Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/364 E. 2022/224 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/364 Esas
KARAR NO : 2022/224

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 19/04/2021
KARAR TARİHİ : 01/03/2022
K.YAZIM TARİHİ : 21/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı tarafa vermiş olduğu taşıma hizmeti sonucu keşide edilen faturalardan; 30/11/2020 tarihli 45.631,55-TL, 07/12/2020 tarihli 17.965,05-TL, 07/12/2020 – tarihli 19.843,45-TL, 14/12/2020 tarihli 4.095,53-TL, 14/12/2020 tarihli 11.981,82-TL, 21/12/2020 tarihli 570,65-TL, 28/12/2020 tarihli 303,72-TL, 11/01/2021 tarihli 266,01-TL, 18/01/2021 tarihli 815,68-TL tutarında fatura olmak üzere toplam 9 adet fatura bedelinin ödenmediğini, faturalardaki son ödeme tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmak suretiyle davalı hakkında Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itiraz ederek haksız ve kötü niyetli olarak takibi durdurduğunu, faturalara yasal süresi içerisinde itiraz edilmediğini, takibe konu faturaların ödenmesi için ihtarname gönderildiğini, davalının fatura bedeline ilişkin takibe konu asıl alacak kısmı tutarında 26.03.2021 tarihinde 20.000,00 TL, 05.04.2021 tarihinde 20.000,00 09.04.2021 tarihinde 15.000,00 TL olmak üzere toplam 55.000,00-TL ödediğini, davalı yanın, icra dairesine yapmış olduğu asıl alacağa, ferilerine ve yetkiye dayalı itirazları ile takibi kötü niyetli bir şekilde durdurmuş olup daha sonra her ne kadar asıl alacak kısmı tutarında 55.000,00-TL ödeme yaparak alacağın diğer ferileri olan takipten sonra ödemeye kadar geçen süreçteki asıl alacağa işleyen avans faizi ile icra harç masraf ve icra vekalet ücretini ödemekten imtina etmesinin MK. 2 dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davalının asıl alacak kısmı kadar olan tutarı ödemekle borcu da kabul etmiş olduğundan, davalının yetkiye, alacak tutarına, ferilerine olan haksız itirazının iptali ile, icra takip tarihi itibaren asıl alacağa işleyen avans faizi ile icra harç masraf ve icra vekalet ücreti yönüyle takibe devam edilmesi gerektiği; neticede; davalı yanın yapmış olduğu alacağa ve ferilerine dayalı itirazları ile takibini kötüniyetli olarak durdurarak daha sonra her ne kadar 55.000,00-TL’lik kısmi tutarda ödeme yaparak alacağın kalan diğer kısmını ve ferilerini MK.2 dürüstlük kuralına aykırı bir şekilde ödemekten imtina etmesi sebebiyle davalının 46.473,46 TL tutar (yapılan 55.000,00 TL’lik kısmi tutarda ödemenin TBK’nın 100. md. gereği öncelikle faiz ve ferilere olmak üzere infaz aşamasında dikkate alınması) itirazının iptali ile, ödemeye kadar geçen süreçteki icra takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyen avans faizi ile icra harç masraf ve icra vekalet ücreti yönüyle takibe devam edilmesine, %20 inkar tazminatına hükmedilmesine, masraf ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı tarafından yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyamız arasına celp edilen Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklının 104.579,35 TL takip öncesi faiz ve asıl alacak üzerinden borçlu aleyhine bir kısım faturalar dayanak gösterilmek suretiyle ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin borçluya 19/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından süresi içerisinde 26/02/2021 tarihinde borca ve ferilerine itiraz ettiği ve icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulduğu görüldü.
Dosyaya sunulan SMMM ….ve Lojistik-Taşıma ve Sigorta Uzmanı … tarafından düzenlenen 10/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda; Davacının takip tarihi itibarı ile toplam 101.473,46 TL asıl alacak tutarında alacaklı olduğu, takip tarihinde işlemiş faiz talebinde bulunamayacağının değerlendirildiği, davalının takip tarihinden sonra dava tarihinden önce 55.000,00 TL ödeme yaptığı, yine dava tarihinden sonra 46.473,46 TL ödeme yaptığı, dolayısıyla davalının fer’ileri hariç asıl alacağın tamamını ödediği dikkate alındığında, davalının da takip tarihinde davacıya 101.473,46 TL borçlu olduğu, Davalının 101.473,46 TL borç tutarına tamamen itiraz etmesine karşın, sonradan tamamını ödeyen davalının takibe vaki itirazında haksız ve kötü niyetliği olduğu hususunda nihai takdir ve değerlendirmenin yüce mahkemeye ait olduğu, Sayın mahkemenizce, davacının alacaklı olduğu 101.473,46 TL’den takip tarihinden sonra dava tarihinden önce yapılan 55.000,00 TL ödemelerin asıl alacaktan mahsup edilmesi, dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin ise infaz aşamasında değerlendirilmesi gerektiğine kanaat edilmesi halinde; davacının takip tarihinde 101.473,46 TL alacaklı olduğu, dava tarihinde 46.473,46 TL alacaklı olduğu, dava tarihinden sonra yapılan 46.473,46 TL ödemenin infaz aşamasında değerlendirilmesi gerektiği, Sayın mahkemenizce davacının netice-i taleplerinin takip sonrası dava tarihi öncesi yapılan ödemelerin öncelikle işlemiş faize mahsup edilmesi şeklinde olması nedeniyle, davalının dava tarihine kadar yaptığı ödemelerin, öncelikle her bir ödeme tarihine kadar işlemiş faize, kalanının asıl alacağa mahsup edilmesi ve buna göre dava tarihindeki alacağın tespit edilmesi gerektiğine kanaat edilmesi halinde, davacının takip tarihinde 101.473,46 TL alacaklı olduğu, dava tarihinde 48.721,16 TL asıl alacak 201,23 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 48.922,38 TL alacaklı olduğu, dava tarihinden sonra yapılan 46.473,46 TL ödemenin infaz aşamasında değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun Esas No: 2017/19-910, Karar No: 2018/1111 tarihli kararına göre;
“Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede, borçlunun, itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür ve bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü yoktur. Borçlu, itirazın iptali davası açılmamış iken, itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacak ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Zira itirazın iptali davası açılmasında amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır. Takibin devamı yoluyla elde edilecek olan sonuç (alacağın tahsili), borçlunun tüm borcu ödemesiyle zaten gerçekleşmiş olacağına göre, gerçekleşmiş olan bu sonucu sağlamak üzere bir dava açılmasında hukuki yarar bulunmayacaktır. Bunun gibi takibe konu borcun kısmen ödendiği durumlarda da ödenmeyen borç tutarına yönelik itirazın iptali davasında, itirazdan sonra ödenmiş olan miktar bakımından itirazın iptalinin istenilmesinde hukuki yararın mevcut olmayacağı kuşkusuzdur (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.10.2004 gün, 2004/9-508 E., 2004/562 K, 30.03.2005 gün, 2005/19-200 E., 2005/210 K; 08.06.2005 gün, 2005/19-270 E., 2005/365 K, 18.04.2007 gün, 2007/19-159 E., 2007/220 K., 04.07.2007 gün ve 2007/13-453 E.,2007/453 K.; 09.02.2011 gün ve 2011/13-29 E., 2011/56 K sayılı kararları).
Sonuç itibariyle; icra takibinden sonra ve itirazın iptali davası açılmadan önce borçlu tarafından ödeme yapılması hâlinde, yapılan bu ödeme düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden dava açılması gerekir. Dolayısıyla takipten sonra, ancak dava açılmadan önce yapılmış olan ödemeler yönünden dava açılmasında, davacı tarafın hukuki yararı bulunmamaktadır. Takipten sonra, ancak davadan önce yapılan kısmi ödeme miktarı bakımından dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığından dava reddedilse -veya kısmi ödeme miktarınca dava açılmasa- bile, kısmi ödemenin yapıldığı icra takibi kendi yasal prosedürü içerisinde devam edecek, hatta asıl borç kalksa bile faiz ve ferileri yönünden takip sürebilecek, salt bu nedenle icra dosyasının kapanmasından söz edilemeyecektir.”
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin Esas no: …., Karar No: …., 06/12/2020 tarihli kararına göre;
“İtirazın iptali davalarında takipten önce yapılan ödemeler alacak tutarından düşülerek takip başlatılır. Takipten sonra ve davadan önce yapılan ödemeler varsa davacının bu ödemeleri asıl alacak tutarından düşerek itirazın iptali davasını açması gerekir. İstinaf mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise takipten sonra yapılan ödemeler borcun ferilerinden düşülmesine işaret edilmiş, mahkemece de bu değerlendirme benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de Dairemizce öteden beri benimsenen uygulamaya aykırı olduğundan yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda hesaplama yapılarak varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.”
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, fatura alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Davalı tarafından her ne kadar icra dosyasında borca itiraz edilmiş ise de takibe konu ana para borcunun 55.000,00 TL’lik kısmı takip tarihinden önce; 46.473,46 TL’lik kısmı ise dava tarihinden sonra davacı alacaklıya ödenmiştir. Mahkememizce uyuşmazlığın çözümü için tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup davalının defterlerini ibraz etmemesi nedeni ile sadece davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Bilirkişi raporu ile davalının takip tarihi itibariyle davacıya 101.473,46 TL borçlu olduğu ve davalı tarafından davacıya takibe konu ana para borcunun bir kısmının takipten sonra davadan önce, bir kısmının ise davadan sonra ödendiği tespit edilmiştir. Her ne kadar davacı tarafından davadan önce yapılan ödemeler mahsup edilmeden takip çıkışı üzerinden huzurda görülen dava harçlandırılarak açılmış ise de Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun Esas No: …., Karar No: …. tarihli kararı ile Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin Esas no: …., Karar No: …., 06/12/2020 tarihli kararında da belirtildiği üzere takipten sonra davadan önce yapılan ödemenin asıl alacak miktarından düşüldükten sonra itirazın iptali davası açılması gerektiği, ödenen tutar bakımından davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile davadan önce yapılan ödeme bakımından davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine, bakiye alacak bakımından ise davanın kabulü ile davadan sonra yapılan ödemelerin infaz aşamasında dikkate alınmasına, alacağın likit olması nedeni ile kabul edilen miktarın %20’si oranında davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine; takip tarihinden önce davalının temerrüde düşürüldüğüne dair davacı tarafından belge ibraz edilememesi nedeni ile takip öncesi faiz talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ ile davalının Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 46.473,46 TL asıl alacak üzerinden İPTALİ ile asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2. maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2- Davalı tarafından dava tarihinden sonra yapılan 46.473,46 TL ödemenin icra müdürlüğü tarafından infaz aşamasında dikkate alınmasına,
3- Alacağın likit olması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile 9.294,69 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacının 55.000,00 TL’lik asıl alacak talebi bakımından açılan davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile USULDEN REDDİNE,
5- Davacının 3.105,89 TL’lik takip öncesi faiz talebi bakımından açılan davanın ESASTAN REDDİNE,
6- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 3.174,60 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.263,06 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 1.911,54 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7- Davacı tarafından sarf olunan (2.000,00 TL bilirkişi ücreti + 200 TL bilirkişi yol masrafı + 48,50 TL posta/tebligat/müzekkereden ibaret) 2.248,50 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre (%44,44 kabul oranı) hesaplanan 993,23 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; bakiye yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
8- Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 1.263,06 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9- Davalı tarafından sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
10- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
11- Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince takdir olunan 6.841,55 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2. maddesi gereğince takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
13-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin kabul ve red oranına göre hesap edilen 733,41 TL’sinin davacıdan; 586,26 TL’sinin ise davalıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/03/2022

Katip ….
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı