Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/188 E. 2021/210 K. 05.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/188 Esas
KARAR NO : 2021/210

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 29/12/2020
KARAR TARİHİ : 05/03/2021
K. YAZIM TARİHİ : 07/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: dava dışı …’e ait … plakalı aracın davacı şirket nezdinde 10/07/2019-10/07/2020 vade tarihleri arasında … numaralı Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalı bulunduğunu, davalı …’ye ait ve sürücüsünün dava dışı … olan …. plakalı araç ile 10/01/2020 günü saat 23.20 sıralarında dava dışı sigortalıya ait dava dışı sigortalıya ait sürücünün dava dışı …. olduğu … plakalı araç ile çarpışması sonucu maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiğini, kazada sigortalı …. plakalı aracın sehven asli kusurlu olarak değerlendirilerek hasar gören ….. plakalı araçta meydana gelen hasarın onarım bedeli olan 5.250,00 TL davalıya davacı müvekkil şirket tarafından 28/01/2020 tarihinde ödendiğini, akabinde yapılan değerlendirmeler neticesinde kusur değerlenmesinin sehven hatalı yapıldığı meydana gelen kazada asli kusurlunun davalıya ait ….. plakalı araç olduğu sonucuna ulaştığını, sebepsiz zenginleşmesine sebebiyet veren 3.500,00 TL’nin tahsili amacıyla davalı aleyhinde davaya konu Bakırköy …. İcra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası tanzim edildiğini, icra dosyasına yapılan haksız itirazın iptalini, davalı aleyhine %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretin davalı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava; zorunlu mali mesuliyet sigortası poliçesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Her ne kadar iş bu itirazın iptali davası dava ticari dava niteliği taşıdığından bahisle mahke- memizde ikame olunmuş ise de ;
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belir- lendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mah- kemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Yargılamaya konu somut olaya gelince ; dava konusunun zorunlu sigorta ile ilgili olmadığı, davacının halifiyet ilkesi gereği sigortalısı yerine yaptığı ödeme nedeniyle dava açtığı, davacının sigortalısı yerine geçtiğinden ve sigortalı dava dışı kişi dava açması halinde Asliye Hukuk Mahkemelerine dava açacağından davalı ile dava dışı sigortalının tacir olduğuna ilişkin veya araçların ticari işletme ile olduğuna ilişkin iddianın olmadığı anlaşılmakla; uyuşmazlığın çözümünde mahkememizin değil Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu, kamu düzeninden sayılan mahkemenin görevi hususunun HMK 114/1-c md de dava şartları arasında düzenlendiği , taraflarca ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak görevi ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden redde dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle, HMK 114/1-c ve 115/2 md gereğince DAVA- NIN USULDEN REDDİNE, Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna,

2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı hakkında yasal süre içinde kanun yoluna başvurmaması sonucu kararın kesinleşmesi halinde olumsuz görev uyuşmazlığı doğacağından, HMK 21 md gereğince yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın İstanbul BAM ilgili Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
3- Yargılama gideri ve harçların nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine dair,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/03/2021Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır