Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1117 E. 2022/747 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1117 Esas
KARAR NO : 2022/747

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2021
KARAR TARİHİ : 04/07/2022
K. YAZIM TARİHİ : 05/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili ile davalı arasında imzalanan sözleşmeden de açıkça görüldüğü üzere … Fuarı’nın (Fuar) …. tarihleri arasında yapılması kararlaştırıldığını, fuar kapsamınca müvekkili şirketçe kiralanan alanın ücreti ödendikten sonra hazırlıklara başlanıldığını, sayılanlarla sınırlı olmamak üzere, sergilenmesi için yüksek bütçeli koleksiyonlar ve fuar stantları hazırlanılmış, seyahat ve konaklama rezervasyonları gerçekleştirildiğini, taraflarınca yapılan tüm bu hazırlıklara rağmen Fuar’ın açılmasına yaklaşık 10 gün kala, (…. tarihinde) Fuar’ın geçerli bir neden gösterilmeksizin Mayıs 2022’ye ertelendiği mail yoluyla tarafımıza bildirildiğini, taraflarınca sözleşmenin kararlaştırılan miktarı zamanında ödenmiş olmasına rağmen borçlu borcunu ifa tarihi olan 20-24 Eylül 2021 tarihleri arasında ifa etmekte temerrüde düştüğünü, davalı tarafından 1-4 Eylül 2021 Ve 8-12 Eylül 2021 tarihleri arasında çeşitli fuarların düzenlenmiş olması açıkça kötü niyetli davranış olduğunu, davalı tarafında … tarihlerinde gıda fuarı ve …. tarihleri arasında …. fuarı sonrasında ise …. fuarı gerçekleştirilerek tarafımızı mağdur etme amacıyla kötü niyetli hareket ettiklerini kanıtlamış olduklarını, bu fuarların Beşiktaş ….. Noterliği tarafından düzenlenen …, …, … ve …. yevmiye numaralarıyla ilgili alana ilişkin resimlerin de bulunduğu düzenleme şeklindeki tespit tutanakları ile sözleşmelerine uygun olarak düzenlendikleri sabit olduğunu, diğer fuarların kararlaştırılan zamanda yapılıp müvekkili ile kararlaştırılan fuarın zamanında yapılamamasının hiçbir gerekçesi tarafımızca kabul edilemeyeceğini, tüm bu nedenler pandemi nedeniyle erteleme gerekçenizin açıkça dayanaktan yoksun olduğunun kanıtı olduğunu, ayrıca pandemi nedeniyle ertelemesinde karar mercii olan T.O.B.B.’nin de bu yönde ne bir kararı ne de bir tavsiyesi mevcut olmadığını, bu bakımdan Fuar’ın ertelenmesinin tarafımızca kabul edilebilir hiçbir yanı bulunmadığını, müvekkili tarafından 08.10.2021 tarihinde davalı tarafa ilgili sözleşmeden döndüklerini ve fuarın gerçekleştirilmesi için ödenen 23.333 USD bedelin iadesi ile beraber şirket nezdinde doğacak her türlü dolaylı ve doğrudan zararlardan sorumlu oldukları bildirilerek, ihtarnamede belirtilen İBAN numarasına ilgili bedelin iadesi için 3 işgünü süre verildiğini, verilen bu süre içinde davalı tarafınca talepleri dikkate alınmamış ve davalı şirket borcunu ifa etmede temerrüde düştüğünü, muhatabın cevaplarına karşı 05.11.2021 tarihinde ödeme için son kez süre verilmiş olmasına rağmen İhtar eden müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını beyanla öncelikle sözleşmenin iptaline karar verilmesini, akabinde fuarın gerçekleştirilmesi için müvekkili tarafından davalıya ödenen 23.333 USD bedelinden şimdilik 1,000 USD’nin reeskont faizi ile tahsilini, fuara hazırlık için tapılan harcama- lardan ve uğranılan zararlardan dolayı şimdilik 2,000,00 TL’nin ihtar tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin … bünyesinde yurt içi ve yurt dışında, dünya çapınca çeşitli fuarlar düzenleyen organizatör şirket olduğunu, davalı şirket ise tekstil sektöründe faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında … tarihleri arasında düzenlenecek …Fuarı (….) için “Fuar Katılım Sözleşmesi” akdedildiğini, müvekkili şirket pandemi nedeniyle devlet tarafından alınan kararlar ve yayınlanan genelgeler nedeni ile fuarı ertelemek zorunda kaldığını, belirlenen tarihte yurt dışından misafirlerin pandemi nedeniyle katılamayacak olmaları nedeniyle fuar katılımcıları tarafından ertlenmesi talep edildiğini, 11 Mart 2020 tarihinde ülkemizde görülen Covid-19 vakaları ile birlikte başlayan süreçte sokağa çıkma yasakları nedeniyle ülke genelinde tüm toplantı, gösteri, konser vb. organizasyonların yasaklanmasıyla …. Fuarı da müvekkili şirket tarafından yapılamamış bu sebeple fuar … tarihine ertelendiğini, bu tarihte de ülkemizde ve tüm dünyada pandeminin etkilerinin devam etmesi, Amerika, Avrupa ülkeleri ve diğer bazı ülkelerin Türkiye’yi kırmızı listeye alması yani Türkiye’ye seyahat kısıtlaması getirmesi, yine pandemi kaynaklı seyahat prosedürlerinin zorlaşması, aşı zorunluluğunun getirilmesi, karantina süreçleri, bu dönemde bilet fiyatlarının fahiş oranda artması gibi sebeplerden dolayı yurt dışından gelecek birçok katılımcının fuara katılamayacağını bildirmesi üzerine bu durum fuar katılacak şirketlere bildirildiğini; buna mukabil birçok şirketten, tekstil sektörünün yurt dışına hitap etmesi ve dolayısıyla fuara yurt dışından misafirlerin katılmasının çok önemli olduğu, fuarların yapılış amacın yurt dışından müşteri kazanmak, yurt dışı pazarına açılmak olduğundan yurt dışından misafirlerin gelmemesi halinde fuarın yapılmasının bir anlamı olmayacağı belirtildiğini ve bu nedenle fuarın katılımcısı olan şirketler ve sektör temsilcileri tarafından fuarın ertelenmesi talep edildiğini, yine bu kapsamda fuarın ertelenmesi nedeniyle Ticaret Bakanlığı tarafından müvekkili şirket aleyhine inceleme başlatılmış, buna ilişkin müvekkili şirketten bilgi ve belge istenilmiş, müvekkili şirket ise gerekli bilgilendirmeyi yapmış, inceleme sonunda müvekkili şirket hakkında herhangi bir müeyyide uygulanmamış ve müvekkili şirket lehine sonuç çıktığını, müvekkili şirketin, fuarın tarihini değiştirme hakkı bulunduğunui fuar tarihinin değiştirilmesi katılımcılara sözleşmeyi fesih ve ödenen bedelin iadesi hakkı vermediğini, davacı şirket fuar katılım bedelini Türk Lirası cinsinden ödemesine rağmen USD cinsinden iadesini talep ettiğini, bu hususun hukuken mümkün olmadığını, davacı tarafın kötü niyetli olduğunu beyanla öncelikle davacı tarafa, dava harcının tamamlatılması için süre verilmesini, haksız, kötüniyetli ve hukuki mesnetten yoksun huzurdaki davanın reddini, tüm yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, Fuar katılım sözleşmesi nedeni ile ödenen katılım ücretini iadesine ilişkin alacak davasıdır.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 s.TMK m.6).
Davacı ve davalı tacir olup TTK 18/2 maddesi uyarınca her iki tarafın da ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli olma yükümlülüğü bulunmaktadır.
6098 sayılı TBK m. 26’da bir sözleşmenin içeriğinin, bu sözleşmenin taraflarınca kanunda öngörülen sınırlar içerisinde özgürce belirlenebileceği düzenlemesi yer almaktadır. Bu temel kuralın istisnası ise 20. maddede (TBK m. 27) ahlâka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmelerin kesin olarak hükümsüz olduğu açıklanmıştır. Sözleşme serbestisi kavramının temeli irade özgürlüğüne dayalıdır. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın irade özgürlüğüne ilişkin hükümleri (m. 12/1, 13, 17/1, 19, 35/1, 48/1, vb.) göstermektedir ki; hukuk sistemimiz kişilerin irade özgürlüğüne sahip olduğunu temel bir ilke olarak benimsemiştir.
Genel işlem koşulları 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK’dan önce 818 sayılı BK düzenlemesi içerisinde yer almasa da kamu düzeni, ahlâka aykırılık, kişiliğin korunması, sosyal adalet gibi farklı hukuki dayanaklarla bu husus pek çok yargı kararı ile (örneğin; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli, 1996/3-717 E., 1996/850 K. sayılı kararı) kabul görmüştür. Yine TBK’nın yürürlüğünden önce mevzuatımızda, oldukça sınırlı sayıda ve dar kapsamda da olsa, genel işlem koşullarına ilişkin bazı hükümler yer almıştır (6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 766, 1266; 5464 sayılı Banka ve Kredi Kartları Kanunu m. 24; Sermaye Piyasası Kurulunun Aracılık Faaliyetleri ve Aracı Kuruluşlara İlişkin Esaslar Tebliği m. 47/3 gibi). Bu düzenlemelerden biri de tüketici hukukunda mevcuttur.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; taraflara arasında fuar katılım sözleşmesi bulunduğuna ilişkin herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı bu sözleşme kapsamında fuara katılma bedelinin 23.333 USD ödediğini, ortaya çıkan koronavirüs nedeniyle alınan tedbir sonucu fuarın iptal edilmesi üzerine ödemediğini, fuarın iptal edilmiş olmasına rağmen davalının ödedikleri bedeli iade etmediğinden bahisle bu bedelin iadesi talebi ile iş bu alacak talebinde bulunmuş olup davalı Fuarın iptal edilmediğini ertelendiğini, kaldı ki sözleşmenin 2. Maddesinde fuar tarihinin değiştirilmesi hususunun davacı tarafça kabul edildiğini bu nedenle bedelin iadesini talep edemeyeceği yönünde savunmada bulunmuştur. Burada irdelenmesi gereken taraflar arasındaki sözleşmenin 2. Maddesinin geçerli olup olmadığı, haksız şart niteliğinde olup olmadığı, ertelenen fuar nedeni ile ödediği fuar katılım bedelinin iadesinin mümkün olup olmadığının tespiti gerekmektedir. Yukarıda bahsedildiği gibi sözleşme özgürlüğü, bir akdi yapıp yapmama, içeriğini belirleme, akdin karşı tarafını seçme, akde son verebilme ve akdin şeklini belirleyebilme serbestîsi anlamına gelmekte olup, kimse bir akdi yapmaya zorlanamayacağı gibi istediği bir akdi yapmaktan da alıkonulamayacaktır. Taraflar arasında özel hukuk hükümlerine tabi geçerli bir sözleşme (Fuar Katılım Sözleşemesi) mevcut olup, davacının ve davalının basiretli tacir olarak davranma yükümlülüğüne sahip oldukları hususu ise izahtan varestedir. Bu nedenle de “Fuar Katılım Sözleşmesi” nin 2. Maddesi tarafların serbest iradeleri ile kararlaştırdıkları hüküm olup geçerli olup, haksız şart olarak kabulü mümkün olmayıp tarafları bağlayıcı olduğundan ve madde metin içeriğinden davalının gerekli görmesi halinde fuar tarihini değiştirme hakkı olduğu, bu durumun katılımcıya fesih hakkı vermeyeceğinin açıkça düzenlendiği, kaldı ki gelen yazı cevaplarından Fuar tarihinin mücbir sebep ile ertelendiği ve ertelenme ve yeni tarih ile ilgili gerekli bilgilendirmelerin hem internet sitesinden ilan edildiği hem de davacı tarafa mail yolu ile bilgilendirme yapıldığı, basiretli tacir gibi davranması gereken davacı tarafın sözleşmenin imzalanması sırasında sözleşmenin 2. maddesini bildiği, bu hükme göre de ödenen bedelin iadesini talep hakkının olmadığı, ödeme yükümlülüğünün devam ettiği ve ertelemenin taraflara sözleşmenin feshi hakkı da tanımayacağı düzenlenmiş olup açıklanan gerekçelerle açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- DAVANIN REDDİNE,

2-Harçlar Kanunu’na göre hesaplanan ve tahsili gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 236,55 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına, bakiye 155,85 ‬TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,

3- Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Sarf olunmayan gider/delil avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine ,

4- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13 ncü fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan (Taraf başına 330,00 TL x 2 saat= 660,00 TL) X 2 = 1.320,00 TL arabulucuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,

5-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine red olunan dava değerine göre hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenmesine dair,

Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı 5235 Sayılı Kanun’un geçici 2. maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 341 ila 360. md hükümleri gereğince mahkememize veya aynı sıfatta başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/07/2022

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır