Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/23
KARAR NO : 2023/20
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/01/2021
KARAR TARİHİ : 11/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili ile davalılar arasında … Alışveriş Merkezi, .. Blok, … Kat, … nolu iş yerinin satışına ilişkin olarak gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin tüm ödemelerini zamanında yapmış ve sözleşme gereği üstüne düşen edimleri yerine getirmiş olduğunu, sözleşmenin 5. maddesinde teslimin 31.12.2011 tarihinde yapılacağı ve satıcının alıcı tarafa bildirimde bulunmak şartıyla teslim tarihini 90 gün erteleyebileceğinin belirtilmekte olduğunu, davalı tarafın bu tarihte taşınmazı teslim edememesi üzerine taraflar arasında Ek Sözleşmenin imzalanmış olduğunu, bu ek sözleşmede tarafların 9 aylık gecikme cezası ödenmesinde mutabık kaldıklarını, nihayet taraflar arasındaki teslim tarihinin 15.01.2013 tarihi olarak kararlaştırılmış olduğunu, fakat ek sözleşme ile belirlenen teslim tarihine de satıcı tarafından uyulamamış ve taşınmazın müvekkiline fiili tesliminin Temmuz 2017 tarihinde ve tapu tesliminin ise 05.07.2018 tarihinde yapılabildiğini, müvekkilinin konu olan taşınmazın geç teslimi nedeni ile muhtemel kira gelirinden mahrum kaldığını, Yargıtay’ın bu konu hakkırıda emsal kararlari bulunmakta öldüğunu, davanın kabulü ile şimdilik 50.000 TL’ lik tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesi ile davanın öncelikle davacının geçersiz adi yazışı sözleşmeye dayanması sebebiyle ve zamanaşımı sebepleri ile reddini talep ettiklerini, bunun dışında taraflarına tebliğ edilen dava dilekçesinde dava konusu sözleşmeler ve ekler bulunmadığından kapsamli bir cevap verebilmelerinin mümkün olamadığını, davacının tüm dava dilekçesi eklerinin de Uyap üzerinden taraflarına tebliğini arz ve talep ettiklerini belirtmişler ve de netice ve talep olarak da açıklanan sebepler ile davacının tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesi ile Dava dilekçesi ve varsa eklerinin müvekkili şirkete veya taraflarına usulüne uygun tebliğ edilmediğini, davacının davalıları 04.07.2018 tarihli Protokol uyarınca ibra etmesine rağmen işbu davayı ikame ederek iyi niyetli olmadığını açık ettiğini, davanın taraflarının 04.07.2018 tarihinde birarava gelerek davaya konu … Blok, … nolu taşınmazın devrini ve ibrayı içeren protokolü hür iradeleri ile imzalamış olduklarını, bu protokolün 3. maddesinde taraflar arasındaki hukuki ilişkinin ifa ile bitmiş ve tapu devrine ilişkin birbirlerinden başkaca hiçbir hak ve alacaklarının kalmadığının, protokolün 4. ve 5. maddesinde ise taraflar arasında teslim gerçekleşmemiş ise tapu devri ile teslimin gerçekleşeceğinin kararlaştırıldığını, protokolün 5. maddesinde ise davacinin 1 ve 2 nolu şirketleri ibrasini açıkça dile getirdiğini, Mankemeye sunulan protokol uyarınca davanın konusuz kaldığının aşikar olduğunu, davacının sanki böyle bir protokole imza atmamış gibi işbu davayı açmakta kötü niyetini ortaya koyduğunu belirtmişler ve de netice ve talep olarak da açıklanan sebepler ile haksız ve hukuksuz davanın taraflarca imza altına alınmış protokol uyarınca konusuz kalması nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
… Tapu Müdürlüğü, … Tapu Müdürlüğü, … Müdürlüğü, … Vergi Dairesi Müdürlüğü, … Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği, … Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü müzekkere cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyada mevcut 12/01/2021 tarihli Bilirkişiler … , … , … , … ve … tarafından düzenlenen raporda davacının davalılardan 241.152 TL tutarında gecikme tazminatı alacağı bulunduğu, davacı alacağının şimdilik 50.000 TL ‘lik kısmının ödenmesini talep ettiğinden bu talebi ile bağlı olduğu, davacının tazminat alacağının talebi gibi temerrüt tarihinden, yani davalıların taşınmazın teslim etme borcunu ifada temerrüde düştüğü, 15.01.2013 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsilinin gerektiğinin tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava satış vaadi sözleşmesinin düzgün ifa edilmemesi nedeni ile tazminat talebine ilişkindir.
TBK madde 118 hükmü uyarınca, taşınmazın tesliminde (borcun ifısı;ıda] gecikmesi nedeniyle davacıfalıcının uğradığı zararı (gecikme zararını) tazmin etme yükümlülüğü altına girmiştir.
Uyuşmazlığın çözümü için ispatın hukukî niteliği üzerinde de durmakta fayda bulunmaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “ispat yükü” başlıklı 6. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü tutulmuştur.
İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir” şeklindedir.
Her somut olaydaki maddi vakıaya göre lehine hak çıkaran taraf ve ispat yükü şekilleneceğinden, maddî hukuk kuralına ilişkin bu vakıaların doğru ve net bir şekilde belirlenerek ortaya konulması gerekmektedir. Maddede aksine düzenleme olmadıkça ibaresi eklendiğinden, kanunda ispat yükü ile ilgili özel bir düzenlemeye yer verildiğinde, ispat yükü genel kurala göre değil de kanunda belirtilen özel düzenlemeye göre belirlenecektir.
“….Mahkemece bozmaya uyularak asıl davada davalı … yönünden verilen karar kesinleştiğinden işbu davalıyla ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat talebinin reddine, alacak talebinin kabulü ile, 5.000,00 TL alacağın asıl ve birleşen dosya davalıları … ve …’dan tahsiline, birleşen davadaki talebin kira kaybından kaynaklanan tazminat talebi olduğu bu sebeple zamanaşımı süresinin Türk Borçlar Kanunu gereğince genel zamanaşımı süresi olan 10 yıl olduğu davada zamanaşımının dolmadığı gerekçesiyle davanın 23.814,00 TL üzerinden kabulüne karar verilmiştir. Somut olayda taraflar arasındaki akdi ilişki eser sözleşmesi olup, sözleşme tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı BK’nın 126/4 maddesi gereğince eser sözleşmelerinde zamanaşımı süresi 5 yıl olup, yüklenicinin kast veya ağır kusuru halinde aynı Kanun’un 125. maddesi uyarınca 10 yıldır. Zamanaşımı süresinin başlangıcı 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 128. maddesindeki düzenlemeye göre alacağın muaccel olduğu tarihte işlemeye başlamakta olup, bu tarih ise eserin teslim tarihidir….” Yargıtay …. Hukuk Dairesi, … Esas, … Karar.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının davacının davalıdan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi nedeni ile satın aldığı işyeri niteliğindkei bağımsız bölümün nedeni ile taraflar arasındaki sözleşme nedeni ile süresinde teslime edilmemesi, geç teslim edilmesi nedeni ile zararının oluşup oluşmadığı, zararı oluştu ise zararın miktarının tespiti hususunda toplandığı tespit edilmiş olup uyuşmazlık konusunun çözümü için keşfen inceleme yapılması yönünde karar doğrultusunda yapılan keşif sonucunda düzenlenen kök ve ek raporda davacının davalılardan 241.152 TL tutarında gecikme tazminatı alacağı bulunduğu, davacı alacağının şimdilik 50.000 TL ‘lik kısmının ödenmesini talep ettiğinden bu talebi ile bağlı olduğu, davacının tazminat alacağının talebi gibi temerrüt tarihinden, yani davalıların taşınmazın teslim etme borcunu ifada temerrüde düştüğü, 15.01.2013 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsilinin gerektiğinin tespit edilmiştir. Öncelikle davalı cevap dilekçesinde zamanaşımı def’inde bulunmuş olup yukarıda bahsi geçen Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, 2017/2116 Esas, 2018/2645 Karar sayılı ilamında ve yine benzer nitelikte Yargıtay 15 Hukuk Dairesinin 2012/2360 Esas, 2012/3109 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi davacının talep hakkına ilişkin zamanaşımı teslimden itibaren 5 yıl olup dava açılması ile de zamanaşımı durduğundan, davalının teslimi 01.07.2017 olup davacı davayı 11.01.2021 tarihinde zamanaşımı süresi dolmadan açtığının kabulü gerektiğinden zamanaşımı itirazının reddine karar vermek gerekmiştir. Davacının gecikme tazminat alacağı bakımından ise ispat yükünün davacının üzerinde olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 5.2 ve 5.8 maddesi birlikte yorumlandığında teslim olgusunun taşınmaz tapu devri ile değil fiilen teslim ile gerçekleşeceğinin kabul edildiği, Ek sözleşmenin 3. Maddesi ile teslim tarihi konusunda uzatılmış vadede mutabık kalındığı, uzatılmış vade tarihi olan 15.01.2013 tarihinde de taşınmazın teslim edilmediği bu hali ile vade tarihi itibari ile davalının temerrüde düştüğü, teslim tarihi olan 01.07.2017 tarihine kadar gecikme tazminat alacağının varlığın ispat ettiği, tazminat alacak miktarının dosyada mevcut 12/01/2021 tarihli raporda usulüne uygun olarak hesaplandığı anlaşılmakla, davacının ıslah dilekçesi de dikkate alınarak açılan davanın kabulüne, davacının 50.000,00-TL alacağının temerrüd tarihi olan 15.01.2013 bakiye 191.152,00-TL nin ıslah tarihi olan 23.11.2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KABULÜNE,
1-Davacının 50.000,00-TL alacağının temerrüd tarihi olan 15.01.2013 bakiye 191.152,00-TL nin ıslah tarihi olan 23.11.2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine
2-Alınması gerekli 16.473,09-TL harçtan peşin alınan 853,82-TL peşin harcın ve 3.265-TL ıslah harcının mahsubu ile 1.354,27- TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30- TL başvuru harcı, 853,82-TL peşin nispi harç, 8,50-TL vekalet harcı, 3.265-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 4.186,62- TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 36.761,28 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 148,90 TL tebligat müzekkere gideri, 330 TL … Araç ücreti, 5.000 TL Bilirkişi ücreti toplamı 5.478,90 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
7-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/01/2023
Katip …
¸
Hakim …
¸
“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”