Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1108 E. 2022/966 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1108
KARAR NO : 2022/966

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2021
KARAR TARİHİ : 07/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile Davalı aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya ile 30.11.2016 tarihli, 4.251,00 TL ve 31.12.2016 tarihli 4.414,50 TL bedelli iki faturaya da yalı icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın yetkiye ve borca itirazının akabinde Silivri İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya ile takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, bunun üzerine Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas … Karar sayılı ilamı ile davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, ilk açılan davada alınan bilirkişi raporunun usul ve yasaya aykırı olduğunu, raporda takibe konu faturaların kapalı olarak düzenlendiği, faturalar kapalı olduğu için ödemelerin alınmış olduğunun kabul edildiğini, davacı alacağının ispata muhtaç olduğunun belirtildiğini, müvekkilinin faaliyet gösterdiği alanda, yerleşik ticari örf ve adet gereği önce kapalı fatura kesildiğini, faturanın tanzim tarihinden yaklaşık 30 45 gün sonra ödeme yapıldığını, kapalı faturanın ticari örf ve adet ödeme yapıldığını, kapalı faturanın ticari örf ve adet gereği ödemeye karine teşkil ettiği kuralı gereği ödemeye karine teşkil ettiği kuralı olmadığını, neticede; müvekkilinin 8.665,50 TL alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile Mahkemenin yetkisiz olması nedeniyle davanın reddini talep ettiklerini, davaya konu talebin zaman aşımına uğradığından zaman aşımı nedeniyle davanın reddini talep ettiklerini, Bakırköy … Asliye Ticaret Ma hkemesinin … Esas, … Karar Sayılı ilamının aynı konuda kesin hüküm teşkil etmesi sebebiyle davanın usulden reddi gerektiğini, Davacı ile müvekkili arasında dava konusu edilen hususların gerçekleşmediğini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu olmadığını, dava konusu faturaların kapalı fatura olduğunu, davacıya bedellerinin ödendiğini, müvekkilinin ödemeyi şoför …’ya elden yaptığını, davacıdan makbuz istenmesine rağmen vermediğini, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin .. Esas sayılı dosyasında yapılan bilirkişi incelemesinde, davacının ve müvekkilinin ticari defterlerinin incelendiğini, davacının kendi ticari defterlerinde dahi alacaklı olmadığının tespit edildiğini, davanın reddine karar verilmesini talep et miştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Bakırköy … . İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyası ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü, Avcılar Vergi Dairesi Müdürlüğü, İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odası, İstanbul Umum Servis Aracı İşletmecileri Esnaf Odası müzekkere cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyada mevcut 17/08/2022 tarihli Bilirkişi …tarafından düzenlenen raporda Taraflar arasında davacı tarafından davalıya Personel Taşıma hizmeti verilmesi şeklinde ticari ilişki kurulduğu, Davacının davalıya 30.11.2016 tarihli 4.251,00 TL ve 31.12.2016 tarihli 4.414,50 TL bedelli faturaları düzenlediği, davacının işbu faturalardan kaynaklı olarak davalıdan 8.665,50 TL alacaklı olduğunu iddia ettiği, davacının faturalarının bedeli tahsil edilmiş şekilde kapalı fatura olarak düzenlediği, Davacının aynı alacak için daha önce icra takibi başlatmış olması, takibe itiraz neticesinde Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi … E. … K. Sayılı ile davanın reddine karar verilmiş olması ve kararın kesinleşmiş olmasının (taraf beyanları) değerlendirmesinin Mahkemenin takdirlerinde olduğu, Davacının alacağına dayanak 2 adet 8.665,50 TL bedelli faturalarının davalı işletme defterinde kayıtlı olduğu, davalının faturaların bedellerini ödediğini ve faturaların kapalı olarak kesilmesinin ödeme savunma larına karine olduğunu iddia ettiği, davalı tarafından fatura bedelleri nin ödendiğine ilişkin başka bir yazılı delil sunulmadığı, yapılan tespitler ışığında Mahkemece davacı alacağının yapılan tespitler ışığında mahkemece davacı alacağının kabul edilmesi halinde, davalının ilk takip tarihi olan 10.02.2017 tarihinde temerrüde düştüğünün tespit edildiği anlaşılmıştır.
Bir davada çekişmeli olguların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği konusuna, ispat yükü denir. İspat yükü ve kuralları TMK’nun 6. ve 7. maddelerinde düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunun 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
HMK’nın 190. Maddesinde ise ispat yükü düzenlenmiştir. Maddeye göre;”1- İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.2- Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnaların dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
“…Dosyaya ibraz edilen fatura asıllarının incelenmesinde, bilirkişi raporunda da işaret edildiği üzere, faturaların kapalı fatura olmadığı, açık fatura şeklinde düzenlendiği anlaşılmaktadır. Dava konusu faturaların her iki tarafın da (…-… nolu faturalar davalı kayıtlarında yoktur) ticari defterlerinde kayıtlıdır. Böylece, dava konusu fatura bedellerinin ödenip ödenmediğinin ispat yükü davalı üzerindedir. Davalı taraf, defterlerinde kayıtlı bu faturalara ilişkin kayıtları “Kasa Hesabından” denilmek suretiyle kapattığı ancak bu ödemeye ilişkin belge veya kayıt sunamadığı bilirkişice tespit edilmiştir. Bu durumda davalı, defterlerinde kayıtlı faturaların içerdiği miktarı ödediğini ispatlayamamıştır. Bu yönüyle ilk derece mahkemesinin kararında bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekir. Davacı taraf, davaya konu fatura bedellerine işlemiş faiz de ekleyerek icra takibine girişmiş ve bu talebi mahkemece kabul görmüş ise de davalı taraf işlemiş faize itiraz ederek, takipten önce temerrüde düşürülmediğini, faizin ancak takip tarihinden itibaren istenebileceğini ileri sürerek istinaf konusu yapmıştır. TBK.nun Borçlunun temerrüdü başlıklı ve temerrüdün koşullarını açıklayan 117. Maddesi gereğince, muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. İcra takibinden önce davalının temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir belge sunulamamıştır. O halde davalı borçlunun temerrüde düşürülmediği, icra takibi ile temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. Öyle ise icra takibindeki işlemiş faize ilişkin taleplerin reddine karar vermek gerekirken kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Davalı vekilinin istinaf taleplerinin bu yönüyle kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur….” T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi, …Esas, … Karar.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının dava tarihi itibariyle iki adet fatura nedeni ile alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmakta olup dosya alanında uzman bilirkişiye tevdii edilmiş olup dosyada mevcut 17/08/2022 tarihli Bilirkişi … tarafından düzenlenen raporda Taraflar arasında davacı tarafından davalıya Personel Taşıma hizmeti verilmesi şeklinde ticari ilişki kurulduğu, Davacının davalıya 30.11.2016 tarihli 4.251,00 TL ve 31.12.2016 tarihli 4.414,50 TL bedelli faturaları düzenlediği, davacının işbu faturalardan kaynaklı olarak davalıdan 8.665,50 TL alacaklı olduğunu iddia ettiği, davacının faturalarının bedeli tahsil edilmiş şekilde kapalı fatura olarak düzenlediği, Davacının aynı alacak için daha önce icra takibi başlatmış olması, takibe itiraz neticesinde Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi … E. … K. Sayılı ile davanın reddine karar verilmiş olması ve kararın kesinleşmiş olmasının (taraf beyanları) değerlendirmesinin Mahkemenin takdirlerinde olduğu, Davacının alacağına dayanak 2 adet 8.665,50 TL bedelli faturalarının davalı işletme defterinde kayıtlı olduğu, davalının faturaların bedellerini ödediğini ve faturaların kapalı olarak kesilmesinin ödeme savunma larına karine olduğunu iddia ettiği, davalı tarafından fatura bedelleri nin ödendiğine ilişkin başka bir yazılı delil sunulmadığı, yapılan tespitler ışığında Mahkemece davacı alacağının yapılan tespitler ışığında mahkemece davacı alacağının kabul edilmesi halinde, davalının ilk takip tarihi olan 10.02.2017 tarihinde temerrüde düştüğünün tespit edilmiştir. Öncelikle dava şartı niteliğinde olan davalının kesin hüküm itirazı Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin dosyasında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olması nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir. Öncelikle dava konusunun çözümü için ispat yükü üzerinde durulması gerekmektedir. Esas olarak vergi yasalarında ve Türk Ticaret Yasası’nda, yönetmeliklerde, tebliğlerde ya da yazılı başka bir kaynakta açık fatura ya da kapalı fatura ile ilgili bir açıklama ve düzenleme bulunmamaktadır. Ticari hayatta mal veya hizmet satan tacir, düzenlediği faturada, bedelin ödenip ödenmediğini fatura üzerine “bedeli ödenmiştir” veya “bedeli ödenmemiştir” şeklinde bir ibare ile gösterebilmektedir. Ancak bazı durumlarda bu şekilde bir ibareye yer verilmeden doğrudan faturanın düzenleniş biçimine göre böyle bir anlam ortaya çıkarılmaya çalışılmaktadır. İşte bu anlam faturanın açık-kapalı fatura olmasıdır. Açık fatura, satılan mal veya hizmet bedelinin peşinen tahsil edilmediği yani vadeli olarak satışının yapıldığı durumlarda düzenlenen fatura, kapalı fatura ise, mal ya da hizmet bedelinin peşin olarak tahsil edildiği durumlarda düzenlenen faturadır. Faturanın alt kısmında, faturayı düzenleyen tacirin kaşe ve imzası bulunması halinde, faturada belirtilen bedelin tahsil edildiği, bu faturanın ticari hayatta “kapalı fatura” şeklinde isimlendirildiği, faturayı düzenleyen tacir kaşe ve imzasını faturanın üst kısmına yani bedelin yazdığı kısmın üst bölgesine atmış ise bu faturanın ise ticari hayatta “açık fatura” şeklinde isimlendirildiği, bu şekilde düzenlenen faturada bedelin henüz ödenmediği, vadeli satış yapıldığı anlamış taşımaktadır. Dava konusu iki fatura her ne kadar bilirkişi raporunda kapalı fatura olarak nitelendirilmiş ise de faturalar incelendiğinde faturanın alt kısmında, faturayı düzenleyen tacirin kaşe ve imzası bulunmadığı dolayısıyla bu faturaların ticari hayatta “kapalı fatura” şeklinde isimlendirilmesinin mümkün olmadığı, faturaların açık fatura olarak nitelendirilmesi gerektiği, bu hali ile ödendiği iddiası bakımından ispat yükünün davalının üzerinde olduğu, davalının ödeme yönünde bir belge sunmadığı gibi defterlerinden de ödemeye ilişkin bir kayıt olmadığı, cevap dilekçesinde yemin deliline de dayanmadığı anlaşılmakla, davacının alacağa konu etiği bu iki faturanın davalının defterlerinde de kayıtlı olduğu anlaşılmakla davacının alacağını ispat ettiğinden açılan davanın kabulü ile davacının 8.665,50-TL alacağının temerrüd tarihi olan 10.02.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KABULÜNE,
1-Davacının 8.665,50-TL alacağının temerrüd tarihi olan 10.02.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Alınması gerekli 591,94 TL harçtan peşin alınan 147,99 TL peşin harcın mahsubu ile 443,95 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3- Davacı tarafından yatırılan 59,30- TL başvuru harcı, 147,99 TL peşin nispi harç, 8,50-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 215,79- TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 8.665,50 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 123,20 TL tebligat müzekkere gideri, 1.500 TL Bilirkişi ücreti toplamı 1.623,20 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,

7-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/10/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”