Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/285 E. 2022/122 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/285
KARAR NO : 2022/122

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/03/2021
KARAR TARİHİ : 03/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne hitaben yazmış olduğu 26/03/2021 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin televizyon, radyo, basın, yayın, sinema, mecmua, dergi, afiş, elektrik ve elektronik her nevi teknik cihaz internet üzerinden reklamcılık yapma hizmetini icra eden bir şirket olduğunu, tarafların belirli bedeller karşılığında davalı lehine reklam hizmeti verilmesi konusunda mutabık kaldıklarını, davalının talepleri doğrultusunda müvekkilin reklam hizmeti borcunu ifa ettiğini, davalı lehine reklam hizmeti karşılığında davacının 582.594,21 TL alacak hakkı doğduğunu, davacı tarafça mezkur reklam hizmetlerine binaen düzenlenen faturaların davalıya gönderildiğini ve herhangi bir itiraza uğramadığını, müvekkili şirketin davalı lehine reklam hizmeti borcunu ifa ettiğini, ancak davalı tarafça hizmet bedeli olan borcun ifa edilmediğini, bu nedenle davalıya İstanbul …. Noterliği’nin … yevmiye numaralı 06/04/2016 tarihli ihtamame ile takibe konu alacağın talep edildiğini, işbu ihtarname ile anılan borcun davalı şirketin kabulüne olduğunu, davalı şirketin kabul beyanını 13/04/2016 tarihli ….’ndan, …’e gönderilen mail ile somutlaştırdığını, davalının borcuna karşılık müvekkili şirkete gayrimenkul teslimi yapılacağı konusunda tarafların mutabık kaldıklarını ancak davalı şirketin borcunu ifa etmediğini, tüm bu süreçlerin ardından davalı aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığım, davalı tarafından itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, neticeten; itirazın iptali ile takibin devamına, takip çıkışı üzerinden %20’den az olmamak kaydıyla inkar tazminatına, yargılama gideri ve ücret-i vekaletin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın, davalı, davaya cevap vermemiş ve duruşmalara katılmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, reklamcılık hizmetinden kaynaklanan alacağının tahsili için girişilen icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhine 582.594,21TL asıl alacak + 14.245,63 TL takip öncesi faizden ibaret toplam 596.839,84 TL alacağın tahsili için cari hesaba dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu vekilinin süresinde, borca itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği,İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi …. tarafından mahkememize sunulan 17/12/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava konusunun, davacının, davalı ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan cari hesap alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davacının 2014, 2015 ve 2016 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (01/07/2016) itibariyle davacının davalıdan 582.594,21 TL alacaklı olduğu, davalının 2014, 2015 ve 2016 yıltarı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi (01/07/2016) itibariyle davalının davacıya 571.384,21 TL borçlu olduğu, taraf ticarl defterleri arasındaki cari hesap farkının 11.210,00 TL (582.594,21 TL – 571.384,21 TL) olduğu, cari hesap farkının davacı şirketin davalı şirkete düzenlemiş olduğu 30/09/2014 tarihli “…. ” açıklamalı 11.210,00 TL bedelli faturanın davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklı olduğu, davacı şirket tarafından dosyaya sunulan evraklar incelendiğinde; dosya içerisinde gazete örneklerinin mevcut olduğu ancak mezkur faturaya ilişkin gazete örneğinde ilan tarihi bulunmadığı, taraflar arasındaki cari hesap farkını oluşturan fatura içeriğindeki reklamın yayınlanmasına ilişkin davalı şirket tarafından davacı şirkete gönderilen bir talimat yazısı ve/veya davacı şirket ile akdedilmiş bir sözleşme ibraz edilmediğinden ilgili faturanın davalının talimatı/talebine istinaden yayınlanıp yayın- lanmadığı tarafımızca tespit edilemediği, mahkemece taraflar arasındaki cari hesap farkım oluşturan 30/09/2014 tarihli …. nolu 11.210,00 TL bedelli faturanın kabulü halinde; davacının davalıdan 595.666,67 TL (582.594 21 TL + 13,072,46 TL işlemiş faiz) alacaklı olduğunun kabulünün gerekeceği, mahkemece dayanak evrakları (gazete görüntüsü) sunulan fatura içeriğindeki hizmetin … Gazetesi’nde yayınlarıdığı ancak fatura içeriğindeki reklamların yayınlanmasına ilişkin davalı şirket tarafından davacı şirkete gönderilen bir talimat yazısı ve/veya davacı şirket ile akdedilmiş bir sözleşme ibraz edilmediğinden 30/09/2014 tarihli … nolu 11.210.00 TL bedelli faturanın ispata muhtaç olduğunun kabulü halinde; davacının davalıdan 584.205,16 TL (582.594,21 TL – 11.210,00 TL + 12.820,92 TL işlemiş faiz) alacaklı olduğunun kabultinün gerekeceği yönünde görüş bildirmiştir.
Dava itirazın iptali davasıdır.Bilindiği üzere, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66.maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayan bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süre içinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilebilir.(Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219,223) Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden taraf bunu usulü dairesinde ispat etmesi gerekir. İspatın konusu , ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu 6100 sayılı HMK.nun 187 ,190 ve 200’ncü maddelerinde açıkça belirtilmiştir.
İspatın konusu HMK.nun 187’nci maddede “İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. Herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz.” Şeklinde belirtilirken, ispat yükünün kimde olduğu ise HMK.nun 190’ncı maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”düzenlemesi ortaya konmuştur.
İspat vasıtaları ise HMK.nun 200’ncü maddesinde “Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir.Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir.”düzenlemesi ile ispatın nasıl yapılacağı gösterilmiştir.
Akdi ilişki taraflar arasında düzenlenen bir sözleşme ile , faturaya konu malların teslim edildiğine dair bir irsaliye , teslim fişi ve teslim alındığına dair yazılı bir belge ile ispat edilebilir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13/07/2011 tarihli kararında “Hemen belirtmelidir ki, satılanın tesliminin “hukuki işlem” niteliğinde olup, buna ilişkin savunmanın hangi delillerle kanıtlanabileceğinin belirlenmesinde, hukuki işlemlerin varlığının kanıtlanmasına ilişkin genel usul hukuku kurallarının (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 288 ve devamındaki hükümler) göz önünde tutulması gerekir.Bunun sonucu olarak ta; herhangi bir hukuki işlem gibi, teslim de anılan hükümdeki senetle (yazılı delille) ispat kuralı çerçevesinde, ilişkin bulunduğu malın miktar ve değerine göre belirlenmelidir. (Kuru Baki, Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 1990 5.basım,C:2,S:1534, S:1603, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06/11/2002 gün 2002/13-875 E., 2002/885 K. sayılı ilamı da bu yöndedir.).
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na göre “faturanın onu teslim alan muhatabı borç altına sokabilmesi için her şeyden evvel borç doğurucu bir hukuki ilişkinin mevcudiyeti ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatabı tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya 8 gün içinde itiraz edilmemiş olmasının onu borç altına sokacağı şeklinde görüş hem mantıki hem de hukuki dayanaktan yoksun olur. O halde öncelikle taraflar arasında böyle bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının göz önünde tutulması zorunludur.”Akdi ilişki ispat edilemediği sürece davacının davalı adına fatura düzenlemesi ve ticari defterlerine göre bu faturalar nedeniyle alacaklı gözükmesinin davalıyı bağlayıcı bir yanı yoktur. “
Örneğin faturalara dayalı olarak karşı taraftan alacaklı olduğunu iddia eden taraf faturadaki mal ve hizmetin karşı tarafa teslim edildiğini belge ile ispat etmelidir.Tek taraflı düzenlenen faturalar hiçbir zaman bir akdi ilişkiyi ispat vasıtası olmayıp , akdi ilişkinin ifası aşamasında düzenlenen bir belgedir.Bu nedenle faturanın geçerli olabilmesi için mal ve hizmetin verildiğine dair belge sunulamaması durumunda faturaların karşı tarafın defterlerinde de kayıtlı olması gerekir.
Davacı yan icra takibinde ödenmediğini iddia ettiği alacak için takibe girişmiştir.Taraflar arasında yazılı bir akit olmadığı sözlü olarak ticari ilişkiye girdikleri anlaşılmıştır.Kendisi lehine bir olaydan hak çıkaran taraf ispat külfeti altındadır.Davacı yanın tek taraflı olarak tanzim ettiği fatura davalı yanca itiraza uğramıştır.
Buna göre,bir tane fatura haricindeki takibe konu tüm faturaların davalının aleyhine delil teşkil eden ticari defterlerinde kayıtlı olup bu hususta fatura içeriğindeki hizmetin davacı tarafından davalıya verildiğini göstermekte olup davacı,davalıya reklâm hizmeti verdiğini bu şekilde ispat etmiştir.Davacının defterlerinde kayıtlı olupta davalının defterlerinde kayıtlı olmayan 30/09/2014 tarih ve …. seri numaralı,11.200,00.-TL bedelli fatura içeriğindeki hizmetin davacı tarafından davalıya verildiğinin davacı tarafından ispat edilmesi gerekmektedir.Davacı vekili tarafından,bilirkişi raporundan sonra verilen belge incelendiğinde,söz konusu faturaya ilişkin reklâmın davacı tarafından yayınlandığı anlaşıldığından bu faturaya ilişkin hizmetinde verildiği anlaşılmıştır.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Davacı ile davalı arasında, davacı tarafından davalıya reklam hizmeti verilmesi şeklinde ticari ilişkinin olduğu, davacının cari hesap alacağını tahsil edememesi üzerine 01/07/2016 tarihinde davalı aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile icra takibine geçtiği, davalı tarafından yapılan itiraz üzerine huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı, davacının dava konusu alacağını teşkil eden davalı yana tanzim etmiş olduğu faturaları yasal ticari defterlerine usulüne uygun olarak kaydettiği, davacının yasal ticari defterlerine göre, takip tarihi (01/07/2016) itibariyle davalıdan 582.594,21 TL cari hesap alacağının olduğu,davalının ticari defterlerine göre ise ,davalının,davacıya 571.384,21.-TL borçlu olduğu,uyuşmazlığın 11.200,00.-TL’lik faturadan kaynaklandığı,bu faturaya ilişkin reklâm hizmetinin verildiği davacı tarafından sunulan belge ile ispatlandığı, neticeten davacının takibe konu cari hesaptan kaynaklı olarak davalıdan olan bakiye alacağının takip ve dava tarihi itibariyle582.594,21.-TL asıl alacak ve 13.072,46.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 595.666,67.-TL olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin devamına ,davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu,bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olması gerekli olup davacı alacağının likit olduğu anlaşıldığından davacının icra inkâr tazminatı talebinin kabulü ile kabul edilen miktarın %20’si üzerinden davacı yararına icra inkâr tazminatı verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın kısmen KABUL kısmen REDDİ ile davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 582.594,21.-TL asıl alacak ve 13.072,46.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 595.666,67.-TL yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2.maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2-Davacının,fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Alacağın % 20’si üzerinden hesap edilen 119.133,33.-TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Alınması gerekli 40.689,99 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 7.208,34 TL harç ile 2.984,20.-TL icra veznesine yatan harcın mahsubu ile bakiye 30.497,45 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
5-Davacı tarafından ödenen 59,30 Başvurma Harcı, 7.208,34 Peşin harç,2.984,20 .-TL icra veznesine yatırılan harç ile 8,50 TL vekalet harcının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,

6-Davacı tarafından yapılan 7 tebligat + posta ücreti 99,50, bir bilirkişi ücreti 1.500,00 TL olmak üzere toplam 1.599,50 TL olan yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.596,36 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13 ncü fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan (Taraf başına 330,00 TL x 2 saat= 660,00 TL) X 2 = 1.320,00 TL arabulucuk ücretinden davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 1.317,41 TL’sinin davalıdan, 2,59.-TL’ sinin ise davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
8-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 46.833,33 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
9-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 250,00 TL yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalının yokluğunda oybirliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 03/02/2022

Başkan ….
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye ….
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”