Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/970 E. 2022/415 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/970
KARAR NO : 2022/415

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2020
KARAR TARİHİ : 13/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile taraflar arasında Büyükçekmece …. Noterliğinin 09.01.2018 tarih ve …. yevmiye nolu Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmede konu olan taşınmazların en geç 12 ay içinde tamamlanarak İskanlı oturulabilir halde teslim edileceği kabul edilmesine rağmen sözleşme üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemiş olduğunu, davalı tarafa Noter kanalı ile gönderilen 02.09.2019 tarihli İhbarname ile sözleşmenin ilgili maddesi gereği ifade gecikilmesi halinde öngörülen her bir bağımsız bölüm için 1.500 TL cezai şartın ihbarnamenin çekildiği tarihte işlemiş olan 135.000 TL nın ödenmesi gerektiğinin ihtar edildiğini, ancak davalının bu ihbarın gereğini yerine getirmemiş olduğunu, davaya konu binada yerinde keşif yapılmış ve inşaatın natamam olduğu ve % 90 seviyede olduğunun tespit edilmiş olduğunu, son olarak davalı tarafça 09.03.2019-09.09.2019 tarihleri arası ifaya ekli cezai şartın tahsili amacı ile açtıkları takibe haksız olarak itiraz edildiğini belirtmişler ve de netice ve talep olarak da açıklanan sebepler ile davalarının kabulü ile itirazın iptali ve takibin devamına, davalı aleyhine % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile müvekkilinin yaşanan ekonomik kriz ve inşaat sektöründe yaşanan büyük sıkıntıya rağmen zarar etme pahasına da olsa en nihayet inşaatı oturuma müsait bir hale getirdiğini, bu dönemde bir çok inşaat firmasının batma aşamasına geldiğini, dolayısıyla ortada müvekkilinin kusurundan kaynaklı bir gecikmenin kesinlikle söz konusu olmadığını, davacı tarafından sunulan tespit raporuna da taraflarınca itiraz edildiğini, konu olan raporda belirtildiği gibi bir tespit ve değerlendirme bulunmadığını, en nihayetinde taşınmazların teslimi ile ilgili malikleri bilgilendirme ve tebligatların da yapıldığını, müvekkilinin yükümlülüklerini yerine getirmek için gerekli çaba ve hassasiyeti gösterdiğini, davacı arsa sahibinin dava dışı diğer arsa sahibi … ile ilgili sözleşme kapsamında müvekkilinin yapacağı okul binası karşılığında devri ve teslim etmeyi vaad ettiği 4 adet dairenin de teslimini yapmadığını, bu durumda sözleşme gereği asıl yükümlülüklerini yerine getirmeyenin davacı arsa sahibi olduğunu, sözleşmede belirtilen cezai şartın tek taraflı düzenlenmiş fahiş bir bir tutar olduğunu belirtmişler ve de sonuç ve istem olarak da açıklanan sebepler ile haksız ve hukuki himayeden yoksun davanın reddine ve davacı aleyhine icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Büyükçekmece … Sulh Hukuk Mahkemesi, Büyükçekmece … İcra Dairesi, Diyarbakır …. İcra Ceza Mahkemesi, Beylikdüzü Tapu Müdürlüğü, Büyükçekmece … Noterliği, Büyükçekmece …. Noterliği, … Emniyet Müdürlüğü müzekkere cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyaya sunulan 21/09/2021 tarihli Bilirkişiler ..,..,… tarafından dosyaya sunulan raporda davacı şirketin icra takibinde gecikme cezası talep edilen 09.03.2019 ila 09.09.2019 tarihleri arası dönem için taraflar arasındaki sözleşme uyarınca yapılan hesaplama sonucunda gecikme cezası toplam 135.000 TL olarak hesaplandığı tespit edilmiştir.
Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan ifaya ekli cezai şart alacağının tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.
Bir davada çekişmeli olguların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği konusuna, ispat yükü denir. İspat yükü ve kuralları TMK’nun 6. ve 7. maddelerinde düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunun 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
HMK’nın 190. Maddesinde ise ispat yükü düzenlenmiştir. Maddeye göre;”1- İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.2- Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnaların dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin bir türü olan kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davacı arsa sahibi, davalı ise yüklenicidir.
Eser sözleşmesinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinde yüklenicinin borcu inşaatı sözleşmesine, imar planına, yapı ruhsatına, tasdikli plan ve projesine uygun şekilde tamamlayıp arsa sahibine teslim etmek; arsa sahibinin borcu ise taahhüt ettiği tapu paylarını yükleniciye devretmekten ibarettir. Ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumluluğunu düzenleyen TBK’nın 474. maddesi uyarınca açık ayıplar yönünden iş sahibi imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde, gizli ayıplar yönünden ise, 477/son maddesi uyarınca, ayıp ortaya çıkar çıkmaz gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunluluğu bulunmaktadır. Ayıbın süresinde yükleniciye ihbar edilmemesi halinde eser olduğu gibi kabul edilmiş sayılır. Eksik işler yönünden ise ihbar yapılmasına gerek olmayıp, zamanaşımı süresi içerisinde eksik işler bedelinin talep edilmesi mümkündür.
Sözleşmede kararlaştırılan cezai şart asıl borca bağlı olup asıl borcun sonra ermesi veya geçersizliği gibi durumlarda cezai şart da aynı şekilde son bulacak veya geçersiz hâle gelecektir. Bu bağımlılık, şekil şartı anlamında da geçerli olup temel olarak herhangi bir şekil şartına tabi olmayan cezai şart hükümleri, asıl sözleşme için öngörülen bir şekil şartı mevcutsa bu şekle uygun yapılmak zorundadır. Cezai Şartın Türleri Cezai şartın; Seçimlik cezai şart, İfaya ekli cezai şart, Fesih halinde istenebilecek cezai şart olarak üç başlık altında sınıflandırılması mümkündür.
İfaya eklenen cezai şart; 6098 s. TBK. m. 179 f. II “Ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir” şeklinde düzenlenmiştir.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında düzenlenen sözleşmede kararlaştırılan ceza koşulu niteliği itibariyle, TBK’nın 179/2. maddesinde düzenlenen ifaya ekli cezadır. TBK’nın 179/II maddesindeki ifaya ekli ceza, haklı bir sebeple olmaksızın gecikme halinde akdin ifasıyla birlikte ifaya ekli cezanın istenmesi mümkündür. Akdin ifasının talep edilmiş ve gecikmeden sonra akdin ifa edilmiş olması yüklenicinin temerrüt tarihinden akdin ifa edildiği ya da ifasının talep edildiği tarihe kadar (ihtirazî kayıtsız kabul hariç) ceza-i şart isteme hakkını ortadan kaldırmaz. TMK madde 6, HMK madde 190 uyarınca iş bu davada ispat yükü davacı üzerindedir. Bu kapsamda mahkememizce geç teslim olup olmadığının tespiti amacı ile yapılan keşif sonucunda düzenlenen raporda davalının icra takibine konu edilen 09.03.2019 ila 09.09.2019 tarihleri arasında gecikme cezasının istenebileceği yönünde tespit yapılmış ise de taraflar arasında düzenlenen 09.10 2018 tarihli Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi ‘nin “İnşaat Süresi, safhalar ve gecikmeler” başlıklı 6. Maddesinin 4. Paragrafında ifaya ekli cezai şart “Yüklenici, geçerli bir hukuki neden olmaksızın ve kötü niyetli olarak herhangi bir nedenle işin gecikmesine sebebiyet vermesi halinde arsa sahiplerine isabet eden her bir bağımsız bölüm için geciken her aya ait olmak üzere aylık 1.500 TL ifaya eklenen bedel cinsindi cezai şartı ödeyeceğini kabul ve beyan eder. Cezai şartın başlangıç dönemi inşaat süresi olan 12 ayın üzerine eklenecek 2 ay sonrasında başlayacaktır.” şeklinde düzenlenmiştir. Taraflar arasında düzenlenen bu hüküm sözleşme serbestisi ilkesi uyarınca serbest iradeleri ile düzenlenerek imzalanmış olup sözleşmenin tarafları olan davacı ve davalı için bağlayıcı niteliktedir. Sözleşmede davacının ifaya ekli ceza şart isteyebilmesi iki duruma bağlanmıştır. Bunlardan ilki gecikmenin hukuki bir neden olmaksızın gerçekleşmesi, ikinci koşulu ise kötü niyetli olarak gecikmeye sebebiyet verilmesidir. Dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde davacı iş bu ifaya ekli cezai şartın talep edilebilmesinin hukuki neden olmaksızın gecikmenin varlığını ispat etmiş ise de ikinci neden olarak düzenlenen kötü niyetli gecikmeye sebep olunduğunu ispatlayamamıştır. Tarafların her iki koşulun birlikte gerçekleşmiş olmasını kararlaştırmış olmaları karşısında davacının davasını ispatlayamadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.980,96 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına, bakiye 1.900,26 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 19.531,94 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
4-Davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
5-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
6- 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,

Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/04/2022

Katip …
E-imza

Hakim ….
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”