Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1095 E. 2022/250 K. 04.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1095 Esas
KARAR NO : 2022/250

DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 22/12/2021
KARAR TARİHİ : 04/03/2022
K.YAZIM TARİHİ : 25/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait ….. plakalı çekici araç ile davalı sigorta şirketi tarafından … numaralı … Kasko Sigorta Poliçesi ile rizikolara karşı güvence altına alındığını . Müvekkilinin aracının 10.10.2021 tarihinde yanmak sureti ile zarar görmüştür. Davalı …. SİGORTA şirketinden yangın nedeniyle oluşan zararın tazminini talep ettiklerini ancak zararın kasten verildiğininden teminat dışında kaldığını sebep göstererek taleplerini reddettiğini, sebep ve gerekçe gösterilerek tazminat taleplerinin reddedildiğini, aracı kullanan şoför …’un Kolluk ifadesine göre gördüğü psikolojik bunalım ile burada yangına sebebiyet verdiğini iddia ve beyan edildiğini, 20/09/2021 de işe başlayan davalı …. un kendinde psikolojik rahatsızlık olduğuna dair bilgi vermediğini bu rahatsızlık var ise de dışarıdan anlaşılmasının mümkün olmadığını, davalı sigorta şirketi tarafından özellikle yangını da kapsayan şekilde kasko yapıldığını bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının başvurusu üzerine açılan hasar dosyasına sunulan belgelerin incelendiğini, yapılan saha çalışması, olay yeri tahkiki, kolluk kuvveti ve yetkililer ile görüşmeler neticesinde sigortalı aracın sürücüsü tarafından yakıldığını, bu neden ile sürücünün yakalandığı ve ceza evinde olduğunu, sürücünün sigortalı firmada yeni çalışmaya başladığı ve ailevi nedenler ile aracı yaktığını itiraf ettiğini, elde edilen bilgi, belge ve video kaydı ile anlaşıldığını, genel şartların ilgili maddesi gereği davacının talepleri tamamen hukuka aykırı ve mesnetsiz olduğunu, aracın kasten yakılması sebebiyle davacının taleplerinin teminat dışı olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
HMK’nın 114/1. maddesinde dava şartları tahdidi olarak sayıldıktan sonra anılan maddenin ikinci fıkrasında “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü ile diğer kanunlarda dava şartlarına ilişkin düzenlemelerinde dikkate alınması gerekliliğine vurgu yapılmıştır.
Sözü geçen Kanun’un 115. maddesi hükmü de;
“Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.”
şeklinde olup buna göre Mahkeme’nin dava şartı noksanlığı hâlinde yapacağı işlemler düzenlenmiştir.
7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesinde ise “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülecek olan bazı davalarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı hâline getirilmiştir.
Yine 7155 sayılı Yasa ile değişik 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi hukmü ise “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.
Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
şeklinde olup madde ile arabulucuya başvuruyu dava şartı olarak kabul edilen davalarda, arabulucuya başvurmadan dava açılması hâlinde yapılacak işlem düzenlenmiştir.
İstanbul BAM …. Hukuk Dairesi’nin … E., … K. Sayılı ilamına göre;
“Markaya müdahalenin meni, haksız rekabet, markanın hükümsüzlüğü iddiası ile birlikte açılan maddi manevi davaları niteliği itibarı ile ayrı değerlendirilebileceği gibi mahkemece tefrik edilen tazminat istemleri yönünden dava tarihinden sonra arabuluculuğa başvurulmuş olması nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesi yerindedir. Açıklanan nedenle ilk derece mahkemesinin kararı yerinde olduğundan davacı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.”
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının tazminat istemli olarak huzurda görülen davayı açtığı açıktır. Huzurda görülen dava konusunun, kasko poliçesinde dayalı tazminat istemine ilişkin olması nedeniyle davanın açıldığı 22/12/2021 tarihinde davanın araculuculuğa tabi olması ilgili yasa hükmü gereğidir. Mahkememizce tensiple birlikte davacı vekiline arabuluculuk tutanak aslını sunmak üzere 1 haftalık kesin süre verilmiş olup davacı vekili tarafından verilen kesin süre içerisinde arabuluculuk tutanak aslı sunulmadığı gibi 01/03/2022 tarihli dilekçesi ile dava açıldıktan sonra arabulucuya başvurulduğu beyan edilerek arabuluculuk tutanak aslı mahkememize sunulmuştur. Davacı vekili tarafından her ne kadar dava açıldıktan sonra arabulculuğa başvurulduğu belirtilerek anlaşamamaya ilişkin arabuluculuk tutanağı dosyamıza sunulmuş ise de arabuluculuğa ilişkin dava şartının, tamamlanabilir dava şartlarından olmadığı gözetilerek huzurda görülen davanın, 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca arabulucuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın arabuluculuğa ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 2.561,63 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 2.480,93 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine
6- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı … Sigorta A.Ş. lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2. maddesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
7- Kendisini vekil ile temsil ettirmeyen diğer davalı … lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda dosya üzerinden karar verildi. 04/03/2022

Katip ….
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı