Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/128 E. 2021/401 K. 21.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/128
KARAR NO : 2021/401

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/02/2021
KARAR TARİHİ : 21/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili firma ile davalı arasında ticari bir ilişki bulunduğunu, müvekkili firmanın davalı ile davalının yurt dışından malzeme tedarik etmesi ve karşılığında müvekkili tarafından satın alınması hususunda anlaştıklarını, bu kapsamda müvekkili firmanın 27/12/2019 tarihinde, davalının hesabına 50.000,00 TL ön ödeme gerçekleştirdiğini, aradan oldukça uzun zaman geçmiş olmasına rağmen davalı tarafça herhangi bir malzeme tedariği sağlanmadığı gibi, müvekkiline herhangi bir açıklama da yapılmadığını, müvekkil tarafından ön ödemesi peşinen yapılan ürünlerin vaktinde gelmemesi ve daha sonrasında ise ihtiyaç kalmaması ve beklentiyi karşılamaması üzerine öncelikle sözlü olarak ödenen bedelin iadesinin talep edildiğini, davalıya Bakırköy …. Noterliği’nin 09/09/2020 tarihli, … yevmiye numarası ile ihtarname çekilmiş ise de davalı/borçlunun ödeme yapmaması üzerine Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı icra dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı ile takibin durduğunu, davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına, kötü niyetli davalı aleyhine % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile davanın görevsiz mahkemede açıldığını, Müvekkilinin …’nden ayakkabı kalıbı ve çeşitli ürünler getirdiğini, davacı ile …’den ayakkabı kalıbı getirtmek üzere 150.000 TL ye anlaştıklarını, bunun davacının müvekkilinin şahsi hesabına 27.12.2019 tarihinde 50.000 TL kapora gönderdiğini, anlaşma gereğince müvekkilinin …’den kalıpları getirttiğini, müvekkilinin kalıpları talebe uygun olarak revize edip tam anlamıyla 4 Haziran 2020’de hazır olduğunu ve gelip alarak bakiye ücretin ödenmesini istediğini, davalının bakiye ödemelerini yaparak almak yerine hiçbir ödeme yapmadan kalıpların verilmesini ya da ödenen kaporanın iadesini emrivaki olarak istediklerini ve baskın yapar gibi ofise gelerek müvekkilinin ortağı … darp ettiklerini, davacı şirketin sahibi … ve iş ortakları … ile … yapılan bildirime rağmen haklı bir sebep olmaksızın kalıpları kabulden kaçındıklarını ve temerrüde düştüklerini ve borcuna aykırı davrandıklarını, müvekkilin haksız yere sözleşmeden dönen … ve iş ortakları … ile …’a takibe konu edildiği üzere 50.000 TL borcunun bulunmadığını, buna karşılık … ve iş ortakları … ile …’ın müvekkiline bakiye borcu bulunduğunu, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün …. Esas Sayılı takip dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlık banka ödeme dekontu ile başlatılan icra takibine itiraza ilişkin itirazın iptali olup, TTK’nun 4.maddesinde sayılan diğer anlatımla bu maddede 6098 sayılı TBK’na atıf yapan sözleşmelere ilişkin olmadığından mutlak ticari davalardan olmadığı, her ne kadar davacı taraf tacir ise de davalı gerçek kişi olması nedeni ile hakkında tacir araştırması yapılmış, davalının Ticaret Sicil Müdürlüğünde tacir kaydının bulunmadığı, Vergi Dairesi yazı cevabında da işletme ve bilanço hesabına göre defter tuttmadığının belirtildiği, 1. Sınıf tacir kaydının olmadığı, gelen yazı cevapları dikkate alındığında davalının tacir olmadığı anlaşılmakla açılan davanın nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmekte olduğundan mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2- 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

21/04/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”