Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/900
KARAR NO : 2020/848
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/11/2020
KARAR TARİHİ : 13/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili bankanın …… şubesinin müşterisi olan davalılardan …… Otomat San.ve Tic.A.Ş ve ……. Ekstrüzyon San.ve Tİc.A.Ş müvekkilİ banka ile 15.05.2017 tarihli 6.000.000,00 TL Genel Kredi Sözleşmesi ve eklerini müşteri sıfatıyla imzalayarak krediler kullandıklarını, dava dışı ……. ve ……. bu kredilerden müşterek müteselsil kefil / avalist sıfatlarıyla sorumlu olduklarını, davalıların kullandığı kredi borçları ödenmediği için Bakırköy ……. Noterliğinden 20.12.2018 tarih ve ……. yevmiye no ile keşide edilen ihtarname ile 1.499.423,08 TL alacak için kredi hesapları kat edildiğini, davalılar tarafından 22.12.2018 tarihinde tebliğ edilen ihtarnameye herhangi bir itiraz da ileri sürülmediğini, davalıların ve dava dışı ……. ve …….’in Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesinin ……. Esas sayılı dosyasından 10/12/2018 tarihinde 3 aylık geçiçi konkordato mühlet kararı aldığını, bu nedenle davalılar hakkında icra takibi başlatılamadığını ve konkordato davasına müdahil olunduğunu, davalılarca kabul edilen 1.317.071,86 TL alacağın yanında 183.255,46 TL daha fark alacakları olduğunun saptanarak toplamda 1.500.327,32 TL alacağın davalılardan tahsilde tekerrür olmamak üzere müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacının arabuluculuk başvurusunun bulunmadığını, bu nedenle davanın usulden reddini talep ettiklerini, husumet itirazında bulunduklarını, müvekkili şirketlere ilişkin Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… Esas sayılı dosyası ile 10.12.2018 tarihinde konkordato geçici mühleti verildiğini, yargılama sonucunda 14.10.2020 tarihinde müvekkili şirketlerin konkordatosu kanundaki tüm şartları yerine getirdiği için tasdik olduğunu, davacı şirkete yalnızca müvekkili davalı …… Otomat A.Ş’nin anapara borcu bulunduğunu, kefalet borçları yönünden …….’e İİK 308b anlamında dava açılmasının mümkün olmadığını, davacının borçlu müvekkillerden anapara alacağının 1.317.071,86 TL olduğunu, geçici mühletten sonra bu bedel üzerinde istediği her miktarın konkordato projesinin dışında bir talep olacağını, tüm davanın usulden ve esastan reddine, davalı müvekkil ……. Ekstrüzyon San ve Tic A.Ş yönünden bilahare husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesince itirazın iptali ve iflas davasının HSK 1. Dairesinin 03/04/2018 tarih 538 nolu kararı gereğince tevzii bürosuna gönderilerek mahkememize tevzi edildiği görüldü.
Dava,İİK’nın 308/b maddesi uyarınca konkordato yargılaması sırasında çekişmeli hâle gelen alacağın tahsili istemine ilişkindir.
HMK’nın 114/1 nci maddesinde dava şartları tahdidi olarak sayıldıktan sonra anılan maddenin ikinci fıkrasında da “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü ile diğer kanunlarda dava şartlarına ilişkin düzenlemelerinde dikkate alınması gerekliliğine vurgu yapılmıştır.
Sözü geçen Kanun’un 115 nci maddesi hükmü de “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” şeklinde olup buna göre Mahkeme’nin dava şartı noksanlığı hâlinde yapacağı işlemler düzenlenmiştir.
7155 sayılı Kanun’un 20 nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklene 5/A maddesinde ise “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülecek olan bazı davalarda,dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı hâline getirilmiştir.
Yine 7155 sayılı Yasa ile değişik 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi hukmü ise “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.
Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde olup madde ile arabulucuya başvuruyu dava şartı olarak kabul edilen davalarda, arabulucuya başvurmadan dava açılması hâlinde yapılacak işlem düzenlenmiştir.
İİK’nın 308/b maddesinin birinci fıkrası “Alacakları itiraza uğramış alacaklılar,tasdik kararının ilanı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilirler” şeklinde olup buna göre madde çekişmeli alacaklar hakkında açılacak davayı düzenlemektedir.
Konkordatonun tasdikine karar veren mahkeme,borçlu tarafından kabul edilmeyen ve bu şekilde çekişmeli alacak olarak kabul edilen alacaklıların haklı olup olmadığı konusunda karar veremez.Mahkeme,alacağın varlığını ve miktarını yaklaşık ispat derecesi ile tespit ederek,esasa etkili olmayan bir karar tesis ederek alacaklının konkordato nisabına ne şekilde dahil olacağına karar verecektir.Alacaklı,çekişmeli alacağın esasına ilişkin maddi anlamda kesin hüküm gücünü haiz kararın verilmesi amacıyla tasdikten önce veya tasdik kararının ilanı tarihini takip eden bir aylık süre içerisinde alacağın niteliğine göre görevli ve yetkili mahkemede dava açabilecektir.
Yukarıda da belirtildiği gibi alacağın esasına ilişkin İİK’nın 308b maddesi uyarınca açılan dava genel hükümlere göre görevli ve yetkili mahkemede görülüp sonuçlandırılacaktır.
“… UYUŞMAZLIK, İİK. 308/b maddesi uyarınca açılan alacak davasının arabuluculuğa tabi olup olmadığı, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya,dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasındadır. İİK. 308/b Maddesinde;” (Ek madde: 28/2/2018-7101 S.K./37. md) Alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilanı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilirler. Tasdik kararını veren mahkeme, konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın, kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından, mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebilir. Süresi içinde dava açmamış olan alacaklılar, bu paydan ödeme yapılmasını talep edemezler; bu durumda yatırılan pay borçluya iade edilir,” hükmü düzenlenmiştir.”İlgili maddede davanın açılacağı mahkemenin görevi ve yetkisi konusunda açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu itibarla davanın genel yetkili mahkemede açılması gerekmektedir. İİK m.308/b gereğince açılacak olan dava, genel hükümlere tabi bir dava olduğundan yargılama usulünün davanın niteliğine göre belirlenmesi gerekmektedir. Davanın kabulü halinde alacaklı, konkordato şartları dairesinde alacağına kavuşacaktır. Bu durumun kararda belirtilmesi yerinde olacaktır. Şayet dava devam ederken konkordato feshedilmişse, artık alacaklı konkordatoya tabi olmadan alacağını borçludan talep edebilecektir. ” (Yeni Konkordato Hukuku Adalet Yayınları Ankara 2018, Tunç Yücel, Öztek – Konkordato Şerhi, shf 414) Somut olayda, dava tarihinde yürürlükte bulunan TTK 5/A maddesinde ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmasından önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.Dava tarihinde yürürlükte bulunan TTK 5/A maddesine göre TTK’nın 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Somut dava, davalı tarafından itiraz edilen ve çekişmeli hale dönüşen miktarın konkordato nisabına dahil edilmesi talepli İİK 308/b madde kapsamında açılan ve genel hükümlere göre görülmesi gereken ticari nitelikli alacak davası olduğundan, TTK 5/A maddesi kapsamında arabuluculuk dava şartına tabi davalardandır. Davacı, dava açmadan önce arabuluculuğu başvurduğuna dair beyanda bulunmadığı gibi dosya içerisinde de arabuluculağa başvurulduğuna (ve sona ermesine) ilişkin belge de bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece 6325 sayılı yasanın 18/A-2 maddesine göre davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum söz konusu değildir…” T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …… Hukuk Dairesi, ….. Esas , …… Karar .
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;davacı vekili, itiraza uğrayan alacağının maddi anlamda kesin hüküm gücünü haiz karar almak amacıyla huzurdaki davayı açmış ise de,davanın,genel hükümler çerçevesinde görülmesi gereken alacak davası olması,dava konusunun, bir miktar paranın ödenmesine ilişkin olduğu ve davacı vekilinin dava açmadan önce arabulucuya başvurduğuna ilişkin herhangi bir belge sunmadığı gibi böyle bir iddiasının da bulunmadığı anlaşıldığından davanın 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca arabulucuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
HMK 114/2 ve 115/2 md gereğince; davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
1-Peşin alınan 3.129,55-TL harçtan, 54,40-TL ilam harcının mahsubu ile, bakiye 3.075,15-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
2-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 7/2. Maddesi uyarınca 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafından sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
4- Davalı tarafından sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
5- Karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Dair tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/12/2020
Katip …
E-imza
Hakim …
E-imza
“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”