Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/197 E. 2021/809 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/197
KARAR NO : 2021/809

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/02/2021
KARAR TARİHİ : 29/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin davalı şirketin sözleşme ile servis işini almış olduğu okullara kendi aracıyla servis çektiğini, davalı tarafından servis işine başlandığı zaman müvekkilinden teminat olarak icra takibine konu bono alındığını, pandemi döneminde okullar kapanınca teminat olarak alınan bonoların iade edilmesi gerekmesine rağmen aralarında organik bağ bulanan davalılar tarafından bononun icraya konulduğunu, yapılan icra takibi öncesinde müvekkilinin hiçbir kaçma riski bulunmamasına rağmen sırf müvekkilinin tüm hareket kabiliyetini kısıtlamak ve hakları olmayan parayı almak için Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D. İş Sayılı dosyasıyla ihtiyati haciz kararı alındığını, alınan bu ihtiyati haciz kararıyla tüm bankalara haciz yazısı gönderildiğini, araç ve gayrımenkullere haciz konulduğunu, müvekkilinin hacizler sebebiyle mağdur olduğunu, başka yerlere yapması gereken ödemeleri yapamadığını, davanın kabulü ile müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespiti ile itirazın iptaline, takibin devamına, haksız ve kötüniyetli icra takibi ve hacizler nedeniyle davalılar aleyhine % 20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesi ile Dava dilekçesinde müvekkiline yönelik itham ve iddiaların gerçek dışı olduğunu, davanın borçtan kurtulmak ve beraberinde menfaat temin etmek amacıyla ikame edildiğinin açık olduğunu, öncelikle borcunu inkarla, maddi-manevi zarara uğradığını iddia eden davacının bu taleplerini somutlaştırması gerektiğini, dava dilekçesindeki açıklamalar kısmında maddi-manevi zarar talep edildiğini, fakat netice kısmında iddia edilen bu zararlara ilişkin bedelin bulunmadığını, davacının icra takibine konu senedin teminat senedi olarak verildiğine dair beyanlarının borçtan kurtulmaya yönelik olduğunu, alacak-borç ilişkisi kapsamında icraya konulan senetteki imzanın davacıya ait olduğunu, teminat senedi iddiasının asılsız olduğunu, davanın reddi ile davacı aleyhine İİK md 72/4 gereği %20 den aşağı olmamak üzere davacı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile Dava dilekçesinde belirtilen hususların gerçek dışı olduğunu, yetkilisi olduğu firma ile davanın ilgisinin bulunmadığını, davacının bir dönem kendi aracıyla firmada sözleşme ile çalışmışsa da herhangi bir iş ilişkisinin kalmadığını, ayrıca çalıştığı döneme ilişkin teminat olarak icra takibine konu bono alındığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacı ile diğer davalı arasındaki ihtilafın şirketini ilgilendirmediğini, davanın kendilerine yöneltilmesinin izahı bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKEÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Büyükçekmece .. İcra Dairesinin … Esas Sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Dava; kambiyo senedine dayalı icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, yasal dayanağını İİK’nun 72. maddesi oluşturmaktadır.
Uyuşmazlık kambiyo senedinin iradeyi sakatlayan sebeplerle düzenlendiği iddiasına dayanmaktadır.
Davacı tarafından varlığı inkâr edilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir.
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir.
Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır.
6098 sayılı TBK.nun 39 maddesinde; irade bozukluğuna dayalı olarak açılan menfi tespit davalarında 1 yıllık hak düşürücü süre öngörülmüştür.
Önemle vurgulanmalıdır ki; menfi tespit davasında deliller normal bir hukuk davasındaki gibidir:
Menfî tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer; fakat, davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır:
Davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukuki İlişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü, hukuki ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (HMK m. 190; MK m.6). Fakat, senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya (borçluya) düşer. – Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya düşer (Kuru, s:143).
“…Davalı vekili, davacının eşinin ödeme iddiasının yerinde olmadığını, davacı adına bir ödeme yapılmadığını, kredi kartı ödemesinin hangi borç için ve ne sebeple yapıldığının belirli olmadığını, senedin düzenlenmesinden önce yapılan ödemelerin daha sonra düzenlenen senede istinaden yapıldığı iddiasının dinlenemeyeceğini, senedin teminat amacıyla düzenlendiği iddiasının yazılı delille kanıtlanması gerektiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere göre, davacının iddialarıyla ilgili deli ibraz edilmediği, 3.840.-TL.lik bir borcun daha sonra 2.500.-TL.ye indirilerek sekiz taksitle ödenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, icra takibinin bakiye alacak üzerinden yapıldığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA…” YARGITAY … HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI, … Esas, … Karar.

Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; menfi tespit davası borçlu tarafından alacaklıya karşı açılması gerekmekte olup, Büyükçekmece … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında davalılardan … dosyada taraf değildir, davaya konu senet üzerinde de herhangi bir alacaklı sıfatı bulunmamakta olup açıklanan nedenlerle iş bu menfi tespit davasında pasif husumeti bulunmadığından bu davalı bakımından husumetten red kararı vermek gerekmiştir.
Davacı/borçlu, emre yazılı her bonoda yer alan imzasını inkâr etmiş değildir. Senet sebepten mücerret olmakla, davacının ileri sürdüğü iddiaların varlığını yazılı delille ispat yükü altında olduğunun kabulü gereklidir. Davalı asil …… tarafından davacı aleyhine bonoya dayanılarak takip yapılmış, davacı takibe konu edilen bonoların teminat olduğunu ve taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında verildiğini ve akdi ilişkinin kurulamadığı dolayısıyla teminat fonksiyonun kalmadığı olgusuna dayanmış iş bu davayı açmış olup davalı taraf ise 05.04.2021 tarihli dilekçesi ile iddianın yersiz olduğunu, senedin teminat senedi olarak verilmediğini savunmuştur. 6100 sayılı HMK’nun 201.maddesi uyarınca senede karşı ileri sürülen her türlü iddianın senetle ispatı gerekmektedir. Somut olayda da davacı, dava konusu nakden düzenlenen bonoların teminat olduğunu, davalı ise nakden düzenlendiğini savunması gözetilerek davacının talili nedeniyle artık senedin teminat senedi olduğunu iddia ettiğine göre ispat külfeti davacı da olup bu yöndeki iddialarını yazılı delille kanıtlamak zorundadır. Dava konusu senetlerin ihdas nedeni bölümünde ise “nakden” kaydı bulunmaktadır. Bu durumda hem davacı, senedin ihdas nedenini talil etmekte hem de senedin teminat senedi olduğunu iddia etmektedir. Başka bir ifadeyle, davacı tarafından imzalanan bonoların teminat için düzenlendiği teminat fonksiyonun kalmadığı iddiasının yazılı delille ispat edilmesi zorunlu olup, gerektiği gibi dava konusu senet üzerinde nakden kaydının davacı yanca talil edildiği, nakden kaydına göre de davacının senetlerin ödendiğine ya da bedelsiz kaldığına dair yazılı delil sunmadığı, dava dilekçesin de yemin deliline de dayanmadığı anlaşılmakla senetlerden dolayı borçlu olmadığını ispatlayamadığından açılan davanın reddine, İİK. 72/4. maddesi uyarınca menfi tespit davasının reddine karar veren mahkeme, borçluyu, alacaklının ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmasından doğan zararı için tazminata mahkum eder hükmü karşısında; alacaklının borçluya karşı bir icra takibi yapmış olması ve mahkememizce 04.03.2021 tarihinde icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı alındığı ve bu ihtiyati tedbir kararının uygulanmış (infaz edilmiş) olması nedeni ile reddedilen miktar üzerinden davalılar lehine 3.373,83-TL kötüniyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı …ne karşı açılan davanının HUSUMETTEN REDDİNE,
2-Davalı …’a karşı açılan davanının ESASTAN REDDİNE,
3-İİK’nun 72/4. maddesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden davalılar lehine 3.373,83-TL kötüniyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
4-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 165,53 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına, bakiye 106,23 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
7-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,

Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/09/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”