Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/302 E. 2022/1160 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/302 Esas
KARAR NO : 2022/1160

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/04/2021
KARAR TARİHİ : 29/11/2022
K.YAZIM TARİHİ : 12/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; Davalı ….. A.Ş. tarafından sigortalanmış olan …. ‘e ait ….. plakalı aracın 26/12/2018 tarihinde müvekkiline ait ….. plakalı araca çarptığını ve …. ilinin ….. ilçesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucunda müvekkiline ait ….. plakalı aracında meydana gelen hasarın, bağımsız eksper …… tarafından KDV dahil toplam 5.531,29 olarak tespit edildiğini, Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğünce 23/09/2010 tarihinde yayınlanan ….. nolu sektör duyurusu uyarınca; bağımsız eksper tarafından araçta oluşan hasar onarım miktarının tespitinin yapıldığını, bağımsız eksper tarafından düzenlenen raporların birinci dereceden delil niteliğinde olduğunu, iş bu eksper raporunu dosyaya sunduklarını, yargılama sırasında celb edilecek belge, resim ve sair deliller doğrultusunda yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonrasında hasar onarım alacaklarının miktarının belirlenebilir hale geleceğini, bu nedenle davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olduğunu, kazaya sebebiyet veren taraf veya somut olayda olduğu gibi sigorta şirketi; kaza sebebiyle oluşan her türlü zararı karşılamakla mükellef olduğundan oluşan hasar onarım bedelinin tazmin edilmesi gerektiği açık olduğunu, davalıya 21/09/2020 tarihinde ihtarname gönderdiklerini, 15 gün içinde yazılı cevap verilmesi veya ihtarnamedeki hesap numarasına yatırılmasının bildirildiğini ancak davalının bu hasar onarım bedelini ödemediğini, kaza sebebiyle oluşan hasar onarım bedelinin davalı sigorta şirketinden, kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan 06/05/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin taleplerin, zarar görenin, zararı tazminat yükümlüsünün öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl herhalde kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağını, dava konusu kazanın 26/12/2018 olduğunu, bu tarihten 2 yıl geçtikten sonra açılan dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını ve reddinin gerektiğini, aynı konu ve aynı taraflar ile ilgili daha önce verilen kesin hüküm bulunduğunu, sigorta tahkim komisyonunun ….. sayılı dosyası ile aynı kazaya ilişkin olarak hasar bedeli talepli olarak dava açıldığını, açılan davanın reddine karar verildiğini, davacı tarafın öncesinde arabuluculuk yoluna başvurmadığını, bu nedenle dava şartı yokluğundan davanın reddinin gerektiğini, ….. plakalı aracın …. A.Ş nezdinde ….. numaralı 17/09/2018-2019 vadeli zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, kaza tarihi itibariyle teminat limitinin araç başına 36.000 olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının sorumluluğu poliçe teminatı ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın söz konusu kaza ile ilgili 22/01/2019 tarihinde 1.265,00 TL ödeme yapıldığını, bakiye talebinin reddinin gerektiğini, değer kaybı alacağı talebine itiraz ettiklerini, aracın güncel kilometresinin 165.000 km üzeri olduğunun tespit edildiğini, bu sebeple davanın reddi gerektiğini, 165.000 km’nin üzerindeki araçlar için ayrı bir formül düzenlendiğini bu formül uyarınca değer kaybı hesaplaması yapılmadığını, kusur oranının tespitinin gerektiğini, bunun için Adli Tıp Trafik İhtisas Kurulu’ndan rapor alınması gerektiğini, müvekkili şirketin kusuru oranında sorumlu olacağını, hasar bedelinin belirlenmesi için Trafik Sigortası Genel Şartları’nda belirlenen usul ve esasların göz önünde bulundurulmasının gerekeceğini, şirketin tedarik parça uygulamaları gereği, başvuru sahibine ilgili hususa ilişkin bilgilendirme yapıldığını, bu nedenle orjinal parça kullanımından ve yüksek işçilik ücretlerinden kaynaklanan hasar bedelinden sorumluluklarının bulunmadığını, davacının gerçek zararının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmasının gerektiğini, yalnızca fatura ve makbuzlar üzerinden yapılan tespitin kabul edilemeyeceğini, faizin dava tarihinden yasal faiz olması gerektiğini, aracın hususi araç olarak kullanılması nedeniyle avans faize hükmedilmesinin mümkün olmayacağını, sonuç olarak davanın reddini, davacı tarafın taleplerinin reddine karar verilmesini, aksi halde bakiye tutarın tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmasının alınacak raporun taraflarına tebliğini, müvekkiline yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dr. ….. tarafından mahkememize sunulan 29/08/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Söz konusu kazanın gerçekleşmesinde; Davalı ….. A.ş. ZMSS (Trafik) sigortalısı ….. plakalı araç ve sürücüsü …..’in, 0100 oranında asli kusurlu olduğu, ….. plakalı araçta meydana gelen hasarın, değişim ve onarım görmesi gerekli yedek parçalarda değişim olsa da toplam 1.265. TL onarım bedelinin onarım tarihi olan Ocak 2019 itibariyle piyasa rayiçlerinde makul bulunduğu, söz konusu kaza nedeniyle,….. plakalı araçta yaklaşık ortalama 500 TL değer kaybı meydana geldiği, ….. plakalı aracın ZMSS (olan davalı …. ….A.Ş. ) sigortacısının sorumlu olduğu kanaati ile rapor sunmuştur.
Huzurda görülen dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesi; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; söz konusu kanunun 88/1. maddesi; “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.
” söz konusu kanunun 90. maddesi ise; “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindedir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49/1. maddesinde “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” denilerek haksız fiil sorumluluğu belirlendikten sonra anılan Kanun’un 61. maddesi “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” hükmünü içermekte olup buna göre zarara sebebiyet veren sürücü, işleten ve zorunlu sigortacı zarar görene karşı haksız fiil hükümleri çerçevesinde müteselsilen sorumludurlar. Ancak sigorta şirketinin sorumluluğunun teminat limiti ve sigortalısının kusuru oranında olacağı açıktır.
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının maliki olduğu araç ile davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan dava dışı …..’in maliki olduğu aracın karıştığı trafik kazası nedeni ile davacının uğramış olduğu maddi zararın tazmini istemli olarak huzurda görülen dava açılmıştır. Mahkememizce meydana gelen trafik kazasında kazaya karışan tarafların kusur durumunun belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yapılmış olup yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen raporda davalı sigorta şirketinin sigortalısı ….. plaka sayılı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %100 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca söz konusu bilirkişi raporunda davacının maliki olduğu araçta 500,00 TL tutarında değer kaybının meydana geldiği; onarım bedeli olan 1.265,00 TL’nin onarım tarihi itibariyle piyasa rayiçlerine göre makul olduğu tespit edilmiştir. Davacı vekili tarafından 10/10/2022 tarihli talep arttırım dilekçesi ile değer kaybına ilişkin talebi 500,00 TL olarak arttırılmıştır. Davacı vekili tarafından her ne kadar hasar onarım bedeli talep edilmiş ise de davalı sigorta şirketi tarafından davacıya yapılan hasar onarım bedelinin piyasa rayicine uygun olduğu bilirkişi raporu ile tespit edildiğinden davacının hasar onarım bedelinin reddine karar verilmiştir. Tekniğine uygun ve denetime elverişli olarak düzenlendiği kabul edilen bilirkişi raporu doğrultusunda davacının maliki olduğu araçta meydana gelen 500,00 TL tutarındaki değer kaybı tutarının 18/07/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ ile 500,00 TL değer kaybı tutarının 18/07/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine,
2- Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 67,67 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 13,03 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarf olunan 800,00 TL bilirkişi ücreti + 113,70 TL tebligat, müzekkere, dosya ücretinden ibaret olmak üzere toplam 913,70 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan (%83,33 kabul oranı) 761,39 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; bakiye yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 67,67 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
7-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin kabul ve red oranına göre hesaplanan 220,00 TL’sinin davacıdan; 1.100,00 TL’sinin ise davalıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca dava değeri karar tarihindeki istinaf sınırı altında kalmakla KESİN olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
29/11/2022

Katip ….
☪e-imzalıdır.☪

Hakim …..
☪e-imzalıdır.☪