Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1029 E. 2022/1084 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1029 Esas
KARAR NO : 2022/1084

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/12/2021
KARAR TARİHİ : 01/11/2022
K.YAZIM TARİHİ : 14/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirket adına 05.04.2021 tarihli 5.400,00 USD ve 06.04.2021 tarihli 3.128,94 USD bedelli 2 adet fatura kesildiği, bu faturaların usulüne uygun olarak tahakkuk ettirilerek davalı şirkete gönderildiği, borçlu şirket tarafından bu faturalara ilişkin bir iade faturası düzenlenmediği fakat fatura bedellerinin de ödenmedi itirazın haksız ve kötü niyetli olarak yapıldığı belirtilip, bu sebeple haksız itirazın iptali ile kötü niyetli olarak itiraz etmesi sebebi ile davalı borçlunun %20’den az olmamak kaydıyla tazminata mahkum edilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP:
Yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafından davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyamız arasına celp edilen Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklının 76.733,03 TL asıl alacak, 4.718,56 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 81.451,59 TL alacak üzerinden borçlu aleyhine bakiye fatura alacağı dayanak gösterilmek suretiyle ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin borçluya 06/09/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından süresi içerisinde 07/09/2021 tarihinde borca ve ferilerine itiraz edildiği görüldü.
Dosyaya sunulan 02/09/2022 tarihli bilirkişi SMMM …. tarafından düzenlenen raporda; Taraflar arasındaki ticari ilişkinin, 21.08.2020 tarihinde davacı şirketin davalı şirkete fatura düzenlemesiyle başladığı, açık cari hesap şeklinde kurulduğu, davacı tarafından davalı adına düzenlenen 06.04.2021 tarih ve 3.692,15 USD (30.105,79 TL) tutarlı satış faturasına kadar devam ettiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, 2 adet faturadan kaynaklı 76.733,03 TL cari hesap bakiyesinin ödenip ödenmediği ve davacının faiz talebinin yerinde olup olmadığı noktalarında toplandığı; dosyada, 01.09.2021 tarihli icra takibi öncesinde borçlunun temerrüde düşürüldüğüne dair bir belgeye rastlanmadığı, bu kapsamda davalının temerrüt tarihinin, icra harcının da yatırıldığı 01.09.2021 olarak tespit edildiği, davacının ticari defterlerinin incelemeye ibraz edildiği, Raporun 3.3 bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde, hukuki değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, davacıya ait ticari defterlerinin HMK 222.2 kapsamında delil olarak kabul edilebileceği, davalının ticari defterlerinin incelemeye ibraz edildiği, davacı tarafından ibraz edilen 2021 yıllarına ilişkin ticari defterlerin incelenmesinde; tutulması zorunlu olan tüm ticari defterlerin eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, söz konusu defterlerin açılış tasdiklerinin kanunda öngörülen sürelerde yaptırıldığı, bununla birlikte kapanış tasdikine tabi olan yevmiye defterinin kapanış tasdikinin bulunmadığı, davacının 2021 yılı ticari defter kayıtlarına göre 01.01.2021 tarihli açılış fişi incelendiğinde bakiyenin 95.328,82 TL olduğu ve davalının bu tutarda borçlu göründüğü, davalı tarafından 27.01.2021 tarihinde 50.000,00 TL ve 19.03.2021 tarihinde 50.000,00 olmak üzere davacıya toplam 100.000,00 TL ödeme yapıldığı, böylece davacı şirketin davalı şirkete 4.671,18 TL borçlu duruma geçtiği, ardından davacının davalıya 05.04.2021 tarihli 51.298,42 TL (6.372,00 USD) ve 06.04.2021 tarihli 30.105,79 TL (3.692,15 USD) tutarlı fatura düzenlemesiyle birlikte davacı şirket davalı şirketten 76.733,03 TL alacaklı duruma geçtiği, bu tarihten sonra herhangi bir işlem (ödeme, yeni satış, iade vb.) olmadığı, bakiyenin 31.12.2021 tarihinde de devam ettiği, bu kapsamda icra takip ve dava tarihi itibariyle davacının davalıdan 76.733,03 TL alacaklı göründüğü, bu tutarın takip konusu yapılan tutarı kavradığı, davacı tarafından davalıya düzenlenen 2 adet faturaya, davalı tarafından iptal talebinde bulunulmaması veya iade faturası düzenlenmemesi ilgili faturaların davalı tarafından kabul edildiğini gösterdiği, davalı tarafından dosyaya veya tarafıma, bu faturaların kabul edilmediği, iptal talebinde bulunulduğu veya iade edildiği yönünde HMK’ya göre caiz olan herhangi bir delil sunulmadığı, davalının 04/2021 dönemi Ba formu incelendiğinde, uyuşmazlığa konu faturaları defter kayıtlarına alıp beyan ettiği, takip tarihinden sonra davacıya ödeme yapıldığına ilişkin dosyada herhangi bir belge bulunmadığı, davalı tarafından da bu yönde bir belgenin dosyaya veya Sayın Mahkemenin görevlendirmesi kapsamında tarafıma sunulmadığı, iade-mahsup vb. gibi borcu azaltacak herhangi bir işlemin de gerçekleşmediği, dolayısıyla takip konusu borcun işbu rapor tarihi itibarıyla ödenmediği ve borcun 76.733,03 TL olarak devam ettiği kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının fatura alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup davalı tarafından inceleme gününde ticari defter ve belgelerin sunulması için ek süre talep edilmiş; mahkememizce davalının ek süre talebi yerinde görülerek davalıya ticari defter ve belgelerini sunması için 2 haftalık kesin süre verilmiş; ancak mahkememizce verilen kesin süreye rağmen davalı tarafından ticari defter ve belgelerin ibraz edilmemesi üzerine sadece davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Davacının ticari defter ve belgeleri incelenerek düzenlenen bilirkişi raporunda; davacının ticari defter ve kayıtlarına göre icra takip tarihi itibariyle davalıdan 76.733,03 TL alacaklı olduğu yönde bakiyesinin göründüğü belirtilmiştir. Yapılan usulüne uygun ihtarata rağmen davalı tarafın ticari defter ve belgelerini ibraz etmemesi nedeni ile HMK’nın 222/3. maddesi uyarınca davalının ticari defter ve belgelerindeki kayıtların davacının ticari defter ve belgelerindeki kayıtlar ile uyumlu olduğu mahkememizce kabul edilmiş olup davalının takibe dayanak faturaları BA formları ile vergi dairesine bildirdiği de gözetilerek takibe dayanak faturalara konu malların davalıya teslim edildiği kabul edilmiştir. Tekniğine uygun ve denetime elverişli olarak düzenlendiği kabul edilen bilirkişi raporu ve HMK’nın 222/3. maddesi uyarınca açılan davanın asıl alacak bakımından kabulüne; davalının takip tarihinden önce temerrüde düşürülmemesi nedeni ile takip öncesi faiz talebinin reddine, alacağın likit olması nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile takdiren kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ ile davalının Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 76.733,03 TL asıl alacak yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2. maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2- Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
3-Alacağın likit olması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile takdiren kabul edilen asıl alacak tutarının %20’si oranında hesaplanan 15.346,60 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 5.241,63 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 983,73 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 4.257,90 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından sarf olunan 1.500,00 TL bilirkişi ücreti + 103,00 TL posta ücreti tebligat, müzekkere masrafından ibaret olmak üzere toplam 1.603,00 yargılama giderinin kabul ve red oranına göre (%94,21 kabul oranı) hesaplanan 1.510,19 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan 8,50 TL vekalet harcı, 59,30 TL başvurma harcı ve 983,73 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
8-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 12.277,28 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 4.718,56 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
11- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin kabul ve red oranına göre hesaplanan 76,47 TL’sinin davacıdan; 1.243,53 TL’sinin ise davalıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/11/2022

Katip ….
¸

Hakim …..
¸