Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/330 E. 2021/1060 K. 15.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/330 Esas
KARAR NO : 2021/1060

DAVA : Kayıt Kabul
DAVA TARİHİ : 17/08/2015
KARAR TARİHİ : 15/11/2021
K. YAZIM TARİHİ : 03/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Kayıt Kabul davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile ve duruşmadaki beyanlarında özetle; İstanbul Ticaret Memurluğu’nun …. sicil sırasında kayıtlı “… Mah., …. Cd. ….. ” adresinde kurulu Tasfiye Halinde … Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyası üzerinden 01/10/2013 tarihinde iflas ettiğini, müflis şirketin iflas tasfiyesinin Bakırköy … İcra İflas Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğünü, müvekkili kurum olan Esenler Sosyal Güvenlik Merkezi’nin 24/07/ 2014 tarih … sayılı yazısında “… Mah. … Cad. No:… adresinde kurulu … Sağlık Hizmetleri Tic. AŞ.’nin Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/10/2013 tarih … sayılı kararı ile iflas ettiği ve tasfiyenin Bakırköy …. İcra İflas Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden devam ettiğinin anlaşıldığı” belirtilerek müflis şirketin adı geçen Merkezimizde … sayılı dosyada işlem gören işyerinin …, …sayılı icra dosyaları ile takip edilen 229.728,59 TL prim aslı 20.316,25 TL gecikme zammı, 17,00 TL masraf olmak üzere 250.061,84 TL prim alacağı; …, … sayılı icra dosyaları ile takip edilen 18.711,60 TL işsizlik sigortası primi, 1.661,50 TL gecikme zammı ve 17,00 TL masraf olmak üzere 20.390,10 TL toplam işsizlik sigortası prim alacağı ve …. sayılı dosya ile takip edilen 136.27 TL damga vergisi olmak üzere 24/07/2014 tarihi itibariyle hesaplanan 270.588,21 TL toplam Kurum alacağının iflas masasına yazdırılmasının istendiğini Esenler Sosyal Güvenlik Merkezi’nin 24/07/2014 tarih … sayılı yazısı ile iflas masasına yazdırılması istenen 270.588,21 TL Kurum alacağının … Kayıt Numarası ile kaydedildiğini, ancak İflas İdaresi söz konusu alacak hakkında ret kararı verdiğini, Ret kararının 01/08/2015 tarihinde ilan edildiğini, kendilerine de 06/08/2015 tarihinde tebliğ olunduğunu, İflas İdaresinin müvekkili kurumun prim alacağını reddetmesinde hiçbir hukuki dayanak bulunmadığını, ret gerekçesinin gerçekte prim alacakları ile ilgili olmadığını beyanla,- fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile- iflas masasına … Kayıt numarasıyla yazdırılmış olup tamamı reddedilen 270.588,21 TL alacağın kabulüyle sıra cetveline devlet alacağı derecesinde imtiyazlı olarak 3. sırada kayıt ve kabulüne karar verilmesini, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesi ile duruşmadaki beyanları özetle; davacı kurum tarafından müflis şirketin tüm alacaklarıyla ilgili takas mahsup işlemi yapıldığını, bunun ortaya çıkması üzerine de, iflas idaresi bu uygulamanın hukuka aykırı olduğundan ve İİK’da belirtilen takas ve mahsup şartlarının oluşmadığından bahisle müflis şirketin kurumdan hak etmiş olduğu tüm meblağın İİK amir hükmüne göre müflisin hak ve menfaatini elinde bulunduranların iflas keyfiyetini öğrenmelerinden itibaren bir ay içinde iflas dairesine bildirmekle ve teslim etmekle yükümlü olduklarından, aksi davranışın suç teşkil edeceği ihbar ve ihtarı ile bu bedellerin hiçbir kesinti yapılmaksızın derhal masaya ödenmesi gerekeceğine karar verip SGK’ya keyfiyeti bildirdiğini, SGK bu karar üzerine kararın kaldırılması için Bakırköy …. İcra Hukuk Mahkemesi’ne …. E. Sayılı dosya ile müracaat etmiş ancak şikayetleri mahkemenin 24.09.2014 tarihli, … K. Sayılı kararı ile tarafından reddedildiğini, bu kararın şikayetçi kurum tarafından temyiz edildiğini, yapılan inceleme neticesinde Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 18.06.2015 tarihli, … E., … K. Sayılı kararı ile temyiz talebi reddedildiğini, hal böyle olunca, davacı kurumun henüz iflas dosyasına yargı kararına rağmen ödeme yapmadığını, İflas idaresi ile davacı kurum arasındaki yazışmaların devam ettiğini, alacak taleplerinin usulsüz mahsuplar içerisine dahil olup olmadığı netleşmediğinden, iflas idaresinin alacak talebini “yargılamayı gerektirir ” olarak değerlendirdiğini ve reddettiğini, yargılama neticesinde merci kararı ve Yargıtay kararı dikkate alınmak suretiyle müflis şirketin hak ve alacağının tasfiye dosyasına ödenmesi neticesinde kurumun masaya yazdırdığı alacaklarının ne miktara ulaşacağı anlaşılacağını,aksi halde SGK yetkilileri Yargıtay kararına rağmen İİK’da yer alan amir hükümlere aykırılık nedeniyle suç işlemiş sayılacağını,kaldı ki, yerleşik içtihatlara göre alacaklının, alacağının varlığını, sadece kendi uhdesinde bulunan sözleşmelere, belgelere dayanarak dahi ispatlayamaya- cağını, nitekim kambiyo senedi de dahil sözleşmeler de her zaman düzenlenmesi mümkün bir belge olduğundan, tek başına alacağın varlığının kabulü için yeterli olmadığını, bu durumda davacının alacağını inandırıcı ve birbirini doğrulayan belgeler ile ispatlaması gerektiğini, kayıt kabul davalarında tek başına kambiyo senedine/çek ya da sözleşmelere dayanılarak alacağın varlığının kabul edilemeye- ceğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Dava, İİK 235 md ne dayalı kayıt kabul istemine ilişkindir.
Her ne kadar iş bu dava ticari dava niteliği taşıdığından bahisle mahkememizde ikame olunmuş ise de ;
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Dava konusu alacağın müflis şirketin prim borçlarından kaynaklanması, müflis şirketin 01.10.2013 tarihinde iflasına karar verilmesi ve dava konusu prim alacaklarının iflas kararından sonraki dönem olan 2014 yılına ilişkin olması nedeniyle kayıt kabul davasının konusu olamayacağı ve masa alacağına dönüşmesi karşında alacağın niteliği de gözetilerek İş Mahkemelerinin görevli olduğu kabul edilmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1- Göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle, HMK 114/1-c ve 115/2 md gereğince DAVANIN USULDEN REDDİNE, Bakırköy iş Mahkemesi’nin görevli olduğuna,

2- Taraflardan birinin,6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince ,
-Bu karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden ,
-Görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten,
-Kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren
2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiği, aksi taktirde mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,

3-HMK’nun 20 md gereğince, kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy İş Mahkemesi’ne gönderilmesine,

4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlen- dirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin ihtarına,

5- Yargılama gideri, vekalet ücreti ve harçların nihai karar ile birlikte değer- lendirilmesine dair,

5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda karar verildi 15/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır