Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/322 E. 2022/353 K. 05.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/322 Esas
KARAR NO : 2022/353

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/04/2021
KARAR TARİHİ : 05/04/2022
K.YAZIM TARİHİ : 15/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin boya sektöründe faaliyet göstermekte olup davalı ile boya alışverişi yapmakta olduğunu, müvekkil ile davalı arasında sürekli bir boya alışverişi olduğu için aralarında cari hesap ilişkisinin tesis edildiğini, müvekkilin davalıya satmış olduğu boyaların karşılığını bir süre sonra tahsil edemez duruma geldiğini, müvekkilin mağduriyetinin daha fazla devam etmesinin önüne geçmek adına numarası yazılı icra dosyasından davalı aleyhine alacağın ticari nitelikte olması nedeniyle takip tarihinden itibaren yıllık reeskont avans faizi ile birlikte alacağın tahsili için icra takibinin başlatıldığını, davalının haksız ve dayanaksız bir şekilde söz konusu icra takibine itiraz ettiğini, bu itiraz sonucunda da takibin durduğunu, tarafların hem tacir olduğu için hem de aralarındaki işin ticari olduğu için ve de takibe konu alacağın ticari nitelikte bir alacak olduğundan takibe yapılan itiraz neticesinde arabuluculuğa başvurulmuşsa da söz konusu süresin “görüşme sonunda anlaşamama” ile sonuçlandığını, bu nedenle icra takibine yapılan haksız itirazın iptali ve müvekkilin alacağına kavuşmasını sağtamak maksadıyla huzurdaki işbu davayı açma zaruretinin hasıl olduğunu, müvekkile ait tüm ticari defterler ve tüm kayıtların bilirkişi marifeti ile incelendiğinde müvekkilin davalı yandan alacaklı olduğunun ve huzurdaki dava bakımından haklılığının ispat edilmiş olacağını, davalı yan icra takibine sadece zaman kazanmak maksadıyla itiraz etmiş olup, kötü niyetli olarak hareket ettiğini, davalının kötü niyetli olarak sadece müvekkilin alacağına kavuşmasını geciktirmek ve engellemek kastıyla hareket etmek suretiyle mezkur icra dosyasına itiraz ettiğini, davalının mezkur takibe müvekkilin hak ettiği cari hesap alacağını almasını sürüncemede bırakmak saikiyle haksız ve kötü niyetli bir şekilde itiraz ettiğini, işbu itiraza dayanak olarak da hiçbir hukuki gerekçenin bildirilmediğini, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla başlayan hukuki sürecin davalının haksız itirazı neticesinde durduğunu, itirazın iptali davasının açılma zorunluluğunun doğduğunu, müvekkilin alacağına kavuşmasını engellemek kastıyla davalı tarafından yapılan itirazın kötü niyet içerdiğinden, davalının asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP:
Davalı tarafından yapılan usulüne uygun tebligata rağmen süresi içerisinde cevap dilekçesi verilmemiştir.
Davalı vekili tarafından verilen beyan dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davacı arasında boya alışverişinin olduğunu, bu alışveriş neticesinde davacı şirkete 162.204,69 TL borcunun bulunmadığını, müvekkilin davacı şirkete 92.501,91 TL olan borcunun arabuluculuk görüşmesinde taksitler halinde ödemek istediğini beyan ettiğini, müvekkilin kabul ettiği 92.501,91 TL borç tutarının davacı tarafından şifahen kabul edildiğini, taksitlendirme konusunda tarafların anlaşamadığını için arabuluculuk görüşmesinde tarafların anlaşamadıklarını, iyi niyetle hareket ettiğini, içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılardan dolayı taksitler halinde ödemek istemişse de bu hususun davacı tarafından kabul görmediğini, müvekkilin almış olduğu ürünlerin bedeline karşılık, nakit ödemede sıkıntı yaşadığından müvekkilin kendi satmış olduğu başka marka ürünlerden 2019 ve 2020 yılında toplam 63.456,56 TL değerinde ürünleri borcuna mahsuben davacıya teslim ettiğini, müvekkilin nakit olarak borcunu ödemediği için farklı ürünleri, borcuna karşılık davacı şirkete teslim ettiğini, müvekkilin 12.12.2018 tarihinde vergi dairesince resen kapatıldığı için davacı şirkete borcuna karşılık 2019 ve 2020 yılında teslim etmiş olduğu ürünler için fatura kesemediğini, bu ürünlere ilişkin sipariş fişi kesip davacı şirkete teslim ettiğini, davacının kötü niyetli olduğunu, müvekkilin davacıya nakit ödeme yapamadığı için borcuna karşılık kendi satmış olduğu başka markalara ait ürünleri borcuna mahsuben davacı şirkete teslim etmiş olmasına karşın bu teslim edilen ürünlerin bedeli müvekkilin borcundan mahsup edilmediğini, bu hususta davacının kötü niyetli olduğunu, neticeten davanın reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyamız arasına celp edilen Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklının 162.204,69 TL asıl alacak üzerinden cari hesap alacağı dayanak gösterilerek borçlu aleyhine ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 22/01/2021 tarihinde tebliğ edildiği borçlu tarafından vekili aracılığı ile 27/01/2021 tarihinde ve süresi içinde borca, faize ve takibin tüm ferilerine itiraz ettiği ve itiraz nedeni ile takibin durduğu görüldü.
Dosyaya sunulan 04/01/2022 tarihli bilirkişi SMMM … tarafından düzenlenen raporda; Dava konusunun, davacının, davalı ile olan ticari ilişkt dolayısıyla oluşan cari hesap alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu; davacının 2017, 2018, 2019, 2020, 2021 yıtları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, Davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (07.01.2021) itibariyle davacının davalıdan 162.204,69 TL alacaklı olduğu, davalının 2017 yılı ticari defterleri vergi incelemesinde olduğundan incelemediği bu itibarla lehine delil niteliği hususunda değerlendirme yapılamadığı, 2018 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; davalı şirketin mükellefiyetinin 18.12.2018 tarihinde resen kapatıldığından 2018 yılına kadar ticari defterlerinin sunulduğu, takip tarihi (07.01.2021) itibariyle davalının davacıya 176.787,93 TL borcunun bulunduğu, taraf ticari defterlerinin karşılaştırılması neticesinde; takip tarihi (05.02.2020) itibariyle taraflara ait ticari defterlerin davacının davalıdan 162.204,69 TL alacaklı olduğu noktasında uyumlu olduğu, davacı tarafından düzenlenen tüm faturaların davalı yan ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu, bununla beraber davalı tarafından yapıları ödemelerin de davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, neticeten; taraf ticari defterlerinin de teyit ettiği üzere takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 162.204,69 TL alacaklı olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının cari hesap alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup tarafların kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda iki tarafın ticari defter ve belgelerinin sahibi lehine delil niteliğini taşıdığı; davacı ticari defterlerine göre icra takip tarihinde davacının davalıdan 162.204,69 TL alacaklı olduğu; davalının ticari defterlerine göre davalının davacıya 176.787,93 TL borcunun bulunduğu tespit edilmiştir. Davalı tarafından verilen beyan dilekçesinde müvekkilinin davacıya 92.501,91 TL borcunun bulunduğunun kabul edilmiş olması nedeni ile açılan davanın 92.501,91 TL’lik kısmının kabul nedeni ile kabulüne karar verilmiştir. Davalı tarafından her ne kadar bakiye kısma ilişkin davacıya mal iade edildiği iddia edilmiş ise de davalı tarafından dosyaya sunulan sipariş formları üzerinde isim ve imzanın bulunmaması; davacı tarafından malların teslim edildiğinin kabul edilmemesi nedeni ile söz konusu malların borca karşılık davacıya teslim edildiği ispatlanamadığından davalının bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir. Davalı tarafından süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamış olması nedeniyle malların davacıya iadesine yönelik olarak mahkememizce yemin delilinin hatırlatılması da mümkün olmamıştır. Dosyada mübrez bilirkişi raporunda takip tarihi itibariyle her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarında 162.204,69 TL bakiyenin görünmesi sebebiyle kabul edilen kısmın üzerindeki 69.702,78 TL bakımından da davanın kabulü ile asıl alacak tutarının takdiren %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN 92.501,91 TL’sinin KABUL nedeni ile bakiye 69.702,78 TL’sinin ise esastan KABULÜ ile davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 162.204,69 TL asıl alacak yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2. maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2- Alacağın likit olması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile takdiren asıl alacak tutarının %20’si oranında hesaplanan 32.440,93 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 6.867,67 TL karar ve ilam harcının (davalı tarafından kabul edilen kısım üzerinden Harçlar Kanunu’nun 22. maddesi uyarınca 1/3 oranında hesaplanan 2.106,27 TL ile esastan kabul edilen tutar üzerinden hesaplanan 4.761,40 TL olmak üzere toplam 6.869,71 TL) peşin alınan 1.959,04 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 4.910,67 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından sarf olunan (1.000,00 TL bilirkişi ücreti + 200 TL bilirkişi yol masrafı + 92,20TL posta ücreti tebligat, müzekkere masrafından ibaret) 1.292,20TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine;
6-Davacı tarafından yatırılan 8,50 TL vekalet harcı, 59,30 TL başvurma harcı ve 1.959,09 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
8-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 6. maddesi gereğince davalı tarafça kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 6.368,84 TL vekalet ücreti ile mahkememizce esastan kabul edilen tutar üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. madddesi uyarınca hesaplanan 9.861,36 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/04/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı