Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/35 E. 2022/5 K. 12.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/35
KARAR NO : 2022/5

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/01/2021
KARAR TARİHİ : 12/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili ile davalı arasında 4 yıldır bir ticari ilişki olduğunu, davalı tarafından 28.05.2019 tarihinde müvekkiline Bs formu mutabakatı gönderildiğini, mutabakatta belirtilen 14.427,00 TL’lik faturanın kabul edilmediğinin yazılı olarak bildirildiğini, davalı şirket tarafından haksız olarak Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, müvekkilinin adres değişikliği yaptığı halde Ticaret Sicildeki adresine TK 35’e göre tebligat yapıldığını, müvekkilinin haciz baskısı altında ödeme yapmak zorunda kaldığını, icra takibine 30.04.2019 tarihli vade farkı faturasının konu edildiğini, vade farkı faturasının kabul edilmediğinin mutabakat metninde bildirildiğini, davanın kabulü ile icra dairesine ödenen 22.450,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte istirdatına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile Davacı ile müvekkilinin uzun süredir cari ilişkisi olduğunu, müvekkilinin gerek davacı gerekse başka müşterilerine 120 gün vade tanıdığını, davacının en son yaptığı ödemenin 149 gün vadeyi aştığını, bu hususta davacıya mail gönderilerek uzun vadeli ödeme yapıldığı ve vade farkı faturası kesileceğinin bildirildiğini, ülkemizde 30,60 ve 120 günlük vade uygulamalarının tüm sektörlerde bir teamül olduğunu, 120 gün vadeden sonra vade farkı uygulamasının bulunmadığını beyan etmenin ticari etiğe uygun olmadığını, sunulan mailde söz konusu vade farkı talebinin iletildiğini, açılan haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyaya sunulan 08/10/2021 tarihli Bilirkişi … tarafından düzenlenen raporda taraflar arasında ödeme vadeleri konusunda yazılı bir anlaşma olmadığı, yine yanlar arasında vade farkı konusunda herhangi bir ticari teamül olmadığı, davalının faturalarında ödeme vadesi ve vadesinde ödenmeyen faturalara %3 faiz uygulanacağı yazsa da, Yargıtayın içtihadı birleştirme kararına göre bu faturalara itiraz edilmemesinin vade farkının kabulü anlamına gelmemesi nedeniyle davalının vade farkı talep edemeyeceğine kanaat edilmesi halinde, davacının icra dosyasına ödediği 22.450,00 TL olmakla birlikte, kapak hesabının 22.436,36 TL olduğu ve kalan 13,64 TL’nin borçluya iade edilecek tutar olarak gözükmesi nedeniyle, davacının ödediği 22.436,36 TL’nin istirdatını talep edebileceğinin tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava, istirdat davasıdır.
Borçlu, menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine geri verilmesi için alacaklıya karşı İİK’nın 72. maddesinin 7. fıkrasına göre istirdat davası açabilir.
Borçlu, istirdat davası sonucunda (lehine) almış olduğu ilamı hemen icraya koyabilir (m. 32). Bunun için, ilamın kesinleşmesi şart değildir; çünkü, ilamın konusu bir para alacağıdır (HUMK m. 443/1; İİK m. 36).
İİK 72/7’inci bendinde ”Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir” hükmü düzenlenmiştir.
İstirdat davasının biri maddi hukuka diğeri takip hukukuna ilişkin olmak üzere iki koşulu bulunmaktadır. Maddi hukuk bakımından borçlunun gerçekte borçlu olmadığı bir borcu ödemiş olması ve takip hukuku bakımdan ise borcun cebri icra takibi sebebiyle icra takibi sırasında ve cebri icra tehdidi altında ödenmesi gerekir. Ödemenin mutlak suretle takibin kesinleşmesinden sonra bir başka deyişle borçlunun ödeme emrine itiraz etmemesi veya itiraz edip de itirazının icra hakimliğince kesin olarak kaldırılmış olması durumunda yapılmış olması gerekir. Yapılan icra takibi henüz kesinleşmeden borçlunun ödeme emrine itiraz hakkı bulunduğu süre içerisinde ödemenin yapılması halinde bu ödemenin cebri icra tehdidi altında yapılan bir ödeme olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
Dosya tüm deliler ile birlikte değerlendirildiğinde; Uyuşmazlık konusu davalının davacıya düzenlediği laminant parke satışına ilişkin vade farkı faturasının uygun olup olmadığı, davacının vade farkından dolayı davalıya borçlu olup olmadığı, davacının icra dosyasına ödediği bedelin istirdatını talep edip edemeyeceği hususunda toplanmış olup bu kapsamda yapılan bilirkişi incelmesinde seçenekli hesaplama yapılmış olup, yanlar arasında ödeme vadeleri konusunda yazılı bir anlaşma olmadığı, yine yanlar arasında vade farkı konusunda herhangi bir ticari teamül olmadığı, davalının faturalarında ödeme vadesi ve vadesinde ödenmeyen faturalara faiz uygulanacağı yazsa da, Yargıtayın içtihadı birleştirme kararına göre bu faturalara itiraz edilmemesinin vade farkının kabulü anlamına gelmemesi nedeniyle davalının vade farkı talep edemeyeceğine kanaat edilmiş olup bu hususun dikkate alınarak davacının icra dosyasına ödediği 22.450,00 TL olmakla birlikte, kapak hesabının 22.436.36 TL olduğu ve kalan 13.64 TL’nin borçluya iade edilecek tutar olarak gözüktüğü yönüdeki tespitler dikkate alınarak davacının ödediği 22.436,36 TL’nin istirdatını talep edebileceğinden açılan davanın kısmen kabulü ile davacı tarafından Bakırköy …. İcra Müdürlüğüne ödenen 22.436,36-TL nin davalıdan istirdadı ile davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-Davacı tarafından Bakırköy …. İcra Müdürlüğüne ödenen 22.436,36-TL nin davalıdan istirdadı ile davacıya ödenmesine,
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Alınması gerekli 1.532,62 TL harçtan peşin alınan 383,39 TL peşin harcın mahsubu ile 1.149,23 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4- Davacı tarafından yatırılan 59,30- TL başvuru harcı, 383,39-TL peşin nispi harç, 8,50-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 451,19- TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT gereğince 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden AAÜT gereğince 13,64- TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 68,60 TL tebligat müzekkere gideri, 1.000 TL bilirkişi ücreti toplamı 1.068,60- TL’nin kabul ve red oranı göz önüne alındığında 1.057,91 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye 10,69-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-6235 sayılı Hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13 maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri olarak) kabul-red oranına göre 1.306,80-TL’nin davalıdan, 13,20-TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/01/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”