Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/974 E. 2021/113 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/974
KARAR NO : 2021/113

DAVA : İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
DAVA TARİHİ : 25/12/2020
KARAR TARİHİ : 04/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 25/12/2020 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline davalı şirket maketten konut satışında bulunduğunu, taşınmazı tamamlayıp teslim etmediği gibi tapu da vermediğini, bunun üzerine ödenen bedelin iadesi için Bakırköy … Tüketici Mahkemesi … Esas sayılı dosyasından açılan dava karara bağlanarak kesinleştiğini, bu karar Bakırköy …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini, davalı şirkete icra emri tebliğ edildiğini ancak bugüne kadar hiçbir ödeme yapılmadığını, davalı adına taşınmazlar bulunmakla birlikte, üzerinde yüklü ipotekler ve yüzlerce hacizler bulunduğunu, davalı şirket batık durumda olduğunu, bu halde iken bazı taşınmazları hileli bir şekilde devirlere konu edildiğini, bu itibarla İİK. m. 177/4 hükümleri gereğince borcunu ödemeyen davalı şirketin iflasına karar verilmesi amacıyla iş bu davanın açılması zorunluluğu doğduğunu, bu nedenlerle davalının icra emrini tebellüğ etmesine rağmen borcunu ödemediği ve herhangi bir itirazda da bulunmadığı anlaşıldığından İİK. m. 177/4 hükümleri gereğince iflas taleplerinin kabulü ile davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekilinin 03/02/2021 tarihli dilekçesini özetle; Davacı tarafından arabuluculuğa başvuru yapılmadığından davanın usulden reddine karar verilmesini, davacı yan delillerini tebliğ etmediğini, davacı yana delillerini göndermesi için kesin süre verilmesini talep ettiklerini, müvekkili şirket aciz durumunda olmayıp iflas koşulları oluşmadığından davanın reddi gerektiğini, müvekkili …, …. Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. adıyla 1997 yılında …da kurulduğunu, 26 Aralık 2006 tarih ve 26 Nolu Yönetim Kurulu kararına göre Şirketin “… Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Anonim Şirketi” olan unvanının “.. ve … Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Anonim Şirketi” olarak değiştirilmesine karar verildiğini ve bu karar 29 Ocak 2007 tarihinde İstanbul Ticaret Memurluğunda tescil ettirildiğini, şirketin 30.10.2010 tarihli olağanüstü Genel Kurul kararı ile …. İnşaat Yapı Düzenleme ve Pazarlama Ticaret A.Ş ile tüm aktif ve pasifin devir alınması yoluyla birleşmesine karar verildiğini, söz konusu karar 31.12.2010 tarihinde tescil edildiğini ve 06.01.2011 tarih 7724 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayınlandığını, birleşme sonrasında; 17 Mart 2011 tarihinde yapılan Olağan Genel kurul toplantısında alınan karara göre Şirketin “… ve … Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Anonim Şirketi” olan unvanının “…” olarak değiştirilmesine karar verildiğini ve bu karar 30 Mart 2011 tarih ve 7783 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, şirket, Sermaye Piyasası Kurulunun (“SPK”) gayrimenkul yatırım ortaklıklarına ilişkin düzenlemeleri ile belirlenmiş usul ve esaslar dahilinde gayrimenkullere, gayrimenkul projelerine, gayrimenkule dayalı haklara, sermaye piyasası araçlarına ve sermaye piyasalarına yatırım yaptığını, şirket ayrıca belirli projeleri gerçekleştirmek üzere adi ortaklık kurabilmekte ve SPK düzenlemelerinde izin verilen diğer faaliyetlerde bulunabildiğini, şirketin Türkiyede kurulduğunu, Türkiyede faaliyet gösterdiğini, şirketlerinin merkez dışı örgütü bulunmadığını, şirket, SPK ya kayıtlı olduğunu ve hisseleri 1999 yılından beri Borsa İstanbulda (“BİST”) işlem gördüğünü, bu nedenlerle müvekkili şirket aciz halinde olmadığından davanın reddi gerektiğini, her hâlükârda müvekkilin aciz halinde olmadığının da dikkate alınarak haksız ve mesnetsiz davanın reddine,
müvekkili şirket dava açılmasına sebebiyet vermediğini ve davanın reddi gerektiğinden her halükarda yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; İİK.nun 177/4 ncü maddesine dayalı olarak açılmış iflâs istemine ilişkindir.
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 04/02/2021 havale tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini beyan etmiştir.
Davadan feragat,davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.Davadan feragat,davacının mahkemeye karşı yapacağı tek taraflı bir irade beyanı olup feragatın geçerliliği için bunun davalı veya mahkeme tarafından kabul edilmesine veya davalının muvafakat etmesine gerek yoktur.Somut olayda, davacı vekilinin feragat beyanı nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nun 307-312. maddeleri gereğince,davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Feragat yargılamanın ilk celsesinden sonra vuku bulduğundan Harçlar Kanunun 22. maddesi gereğince ¨59,30 karar ve ilam harcının 2/3’üne tekabül eden ¨39,53’nin peşin yatırılan ¨54,40 peşin harçtan mahsubuna, fazla yatan ¨14,87 ‘nin talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı vekilinin, davacıdan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını bildirdiğinden, davalı yararına yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨250,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 164/2 nci madde hükmü uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davalı vekilinin yüzüne karşı,davacı vekilinin yokluğunda oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.04/02/2021

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.