Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/34 E. 2021/32 K. 13.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/34
KARAR NO : 2021/32

DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ : 12/01/2021
KARAR TARİHİ : 13/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği 12/01/2021 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Müvekkili şirket sağlık sektöründe faaliyet gösterdiğini, müteveffa şirketin %1 hissedarı olduğunu, müteveffa öldükten sonra geriye kalan mirasçıları reddi mirasta bulunduğunu, mirasçılar İzmir …. Sulh Hukuk Mahkemesinin … esas ve … karar ve 05.02.2019 tarihli kararı ile reddi miras kararı verildiğini, bu sebeple mirasçılar şirketin hiçbir hukuki işlem ve eylemine katılmadığını, buda şirketin işlerini akamete uğradığını, tüm bilgi ve belgeler bu dava dosyasında mevcut olduğunu, şirketin yasal faaliyetlerini yürütebilmek için ortaklar kurulu kararı gerektiğini, müteveffanın mirasçıları reddi miras davası açtıklarından ortak kurulu kararı alınamadığını, müvekkili şirket zorunlu nedenlerden dolayı taşınmak zorunda kaldığını, yeni adresin tescil ve ilanı için ortaklar kurulu kararı alınması gerektiğini, yeni adresi …niye Mah. … Cad. … Sokak No:.. zemin kat …/…. adresine taşındığını, daha önce Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi hisse devri için … esas , … karar ve 14.06.2019 tarihli kararı ile ortaklar kurulu kararı için kayyım olarak atanmasına karar verildiğini, ancak ortaklar kurulu kararında adres değişikliği için karar almadıklarından mevcut kayyımın görev kapsamı dışında kaldığını, bu sebeple bu yeni davayı açmak zorunda kaldıklarını, şirketin faaliyetlerinin aksamaması ve ileride telafisi imkansız zararların meydana gelmemesi için müteveffanın %1 oranında olan hissesine kayyım atanması talebi zorunlu olduğunu, kayyım atanması ile ortaklar kurulu kararı ile gerekli tescil ve ilan yapma hakkı doğacağını, mahkeme uygun gördüğü müteveffanın %1 oranındaki hissesine kayyım olarak büyük ortak olan …’ın tayin edilmesine karar verilmesini, aksi kanaatte ise bir üçüncü şahsın kayyım olarak atanmasına karar vererek şirketin olağan faaliyetini devam ettirmesini sağlanmasını, tüm bu açıklamalar ışığında öncelikle şirketin faaliyetlerini devam ettirmesi açısından tescil ve ilan işlemlerinin yapılması için tedbiren müteveffanın %1 hissesine kayyım atanmasına karar verilmesini, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava,şirket ortağının ölümünden sonra yasal mirasçılarının mirası reddetmeleri nedeniyle ölü şirket ortağına ait hisselerin genel kurulda temsili için kayyım atanması istemine ilişkindir.
Davacı şirket vekili,davacı şirket ortağı olan …’nün vefat ettiğini,bu kişinin yasal mirasçılarının mirası reddettiklerini,ölü ortağın hissesini genel kurulda temsil edecek kimse bulunmadığından genel kurul yapılabilmesi için ölü ortağın hisselerini genel kurulda temsilinin sağlanması amacıyla kayyım atanması talebi ile mirası reddeden mirasçılar aleyhine huzurdaki davayı açmış ise de,söz konusu davanın mirası reddeden mirasçılar aleyhine hasımlı açılmasının mümkün olmadığı,gerekirse hasımsız açılması gerektiğinden davanın reddi gerekmektedir.Ancak bir an davanın doğru açıldığı düşünülse dahi bu durumda davacı şirketin ölü ortağına ait hisseleri temsile yetkili kişinin bulunup bulunmadığının tartışılması gerekmektedir.
TMK’nın 612. maddesi ”En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras Sulh Hukuk Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir.” hükmünü, bu maddenin atıfta bulunduğu TMK’nın 636. maddesi “Mevcudu borçlarını ödemeye yetmeyen terekenin tasfiyesi, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre yapılır.” hükmünü, 10.08.2003 tarih ve 25195 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Türk Medeni Kanunu’nun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzük’ün 52. maddesi, “Resmi deftere göre terekenin mevcudunun borçlarını ödemeye yetmediği anlaşılır veya başlangıçta mevcudun borcu karşılayacağı kanaati ile olağan usulle tasfiyeye başlanıp sonradan mevcudun borçları ödemeye yetmediği sonucuna varılırsa, sulh hakimi durumu derhal alacaklılara bildirir ve iflas usulü ile tasfiyeye karar vererek bu tasfiyeyi yapmak için bir veya birkaç memur atar. Bu tasfiye, İcra ve İflas Kanunu’nun iflasa ilişkin hükümlerine göre yapılır.” hükmünü içermektedir.
Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinde “iflas idaresi” yerine “tasfiye memuru” ve “Ticaret Mahkemesi” yerine “Sulh Hukuk Mahkemesi” geçmektedir. Tasfiye memurunun işlemlerine karşı yapılacak şikayetleri, sıra cetveline itirazları incelemek ve tasfiyenin son bulduğuna karar vermek sulh hukuk mahkemesine aittir.
Somut olayda; TMK 612. maddesi uyarınca …’nün vefatı sonucu mirasının tüm yasal mirasçıları tarafından ret edilmiş olduğuna göre mirasın reddi tespitini yapan Menemen …. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından yukarıda açıklandığı üzere iflas hükümleri uyarınca tasfiye edilmesi gerekmekte olup ölü davacı şirket ortağının şirkette bulunan hisselerini genel kurulda temsil etme yetkisi de Sulh Hukuk Mahkemesince atanacak tasfiye memuruna ait olup hisseleri temsile yetkili kişinin bulunması nedeniyle ölü ortağa ait hisseleri genel kurulda temsil etmek için kayyım atamasının yapılması da söz konusu değildir.Bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davanın hasımsız açılması gerekirken hasımlı açıldığı anlaşıldığından HMK’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨345,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre, Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oybirliğiyle karar verildi. 13/01/2021

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.