Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1112 E. 2022/781 K. 19.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1112 Esas
KARAR NO : 2022/781

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2021
KARAR TARİHİ : 19/07/2022
K.YAZIM TARİHİ : 05/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalıya poşet satışı yaptığını, karşılığında 3 adet 75.657,16 TL’lik faturalar
düzenlendiğini, davalının fatura bedellerini ödemediğini, alacağın tahsili için yukarıda
ayrıntılı yazılı icra takibinin başlatıldığını, davalının haksız olarak itiraz ettiğini, alacağın likit
olduğunu, neticede; davalının itirazının iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az
olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet
ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacı ile herhangi bir ticari olmadığını, davacının kötü niyetli olarak takip
başlattığını, salt fatura düzenlenmesinin alacağı ispatlamaya yeterli olmadığını, fatura
içeriğindeki malların müvekkiline teslim edildiğinin ispatlanması gerektiğini, takibe esas
faturaların müvekkili ile alakası olmadığını, müvekkilinin davacıya borçlu olmadığını, Neticede; davanın reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyamız arasına celp edilen Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklının 75.657,16 TL asıl alacak üzerinden borçlu aleyhine faturalar ve cari hesap alacağı dayanak gösterilmek suretiyle ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin borçluya 07/12/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından süresi içerisinde 13/12/2021 tarihinde borca ve ferilerine itiraz edildiği görüldü.
Dosyaya sunulan 20/06/2022 tarihli bilirkişi … tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda; Yanlar arasında davacı tarafından davalıya poşet satışı yapılması şeklinde ticari ilişki kurulduğunun iddia edildiği, Davacı ticari defterlerinde, davalıya düzenlenen 3 adet faturadan kaynaklı olarak
davacının davalıdan 75.657,16 TL alacaklı gözüktüğü,
Davalı vergi dairesinden gelen Şubat/2021 dönemine ilişkin Ba formunda, davalının
davacıdan herhangi bir alım beyan etmediğinin görüldüğü, Davacı tarafından davalıya düzenlenen faturaların e-arşiv fatura olduğu, davacının
e-arşiv faturaları kağıt ortamında davalıya tebliğ ettiğine ilişkin bir delil vasıtası sunulmadığı, ancak; davacı tarafından alacağına dayanak fatura muhteviyatının davalıya teslim edildiğine ilişkin teslim fişlerinin sunulduğu, teslim fişlerinde Bahar Laçin ve Yavuz Kandemir isim ve imzası olduğu, söz konusu kişilerin davalı çalışanı olduğunun ispatlanması halinde, hem faturaların hem de fatura muhteviyatlarının davalıya teslim edildiğinin sabit olacağı ve dolayısıyla davacının davalıdan 75.657,16 TL alacaklı olacağı, davacı alacağının kabulü halinde, takip sonrası avans faizi
talep edildiği, icra takip tarihinde bu oranın %16,75 olduğu ve değişen oranlarda uygulanması gerekeceği hususları tespit edilmiştir.

Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından fatura ve cari hesap alacağına dayalı olarak huzurda görülen dava açılmıştır. Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesine rağmen davalı tarafça verilen usulüne uygun kesin süreye rağmen ticari defter ve belgelerini mahkememize ibraz etmemesi üzerine sadece davacının ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Bilirkişi raporunda davacı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerini yaptırdığı; davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan 75.657,16 TL alacaklı olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Yapılan usulüne uygun ihtara rağmen davalı tarafından belirlenen inceleme gününde ticari defter ve belgeler ibraz edilmediğinden HMK’nın 222/3. maddesi uyarınca davalının ticari defter ve belgelerindeki kayıtların davacının ticari defter ve belgelerindeki kayıtlar ile uyumlu olduğu mahkememizce kabul edilmiştir. Açıklanan nedenlerle açılan davanın kabulüne; alacağın likit olması nedeni ile kabul edilen asıl alacak tutarının %20’si oranında takdir edilen icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine; şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1 -AÇILAN DAVANIN KABULÜ ile davalının Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 75.657,16 TL asıl alacak yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2. maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2- Alacağın likit olması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile takdiren kabul edilen asıl alacak tutarının %20’si oranında hesaplanan 15.131,43 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 5.168,14 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 913,75 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 4.254,39 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından sarf olunan (1.500,00 TL bilirkişi ücreti + 31,10 TL posta ücreti tebligat, müzekkere masrafından ibaret) 1.531,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 8,50 TL vekalet harcı, 59,30 TL başvurma harcı ve 913,75 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
7-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 10.635,43 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,

Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
19/07/2022

Katip ….
¸

Hakim …
¸