Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/915 E. 2021/1237 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/915
KARAR NO : 2021/1237

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 11/12/2020
KARAR TARİHİ : 23/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne hitaben yazmış olduğu 11/12/2020 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle;
Müvekkili bankanın …. Şubesi ile davalı kredi borçlusu/lehtarı … İNŞ. SAN. VE TİC. A.Ş. arasında Kredi Sözleşmesi imzalandığı, işbu sözleşmeyi dava dışı kefillerinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, taksitli, rotatif, business kart ve spot kredi kullandırıldığı, verilen kredinin sözleşme hükümlerine aykırı kullanılması nedeniyle, Genel Kredi Sözleşmesinin verdiği yetkiye istinaden Gebze … Noterliğinin 10/06/2019 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile hesabın kat edildiği, ihtarla verilen süre içinde 2.201.803,69 TL borcun ödenmemesii üzerine, bu kez Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi açıldığı, davalıların asıl borca ve takibin tüm fer’ilerine itirazları üzerine takibin durduğu, kredilerin bir kısmının …. teminatıyla/kefaletiyle kullandırıldığı, ancak henüz bu kanaldan bir tazminatın gerçekleşmediği, tazmin gerçekleşmiş olsa bile bu kredinin tahsil edilme yükümlülüğü tamamen müvekkil bankaya ait olduğu, en yüksek % 36 oranındaki faizin %50 fazlası mertebesinde % 46,80 oranında temerrüt faizi istenildiği, kefillerin sorumluluğunun GKS 10.13 m. Dayandığı, GKS 13/2.b m. uyarınca müvekkil bankanın ticari defter ve kayıtlarının delil teşkil ettiği, müvekkili bankanın Nakdi 3.641.606,16 TL alacağı üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına ve % 20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin 26/01/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Söz konusu dava dosyası ile ilgili olarak müvekkiline sadece bir delil listesi sunulduğunu, dava dileıkçesinin kendilerine tebliğ edilmediğini, tebliğ olunan delil dilekçesinin ekinde Genel Kredi Sözleşmesi, Kredi :Garanti Fonu ile .yapılan kefalet sözleşmesi, hesap kat ihtarnamesinin yer aldığını, söz konusu davadan önce genel kredi sözleşmesine istinaden yapılan kefalet sözleşmesinden kaynaklı olarak şirket yetkililerine karşı dava açıldığını ve mahkemenizin halen derdest olan … E. Sayılı devam eden dava bulunduğunu, davacı bankanın açmış olduğu icra takibinde ilamsız icra takibinin dayanağı olarak 3.641.606,16 TL alacağı olduğunu gösterdiğini, takibin Kredi ve Kredi Kartından kaynaklı asıl alcağa dayandığı belirtilerek açıldığını, ancak söz konusu takibin ekinde takibin dayanağı olarak ekte hiçbir evrak tebliğ edilmediğini, İİK 58. maddesi uyarınca alacaklı tarafın ödeme emrine alacağın sebebi ile ilgili belgeleri eklemek zorunda olduğunu, bu nedenle işbu icra takibinin usul ve yasaya aykırı olduğundan bu yönden icra dosyasına yaptıkları itirazın haklı olduğunu, açılan davanın reddi ile duran icra takibinin iptalinin gerektiğini, dava konusu takibin söz konusu kredi sözleşmeşmesinin Kat edilmesinden kaynaklandığını, davacı tarafın 10/06/2019 tarihinde davalıya çektiği ihtarnameye davalı şirketin süresi içinde itiraz ettiğini ve söz konusu itirazını ptt yoluyla davacı …. BANKASI A.Ş.’ye 27/06/2019 tarihinde tebliğ olduğunu, bunların dışında genel kredi sözleşmesinden kaynaklı bir alacak söz konusu olduğunda, söz konusu sözleşmede yer alan imzaların, şirket yetkililerine ait olması ve imzanın atıldığı tarihteki şirket yetkilileri tarafından imzalanmış olması gerektiğini, söz konusu genel kredi sözleşmesinin aslının davacı tarafça dosyaya sunulduğu taktirde sözleşmede yer alan imzaların şirket yetkili – ytekililerine ait olup olmadığının tespitini talep ettiklerini, dava konusu takipte talep edilen faiz oranlarının usul ve yasaya uygun olmadığını, davacı tarafından talep edilen temerrüt faizinin hukuka aykırı olduğunu, TBK 120. madde gerekçesindeki “Bu emredici hükümle, temerrüde düşmüş olsa bile, Anayasa’nın 2.maddesinde kendisinde ifadesini bulan Sosyal Devlet İlkesinin bir gereği olarak, uygulamada sıkça görülen olağanüstü faiz oranları karşısında borçluların korunması amaçlanmıştır.” ilkesinin de kanun koyucunun faiz oranlarının fahiş olarak belirlenemeyeceğini ortaya koyduğunu, bu doğrultuda davacı bankanın uyguladığı faiz oranlarının fahiş olduğunu, tüm bunlar ışığında davacı yanın kredi tutarına uygulanan faiz oranının TTK ve 3095 sayılı kanuna göre hukuka uygun olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacı banka tarafından mevzuata aykırı olarak belirlenen ve borca uygulanan faiz oranının kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davacının itirazın iptali davasının reddinin gerektiğini, davacı bankanın işbu itirazın iptali talebinde kötü niyetli olduğunu ve %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davanın reddine, davacı aleyhine %20 den aşağıya olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava,genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacının davalı aleyhine genel kredi sözleşmesine konu borcun ödenmesi amacıyla ilamsız icra takibine geçtiği, borçlulara ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu vekilinin süresinde, borca itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği,İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği,bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği,davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi … tarafından mahkememize sunulan 16/09/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle;
Davacı banka ile davalı kredi borçlusu/kredi lehtarı …. İNŞ. SAN. VE TİC. A.Ş. arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin öngörülen süre içinde ödenmemiş oldukları nazara alındığında, davacı bankanın davalı hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği,
DAVACI BANKANIN TAKİP TARİHİ İTİBARİYLE ALACAKLARI:
a) Ticari Nitelikli Krediler Yönünden

ALACAK KALEMLERİ
TALEP EDİLEN
HESAPLANAN
TALEP EDİLMESİ GEREKEN
ASIL ALACAK
2.113.882,61
2.113.882,61
2.113.882,61
İŞLEMİŞ FAİZ
1.333.512,79
1.079.570,52
1.079.570,52
BSMV
66.675,60
53.978,54
53.978,54
İHTARNAME MASRAFI
1.534,98
1.534,98
1.534,98
TOPLAM ALACAK
3.515.605,98
3.248.966,65
3.248.966,65

Mahkemece raporun benimsenmesi halinde fazlaya ilişkin 266.639,33 TL (3.515.605,98 -3.248.966,65 TL) reddi durumunda, takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 2.113.882,61 TL’si tamamen ödeninceye kadar %38,70 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenebileceği,
b) Business Şirket Yönünden

ALACAK KALEMLERİ
TALEP EDİLEN
HESAPLANAN
TALEP EDİLMESİ GEREKEN
ASIL ALACAK
85.957,08
85.957,08
85.957,08
İŞLEMİŞ FAİZ
38.136,29
36.179,68
36.179,68
BSMV
1.906,81
1.808,99
1.808,99
TOPLAM ALACAK
126.000,18
123.945,75
123.945,75

Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 2.054,43 TL (126.000,18 -123.945,75) reddi durumunda, takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 85.957,08 TL’sı tamamen ödeninceye kadar %31,80 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği, dava tarihinden sonra olmak üzere 09/02/2021 tarihinde 149,50 TL’lık tahsilat sağlandığı, işbu tahsilatın dosyanın kesin infazı sırasında nazara alınması gerektiğinin düşünüldüğü,
…. Mevzuatı Bakımından Takip Edilmesi Gereken Süreç Yönünden
….’nun kefaletiyle 2 adet davalıya taksitli kredi kullandırıldığı, bu kefalete atfen …. … A.Ş. tarafından dava tarihi 11/12/2020’den sonra olmak üzere 24/12/2020 tarihinde 187.508,26 TL ile 31/12/2020 tarihinde 453.892,51 TL olmak üzere toplam 641.400,77 TL tutarında TAZMİNAT ödemesi yaptığı, davacı banka …. yapılan ek kefalet protokolü kapsamında, tazmin edilen işbu bedelin davalıdan tahsil edilmesinde sözleşmesel olarak yetkili ve sorumlu pozisyonunda bulunduğu, yani davacı banka tazmin edilen bedel (641.400,77 TL) bakımından takibe aynen devam etme yükümlülüğü bulunduğu, bir başka deyişle davacı banka, …. A.Ş. ile imzalanan EK kefalet protokolü ve Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında yukarıda takip tarihi itibariyle hesaplanan alacak kalemleri üzerinden icra takibine aynen devam edilebileceğinin düşünüldüğü, bahse konu ödemenin davalı şirket (asıl borçlu) tarafından yapılmadığı, bu bakımdan gerek davacı banka ile dava dışı …. A.Ş. arasında akdedilen Ek Kefalet protokolü ve gerekse de Bakanlar Kurulu Kararına atfen sanki hiç ödeme yapılmamış gibi takibe aynen devam edilebilineceği yönünde görüş bildirmiştir.
İtirazın iptali davası; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre;
i) İlamsız takip yapılmış olması,
ii) Borçlunun bu takibe itiraz etmesi,
iii) İtirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının, bir yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması yasal koşullarının gerçekleşmesi gerekir.
Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde ancak cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır. Eğer cevap süresi içinde davalı/borçlu diğer itirazlarını ileri sürmezse mahkeme bunları kendiliğinden göz önüne alamaz, takibe itiraz edilirken bildirilen sebeplerle sınırlı araştırma yapmak durumunda kalır. Nitekim aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.09.2019 tarihli ve 2017/19-824 E., 2019/885 K. sayılı kararında da değinilmiştir.
Dava yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabi olduğundan; ispat külfeti normal bir alacak davasındaki ile aynıdır. Ancak her iki dava ispat yöntemleri ve hukukî sonuçları bakımından farklılıklar göstermektedir. Bu bağlamda belirtmek gerekirse; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi gereğince ispat yükü, kanunda özel düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Bu genel kuralın dışında bazı hâllerde ispat yükü yer değiştirerek davalı tarafa geçer. Bu hâllerden birisi davalının ödeme savunmasında bulunmasıdır. Davacı ya da davalı iddiasını ya da savunmasını HMK’da belirtilen hükümlere göre ispat etmelidir. Buna göre yapılacak yargılama sonunda mahkemece verilecek karar ya davanın kabulü ya da reddine yönelik olacak; ancak takibin iptali ya da devamı hükmünü de içerecektir.
Bu açıklamalar göstermektedir ki, itirazın iptali davası, icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.
Davacı banka ile davalı arasında 16/12/2013 ve 26/05/2017 tanzim tarihli toplam 14.000.000,00.-TL limitli genel kredi ve Teminat sözleşmesi imzalandığı anlaşılmaktadır.
Akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca,Gebze …. Noterliğinin 05/06/2019 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile kredi cari hesabın kesildiği ve kat edildiği, ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 24 saat içinde kat ihtarında belirtilen borcun ödenmesi, aksi halde yasal yollara müracaat edileceğinin ihbar ve ihtar edildiği görülmektedir.
Davacı tarafından keşide edilen ihtarnamenin 13/06/2019 tarihinde tebliğ edildiği,buna göre davalının 15/06/2019 tarihinde temerrüde düştüğü belirlenmiştir.
Sözleşmenin 13.maddesi uyarınca; “ … müşteri, kefiller ve banka arasında çıkacak her türlü anlaşmazlıklarda, bankanın defter, kayıtlarının HMK 193. mad. Uyarınca geçerli ve bağlayıcı delil olacağını kabul ve beyan ederler.” şeklinde olup gerek sözleşme ile gerekse de yerleşik Yargıtay Kararlarına göre, davacı bankanın defter ve kayıtları esas alınarak hesap ve değerlendirme yapılması gerekecektir.
Bilindiği üzere,01/07/1987 tarihinde yürürlüğe giren 30/06/1987 tarih ve 87/11921 sayılı Kararname ve bu Kararname’ye ilişkin 19/02/1991 tarih ve 20791 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 91/1 no.lu TCMB. Tebliğinin 2. ve 4. maddelerinde bankaların mevduat ve kredilere uygulayacakları azami faiz oranlarını vade ve türlerine göre serbestçe tespit etmeleri, bu şekilde tespit edilen mevduat ve kredi faiz oranlarını ve bunların yürürlük tarihlerini banka şubelerinde ilan etmeleri, ayrıca bu faiz oranlarını TCMB. na bildirmeleri esası getirilmiştir.
Bu yeni düzenlemeye göre, belirli istisnalar haricinde (Kredi kartı faizleri, reeskont kredisi faizleri gibi), kredi işlemlerinde alınacak faiz oranlan vade ve türlerine göre bankalarca serbestçe tespit edilmektedir.
Sözleşmenin 105. m. Hükmünde temerrüt faizi ve oranı düzenlenmiş olup genel Kredi sözleşmesindeki hükümler ve davacı bankanın fiilen uyguladığı temerrüt faizi gözönüne alındığında,bankaca takibe uygulanan %46,80 faiz oranının yerinde olmadığı,fiilen uygulanan faiz oranına göre hesap edilen %38,70 faiz oranının temerrüt faizi olarak uygulanması gerekmektedir.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;Davacı banka ile davalı arasında 16/12/2013 ve 26/05/2017 tarihli genel kredi sözleşmelerinin imzalandığı, sözleşmelerin toplam limitinin 14.000.000,00.-TL olduğu,davalının kredi lehtarı olarak davacı bankadan taksitli kredi,business kart ve spot kredi adı altında ticari krediler kullandığı ,borcun vadesinde ödenmemesi üzerine davalının hesabı kat edilerek davalıya ihtarname vasıtasıyla gönderildiği,ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine davacı bankanın,genel kredi sözleşmesini dayanak göstererek, davalı/asıl borçlu aleyhine icra takibine geçtiği,davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı,bilirkişi raporuna göre,davalının,3.248.966,65.-TL ticari kredi borcu,123.945,75.-TL business karttan kaynaklanan borcu olduğu, gerek davacı banka ile dava dışı …. A.Ş. arasında akdedilen Ek Kefalet protokolü ve gerekse de Bakanlar Kurulu Kararına atfen sanki hiç ödeme yapılmamış gibi takibe aynen devam edilebileceği anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile davalının itirazının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında tahsilde tekerrür olmamak üzere kısmen iptaline ve takibin kabul edilen alacak yönünden devamına,davalı tarafından,dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin ise icra müdürlüğü tarafından infaz sırasında nazara alınmasına,davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu,bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen nakdi alacak miktarının % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen KABUL kısmen REDDİ ile:davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazının ;
A)TİCARİ NİTELİKLİ KREDİLER YÖNÜNDEN ; 2.113.882,61 TL asıl alacak, 1.079.570,52 TL İşlemiş faiz, 53.978,54 TL BSMV ve 1.534,98 TL ihtarname gideri olmak üzere toplam 3.248.966,65 TL yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere takip tarihinden itibaren %38,70 oranında temerrüt faizi ve %5 oranında BSMV uygulanmak suretiyle Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyasında tahsilde tekerrür olmamak üzere TAKİBİN DEVAMINA,
B)BUSİNESS ŞİRKET KARTI YÖNÜNDEN ; 85.957,08 TL asıl alacak, 36.179,68 TL İşlemiş faiz, ve 1.808,99 TL BSMV toplam 123.945,75 TL yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere takip tarihinden itibaren %31,80 oranında temerrüt faizi ve %5 oranında BSMV uygulanmak suretiyle Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyasında tahsilde tekerrür olmamak üzere TAKİBİN DEVAMINA,
C)Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
D)Davalı tarafından,davadan sonra 09/02/2021 tarihinde ödenen 149,50 TL’lik ödemenin infaz sırasında icra müdürlüğünce nazara ALINMASINA,
E) Hükmedilen toplam alacağın % 20’si üzerinden hesap edilen 674.582,48 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2- Alınması gerekli 230.403,65.-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 43.981,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 186.422,15.-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından ödenen 54,40 TL Başvurma Harcı, 43.981,50 TL Peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 122.4354,12.- TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre reddedilen miktar üzerinden hesap edilen 27.258,56.-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan 13 tebligat + posta ücreti 108,50 TL, bir bilirkişi inceleme ücreti 1.000,00.-TL olmak üzere toplam 1.108,50.- TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 1.026,71.-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13 ncü fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan (Taraf başına 330,00 TL x 2 saat= 660,00 TL ) X 2 = 1.320,00 TL arabulucuk ücretinden davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 1.222,60.- TL’sinin davalıdan, 97,40.-TL’sinin ise davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
8-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 250,00 TL yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, oybirliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.23/12/2021

Başkan ….
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪