Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/910 E. 2022/1148 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/910
KARAR NO : 2022/1148

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/12/2020
KARAR TARİHİ : 23/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile Müvekkili aleyhine, davalı tarafından İstanbul …. İcra müdürlüğünün …. E. Sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını takibe konu dayanak 27/4/2019 tanzim, 27/5/2019 vade tarihli, 5.000,00 TL bedelli bono olduğunu, müvekkili şirketin yetkililerinin … ile … olduğunu, icra takibine konu senetler üzerindeki imzanın müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığını, söz konusu imzaların … imzasıyla benzerlik gösterdiğini, müvekkili şirketin alacaklı görünen şirkete borcunun olabilmesi için aralarında bir ilişkinin bulunması gerektiğini, müvekkili ile davalı şirket arasında hiçbir ilişki bulunmadığını, dava konusu bono nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, haciz baskısı altında ödenen 7.360,25 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile müvekkili ile davacı arasında ticari ilişki olduğunu, söz konusu ticari ilişki dolayısı ile davacının müvekkiline olan borcuna istinaden İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirketin davacı ile olan ticari ilişkisinin tarafların ticari defterlerinde de görüleceği üzere 2017 senesine dayandığını, taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacı ile müvekkili şirket arasında yapılan satış sonrası alınan mal karşılığında müvekkili şirket lehine bono düzenlendiğini, vadesinde ödenmeyen bonolara ilişkin İstanbul …. İcra müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davacının, teslim aldığı mallara karşılık çek ile ödeme yaptığını, borcunu inkar eden davacı şirketin kendisine ait olan çek ile yaptığı eski tarihli ödemelere karşılık, hiçbir ticari ilişkinin bulunmadığı iddiasının da gerçek olmadığını, davaya konu malların teslim edilme tarihinin sevk irsaliyelerinde de görüldüğü üzere 15.02.2019 tarihi olduğunu, bu malların …. Şti adına ve hesabına teslim alınmış olup, 15.10.2019 da kurulmuş olan bu şirketin müvekkili şirketin alacağıyla hiç bir bağlantısı olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
İstanbul … İcra müdürlüğünün …. Esas Sayılı dosyası, Antalya … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası, ….Ticaret Odası, …. Şubesi, …., …. Bankası müzekkere cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyada mevcut 22/11/2021 tarihli, Bilirkişi … tarafından sunulan raporda inceleme konusu senetteki imzalar ile …. ve …’ın karşılaştırma belgelerindeki imzaları arasında grafolojik ve grafometrik tanı unsurları açısından tespit edilen uyumsuzluk ve benzemezlikler nedeni ile, 20.06.2019 ödeme tarihli, 5.000 TL bedelli senetteki imzaların, karşılaştırma belgelerindeki imzalarına kıyasla,… ve …’ın eli ürünü olmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut 16/05/2022 tarihli Bilirkişi … tarafından sunulan raporda Davalı tarafından ibraz edilen ticari defterlerin usulüne uygun bir şekilde açılış kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, ticari defterlerinin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, ticari defterlerinin davalı lehine delil niteliğinin mahkemenin takdirlerinde olduğu, Taraflar arasında davalı tarafından davacıya muhtelif malların satışının yapılması şeklinde ticari ilişki kurulduğu, Davacı tarafından davalıya borçlarının ifası uğruna dava konusu edilen 15.02.2019 düzenleme tarihli 20.06.2019 vadeli 5.000,00 TL bedelli senedin verildiğinin gözüktüğü, dosyada mübrez bilirkişi raporunda dava konusu senetteki imzanın davacı şirket yetkililerinin eli ürünü olmadığı, kanaati bildirildiği, Davacı ile davalı arasında 27.10.2017 tarihinde başlayan 29.05.2019 tarihine kadar devam eden bir ticari ilişki olduğu, davalının davacıya düzenlediği fatura ve sevk irsaliyelerinde davacı adı ve adresinin yer aldığı, faturalar davacı adına düzenlenmekle birlikte gerçekte davalı ile mal alım/satımı yaptığı iddia edilen dava dışı … Alışveriş Merkezi’nin 15.10.2019 tarihinde kurulduğu, yani dava konusu senedin verilmesinden 8 ay sonra, keza davacı ile davalı arasındaki ticari ilişkinin sonlanmasından 5 ay sonra kurulduğu, teknik olarak davalının davacıya sattığı ürünlerin gerçek alıcısının dava dışı şirket olmasının mümkün olmadığı, bir diğer ifade ile dava konusu senedin davacı adına alınan malların bedeli için verildiğinin gözüktüğü, takdirinin Mahkemenin olduğu, Mahkemece davacının dava konusu senetten dolayı davalıya borçlu olmadığı ve ödediği bedelin istirdatını talep edebileceğine kanaat edilmesi halinde ise, davacının icra dosyasına 02.01.2020 tarihinde 7.360,25 TL ödeme yaptığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava,menfi tespit ve çek istirdadı davasıdır.
TTK’nun 659 ve 825. Maddeleri uyarınca, borçlu senedin geçersizliğine veya senedin metninden anlaşılan def’ileri ile alacaklı her kimse ona karşı şahsen sahip olduğu defileri ileri sürebilir. Öte yandan TTK’nun 801. Maddesine göre, muhatabın çekin ödenmesi sırasında ciroların sıhhattini kontrol yükümlülüğü bulunmaktadır. Kıymatli evraktan kaynaklanan bir borç, ancak senedin teslimi ve senet aslındaki cirolardan hak sahibi olduğu anlaşılan bir kişiye ödenir. Bu durumda, kıymetli evraka dayalı bir hakkı devir alan kişi, kendisinden önceki ciro silsilesinin düzgün olup olmadığını denetleyerek senedi iktisap etmekle yükümlüdür. Bu kapsamda imzaların istiklali ilkesine göre, çekte geçerli bir imzası bulunmayan kişi çek nedeniyle sorumlu olmaamasına rağmen diğer imza sahipleri ile keşidecinin sorumlulğunun süreceği kuşkusuzdur.
TTK’nın 790. Maddesinde ” cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır”. hükmü düzenlenmiştir.
Dosya tüm deliler ile birlikte değerlendirildiğinde; davacının ileri sürdüğü imzanın kendisine ait olmadığı hususu mutlak defi niteliğinde olup herkese karşı ileri sürülebilmektedir. Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi ile imzanın davacı şirket yetkililerine ait olmadığı tespit edilmiş olup davacı şirketin şirket yetkililerine ait olmayan imza ile çek nedeniye borçlandırılması mümkün olmamasına göre mahkememizce başka bir araştırma yapılmaksızın menfi tespit davanın kabulüne karar verilerek davacı yanın çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. Davacının istirdat talebi bakımından ise 6/05/2022 tarihli Bilirkişi … tarafından sunulan raporda Davalı tarafından ibraz edilen ticari defterlerin usulüne uygun bir şekilde açılış kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, ticari defterlerinin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, ticari defterlerinin davalı lehine delil niteliğinin mahkemenin takdirlerinde olduğu, Taraflar arasında davalı tarafından davacıya muhtelif malların satışının yapılması şeklinde ticari ilişki kurulduğu, Davacı tarafından davalıya borçlarının ifası uğruna dava konusu edilen 15.02.2019 düzenleme tarihli 20.06.2019 vadeli 5.000,00 TL bedelli senedin verildiğinin gözüktüğü, dosyada mübrez bilirkişi raporunda dava konusu senetteki imzanın davacı şirket yetkililerinin eli ürünü olmadığı, kanaati bildirildiği, Davacı ile davalı arasında 27.10.2017 tarihinde başlayan 29.05.2019 tarihine kadar devam eden bir ticari ilişki olduğu, davalının davacıya düzenlediği fatura ve sevk irsaliyelerinde davacı adı ve adresinin yer aldığı, faturalar davacı adına düzenlenmekle birlikte gerçekte davalı ile mal alım/satımı yaptığı iddia edilen dava dışı … Alışveriş Merkezi’nin 15.10.2019 tarihinde kurulduğu, yani dava konusu senedin verilmesinden 8 ay sonra, keza davacı ile davalı arasındaki ticari ilişkinin sonlanmasından 5 ay sonra kurulduğu, teknik olarak davalının davacıya sattığı ürünlerin gerçek alıcısının dava dışı şirket olmasının mümkün olmadığı, bir diğer ifade ile dava konusu senedin davacı adına alınan malların bedeli için verildiğinin gözüktüğü yönündeki tespiti de dikkate alınarak davacının dava konusu senetten dolayı ödediği bedelin istirdatını talep edebileceğinden istirdat talebinin de kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KABULÜNE,
1-Davacının davaya konu İstanbul …. İcra Müdürlüğünün …. E. sayılı takibe konu dayanak 15/2/2019 tanzim, 20/6/2019 vade tarihli 5.000 TL bedelli bono nedeniyle BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Davacı tarafından ödenen 7.360,00-TL nin davalıdan istirdadı ile davacıya ödenmesine,
3-Davacının kötü niyet tazminat talebinin reddine,
4-Alınması gerekli 502,77 TL harçtan peşin alınan 125,70 TL peşin harcın mahsubu ile 377,07 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 54,40- TL başvuru harcı, 125,70-TL peşin nispi harç, 7,80-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 187,90- TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 7.360,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 292,35 TL tebligat müzekkere gideri, 2.300 TL Bilirkişi ücreti toplamı 2.592,35 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,

9-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/11/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”