Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/917 E. 2021/311 K. 30.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/917
KARAR NO : 2021/311

DAVA : İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
DAVA TARİHİ : 11/12/2020
KARAR TARİHİ : 30/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 11/12/2020 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Borçluya karşı başlatılan T.C. İstanbul …. İcra Dairesi … Esas sayılı ilamlı icra dosyası takibinde icra emri 09/10/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, itiraz edilmeksizin takibin kesinleştiğini, borçlu yan adına yapılan gayrimenkul ve menkul malvarlığı sorgulamalarında;şirketin 300-400 adet icra dosyasında borçlu olduğunu, bu dosyalarda ki yapılan işlemler ile taşınır taşınmaz tüm malvarlıkları ile banka hesaplarına bloke konulduğu tespit edildiğini, haricen yapılan kamuoyu yoklamasında da şirketin 4-5 bin kişiyi mağdur ettiği ,… bank A.Ş ile de astronomik meblağlarda ihtilaflı olduğu sonucuna ulaşıldığını, alacaklı olunmamasına rağmen icra takipleri başlatan şirket bu yolla şirketin alacaklarını toplamaya çalıştığı algısını yaratmayı amaçladıklarını, oysa ki alacaklı olduğu icra dosyalarında ya itirazla karşılaşmış ya da hiçbir işlem yapmadığını, 08/12/2020 tarihinde tutulan haciz tutanağında borçlu vekilince işbu husus tasdik edilmiş borçlunun mali aciz içinde olduğu şüpheye hacet bırakmaksızın tespit edildiğini, açıklanan sebepler ve İİK.177.MD mucibince mahkemeye başvuruda bulunarak borçlunun iflasına karar verilmesini, masraflarla ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA;
Davalı vekilinin 28/01/2021 havale tarihli dilekçesini özetle; Öncelikle, iflas davası zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğunu, bu sebeple davacı tarafından dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmaması sebebiyle davanın usulden reddi gerektiğini, huzurdaki dava, mutlak ticari davadır ve zorunlu arabuluculuk müessesesine tabi olduğunu, davacı tarafça arabuluculuğa başvurulmadığından, 6102 Sayılı TTK’nun 5/A maddesi 1.bendi, 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi 2.bendi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı dava dilekçesinde de belirttiği üzere müvekkili şirket aleyhine İstanbul .. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile icra takibi yürüttüğünü, bahsi geçen icra dosyası ile davacı alacaklı alacağına kavuşabilecekken huzurdaki davayı açması davacının kötüniyetli olduğu sonucunu doğurduğunu, zira, kesinlikle kabul anlamına gelmeksizin bir an için davacının haklı olduğu düşünülse dahi, davacı belirtilen icra dosyasında alacağının takip ve tahsili bakımından iş ve işlemleri etkin bir biçimde yürütmediğini, doğrudan iş bu davayı ikame ettiklerini, davacı iş bu icra dosyasını takip ve yürütmek yerine ve bu biçimde haklarına kavuşabilecekken; huzurdaki dava ile müvekkili şirketin iflasını isteyerek; alacağına ulaşmak konusunda samimi olmadığı sonucunu ortaya çıkardığını, davacı alacağını tahsil etmek ve buna ulaşmaktan ziyade müvekkilin iflasına karar verilmesini, yani herhangi zararı oluşmamasına rağmen ve istediği alacağına sahip olabilme imkanı bulunurken tacir tüzel kişilik olan müvekkili şirketin iflasına karar verilmesini talep ettiğini, bu durum davacı tarafın amacının alacağını almak olmadığı dolayısıyla davasına dayanak kıldığı iflas talebinde samimi olmadığı gerçeğini açıkça ortaya koyduğunu, bu hususun açıkça hakkın kötüye kullanılması olduğunu, davacının huzurdaki davayı ikame etmekte hukuki yararı da bulunmadığını, davacının İstanbul .. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile alacağını tahsil edebilecek iken haksız ve hukuksuz olarak ve hukuki yararı olmamasına rağmen huzurdaki davayı ikame ettiğini, bu sebeple davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, sonuç olarak, davacıya İİK’nun 177. maddesinin hangi bendine dayandığının sorulması ve davacının davasını açıklaması için 1 haftalık kesin süre verilmesini, bu süre içerisinde eksikliğin tamamlanmaması halinde de davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmektedir. huzurdaki davada davacının İİK’nun 177. maddesinin hangi bendine dayandığı anlaşılamamışsa da İİK 177. maddesindeki iflas şartlarının oluşmadığını belirttiklerini, davanın dayanağını oluşturan icra dosyasının celbi ile incelenmesi neticesinde davalı müvekkili adına yapılan icra takibinin hukuka uygun olarak yapılıp yapılmadığının araştırılması zorunlu olduğunu, bu kapsamda icra emri tebliğ işleminin usulüne uygun olarak yapılmadığının anlaşılması halinde HMK’nun 114(2) ve 115(2) maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesini, davacı İİK 177. maddesine göre doğrudan iflas talebinde bulunduğundan öncelikle alacaklılık sıfatını ispat etmesi gerektiğini, sonuç olarak huzurdaki davada ispat külfeti davacıda olduğundan davacının davasını ispat etmesi gerektiğini, davalı müvekkili şirket aleyhine açılmış iflas davalarının varlığı halinde aynı şirket hakkında ikinci kez iflas kararı verilemeyeceğinden mahkeme tarafından müvekkili aleyhine açılmış iflas davalarının sorgulanarak, bulunması halinde bu dosyaların huzurdaki davada bekletici mesele yapılmasını, bununla birlikte davacının müvekkili şirkete dair dilekçelerinde belirttikleri hususlar gerçeği yansıtmadığını bu nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın öncelikle usulden reddine karar verilmesini, aksi halde haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin karşı tarafa tahmiline, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; İİK.nun 177/4 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılmış davalının iflâsı istemine ilişkindir.
İİK.nun 177/2 ve 178/2. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 166/2 nci maddesi uyarınca Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ve tirajı 50.000’in üzerinde ve yurt düzeyinde dağıtım yapılan gazetelerden birinde iflâs talebi ilan edilmiş, gazete nüshaları dosyaya ibraz edilmiştir.
¨18.000,00 iflâs avansı davacı tarafça yatırılmıştır.
Davalı şirketin ticaret sicil kaydı celp edilmiş incelenmesinde;firmanın sicil kaydının faal olarak devam ettiği, firma adresi itibariyle davaya bakmanın mahkememiz yetki alanında kaldığı anlaşılmıştır.
2004 sayılı İcra ve iflâs Kanununun 177’nci maddesi “Aşağıdaki hallerde alacaklı evvelce takibe hacet kalmaksızın iflasa tabi borçlunun iflasını isteyebilir.
1 – Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle kaçar, alacaklıların haklarını ihlal elen hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoliyle yapılan takip sırasında mallarını saklarsa;
2 – Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa;
3 – 308 inci maddedeki hal varsa;
4 – İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse Türkiye’de bir yerleşim yeri veya mümessili bulunan borçlu dinlenmek için kısa bir müddette mahkemeye çağırılır.
(Ek: 9/11/1988-3494/36 md.) Bu Kanunun 178 inci maddesinin ikinci fikrası burada da uygulanır.”şeklinde olup yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, icra dosyası, ticaret sicil kayıtları ve tüm dosya içeriğine göre ,davacı tarafından konut satış sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için açılan davanın davacı lehine sonuçlandığı ,davacının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası üzerinden davalı aleyhine ilamlı icra takibine geçtiği,davalı tarafından ilama müstenit alacağın ödenmediği ve dosyada bir tehiri icra kararının da bulunmadığı,şirket yetkilisinin İİK’nın 177/4 ncü maddesi uyarınca dinlenmek üzere duruşmaya davet edilmesine rağmen gelmediği ve beyanda bulunmadığı anlaşıldığından davalı şirketin İİK’nın 177/4 ncü maddesi hükümlerine göre iflâsına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın KABULÜNE,
2- İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde … sicil numarası ile kayıtlı ve muamele merkezi “… Mahallesi,…. Caddesi,…. Sitesi,…./… … /… ” olan …. İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ’nin 30/03/2021 günü saat: 14:24 itibariyle İFLASINA,
3- İflas ile ilgili olarak Bakırköy Nöbetçi İflas Müdürlüğüne müzekkere YAZILMASINA,
4- İflas ile ilgili olarak İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne BİLDİRİMDE BULUNULMASINA,
5- İflasın, iflas müdürlüğü tarafından İİK’nun 166.maddesinde yazılı usullere göre İLANINA,
6- İflas avansının Bakırköy İcra ve İflas Müdürlüğü’ne AKTARILMASINA,
7-Alınması gerekli ¨59,30 karar ve ilam harcın peşin alınan ¨54,40 harçtan mahsubu ile bakiye ¨ 4,90 harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,

8-Davacı tarafından ödenen ¨54,40 Başvurma Harcı , ¨54,40 Peşin Harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
9-Davacı tarafından yapılan 13 tebligat + posta ücreti ¨126,35 , ilan masrafı ¨1.119,19 ile ¨18.000,00 iflas avansı olmak üzere toplam ¨19.245,54 yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
10-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen ¨4.080,00 ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
11-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafından peşin olarak yatırılan ¨250,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 164/2 nci madde hükmü uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.30/03/2021

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.