Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1040 E. 2022/460 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1040
KARAR NO : 2022/460

DAVA : İflas (Adi Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması Ve İflas (İİK 156))
DAVA TARİHİ : 09/12/2021
KARAR TARİHİ : 21/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İflas (Adi Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması Ve İflas (İİK 156)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 09/12/2021 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalıdan olan alacağını tahsili için İflas yolu ile takip başlattığını, davalının itirazı neticesinde takibin durduğunu, müvekkili ile davalı arasında 22/12/2016 tarihinde … Makinası Bardak Üretim hattı yapımına ilişkin 285.000,00 EURO bedelli satım sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirdiğini, 30/09/2016 tarihinde malları sevk ettiğini, 16/03/2017 tarihinde fatura düzenleyerek davalıya gönderdiğini, davalının sözleşme konusu malları Yatırımı Teşvik kapsamında aldığını, faturaya istinaden bir kısım ödemeler yaptığını, bakiye 80.479,39 EURO’yu ödemediğini, yanlar arasındaki sözleşmede ödemede temerrüde düşülmesi halinde aylık 96 5 temerrüt faizi ödeneceğinin kararlaştırıldığını, 16.03.2017 tarihinden itibaren aylık %45 temerrüt faizinin de müvekkilinde ödenmesi gerektiğini, neticede; davalının itirazının kaldırılarak iflasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA;
Davalıya usule uygun tebligat çıkarılarak dava dilekçesinin tebliği sağlanmış ise de, davaya herhangi bir cevap verilmediği anlaşılmıştır.
DELİLLER ve GEREKÇE :
Dava, İİK’nın 156. madde hükümlerine dayalı alacaklının açtığı adi takipten doğan itirazın kaldırılması ve iflas iflas istemine ilişkindir.
Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı iflas yoluyla takip dosyasının incelenmesinde; Davacı … Plastik tarafından, 18/12/2020 tarihinde davalı …. Ambalaj aleyhine İflas Yolu İle takip başlatılmış, 1 adet faturadan kalan bakiye alacaktan kaynaklı 80.479,39 EURO’nun en yüksek EURO mevduat faizi ile tahsili, TBK 100 mad. gereğince kısmı ödemelerin öncelikle işlemiş faiz ve ferilerine mahsubu talep edilmiştir. Davalı ödeme emrini 23/12/2020 tarihinde tebliğ almış, davalı vekilinin 06/01/2021 tarihinde takip konusu borca ve tüm ferilerine itirazı neticesinde takip durmuştur.Ödeme emrinin tebliğ tarihine göre davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı tespit edilmiştir.
Bilirkişi …. tarafından mahkememize sunulan 29/03/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Yanlar arasında davacı tarafından davalıya “… Makinası Bardak Üretim Hattı” satışı ve kurulmasına ilişkin sözleşme akdedildiği, gerek yanlar arasında imzalanan Teklif metni, gerek davacının faturasının EURO bazında düzenlenmesi, gerekse davalı tarafından davacıya yapılan ödemelerin büyük bir kısmının EURO bazında çeklerle yapılmasından dolayı, yanların EURO bazında çalıştığı kanaatine varıldığı, davacı ticari defterlerinde, davalıya 285.000,00 EURO bedelli makine faturası düzenlendiği, davalıdan 204.520,61 EURO tahsilat yapıldığı, icra takip tarihinde davacının davalıdan 80.479,39 EURO (497.652,36 TL defterde gözüken TL) alacaklı olduğu, icra takip tarihinde TL karşılığının 80.479,39 EURO x TCMB efektif satış kuru 9,5130 = 765.600,44 TL olduğu, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde, yanlar arasındaki sözleşmenin 8. Mad. atıfla alacaklı oldukları bedele aylık 965 faiz işletilmesi talep edilmiş ise de, gerek dava konusu icra takibinde takip öncesi işlemiş faiz talebi olmaması, gerek yanlar arasında kararlaştırılan ödeme vadelerine göre ödemelerin yapılmamış olması ve davacının da bunu kabul etmesi, gerek takip tarihinden önce davalının temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir delil sunulmaması, gerekse EURO alacağa yıllık 4660 gibi bir faiz oranının talep edilmesi nedeni ile bir değerlendirme yapma olanağı olmadığından faiz hesabı yapılamadığı yönünde görüş bildirmiştir.
6098 sayılı TBK’nın 99. maddesi (818 sayılı BK’nın 83. maddesi) uyarınca yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklı, bu borcun aynen veya vade ya da fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini isteyebilir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 58. maddesinin üçüncü fıkrasında ise; alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarının ve faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı günün, alacak veya teminat yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiğinin ve faizinin, takip talebinde belirtilmesi gerektiği düzenlenmiştir.
Buna göre; alacaklı, yabancı para alacağının TL karşılığını, takip talebinde göstermek zorunda olup, buna bağlı olarak bu zorunluluğun ödeme emrinde de yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu noksanlık kamu düzeni ile ilgili olup, takibin her safhasında re’sen göz önünde tutulmalıdır (HGK’nın 12/05/1999 tarih ve 1999/12-271 E. – 99/301 K.sayılı kararı).
Davacı tarafından,davalı aleyhine girişilen icra takip dosyası incelendiğinde,hem takip talebinde hem de ödeme emrinde,davacının alacağını yabancı para cinsinden istediği,harhangi bir şekilde harca esas değer veya yabancı paranın Türk Lirası karşılığının gösterilmediği,yabancı paranın aynen tazminin istendiği,TBK’nın 99 ve İİK’nın 58/3.maddeleri uyarınca icra takibin usulsüz olduğu anlaşılmaktadır.
HMK’nın 114/1 nci maddesinde dava şartları tahdidi olarak sayıldıktan sonra anılan maddenin ikinci fıkrasında da “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü ile diğer kanunlarda dava şartlarına ilişkin düzenlemelerinde dikkate alınması gerekliliğine vurgu yapılmıştır.
Sözü geçen Kanun’un 115 nci maddesi hükmü de “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” şeklinde olup buna göre Mahkeme’nin dava şartı noksanlığı hâlinde yapacağı işlemler düzenlenmiştir.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde,davacı vekili tarafından davalı şirket aleyhine faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla Büyükçekmece ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden iflas yolu ile icra takibinin başlatıldığı,iflas yolu ile adi takipte ödeme emrinin davalı-borçluya tebliğ edilmesi üzerine borçlu-davalının ödeme emrine itiraz etmesi üzerine huzurdaki itirazın kaldırılması suretiyle iflas davasının Mahkememize açıldığı anlaşılmış ise de, alacaklı, yabancı para alacağının TL karşılığını, takip talebinde göstermek zorunda olup, buna bağlı olarak bu zorunluluğun ödeme emrinde de yerine getirilmesi gerekmekte iken bu zorunluluğa uyulmadığı,buna göre davacı vekili tarafından usulüne uygun başlatılmış bir icra takibinden söz edilemeyeceği,usulüne uygun bir icra takibinin bulunması itirazın kaldırılması suretiyle iflas davalarında özel dava şartı olduğu anlaşıldığından davanın,HMK’nın 114/2 ve 115/2.maddeleri uyarınca usulüne uygun icra takibine ilişkin özel dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın usulüne uygun bir icra takibi bulunmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/2 ve 115/2.maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 320,00 TL yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,

5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 164/2 nci madde hükmü uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalının yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.21/04/2022

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”