Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/22 E. 2021/162 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/22
KARAR NO : 2021/162

DAVA : İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
DAVA TARİHİ : 08/01/2021
KARAR TARİHİ : 18/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177)) davasının dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 08/01/2021 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davalı şirket maketten konut satışında bulunduğunu, taşınmazı tamamlayıp teslim etmediği gibi tapu da vermediğini, bunun üzerine ödenen bedelin iadesi için Bakırköy … Tüketici Mahkemesi … Esas sayılı dosyasından açılan dava karara bağlanarak kesinleştiğini, bu kararın Bakırköy …. İcra … Esas sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini, davalı şirkete icra emri tebliğ edilmiş ancak bugüne kadar hiçbir ödeme yapılmadığını, davalı adına taşınmazlar bulunmakla birlikte, üzerinde yüklü ipotekler ve yüzlerce hacizler bulunduğunu, davalı şirket batık durumda olduğunu, bu halde iken bazı taşınmazları hileli bir şekilde devirlere konu edildiğini, bu itibarla İİK. m. 177/4 hükümleri gereğince borcunu ödemeyen davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekilinin 04/02/2021 tarihli cevap dilekçesini özetle; Davacı tarafından arabuluculuğa başvuru yapılmadığından davanın usulden reddine karar verilmesini, davacı yanın delillerini tebliğ etmediğini, davacı yana delillerini göndermesi için kesin süre verilmesini, müvekkili şirket aciz durumunda olmayıp iflas koşulları oluşmadığından davanın reddi gerektiğini, ülkemiz hiçbir şekilde istenmeyen ve öngörülemeyen büyük bir olağan dışı ekonomik krizi ile karşı karşıya geldiğini, bu süreçte, iç piyasada taleplerin azaldığını, faizlerin ve kurun yükselmesi sonucu maliyetler arttığını ve satış fiyatları reel olarak artmamış hatta enflasyona karşı eridiğini, müvekkili şirket, bu ekonomik sıkıntılarla mücadele ederken, Amerika ile “Rahip Brunson” krizi patlak verildiğini, bu süreçte, Amerikanın yaptırım kararıyla birlikte, dolar kuru ¨ 7,50 düzeylerine fırladığını, tüm bu olumsuz gelişmeler sebebiyle, banka faizlerinin oranı %30ları, faktoring faizlerinin oranı ise %50leri bulduğunu, ayrıca bu durumdan, hammadde fiyatları da nasibi aldığını, fahiş fiyat artışları yaşandığını, fakat ne var ki, şirketlerinin finansman giderleri ve üretim maliyetleri artarken, ürün fiyatları piyasadaki rekabet ortamı ve talep azlığı sebebiyle yerinde saydığını, değişen maliyetlere rağmen eski fiyatlar üzerinden satış yapılmak istenmişse de, piyasanın bekle-gör stratejisi izlemesi ile arzulanan satış tutarlarına da ulaşılamadığını, ülkemizde yaşanan bu olaylarda en derin yarayı ise inşaat sektörü aldığını, ülkemizin son dönemde yaşadığı bu olayların öngörülmesi mümkün olmadığı gibi yaşanan ekonomik krizin olağan olmadığı Devletimizin en üst kademesinden de deklare edilmiş ve bu krizin ülke olarak atlatılabilmesi için olağan dışı ekonomik tedbirler alındığını, yasal düzenlemeler yapıldığını ve alınmaya da devam edildiğini, öğreneğin Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkinüzenlemeler yapıldığın, Türkiyede yerleşik kişilerin dövizle sözleşme yapması yasaklandığını, evvelden sözleşme yapanlar ile ilgili olarak 02.01.2018 tarihinde ki kurdan ¨’ye dönüş zorunlu kılındığını, finansal sektöre olan borçların yeniden yapılandırılması hakkında yönetmelik yayınlandığın, vergi ve SGK borçlarının yapılandırması konusunda düzenlemeler yapıldığın, Türk Vatandaşlığınınım istisnai yoldan kazanılması konusunda yasal hükümlerde değişikliğe gidilmiş ve daha bir çok tedbire başvurulduğunu, ancak buna rağmen ülkemizde meydana gelen olağandışı ekonomik kriz devam etmekte olduğunu; başta gayrimenkul olmak üzere tüm sektörleri derinden etkilemiş ve etkilemeye devam ettiklerini, bu hal ve şartlar içinde müvekkili şirketin tüm asli sorumluluğu ve önceliği inşaatları bitirmek ve müşterilere yani tüketicilere teslim etmek olduğunu, müvekkili şirket bu özen ve bilinç ile inşaatlarını tamamlamak için olağanüstü bir çaba gösterdiğini, ancak buna rağmen piyasanın bu durumundan müvekkili şirket de yoğun bir şekilde etkilenmiş olduğunu; hem inşaatların yürütülmesi hem de satış ve tahsilatta büyük sıkıntı yaşanırken bazı ödemelerin yapılması ile ilgili konularda müvekkili finansal olarak oldukça zorlamaya başladığını, müvekkili şirketin malvarlığı borçlarından çok daha fazla olmasına rağmen mallarını satamıyor olması müvekkili nakit akışında sıkıntıya soktuğunu, anılan nedenlerle müvekkili şirket aciz halinde olmadığından davanın reddi gerektiğini, nitekim her ne kadar nakit akışında sıkıntı yaşasa da nakit akışı sağladıkça ödemelerini yapıyor ve dosyalarını kapattığını, bu nedenle nakit akışında sıkıntı yaşaması müvekkilin aciz halinde olduğu anlamına gelmediğini, bu nedenlerle davacı tarafından açılan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddini, davacı yanca sunulacak delillere karşı ek delil ve karşı delil sunma haklarımız ile fazlaya dair her türlü haklarımız saklı kalmak kaydıyla davacı yana delilerini tebliğ ettirmesi için kesin süre verilmesini, aksi halde delil sunmaktan vazgeçmiş sayılmasının kabul edilmesini, her hâlükârda müvekkilin aciz halinde olmadığının da dikkate alınarak haksız ve mesnetsiz davanın reddini, müvekkili şirket dava açılmasına sebebiyet vermediğini ve davanın reddi gerektiğinden her halükarda yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; İİK.nun 177/4 ncü maddesine dayalı olarak açılmış iflâs istemine ilişkindir.
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 17/02/2021 havale tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini beyan etmiştir.
Davadan feragat,davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.Davadan feragat,davacının mahkemeye karşı yapacağı tek taraflı bir irade beyanı olup feragatın geçerliliği için bunun davalı veya mahkeme tarafından kabul edilmesine veya davalının muvafakat etmesine gerek yoktur.Somut olayda, davacı vekilinin feragat beyanı nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nun 307-312. maddeleri gereğince,davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat sebebiyle REDDİNE,
2-Feragat yargılamanın ilk celsesinden önce vuku bulduğundan Harçlar Kanunun 22. maddesi gereğince ¨59,30 karar ve ilam harcının 1/3’üne tekabül eden ¨19,76’nin peşin yatırılan ¨59,30 peşin harçtan mahsubuna, fazla yatan ¨39,54’nin talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı vekilinin, davacıdan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını bildirdiğinden, davalı yararına yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨345,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.. 18/02/2021

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.