Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/314 E. 2022/851 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/314 Esas
KARAR NO : 2022/851

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 05/04/2021
KARAR TARİHİ : 13/09/2022
K.YAZIM TARİHİ : 22/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın lojistik firması olduğu, dünyanın bir çok yerinden C-2 belgeli olarak kara, hava deniz taşımacılığı yaptığı, Davalı firma ile davalıya ait bulunan … kazık çakma makinesi ve ekipmanlarının Ukrayna ülkesinin Odesa şehrinde kirada bulunan malının hem kara hem de deniz yolu ile Türkiye (İstanbul’ a) getirilmesi için karşılıklı anlaştıkları, bu anlaşmaya istinaden söz konusu nakliyenin yapılması için 18.100 USD taşıma bedeli ödenmesi konusunda sözlü olarak anlaşıldığı, davalıya ait ürünlerin taşınması için temin edilen araçlarla müvekkili firmanın davalı tarafından belirtilen limana giderel taşıma işlemi için hazır olduğu; davalı firmanın söz konusu taşımaya ilişkin müvekkil firma çalışanı …..’a bu taşımada kullanılmak üzere yetki belgesi verdiği, bu yetki belgesi taraflar arasında yazılı sözleşmenin olmamış olması halinde dahi müvekkil firmanın taşımayı yaptığına dair yazılı delil olduğu, Davalı ve Ukrayna’da bulunan … ünvanlı firma arasında yaşanan problemler nedeniyle bekleme yapıldığı, söz konusu durumların davalı şirkete bildirildiği, beklemelere ilişkin demoraj alınacağının bildirildiği, yükün 29 ton olması nedeniyle 5 tonluk tonaj farkının oluştuğu; taşıma esnasında oluşan tonaj farkı olan 2000 USD’nin müvekkili firma tarafından ödenerek söz konusu eşyanın getirildiği, Müvekkil firma ile tedarik ettikleri firmalar arasındaki sözleşmeler ve uluslararası taşıma konvansiyonları göz önüne alındığında söz konusu taşımanın müvekkil şirket tarafından ve anlaştığı firmalar tarafından yapıldığı, taşımaya konu makinelerin Erenköy gümrüğüne teslim edildiği, davalı nın taşıma sözleşmesinin olmamasını fırsat bilerek müvekkil firmaya navlun bedeli ile diğer ödemeleri yapmadığı; müvekkili firma tarafından söz konusu taşıma bedeli ve taşımaya ilişkin beklemeden kaynaklı demoraj ve tonaj farkına ilişkin 25.08.2020 tarihli … Numaralı fatura kesildiği ve davalı firmaya gönderildiğini, Davalı firma tarafından söz konusu faturaya itiraz edilerek … iade fatura düzenlendiği, Müvekkil firma tarafından Üsküdar …. Noterliğinin 08.09.2020 tarihinde …. yevmiye numarası ile taşıma bedeline ilişkin ihtarname çekildiği, Bakırköy … ATM … D.iş dosyasıyla ihtiyati haciz kararı verildiği, borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine ihtiyati haciz kararının navlun sözleşmesinin yokluğu ve taşınanın belli olmaması nedeniyle kaldırıldığı, nihayetinde müvekkili tarafından Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nde faturalara istinaden ödeme emri gönderildiği; borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulduğu; açıklanan nedenlerle açılan davanın kabulünü, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve masraflarının ve vekalet ücretinin davalıya yüklenilmesi arz ve talep edilmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete ait ekipmanların 21/08/2020 tarihinde Ukrayna’dan gemiye yüklendiği; davacı şirket tarafından malların ve ithalat belgelerinin yerinin saklandığı; gümrük faturasından da görüleceği üzere nakliye masraflarının alıcı tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığı; davacı ile müvekkili arasında yapılmış herhangi bir navlun sözleşmesinin olmadığı; TTK uyarınca navlun ve diğer masraflardan sorumlu kişinin taşıtan olması nedeni ile müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığı; açıklanan nedenlerle açılan davanın reddine; %20’den aşağı olmamak üzere davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine; yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyamız arasına celp edilen Bakırköy …. İcra Müdürlüğü .. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklının 31.300,00 USD asıl alacak, 94,33 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 31.394,33 USD alacak üzerinden fatura alacağı dayanak gösterilerek borçlu aleyhine ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 18/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği borçlu tarafından vekili aracılığı ile 18/09/2020 tarihinde ve süresi içinde borca, faize ve takibin tüm ferilerine itiraz ettiği ve itiraz nedeni ile takibin durduğu görüldü.
Dosyaya sunulan 04/01/2022 tarihli bilirkişi SMMM … ve Taşıma ve Lojistik Uzmanı …. tarafından düzenlenen raporda; yanlar tarafından ibraz edilen 2020 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun bir şekilde açılış kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, ticari defter kayıtlarının birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, ticari defterlerinin yanların lehine delil niteliğinin sayın mahkemenizin takdirlerinde olduğu, yanlar arasında 2020 yılı, davacı tarafından davalıya ait … kazık çakma makinesinin ve ekipmanlarını Ukrayna ülkesinin Odessa şehrinde kirada bulunan malının hem karada hem de deniz yolu ile Türkiye (İstanbul)’a getirilmesi şeklinde ticari ilişki kurulduğu, Davacı ve davalı ticari defterinde mutabık sağladığı, davacı tarafından 25.08.2020 tarihinde davalıya 230.599,62 TL fatura tanzim edildiği, iş bu faturaya davalı tarafından Bakırköy …. Noterliğinde 03.09.2020 tarihinde itiraz edilerek ihtarname keşide edildiği, davacı alacağının kabulü halinde; davacının alacağının 25.08.2020 tarihi faturadan kaynaklandığı, icra takibinde, davacı takip öncesi olarak 94,33 USD işlemiş faiz talep ettiği, ancak davacı yanın davalıya gönderdiği 31.394,33 USD’nin ödenmesine ilişkin noter ihtarnamesinin, icra takip tarihi olan 02.09.2020 tarihinden sonra gönderildiği, dolayısı ile davacının takip öncesi davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin bir ispat vesikası da bulunmadığından davacının talep edebileceği faizinde bulunmadığı, lojistik ve taşıma süreci bakımından değerlendirildiğinde, davacının taşıma bedeli 18.100 USD, yüklemede bekleme bedeli 11.200 USD ve taşkın yük kaynaklı 2000 USD olmak üzere 31.300 USD alacaklanarak 17.08.2020 itibarı ile taşıma sürecini başlattığı, buna karşılık 18.08.2020 tarihinde 14.480 USD tahsilat yaptığı, taşımanın CMR hükümlerine tabi olmasına karşın, taşıyıcının alacakları bakımından TTK hükümlerinin uygulanması gerektiği, zira bu hususların CMR’de yer almadığı, davalının emir ve talimatları ile yükleme aşamasına müdahale ettiği gözetildiğinde, yüklemedeki bekleme, tonaj aşımı ve navlundan sorumlu olduğunun değerlendirildiği, malın ihraç ve ithalinde kullanılan evrak ve teslim şekillerinden ziyade, taşıma sürecinde taşıyıcı ile sözleşme ilişkisi ve süreç yönetiminin kim tarafından üstlenildiğinin sorumluluk tespitinde önemli olduğu, davacının, taşıma başladıktan sonra bakiye 16.820 USD alacaklı olarak taşımayı tamamlamak ve TTK m.871 kapsamında davalıdan alacaklarını talep etmek konusunda, TTK m.870 gereği alacak bakiyesinin yükün davalıya tesliminde muaccel olacağı, davacının yükü varma yerine ulaştırarak teslime hazır etmek ve hapis hakkı kullanmak yerine; taşımayı aksatması, yükü geciktirmesi, alacağını garantiye almak için yeniden beklemesi ve yasal olarak hapis hakkı imkanı varken ihtiyati haciz süreci işletmesinin hakkının kötüye kullanımı olarak değerlendirildiği; yasal rehin hakkı mahiyetinde hapis hakkı varken, ihtiyatı haciz ve malı tutmak yönünde İİK m.257 hükmüne dayanarak süreç işletmenin haksız olduğu, sonraki tek yanlı beklemenin yükün gecikmesine sebebiyet verdiği, davacının gecikme zararından sorumluluğunun bir navlun ile sınırlı olduğu, bu nedenle davacının bir tam navlundan daha az olan bakiye alacağı 16.820 USD tutarını da dava ve talep edemeyeceği, davacının kendi beyanlarında da kabul ettiği 14.480 USD tahsilatın fatura tutarından düşülmediği, bu miktar düşüldüğünde, bakiye 16.820 USD asıl alacağının, gecikmeden sorumlu olduğu 18.100 USD navlun tutarının altında kaldığı gözetilerek; takip ve dava konusu edebileceği bir alacak miktarının olmadığı sonuç ve kanaatlerine ulaşıldığı beyan edilmiştir.
Dosyaya sunulan 01/07/2022 tarihli bilirkişi SMMM …. ve Taşıma ve Lojistik Uzmanı … tarafından düzenlenen ek raporda; taraf vekillerinin itirazları değerlendirilerek kök rapordaki kanaatlerinin değişmediği belirtilmiştir.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının fatura alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalıların itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlene raporda tarafların ticari defter ve kayıtlarının sahipleri lehine delil kabiliyetinin bulunduğu; davacı tarafından davalı adına düzenlenen 25/08/2020 tarih ve 230.599,62 TL bedelli faturanın davalı tarafından noter kanalıyla iade edildiği belirtilmiştir. Esasında taraflar arasındaki uyuşmazlığın temeli, davalı adına düzenlenen takip konusu faturaya konu taşımaya ilişkin navlun bedeli, yükleme bedeli ve taşkın yük kaynaklı bedelden kimin sorumlu olduğu noktasında toplanmaktadır. Her ne kadar davalı tarafından CPT teslim şekli ile taşımanın kararlaştırıldığı ileri sürülmüş ise de somut olayda, yükleme mahallinde “aracın elverişliliği veya elverişsizliği” hususunda davalının emir ve talimat vermesi ve her iki tarafın kabulünde olduğu gibi davalı yanca şoföre yetkilendirme yapılmış olması karşısında taşıma sürecinin yükleme anından itibaren davalı tarafından organize edildiği, taşıyıcının taşıma kaynaklı navlun ve sair hak edişlerinde davalının sorumlu olacağı mahkememizce kabul edilmiştir. Kaldı ki, TTK m.871 gereği gönderilen-alıcı da taşınan malı talep ettiği takdirde, bu taşıma kaynaklı navlun ve sair gönderen yükümlülüklerini yerine getirmek suretiyle malı çekebilecektir. Gönderilenin, malı talep etmediği sürece taşıma bedeli ve masraflardan kural olarak sorumlu olmamasına karşın taşıma sürecine emir ve talimatı ile katılması durumunda artık yükün ilgilisi sıfatı ile navlun ve masraflardan sorumlu olacaktır. Mahkememizce hüküm kurmaya ve denetime elverişli olarak düzenlendiği kabul edilen bilirkişi kök ve ek raporunda da belirtildiği üzere; davacı yanın taşımayı tamamlayarak yükü alıcısına teslim etmeden hapis hakkını kullanamayacağı; taşımaya alınan yükün gecikmesinden davacının sorumlu olacağı; davacının yükü teslime hazır etmeden İİK.m.257 gereği ihtiyati haciz talep etmesinin haksız bir süreç olması; davacının bu süreci işletirken oluşan gecikme nedeni ile gecikme zararından sorumlu tutulabileceği; davalının her geciken gün için uğramış olduğu günlük zararının 1.415,00 USD; toplam zararının ise 29.715 USD olduğu; davacının CMR.m.23 gereği bir navlun kadar gecikme zararından sorumluluğunun olması hususları bir arada değerlendirildiğinde davacının kendisine taşıma bedeli olarak ödenen 14.480 USD’den başka bir alacak hakkı kalmadığının kabulü gerekir. Davacının taşımayı tamamlayarak bakiye alacak talebi için hapis hakkı kullanmak yerine yükü teslimden kaçınarak haksız bir süreç işletmesi nedeni ile uğranılan zararlardan dolayı artık hak ediş iddia edemeyeceğinin kabulü ile açılan davanın reddine; davacının icra takibi açmakta kötü niyetli olduğu davalı tarafından ispat edilemediğinden davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
2- Şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 2.876,95 TL nispi harçtan mahsubu ile fazla alınan 2.796,25 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
7- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 36.064,26 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/09/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸