,70 -TL başvurma harcı + 1.887,21 -TL peşin harç + 4,10 TL vekalet harcından ibaret ) 1.919,01 TL harç ile ( 1.900,00 TL bilirkişi ücreti + 205,75 posta/ tebligat/müzekkereden ibaret ) 2.105,75 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
b.) Davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
c-)Sarf olunmayan gider/delil avansının karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine dair,

Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı 5235 Sayılı Kanun’un geçici 2. maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 341 ila 360. md hükümleri gereğince mahkememize veya aynı sıfatta başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır