Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/952 E. 2020/894 K. 23.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/952 Esas
KARAR NO : 2020/894

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/09/2020
KARAR TARİHİ : 23/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkiline ait ……… plaka sayılı aracın 07/08/2020 tarihinde Beylikdüzü, …….. Mah. …….. Caddesi üzerinde müvekkili ……. sevk ve idaresindeyken yaya kaldırımı üzerinde bulunan ………. ‘a ait aydınlatma direğinin kendiliğinden devrilerek aracın üzerine geldiğini, hasarlanmaya yol açtığını, polis memurları tarafından tutulan maddi hasarlı trafik kazası trafik tutanağı uyarınca ……..’ın kusurlu olduğunu, müvekkili ………..’ın kusurunun olmadığını trafik kazasında davalı şirket …….. ‘ın kusurlu eylemiyle müvekkiline ait araçta maddi hasar meydana geldiğini, 9.381,00 TL hasar bedeli, 960 TL araçtan mahrum kalma bedeli, 500 TL rayiç değer kaybı, 500 TL iş kaybı, 5.000 TL manevi tazmiatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Büyükçekmece …….. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararı verilerek dosyanın mahkememize tevzi edilmiştir.
HMK’nın 114/1 nci maddesinde dava şartları tahdidi olarak sayıldıktan sonra anılan maddenin ikinci fıkrasında da “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü ile diğer kanunlarda dava şartlarına ilişkin düzenlemelerinde dikkate alınması gerekliliğine vurgu yapılmıştır.
Sözü geçen Kanun’un 115 nci maddesi hükmü de “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” şeklinde olup buna göre Mahkeme’nin dava şartı noksanlığı hâlinde yapacağı işlemler düzenlenmiştir.
7155 sayılı Kanun’un 20 nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklene 5/A maddesinde ise “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülecek olan bazı davalarda,dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı hâline getirilmiştir.
Yine 7155 sayılı Yasa ile değişik 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi hukmü ise “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.
Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde olup madde ile arabulucuya başvuruyu dava şartı olarak kabul edilen davalarda, arabulucuya başvurmadan dava açılması hâlinde yapılacak işlem düzenlenmiştir.
“…İlk derece mahkemesi’nce “…Huzurda açılan dava, ticari şirketler arasındaki ticari işten kaynaklandığı için mahkememizin görevli olduğu, davanın görevsiz asliye hukuk mahkemesinde 04.11.2019 tarihinde açıldığı, 05.11.2019 tarihinde verilen görevsizlik kararı sonrası davacı vekilinin dava şartı kapsamında arabulucuya başvurduğu, tarafların anlaşamadığına dair anlaşmazlık son tutanağının 13.12.2019 tarihinde düzenlendiği, davacı vekilinin 16.03.2020 tarihinde dosyanın görevli Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesi için başvuruda bulunduğu, görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine dosyanın mahkememize gönderildiği, görevsiz mahkemede dava açılmış olsa bile davanın açılma tarihinin görevsiz mahkemeye başvurma tarihi olduğu göz önüne alındığında davanın görevsiz mahkemeye açıldığı tarihte arabulucuk dava şartı yerine getirilmediği, 7155 sayılı kanun ile ticari davalarda zorunlu hale getirilen arabuluculuğun tamamlanabilir bir dava şartı olmadığı anlaşılmakla dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden REDDİNE…” karar verilmiştir. İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava şartı noksanlığının hükümden evvel, mahkemece fark edilmeden ve taraflarca ileri sürülmeden tamamlanmış olduğunu, arabuluculuk anlaşma tutanağı tarihi 13.12.2019 iken eldeki davanın Ankara …….. Asliye Ticaret Mahkemesi ……. esas sayılı dosyasına kaydının yapıldığı tarihin 21.07.2020 olduğunu, hal bu iken arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı gerekçesiyle işbu davanın usulden reddine karar verilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Uyuşmazlık, dava şartı arabuluculuk koşulunun yerine getirilip getirilmediği noktasında toplanmaktadır.HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına; 6325 Sayılı HUAK’nın 18/A, 2 fıkrasına göre dava açılmadan önce arabulucuya başvurup anlaşamama tutanağının (son tutanağın) aslının veya onaylı örneğinin dava dilekçesine eklenmesinin zorunlu olup, davanın arabulucuya başvuru yapılmadan, doğrudan açıldığının sabit olmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir…” T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi,…… Hukuk Dairesi,……. Esas, ……… Karar.
Dosya tüm deliler ile birlikte değerlendirildiğinde;davanın konusu maddi ve manevi tazminat niteliğinde olup dava açılmadan önce arabulucuya başvurup anlaşamama tutanağının (son tutanağın) aslının veya onaylı örneğinin dava dilekçesine eklenmesinin zorunlu olup, davanın arabulucuya başvuru yapılmadan, doğrudan açıldığı anlaşılmakla davanın 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca arabulucuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın arabuluculuk dava şartı yokluğun nedeniyle TTK 5/A ve HMK 115/2 maddesi uyarınca REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının peşin yatırılan 279,07 TL’den mahsubu ile eksik kalan 224,67 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen 4.080,00 -TL ücreti vekaletin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
5- Davalı tarafından sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
6- Karar kesinleştiğinde artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/12/2020

Katip ……..
E-imza

Hakim ………
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”