Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/336 E. 2022/1138 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/336 Esas
KARAR NO : 2022/1138

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/08/2020
KARAR TARİHİ : 22/11/2022
K.YAZIM TARİHİ : 07/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ….. plakalı, ….. marka …. model ticari aracın üretimden ve/veya satıldığı halindeki durumundan kaynaklı gizli ayıp nedeniyle meydana gelen arızasının ücretsiz olarak onarılmasının sağlanmasını, bu mümkün olmadığı takdirde aracın yenisi ile değiştirilmesine, bu da mümkün olmadığı takdirde araç bedelinin ticari avans faizi ile birlikte müvekkiline iadesine, müvekkili davacının dava konusu ticari aracın gizli ayıp ve arızasından dolayı yaptığı giderler ile aracın kullanılmaması nedeniyle doğan zararlarının karşılanması kapsamında fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 500,00-TL maddi tazminatın ve ayrıca davalılara çekilen ihtarname masrafı 537,50-TL nin ticari avans faizi ile birlikte müteselsilen davalılardan tahsiline ve davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP:
Davalı ….. Otomotiv A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin adresinin İStanbul ili olması nedeniyle davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, bu nedenle davanın yetki bakımından reddini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının dava esas değerini 1.037,00-TL gösterdiğini ve buna göre harç yatırdığını, ancak davacının taleplerinin arasında aracın ayıpsız yenisi ile değiştirilmesi de bulunduğundan ve araç bedeli 390.000,00-TL olarak beyan edildiğinden harcın ona göre yatırılması gerektiğini, müvekkilinin yalnızca yetkili servis olduğunu, aracı satan tüzel kişi olmadığını, bu nedenle davacının iddia ettiği ücretsiz tamirat işleminin karar mercinin sıfatı yetkili servis olan müvekkilinin olmadığından dava dilekçesindeki taleplerde de muhatabın müvekkili olmadığını, açıkladığı nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …. A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının aracın esas değeri olan tutar üzerinden harç yatırması gerektiğini, yetki itirazlarının bulunduğunu, görevli mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, davalı müvekkilinin davacı şirkete araç satan satıcı firma olmadığını, bu nedenle müvekkiline kusurlu, ayıplı servis hizmeti vermesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, açıkladığı nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ….. A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ayıpsız misliyle değiştirilmesini talep ettiği 390.000,00-TL tutarındaki araç için harca esas değeri 1.037,00-TL üzerinden beyan edemeyeceğini, bu nedenle öncelikle eksik harcın tamamlatılması gerektiğini, davada yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafından KTK da öngörülen süreler dahilinde yapılmış hiçbir ayıp ihbarının bulunmadığını, aracın garanti süresinin dava tarihinden önce dolduğunu, bu nedenle davacının tüm taleplerinin zamanaşımına uğradığını, aracın garanti kapsamında kaldığı kabul edilse dahi araçtaki arızaların bazılarının müşteri memnuniyeti kapsamında, bazılarının da ücreti mukabilinde giderildiğini, davacının onay vermemesi nedeniyle giderilemeyen arızadan dolayı oluşabilecek zararlardan sorumluluğu kabul ettiğine dair imzaladığı kalite raporlarının bulunduğunu, açıkladığı nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
İzmir ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/01/2021 tarih, …… Esas, …… Karar sayılı ilamı ile “6100 Sayılı HMK’nın 19/2 maddesine göre yetki itirazlarının süresinde cevap dilekçeleri ile yapıldığı, her üç davalının da şirket adreslerinin Bakırköy Adliyesi’ nin yetki alanında bulunduğu, bu nedenle genel hükümler gereği davalı tüzel kişilerin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğu, Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili mahkeme olduğu, mahkememizin yetkisiz olduğu anlaşılmakla; mahkememizin yetkisizlik” kararı verildiği ve kararın kesinleştirilerek mahkememize gönderildiği; dosyanın mahkememizin …… esasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
İzmir ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nden talimat kanalı ile alınan bilirkişi Doç.Dr….. tarafından hazırlanan 16/12/2011 tarihli bilirkişi raporunda; ….. plakalı aracın egzoz sisteminde ortaya çıkan yangın ile alakalı, Davalı …. Şirketi, Davalı ….. A.Ş., Davalı ….. Şti.’den kaynaklı herhangi bir kusurun bulunmadığı, Katalizör temizleme ve tamir işlemlerinin yetkili servislerce yapılmadığı, katalizör tıkanmasının davacının kusurundan kaynaklandığı, söz konusu aracın ayıplı veya gizli ayıplı olamayacağı, davacının dava konusu aracın tamiri için yaptığı masraflar ile aracı kullanmaması nedeniyle uğradığı zararlardan 3 davalının da sorumlu tutulamayacağına dair teknik yönden görüş ve kanaati ile rapor sunmuştur.
Doç. Dr. ….. tarafından hazırlanan 18/03/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; …. plakalı aracın egzoz sisteminde ortaya çıkan yangın ile alakalı, davalı …. Anonim Şirketi, Davalı …. A.Ş., Davalı ….. Şti.’den kaynaklı herhangi bir kusurun bulunmadığı, katalizör temizleme ve tamir işlemlerinin yetkili servislerce yapılmadığı, katalizör tıkanmasının davacının kusurundan kaynaklandığı, söz konusu aracın ayıplı veya gizli ayıplı olamayacağı, davacının dava konusu aracın tamiri için yaptığı masraflar ile aracı kullanmaması nedeniyle uğradığı zararlardan 3 davalının da sorumlu tutulamayacağına dair teknik yönden görüş ve kanaati ile ek rapor sunmuştur.
Huzurda görülen dava, 6098 sayılı TBK’nın 227. maddesine dayalı araç satışına dayalı alıcının ayıba karşı seçimlik haklarının kulanılması talebine ilişkindir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 219. maddesine göre;
“Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.
Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.”
TBK’nın 223. maddesine göre;
“Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.”
TBK’nın 227. maddesine göre;
“Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir.
Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.
Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.”
TBK’nın 231. maddesine göre;
“Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz.
Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz.

Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından davalı ….. ‘den 24/01/2019 tarihinde satın alınan …… model …. plakalı araçta gizli ayıp olduğu iddiası ile huzurda görülen dava açılmıştır. Her ne kadar davalılar vekili tarafından zamanaşımı definde bulunulmuş ise de dava konusu aracın 24/01/2019 tarihinde davacı tarafça satın alındığı, TBK’nın 231. maddesinde satılanın alıcıya devrinden itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresinin başlayacağının düzenlenmesi ve huzurda görülen davanın 10/08/2020 tarihinde açılmış olması nedeni ile mahkememizce davalılar vekilinin zamanaşımı itirazlarının ayrı ayrı reddine karar verilerek davanın esasına girilmiştir. Davalılar …. ve ….. Otomotiv tarafından her ne kadar husumet itirazında bulunulmuş ise davacı tarafından bu davalıların servis hizmetinin kusurlu ifa edildiği iddia edildiğinden davalıların husumet itirazı yerinde görülmemiştir. Dava konusu araçta meydana gelen yangın nedeni ile ayıp olup olmadığının tespiti için araç üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış olup yapılan inceleme sonunda düzenlenen bilirkişi raporunda; dava konusu araçta yangın meydana gelmesinde davalı ….. Anonim Şirketi, davalı …. …. A.Ş., davalı …. …. San. ve Tic. Ltd. Şti.’den kaynaklı herhangi bir kusurun bulunmadığı, katalizör temizleme ve tamir işlemlerinin yetkili servislerce yaptırılmadığı, bu nedenle katalizör tıkanmasının davacının kusurundan kaynaklandığı, söz konusu araçta açık ya da gizli ayıbın bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Davacı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz etmesi üzerinde ek rapor alınmak üzere dosya yeniden bilirkişiye tevdi edilmiş olup bilirkişi ek raporunda da kök raporundaki görüşünü koruduğunu belirtmiştir. Tekniğine uygun ve denetime elverişli olarak düzenlendiği kabul edilen bilirkişi kök ve ek rapor doğrultusunda davalı araçta açık ya da gizli bir ayıbın bulunmadığı; davalılar tarafından servis hizmetinin ayıplı ifa edildiğinin davacı tarafça ispatlanamamış olması ve davacı tarafça katalizör temizleme ve tamir işlemlerinin yetkili servislere yaptırılmadığı, bu nedenle katalizör tıkanmasının davacının kusurundan kaynaklandığı gerekçeleri ile açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
2- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 6.715,40 TL nispi harçtan mahsubu ile fazla alınan 6.634,70 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 57.600,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.360,00 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/11/2022

Katip …
☪e-imzalıdır.☪

Hakim …..
☪e-imzalıdır.☪