Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/912 E. 2022/36 K. 17.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/912 Esas
KARAR NO : 2022/36

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/12/2020
KARAR TARİHİ : 17/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin “…. Mahallesi, …. Sokak … Bakırköy, İstanbul” adresinde faaliyet gösteren … isimli işyerinin sahibi olduğunu, davalı, müvekkiline ait işyerinde SGK kayıtlarından da anlaşılacağı üzere, 17.05.2019 tarihinde çalışmaya başladığını, ancak davalının iş ilişkisiyle bağdaşmayan tutum ve söylemleri nedeniyle müvekkili, davalının iş akdini 24.05.2019 tarihinde haklı nedenle feshettiğini, davalı, mesnetsiz iddialarla işbu akdin geçerli/haklı nedene dayanmadığı gerekçesiyle, müvekkili aleyhine, Bakırköy …. İş Mahkemesi nezdinde … E. Sayısıyla dava ikame etttirdiğini, ancak, davalının gerçek dışı iddialarla hukuki yola müracaat etmenin yanısıra, müvekkili ve müvekkiline ait iş yeri hakkında hasmane tavırlar sergilediğini ve gelinen aşama itibariyle bu tutumlarını sürdürdüğünü, müvekkili, 27.05.2019 tarihinde, “…” isimli bir kullanıcının “www….com” isimli web sitesi üzerinden … isimli iş yeri hakkında gerçek dışı ve mesnetsiz ithamlar içeren şikayet yazısına denk geldiğini ve yazının içeriği karşısında şaşkınlığa uğradığını, bunun üzerine ilgili web sitesine şikayetin kim tarafından ve ne şekilde gönderildiği bilgisini soran bir e-posta gönderdiğini, 30.05.2019 tarihinde www….com isimli siteye ait “…@… .com isimli mail adresinden müvekkiline, “…. numaralı şikayetçinin adının … olduğu, yazı içeriğinin ise “…@….com” isimli adresten gönderildiği bilgisini paylaştığını, davalının iş akdinin sonlanışıyla ilgili olarak, yasal yolların yanı sıra, gerçek dışı beyan ve iddialarla, müvekkili ve müvekkilimr ait iş yerini zarara uğratma yolunu denediğini, nitekim, … … isimli şahıs davalının arkadaşı olduğunu ve kendisine davalının çalıştığı dönemde yapılan işlemler davalının bilgisi ve gözetimi ile yapıldığını, bu nedenle, müvekkil ve müvekkiline ait işyeri aleyhine ithamlarda bulunmak gerçek dışı olması itibariyle eleştiri hakkı sınırları içerisinde değerlendirilemeyeceğini, davalı yan ve davalı tarafça örgütlendiği açık olduğu belirtilen … … isimli şahıs yine davalıya ait … e-posta hesabı üzerinden, başka şahıslarca yine www.sikayetvar.com isimli siteye girilen yazıların altına da müvekkili ve müvekkiline ait iş yerinin itibarını zedeleyici itham ve beyanlarda bulunmayı sürdürdüklerini, davalının yine … … isimli arkadaşının ismiyle , müvekkili aleyhine yaptığı yorum belirtilen linkte mevcut olduğunu, bu yorumun görüntüsü de yorumun silinmesi riskine binaen dilekçeleri ekinde sunduklarını, ayrıca davalı, şahsi instagram hesabından, müvekkili ve ablasını hedef alarak, “pişşt sinsi abla kardeşler size sesleniyorum bekleyinn.” “boş geçmeyelim bi taşda sen at ablaaaa kampanyası mı başlatsam”, “şeytan bile ceket ilikler o ikisinin önünde sizden öğrenecek çok şeyim war diye” şeklinde yazılar paylaşmış ve itibar zedeleyici ve hakaretvari söylemlerini instagram isimli platformdan da sürdürdüğünü, bunun yanı sıra davalı, hasmane tavırlarını açık bir şekilde hakarete de vardırdığını, davalı müvekkiline, arkadaşları ve aile bireyleri yanında “Beni sigortasız çalıştırdın, seni sgkya şikayet edeceğim, burayı kapattırmak için herşeyi yapacağım, seni bütün Bakırköy’e rezil edeceğim, salonuna birtane müşteri bulamayacaksın, parayı nereden bulduğun belli yıllarca escortluk yaparak açtın burayı gör bak herkes arkandan konuşacak orospu gibi sözler sarf ettiğini, bu hususa ilişkin şikayette bulunma hakkı saklı kalmak üzere, davalının, müvekkilnin itibarını zedelediğini ve müvekkiline karşı suç işlediğinin açık olduğunu, davalının … com sitesine yazdığını yazıların gerçek dışı olduğunu ve müvekkiline ve müvekkilimin iş yerinin itibarını zedeleyici sözler ve tutumlarını, mahkemeniz huzurunda dinlenecek tanıkların anlatımlarıyla da açıkça ortaya konulacağını, tüm bu nedenlerle, müvekkilin şahsi ve ticari itibarının sarsılmış olduğunu, davalının saldırgan tutumları karşısında işbu davayı ikame etme zorunluluğu doğmuş olduğunu, ikame olunan işbu davanın kabulüne ve müvekkili için 4.000,00 TL manevi tazminat ödemesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 1-) Davacı tarafın dava dilekçesinde müvekkilinin asılsız iftira ve şikâyetlerde bulunduğunu iddia ederek müvekkilimden 4.000,00 TL manevi tazminat talep ettiğini, müvekkilinin, davalının yanında estetisyen olarak 08.04.2019 tarihinden 24.05.2019 tarihine kadar çalıştığını, davalı işveren tarafından müvekkilinin SGK’ya girişi geç yapıldığını ve müvekkilinin bilgisi olmadan SGK dan çıkışı verildiğini, akabinde de hiçbir sebep bildirilmeksizin ve ihbar öneli kullandırılmaksızın iş akdinin feshedildiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından davacı aleyhine Bakırköy … İş Mahkemesinin … E. Sayılı dava dosyası ile dava açıldığını, ve davanın kabulüne karar verildiğini, davacı ile müvekkilinin arasında işçi işveren ilişkisi mevcut olduğunu, davadanında bu ilişki nedeni ile açıldığını, mahkememizin görevsiz olduğunu, görevli mahkemenin İş Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli ve yetkili Bakırköy Nöbetçi İş Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK 67 md ne dayalı tazminat talebine ilişkindir.
Her ne kadar iş bu dava ticari dava niteliği taşıdığından bahisle mahkememizde ikame olunmuş ise de ;
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belir- lendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mah- kemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.

Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Tarafların her ikisinin de tacir olmadığı ve uyuşmazlığın TTK da düzenlenen mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı davacının eski çalışanının kendisi ve iş yeri ile ilgili yorumları nedeniyle manevi tazminat talep ettiği söz konusu ihtilafın haksız rekabet niteliğinde olmadığı ve iş sözleşmesine de dayanmadığı anlaşıldığından ihtilafın çözümünde asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu kabul edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle, HMK 114/1-c ve 115/2 md gereğince DAVANIN USULDEN REDDİNE, Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna,
2- Taraflardan birinin, 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince,
-Bu karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden,
-Görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten,
-Kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren
2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderil- mesini talep etmeleri gerektiği, aksi taktirde mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
3-HMK’nun 20 md gereğince, kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin ihtarına,
5- Yargılama gideri, vekalet ücreti ve harçların nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine dair,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda karar verildi. 17/01/2022

Katip …
☪e-imzalıdır.☪

Hakim …
☪e-imzalıdır.☪