Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/173 E. 2022/150 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/173
KARAR NO : 2022/150

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/02/2021
KARAR TARİHİ : 09/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin 08.12.2019 tarihinde 100. Yıl Mahallesi Matbaacılar Caddesinde karşıdan karşıya geçtiği esnada davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı …. plakalı aracın kontolsüz ve hız limitinin üzerinde seyrederken çarpması sonucu ağır yaralandığını, aracın hız limitinin üzerinde ve çevre kontrolünü sağlamadan seyrettiğinin kamera kayıtlarınca sabit olduğunu, trafik kazası neticesinde ağır yaralanan müvekkilinin … Hastanesine götürüldüğünü, birkaç saat sonra da … ‘a sevk edildiğini, beden gücü kayıp oranının … Hastanesi Sağlık Kurulu’nun 10.12.2020 gün sayılı raporuyla %80 olarak belirlendiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 5.000 TL maddi, zarar ve sorumluluk kapsamı belli olduktan sonra açıklanacak manevi tazminatın şimdilik 20.000 TL’nin sigorta şirketi yönünden fazlaya ilişkin haklarımız saklı olmak üzere maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 28.10.2020 tarihinden itibaren işletilecek faiziyle tahsili ile işleten ve sürücünün başta …. plakalı araç olmak üzere taşınır taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı …. cevap dilekçesi ile davacının iddialarının mesnetsiz olduğunu, söz konusu kazanın meydana gelmesinden davacının kendisinin kusurlu olduğunu, kazanın meydana gelmesinden dolayı başlatılan soruşturma neticesinde kovuşturma yapılmasına ver olmadığına karar verildiğini, mahkemece bilirkişi raporu alınması halinde davacının kusurlu olduğunun ortaya çıkacağını, davacının kusurlu olmasından dolayı söz konusu kaza meydana geldiğinden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. cevap dilekçesi ile davacının iddialarının mesnetsiz olduğunu, söz konusu kazanın meydana gelmesinden davacının kendisinin kusurlu olduğunu, kazanın meydana gelmesinden dolayı başlatılan soruşturma neticesinde kovuşturma yapılmasına ver olmadığına karar verildiğini, mahkemece bilirkişi raporu alınması halinde davacının kusurlu olduğunun ortaya çıkacağını, davacının kusurlu olmasından dolayı söz konusu kaza meydana geldiğinden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesi ile
İstanbul Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi tarafından …. tarihinde kusur raporu ve …tarihinde ek rapor alındığını, her iki ATK raporunda da davacıya %100 kusur atfedildiğini, işbu sebeple müvekkili şirketin sorumluluğunun sona erdiğini, davacı tarafın müvekkili şirketten yalnızca maddi tazminat talebinde bulunduğunu, alacak kalemlerinin tek tek belirtilmediğinden müvekkili şirketin yalnızca sürekli iş göremezlik tazminatı bakımından sorumluluğu bulunacağını, sigortacılık kanunu gereği müvekkili kuruma başvuru şartının gerçekleşmediğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, haksız, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
… Hastanesi, …. İlçe Emniyet Müdürlüğü, …. İlçe Emniyet Müdürlüğü, …. Hastanesi, …. Hastanesi, …. Hastanesi, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, …. İlçe Emniyet Müdürlüğü müzekkere cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyaya sunulan …. tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda Davalı sürücü ….’in kusursuz olduğu, Davacı yaya …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, 10/11/2021 tarihli Genişletilmiş Daireler kurulu raporunda Davalı sürücü ….’in kusursuz olduğu, Davacı yaya ….’ın %100 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Haksız fiilin TBK çerçevesinde yapılan tanımına göre haksız fiilden bahsedebilmek için 5 unsurun bulunması gerekmektedir. Bunlar; fiil, zarar, illiyet bağı, zarar, kusur ve hukuka aykırılıktır.
Kusur, hukuk düzenin hoş görmediği, kınadığı davranış biçimi olarak tanımlanabilir. Haksız fiil sorumluluğu esas itibariyle kusur sorumluluğu olduğu için haksız fiilden dolayı sorumlu olabilmek için kusurun bulunması şarttır. Bir kimsenin kusurlu sayılabilmesi için ilk olarak davranışının aynı şartlar içinde bulunan makul, dürüst ve orta zekâlı üçüncü kişinin davranışından sapmış olması gerekmektedir. İkinci olarak da bu davranışın zarar veren kişiye isnat edilebilmesi gerekmektedir. Kusur kasıt ya da ihmal şeklinde ortaya çıkabilir. Kast, kişinin söz konusu hukuka aykırı davranışını bilerek ve isteyerek yapmasıdır. İhmal ise, kişinin zararlı sonucu istememesine rağmen bunun gerçekleşmemesi için gerekli dikkat ve özeni göstermemesidir. Ağır ihmalde herkesin gösterebileceği dikkat ve özen gösterilmemişken; hafif ihmalde ise tedbirli ve dikkatli kimselerin gösterebilecekleri dikkat ve özen gösterilmemiştir. Haksız fiilin meydana gelmesi bakımından kusurun derecesi önemli değildir. Ancak kusurun ağırlığı ya da hafifliği tazminatın belirlenmesinde önemli rol oynamaktadır. Kusuru ispat yükümlülüğü, haksız fiil sorumluluğunda zarar görene düşer. Nitekim TBK. m. 50/I’e göre “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır”. Ancak bazı istisnai durumlarda zarar veren hakkında kusur karinesi mevcut olabilir. Bu takdirde, kusuru ispat yükümlülüğü ters döner ve zarar veren kusursuz olduğunu ispat etmek durumunda kalır.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; Dava konusu kazaya ilişkin kusur oranının tespiti için mahkememizce bilirkişi incelemesi için dosya …. tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda Davalı sürücü …’in kusursuz olduğu, Davacı yaya ….’ın %100 oranında kusurlu olduğu, 10/11/2021 tarihli Genişletilmiş Daireler kurulu raporunda Davalı sürücü ….’in kusursuz olduğu, Davacı yaya ….’ın %100 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş olup davacının haksız fiil uyarınca tazminat talep şartlarıın oluşmadığından ispatlanamayan davanın reddine, davacının iş bu takibi başlatmakta kötü niyetli olduğunun ispatlanamamış olması nedeni ile davalıların bu yöndeki taleplerinin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 85,39 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına, bakiye 4,69 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
4- Davalı tarafından sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
5-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,

Dair davacı vekilinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/02/2022

Katip ….
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”