Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/334 E. 2021/692 K. 07.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/334 Esas
KARAR NO : 2021/692

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/06/2020
KARAR TARİHİ : 07/09/2021
K.YAZIM TARİHİ : 28/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili sunduğu 29/06/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin, davalı şirketten taksitle (davalı …’in evlilik hazırlığı sebebiyle) satın aldıkları çeyiz eşyası karşılığında davalı tarafça iki adet tüketici sözleşmesi ve bu sözleşmelerin EKİ olan iki adet kıymetli evrak düzenlenip kendilerine imzalatılmış olduğunu, 10/08/2019 tarih ve … sayılı sözleşme konusu eşya 8.156,00 TL bedelle satın alınmış, 200 TL’si peşin ödenmiş, kalanı ise 14 eşit takside (aylık 582,56 TL) bölünmüş , yine 10/08/2019 tarih ve …. sayılı sözleşme konusu eşya ise 13.136,00 TL bedelle satın alınmış, 200 TL peşin ödenmiş kalanı ise 14 eşit takside ( aylık 923,13 TL) bölünmüş olduğunu, davalı tarafın 09/03/2020 tarihinde Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasından icra takibi başlatmış olup bakiye 14.366,76 TL borç ile aylık yüzde 5.00 faiz oranından 4.836,81 TL temerrüt faizi ödenmesin ihtar ettiğini, davalının başlattığı bu icra takibinin hukuka aykırı olduğunu, icra takibine dayanak iki adet kıymetli evrak , taksit tutarlarının toplamı üzerinden düzenlendiğini, her bir sözleşme için 14 adet kıymetli evrak düzenlenmesi gerekirken birer adet düzenlendiğini, bu nedenle kanunun amir hükmü karşısında icra takibine dayanak kıymetli evrakların ve icra takibinin iptaline, davacı tarafça muacceliyet uyarısında bulunulmadığından davalıların davacıya muaccel bir borçlarının bulunmadığınını tespitine, temerrüt koşullarının gerçekleştiğinin kabulü halinde ise sözleşmelerdeki haksız şartların iptali ile davalıların bakiye borcunun tespitine, şimdilik yürütülen fazla temerrüt faizinden 3.000-TL nin iptaline ve bakiye borca yasal faiz uygulanmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, bonoya dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
Huzurda görülen davada, Bakırköy …. Tüketici Mahkemesi’nin .. E., .. K. ve 19/01/2021 tarihli görevsizlik kararının istinaf incelemesinden geçmeden kesinleştiği, davacının talebi doğrultusunda dosyanın davacının talebi üzerine mahkememize gönderilerek mahkememizin .. Esasına kaydının yapıldığı görüldü.
Her ne kadar Tüketici Mahkemesi tarafından davaya konu uyuşmazlığın kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibinden kaynaklandığı, kambiyo senetlerinin TTK’da düzenlendiği, uyuşmazlığın ticari dava olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş ise de dosyada mübrez bilgi ve belgelerin incelenmesinden takibe konu bonoların taraflar arasında imzalanan 10/08/2019 tarihli mobilya satışına ilişkin olarak sözleşme kapsamında verildiği anlaşılmaktadır.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3’ncü maddesinin (l) bendinde “Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi,” ifade edeceği belirtilmiş, yine anılan kanunun 83’ncü maddesinin ikinci fıkrasında “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” denilmek suretiyle tüketici işlemi ile ilgili her türlü olayda Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un uygulanacağı, aynı kanunun 73’ncü maddesinin birinci fıkrasında ise “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” denilerek tüketici işlemlerinde tüketici mahkemelerinin görevli olacağı hüküm altına alınmıştır.
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında imzalanan 10/08/2019 tarihli iki sözleşme bulunmakta olup, sözleşme tarih ve bedelleri ile icra takibine konu edilen bonoların düzenleme tarihleri ve bedelleri aynıdır. Takibe konu bonoların taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında verildiği açıktır. Dosyada mübrez sözleşmelerin incelenmesinden taraflar arasında mobilya satışı yapıldığı, dolayısıyla taraflar arasındaki temel ilişkinin tüketici işlemi kapsamında kaldığı ve takibe konu bonoların mobilya satışı sözleşmesi uyarınca düzenlendiği açık olup mahkemenin görevinin belirlenmesinde taraflar arasındaki temel ilişkinin esas alınması gerekir. Davacıların 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında tüketici olduğunun kabulü ile uyuşmazlığın 6502 sayılı Kanun çerçevesinde Tüketici Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmekte olduğundan, kamu düzeninden sayılan mahkemenin görevli olmasının HMK’nın 114/1-c maddesinde dava şartı olarak düzenlendiği, taraflarca ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle, HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri gereğince DAVANIN USULDEN REDDİNE, uyuşmazlığın çözümünde Bakırköy Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğuna,
2-6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
3-HMK’nın 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Tüketici Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra usulüne uygun talepte bulunulmaması nedeniyle davaya görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nın 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARINA,
5- Yargılama gideri ve harçların nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak; mahkememizce verilen görevsizlik kararının istinaf edilmeden kesinleşmesi halinde yargı yerinin belirlenmesi amacıyla dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’ne gönderilmek üzere davacılar vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/09/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı