Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/273 E. 2021/946 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/273
KARAR NO : 2021/946

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/09/2020
KARAR TARİHİ : 20/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile Müvekkilinin 13.12.2019 tarihinde, fuarcılık işi ile uğraşan davalıya 20.000 TL’lik 30.03.2020 vade tarihli bono verdiğini, davalının da 21-25 Nisan 2020 tarihlerinde fuar açacağını müvekkilimizin de 21-25 Nisan 2020 tarihinde katılımını taahhüt ettiğini,
daha sonra Korona virüs nedeni ile yapılması gereken fuarın iptal edildiğini, ülkemizin içinde bulunduğu COVID-19 salgını nedeni ile oluşan ortamın bir mücbir sebep ortamı oluşturduğunu, bu ortamda taraflar açısından edimlerin ifasının imkansız bale geldiğini, Müvekkili şirketin iyi niyetli olduğundan 05.12.2019 tarihinde davalıya 2.995,45 TL, ön avans ödemesi dahi yaptığını, Davalının müvekkilinden aldığı senedi bankaya tahsile verdiğini ve müvekkiline ihbarname gönderttiği halde, taahhüdüne ve sözleşmeye rağmen edimlerini yerine getiremediğini, davalının lehtarı bulunduğu 13.12.2019 tanzim ve 30.03.2020 vade tarihli 20.000 TL’lik bononun karşılıksız kaldığının bu bonodan dolayı davalıya müvekkilinin borcu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile söz konusu … Fuarının 21-25 NİSAN 2020 tarihleri arasında gerçekleştirilmek üzere planlandığını, müvekkili şirket tarafından gerekli başvurular yapıldığını ve fuarın bu tarihte gerçekleştirilmesi için gerekli tüm hazırlıklar tamamlandığını, ancak Covid 19 Pandemisinin ortaya çıkması ile birlikte ülkemizde fuarcılık faaliyetlerinin durdurulduğunu, fuarların ertelenmek zorunda kaldığını, bu durumun müvekkili açısından mücbir sebep teşkil ettiğini, Fuar katılım sözleşmesinin konusuz kalmadığını, edimlerin ifasının imkansız hale geldiğini, Söz konusu Fuarın sektör temsilcileri ile de mutabık kalınarak mücbir sebeple bir sonraki dönem olan 18-22 MAYIS 2021 tarihine ertelendiğini, Fuarın bu tarihler arasında aynı koşullarda gerçekleştirileceğini, Fuarın ertelenmiş olmasının davacının fuara katılma yükümlülüğünü ortadan kaldırmadığını, davacının hem ödeme yükümlülüğü hemde fuara katılma yükümlülüğünün devam ettiğini, Fuar Katılım Sözleşmenin ilgili maddeleri gereği davacının fuara katılmaması halinde 10.000 Euro cezai şart talep haklarının doğacağını, davacının hukuki dayanaktan yoksun olan davasının reddini karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Dava, Fuar katılım sözleşmesi nedeni ile ödenen katılım ücretini iadesine ilişkin alacak davasıdır.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 s.TMK m.6).
Davacı ve davalı tacir olup TTK 18/2 maddesi uyarınca her iki tarafın da ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli olma yükümlülüğü bulunmaktadır.
6098 sayılı TBK m. 26’da bir sözleşmenin içeriğinin, bu sözleşmenin taraflarınca kanunda öngörülen sınırlar içerisinde özgürce belirlenebileceği düzenlemesi yer almaktadır. Bu temel kuralın istisnası ise 20. maddede (TBK m. 27) ahlâka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmelerin kesin olarak hükümsüz olduğu açıklanmıştır. Sözleşme serbestisi kavramının temeli irade özgürlüğüne dayalıdır. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın irade özgürlüğüne ilişkin hükümleri (m. 12/1, 13, 17/1, 19, 35/1, 48/1, vb.) göstermektedir ki; hukuk sistemimiz kişilerin irade özgürlüğüne sahip olduğunu temel bir ilke olarak benimsemiştir.
Genel işlem koşulları 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK’dan önce 818 sayılı BK düzenlemesi içerisinde yer almasa da kamu düzeni, ahlâka aykırılık, kişiliğin korunması, sosyal adalet gibi farklı hukuki dayanaklarla bu husus pek çok yargı kararı ile (örneğin; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli, 1996/3-717 E., 1996/850 K. sayılı kararı) kabul görmüştür. Yine TBK’nın yürürlüğünden önce mevzuatımızda, oldukça sınırlı sayıda ve dar kapsamda da olsa, genel işlem koşullarına ilişkin bazı hükümler yer almıştır (6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 766, 1266; 5464 sayılı Banka ve Kredi Kartları Kanunu m. 24; Sermaye Piyasası Kurulunun Aracılık Faaliyetleri ve Aracı Kuruluşlara İlişkin Esaslar Tebliği m. 47/3 gibi). Bu düzenlemelerden biri de tüketici hukukunda mevcuttur.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; taraflara arasında fuar katılım sözleşmesi bulunduğuna ilişkin herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı bu sözleşme kapsamında fuara katılma ücretini 30.03.2020 tarihli bono verdiğini ancak koronavirüs nedeniyle alınan tedbir sonucu fuarın iptal edilmesi üzerine ödemediğini, fuarın iptal edilmiş olmasına rağmen davalının ödedikleri bedeli iade etmediğinden bahisle bu bedelin iadesi talebi ile iş bu alacak talebinde bulunmuş olup davalı Fuarın iptal edilmediğini ertelendiğini, kaldı ki sözleşmenin 2. Maddesinde fuar tarihinin değiştirilmesi hususunun davacı tarafça kabul edildiğini bu nedenle bedelin iadesini talep edemeyeceği yönünde savunmada bulunmuştur. Burada irdelenmesi gereken taraflar arasındaki sözleşmenin 2. Maddesinin geçerli olup olmadığı, haksız şart niteliğinde olup olmadığı, ertelenen fuar nedeni ile ödediği fuar katılım bedelinin iadesinin mümkün olup olmadığının tespiti gerekmektedir. Yukarıda bahsedildiği gibi sözleşme özgürlüğü, bir akdi yapıp yapmama, içeriğini belirleme, akdin karşı tarafını seçme, akde son verebilme ve akdin şeklini belirleyebilme serbestîsi anlamına gelmekte olup, kimse bir akdi yapmaya zorlanamayacağı gibi istediği bir akdi yapmaktan da alıkonulamayacaktır. Taraflar arasında özel hukuk hükümlerine tabi geçerli bir sözleşme (Fuar Katılım Sözleşemesi) mevcut olup, davacının ve davalının basiretli tacir olarak davranma yükümlülüğüne sahip oldukları hususu ise izahtan varestedir. Bu nedenle de “Fuar Katılım Sözleşmesi” nin 2. Maddesi tarafların serbest iradeleri ile kararlaştırdıkları hüküm olup geçerli olup, haksız şart olarak kabulü mümkün olmayıp tarafları bağlayıcı olduğundan ve madde metin içeriğinden davalının gerekli görmesi halinde fuar tarihini değiştirme hakkı olduğu, bu durumun katılımcıya fesih hakkı vermeyeceğinin açıkça düzenlendiği, kaldı ki gelen yazı cevaplarından Fuar tarihinin mücbir sebep ile ertelendiği ve ertelenme ve yeni tarih ile ilgili gerekli bilgilendirmelerin hem internet sitesinden ilan edildiği hem de davacı tarafa mail yolu ile bilgilendirme yapıldığı, basiretli tacir gibi davranması gereken davacı tarafın sözleşmenin imzalanması sırasında sözleşmenin 2. maddesini bildiği, bu hükme göre de ödenen bedelin iadesini talep hakkının olmadığı, ödeme yükümlülüğünün devam ettiği ve ertelemenin taraflara sözleşmenin feshi hakkı da tanımayacağı, sözleşmenin de henüz feshedilmemiş ve ayakta olduğu anlaşılmış olup açıklanan gerekçelerle açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 54,40 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına, bakiye 4,90 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,

Dair davacı vekilinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/10/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”