Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/187 E. 2021/999 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/187 Esas
KARAR NO : 2021/999

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 09/11/2018
KARAR TARİHİ : 02/11/2021
K.YAZIM TARİHİ : 29/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesine sunmuş olduğu 09/11/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket nezdinde … numaralı sigorta poliçesi ile sigortalı olan davalının sahibi olduğu ….. plakalı vasıtanın, seyir halinde bulunan ….. plakalı vasıtaya 27/09/2016 tarihinde çarparak hem maddi hasar oluşmasına hem de ….. plakalı vasıtadaki yolculardan …..’ın ise yaralanmasına sebebiyet verdiğini, kazanın, … plaka sayılı aracın sigortacısı tarafından davacıya ihbar edildiğini ve kendilerine 31.000,00 TL ödeme yapıldığını, kaza tarihinde düzenlenen yaralanmalı trafik kazası tespit tutanağının incelenmesinde araç sürücüsünün …..’ın alkollü ve ehliyetsiz olması nedeniyle %100 kusurlu olduğunun belirlendiğini, dava konusu kaza ve zararların sürücünün alkollü olması ve trafik kurallarını açıkça ihlal etmesi ve kazaya sebebiyet veren durumunun sürücünün kusuru neticesinde gerçekleşmiş olmasının, dolayısıyla haklı rücu sebeplerinin varlığı nedeniyle ödenen miktarın davalıdan rücuen tahsili yoluna gidilerek Bakırköy … İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı ilamsız icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz edildiğini ve durduğunu, bu nedenle icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının taraf sıfatının bulunmadığını, davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, dava konusu itiraza tabi alacağa ilişkin kazaya karışan araç davalı tarafından oto kiralama sözleşmesi ile …. Oto Kiralama şirketin kiralandığını, kira akdinden de anlaşılacağı üzere kira akdi uzun süreli araç kiralama sözleşmesi olduğunu, uzun süreli araç kiralama sözleşmelerinde aracın 3. Kişilere vermiş olduğu zararlardan davalının sorumlu tutulamayacağını gerek ilgili kanunun açık hükümleri gerekse de yerleşik yargıtay içtihatları, sigorta poliçesi ve sözleşmeden de anlaşılacağı üzere davalının borçtan sorumlu tutulamayacağının sabit olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Huzurda görülen dava, davacı sigorta şirketi tarafından 3. şahsa ödenen tazminat bedelinin kendi sigortalısından rücuan tazmini istemiyle başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, davacı sigorta şirketi tarafından 3. şahsa ödenen tazminat bedelinin kendi sigortalısından rücuan tazmini istemiyle başlatılan takibe itirazın iptali istemi ile işbu davayı açtığı görülmüştür. Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesinde, dava konusu 27/09/2016 tarihli trafik kazasında ….. plakalı aracın sürücüsü …..’ın asli ve tam kusurlu olduğu, … plakalı aracın sürücüsü …’in ise kusursuz olduğu, dava konusu kaza nedeniyle meydana gelen gerçek zararının 45.000,00 TL olduğu belirtilmiştir. Yapılan itiraz üzerine itirazların değerlendirilmesi için dosya yeniden bilirkişiye tevdi edilmiş olup bilirkişi tarafından düzenlenen ek raporda da kök rapordaki kanaatlerinin değilmediği belirtilmiştir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4. Maddesinde sigortacının sigortalıya rücu hakkı düzenlenmiş olup bu hüküm uyarınca sigortalının ehliyetsiz veya alkollü araç kullanması durumunda sigortacının sigortalısına rücu edebilecektir. Dava konusu olayda kazaya sebep olan davacı sigorta şirketinin sigortalısı aracın sürücüsü …..’ın yaşının küçük olması nedeniyle ehliyetsiz olduğu kaza yerine gelen polisler tarafından tutulan tutanakla sabittir. Bu durumda Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4. maddesi uyarınca ZMMS’de sigortalı olarak görünen davalıya, 3. şahsa ödenen tazminatın rücu edilmesi şartlarının oluştuğunu açıktır. Davalı tarafından her ne kadar davaya karışan aracın uzun süreli kiraya verildiği, bu nedenle sorumluluğunun bulunmadığı iddia edilse de kaza tarihini içerir ZMMS’nin incelenmesinde davalının sigorta ettiren olarak poliçede yer alması nedeni ile davalının sözleşmenin tarafı olarak sorumlu olacağının kabulü gerekir. Mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 3. kişiye ödediği miktarın gerçek zarara uygun olduğu tespit edildiğinden davanın asıl alacak bakımından kabulü ile alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından her ne kadar avans faizi talep edilmiş ise de davalının maliki olduğu aracın hususi olmasından dolayı asıl alacağa 3. kişiye yapılan ödeme tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceği açıktır. Davacının 3. kişiye ödeme tarihi olan 28/09/2017 tarihi ile icra takibinin açıldığı 15/05/2018 tarihi arasında yasal faizi talep edebileceği; bu kapsamda (Gün*Faiz Oranı*Para Miktarı/36500) faiz formülü ile mahkememizce 28.09.2017 ve 11.05.2018 arasındaki 225 gün için yıllık %9 faiz uygulanarak hesaplanan 1.750,44 TL takip öncesi faiz talebinin kabulüne ve takibin yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ ile davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 31.000,00 TL asıl alacak, 1.750,44 TL işlemiş faiz yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa yasal faiz uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2- Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
3- Alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 2.237,18 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 328,61 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 1.908,57 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5- Davacı tarafından sarf olunan (800,00 TL bilirkişi ücreti + 173,10 TL posta/tebligat/müzekkere/talimattan ibaret) 973,10 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre (%81,55 kabul oranı) hesaplanan 793,56 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; bakiye yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
6- Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ve 328,61 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Davalı tarafından sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
8- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
9- Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince takdir olunan 4.912,57 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/11/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı