Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1 E. 2021/179 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1
KARAR NO : 2021/179

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/02/2015
KARAR TARİHİ : 24/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile davalı şirketin Avrupadaki Türk işçilerinden para tahsil eden şirketlerden biri olduğunu, istenildiği her ay geri alınabileceği ve karşılığında yüksek oranlarda faiz verileceği gibi garantilerle mevzuata aykırı bir şekilde para toplayarak başlangıçta yeni yatırımcıdan sağlanan kazancın kâr payı vadesi gelmiş yatırımcıya ödenmesi ile güven ortamı yarattığını, yatırımcıların dini ve milli duygularını da kullanmak suretiyle haksız çıkar sağladığını, müvekkilinin 22/10/2000 tarihli teslim tesellüm belgesi ile 43.200 DM ‘nin tahsil edildiği, yapılan bu tahsilat karşılığında davalıya ait hisse senetlerinin müvekkiline verildiğini, mevduat toplama faaliyetlerinin sadece bankalar ile özel finans kurumları tarafından yürütülebileceğini, davalı tarafından müvekkilinden istenildiği zaman geri alınabileceği ve karşılığında faiz getirisi verilebileceği vaat ve garantileri ile para tahsil edilmesinin bankalar kanunu mevzuatına aykırı olduğunu, bu nedenle müvekkilinden tahsil edilen 23.200 DM ‘nin karşılığı olan 22.087,81 Euro ‘nun tahsil tarihi itibariyle 3095 sayılı kanunun 4/A maddesi uyarınca işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile davanın zaman aşımı süreleri geçtikten sonra açıldığını, ticarette kazanç ve kaybın kardeş olduğunu, müvekkilinin halen aktif bir şirket olduğunu, ticari faaliyetlerine devam ettiğini ve reel bir değerinin olduğunu, davacının davaya açmakta hukuki yararı bulunmadığını, faiz talebinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulune uygun tebligat yapılmıştır.
Mahkememizce verilen 27/04/2016 tarih ve … Esas …Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir. Yargıtay .. H.D.sinin … Esas ve 19/06/2018 tarihli … karar sayılı ilamı ile “Davacının davalı şirkete ortak olup olmadığı hususunun tespiti için davalı kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, sunulan raporda, davacıya teslim edilen hisselerin pay defterinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Mahkemece, bu rapor doğrultusunda davacının davalıya ortak olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, raporda davacıya teslim edilen hisselerin pay defterinde kayıtlı olduğu hususunun yanı sıra 2001 ile 2013 yılları arasında gerçekleştirilen genel kurul toplantılarının sınırlı sayıda ortağın (yaklaşık 5 yada 6) hazır bulunması ile icra edildiği de tespit edilmiştir. Bununla birlikte davacının ortak sıfatıyla genel kurullara katıldığı veya usulünce dağıtılmasına karar verilen kar payını aldığı veya başka bir şekilde ortaklığın benimsenmesi sonucunu doğuracak bir ilişkiye girip girmediği de belli değildir. Ayrıca dosya kapsamında bulunan SPK raporlarında, TTK ve SPK hükümlerinin cevaz vermediği usullerle şirket paylarının halka arz edildiği, davalı şirketin ticari faaliyetinin bulunmadığı belirtilmiştir. Bu durumda mahkemece, pay defterlerinin gerçek ortaklık durumunu yansıtıp yansıtmadığı, ortaklık durumlarının ikincil kayıtlar tutulmak suretiyle izlenip izlenmediği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere davalı şirketin yapmış olduğu genel kurullara sınırlı sayıda ortağın katıldığı da nazara alınarak davacıya verilen hisse senetlerinin bir değerinin bulunup bulunmadığı, bu hisselerin davalı şirketin sermayesinde temsil edilip edilmediği, genel kurullarda sermayenin ne şekilde temsil edildiği hususları açıklığa kavuşturulup dosya kapsamında bulunan SPK raporları da değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiş; hükmün bozulmasına karar verilmiştir” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkememizce 17/12/2018 tarihinde Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda 02/10/2019 tarihinde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkememizin 02/10/2019 tarih, … Esas, … Karar sayılı dosyası, Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 29/09/2020 tarih, … Esas, … sayılı kararı ile ” 07.12.2019 tarih, 30971 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’nun 41. maddesinde 25/03/1987 tarihli ve 3332 sayılı Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler ile 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 3182 sayılı Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici maddenin eklendiği belirtilmiş olup, işbu geçici 4. maddede ”31.12.2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29.06.1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez. Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” hükmü düzenlenmiş, aynı Kanun’un 52/1-h maddesinde de işbu hükmün yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği hükme bağlanmıştır. Bu durum karşısında, mahkemece taraf iddia ve savunmalarının, Sermaye Piyasası Kanunu’nun 16. maddesi ve anılan yasal düzenleme kapsamında değerlendirilerek sonucuna göre bir karar vermek üzere kararın re’sen bozulmasına” dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 29/09/2020 tarih, …Esas, … Karar sayılı ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; davacı, davalı şirkete 43.200 Alman Markı yatırdığını, paranın tamamının geri alınacağı ve yüksek faizle ödeneceği garantisi ile davalı şirkete ödendiğini, 22/10/2000 tarihli teslim tesellüm belgesi adlı belge çerçevesinde davalıya ait hisse senetlerinin müvekkiline verildiğini, müvekkilinin hile ile davalı şirkete ortak yapıldığını ileri sürerek 43.200 DM’nin karşılığı olan 22.807,81 Euro’nun tahsiline karar verilmesini talep etmiş olup mahkememizce davanın kabulüne, 22.087,81 Euronun dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4A maddesi gereğince işleyecek faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair karar 7194 sayılı Kanun’un 41. maddesi ile Sermaye Piyasası Kanunu’na eklenen Geçici 4. Maddeye dayanılarak davanın konusuz kalmış olması nedeni ile karar verilmesi gerektiğinden bahisle mahkememize gönderildiği, mahkememizce bozma ilamına uyulması nedeni ile 7194 sayılı Kanun’un 41. maddesi ile Sermaye Piyasası Kanunu’na eklenen Geçici 4. Madde ve aynı Kanun’un 52/1-h maddesi dikkate alınarak açılana davanın konusuz kalmış olması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek yargılama gider ve vekalet ücretinin davalının üzerinde bırakılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KONUSUZ KALMIŞ OLMASI NEDENİ İLE KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
1-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.066,14 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına, bakiye 1.006,84 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
2- Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Davacı tarafından yapılan tebligat müzekkere gideri, bilirkişi ücreti toplamı 4.784,05-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Ücret Tarifesinin 6 .maddesine göre 4.080,00-TL davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
6100 Saylı HMK geçici 3. Maddesi 1. Fıkrası gereğince 1086 Sayılı Kanunun 427 ve 454. Maddeleri gereğince davacı vekilinin yüzüne karşı temyiz yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere diğer bir mahkemeye verilerek bir dilekçe ile ilamın temyiz edilebileceği) verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/02/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”